TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Akdeniz’in mistik kenti: Tarsus

Mersin’in Tarsus İlçesi, binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapıyor.

Haber Giriş Tarihi: 24.08.2014 17:58
Haber Güncellenme Tarihi: 24.08.2014 16:58
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Akdeniz’in mistik kenti: Tarsus

  Akdeniz’in mistik kenti: Tarsus

Halil İbrahim UĞUR

 

 

MERSİN (İLKHABER)- Mersin’in Tarsus İlçesi, sahip olduğu tarihi ve kültürel dokusunu aradan on binlerce yıl geçmesine rağmen, 21. yüzyılda tüm güzelliği ve görkemiyle insanların beğenisini sunuyor.

 

Tarsus’un ismi tarihte ilk kez Hitit metinlerinde ‘Tarşa’ olarak geçiyor. Asurlulara göre Que Krallığı’nın başkenti olan Tarsus, İslamiyet Öncesi (İ.Ö.) 8. ve 7. yüzyılda Asurlular tarafından Tarzu olarak isimlendirmiş. Tarsus’un İ.Ö. 6-5. yüzyılda Asur ve Syennesis Krallıkları zamanında ismi değiştirilmezken, Perslerin Tarsus’ta basılan sikkeleri üzerinde de Tarsus adına rastlamak mümkün. Tarsus ‘Miratüliber’ adlı Arap tarihine göre ise, Nuh Peygamberin torunu Tarasis tarafından kurulmuş, Tarsus’un ismi önce Grekçe Tarsos, daha sonra da Latince Tarsus olarak kullanılmaya başlandı.

 

AZİZ PAULUS KİLİSESİ, ZİYARETÇİ AKININA UĞRUYOR

Hıristiyanlık dinine göre ilçede bulunan St. Paul Kilisesi çok önemli. Papa 16. Benediktus’un 2008 yılını Aziz Paul Yılı olarak ilan etmesi ile tüm dünyada gözler Tarsus’a çevrilirken, Hıristiyanların bir bölümü St. Paul Kilisesi’ne gelerek hac ibadetini yerine getiriyor.

 

Tarsus, Şehitkerim Mahallesinde bulunan St. Paul Kilisesi, Ortodoks Arap – Rum Cemaati tarafından 1850 yılında yaptırılmış. 1993 yılına kadar farklı amaçlarda kullanılan tarihi yapı, 1994 yılında Kültür Bakanlığı’na tahsis edilmiş ve St. Paul Anıt Müzesi ismi ile verilmiş. St. Paul  anıt Müzesinde başlatılan restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları 2001 yılında tamamlanarak ziyarete açıldı. Üç nefli dikdörtgen plana sahip kilisenin orta nefi tavanından Hz. İsa, İncil yazarları Yohannes, Mattios, Marcos ve Lucas ile bir göz motifi ve bir kuş figürünün freskleri bulunuyor. Apsisin üst kısmında yer alan pencerenin iki yanında ise manzara ve melek tasvirleri yer alıyor. Kilisenin kuzey doğu köşesinde çan kulesi mevcut olup, ziyarete gelen yabancı gruplar dini ayinleri yaparak hac ibadetlerine yerine getirmiş sayıyorlar. Hıristiyanlar bu kiliseye büyük önem verirken, tarihi yer güvenlik personeli ve güvenlik kameraları ile de korunuyor.

 

ST. PAULUS KUYUSUNDAN HIRİSTİYANLAR İÇİN KUTSAL SU ÇIKIYOR

Tarsus İlçe Merkezinde, Kızılmurat Mahallesinde Cumhuriyet Alanının yaklaşık 300 m kadar kuzeyinde, eski Tarsus evlerinin yoğun olduğu bölgede, St. Paul'un evinin yeri olarak kabul edilen bir avluda bulunan kuyu, St. Paulus Kuyusu olarak bilinir. Bu evin bahçesinde yakın zamana kadar yapılan küçük bir kazı çalışmasında bazı duvarlar ortaya çıkarıldı. Çıkan duvarlar Bakanlık olarak korumaya alınırken, ziyaretçiler camla korunan alanı görebiliyor. St. Paulus'un doğduğu ev olarak tahmin edilen evin taş duvarları St.Paul Kuyusunun hemen yanında bulunuyor. St. Paulus'un Hıristiyanlık için önemine bağlı olarak, bu kalıntıları ve su kuyusu çok eskiden bu yana kutsal sayılırken, Hıristiyanlar bu su ile ellerini ve yüzlerini yıkayarak dua ediyor.

 

TÜRKİYE’DE BULUNAN TEK PEYGAMBER TÜRBESİ TARSUS’TA

Danyal Peygamberin türbesi Tarsus’ta bulunuyor. Türkiye’de sadece Hz. Danyal’ın na’şının bulunuyor. Bu nedenle Türkiye’de tek peygamber türbesi Tarsus’ta yer alıyor. Bu türbe ise Makam-ı Şerif Camii içinde yer alıyor. Makam-ı Şerif Camii merkezinde 1857 yılında inşa edilmiş. Yeni bir bölüm de eklenmiştir. Yeni yapıdan eski kısma üç kapı açılıyor ve üç basamakla ana makama iniliyor. Danyal Peygamber 2. Babil Kralı Nebukadnesar (İ.Ö. 605-562) zamanında yaşamış, Yahudileri Babil esaretinden ilmi ve kehanetleriyle kurtarmış bir peygamberdir. Rivayete göre Babil Kralı rüyasında İsrailoğulları’ndan gelecek bir erkek çocuğun kendi tahtını sarsacağını bildirmesi üzerine İsrailoğulları’ndan doğan erkek çocukların öldürülmesini emretmiş. Bu nedenle Danyal Peygamber dünyaya geldiğinde dağ başındaki bir mağaraya bırakılmış ve burada bir erkek ve bir dişi aslan himayesinde büyümüş ve delikanlı olunca kavmi arasına dönmüş.

 

Bir kıtlık senesinde Tarsus'a davet edilen Danyal Peygamber'in Tarsus'a gelmesiyle birlikte bolluk olmuş. Bu nedenle Danyal Peygamber Babil'e geri gönderilmemiş, ölünce de Tarsus'ta şimdiki Makam Camiinin bulunduğu yere gömülmüş.

 

Hc. 17. yılında Hz. Ömer devrinde Tarsus fethedilince, Danyal Peygamberin mezarı açtırılmış burada büyük bir lahit içerisinde altın iplikle dokunmuş kumaşa sarılı oldukça uzun boylu bir ceset bulunmuş. Daha sonra ise cenaze Yahudiler tarafından çalınmasın diye Hz. Ömer'in emri üzerine önceki yerine gayet derince defnettirilip üzerinden de Berdan Nehrinden gelen ufak bir çayın suyunu kabrin üzerinden geçecek şekilde akıtıp hiç kimsenin kabre el sürmeyeceği şeklinde emniyete alınmış.

 

TARİHE ADINI YAZDIRAN NUSRET MAYIN GEMİSİ, TARSUS’TA

Çanakkale Destanı’nın yazılmasında tarihe geçen Nusret Mayın Gemisi de yine Tarsus’ta sergileniyor. Nusret Mayın Gemisi 3 Eylül 1914'te Çanakkale'ye gelen ve Almanya’da özel şekilde mayın dökme gemisi olarak inşa edilen bu gemi, az su çektiği için mayınların üzerinde güvenle dolaşabiliyordu. Ancak Osmanlı mali sorunlar yaşadığı için, boğaza koyacak mayın bulamıyordu. Bu sırada düşman güçleri Çanakkale Boğazı’nı kesecek şekilde mayın hatları oluşturmuş, düşman gemilerinin sürekli hareketlerinin incelenmesi ile akıllara hayret verecek bir gerçek keşfedildi. 6 Mart gecesi Cevat Bey, mayın grup komutanı Hafız Nazmi Bey'e “Nusrat'le son 26 mayınını şu gördüğün karanlık limanda kıyıya paralel olarak dökeceksin. Düşman hareketinizi seçer, size saldırıya kalkışırsa kıyı toplarımız önceden aldıkları talimata uygun olarak hareket edecek ve sizi himaye ateşiyle koruyacaklar. Kendinizi göstermemeye çaba harcayın.” emrini verir.

 

7 Mart'ı 8'e bağlayan gece yarısı Nusret demir alarak Çanakkale'den uzaklaştı. Bütün ışıklarını söndürüp kıvılcım atmasın diye ocaklarını bastırmış, maskeli ışıklar altında rota izleyerek hedefine ulaştı. Teker teker elinde kalan son 26 eski tip mayını suya bıraktı. Bu olaydan on gün sonra müttefik donanması saldırıya geçti ancak düşman gemilerinden ikmal için geri dönenler bir bir patlamaya başladı. Böylece düşmanın yüzen kaleleri birer birer batmaya başlamıştı. Müttefik donanması 18 Mart günündeki başarısızlıklarından çok şey öğrendiler. İngilizler bu yenilginin tüm faturasını son keşfini yapıp mayın yoktur raporunu veren pilota çıkardılar ve onu idam ettiler. Nusret, yaptığı iş ve Türk topçusunun başarısı ile düşman donanmasının Marmara'ya bayraklarını dalgalandırarak girmesine izin vermedi.

 

Çanakkale’nin düşman işgalinden kurtarılmasında büyük rolü olan Nusret Mayın Gemisi yıllar sonra Mersin sahilinde batmaya terk edilmiş halde bulunurken, 2002 yılında dönemin Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından ilçeye getirildi. 3 bölünün ve 3 TIR ile Tarsus’a getirilen Nusret Mayın Gemisi, yeniden tarihteki orijinal haline dönüştürüldü. Çanakkale Parkı’na konulan Nusret Mayın Gemisi, temsili Çanakkale Şehitliği, Seyit Onbaşı’nın heykeli ile birlikte sergileniyor.

 

“TARSUS, ÇOK ESKİ MEDİNEYETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ”

Tarsus’un çok esik tarihlerden bu yana bir çok medeniyete ev sahipliği yaptığını söyleyen Tarsus Belediye Meclis Üyesi Ali Çelik, yerel yönetim ve ilçe halkı olarak tarihi ve kültürel değerlerine büyük önem verdiklerini söyledi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın Tarsus’ta 20 yıl boyunca Belediye Başkanlığı görevini yürüttüğünü hatırlatan Ali Çelik, “Burhanettin Kocamaz, Tarsus Belediye Başkanlığı görevi sırasında tarihi ve kültürel alanlara çok büyük önem verdi. Şuanda başta ilçe merkezinde bulunan Kleopatra Kapısı olmak üzere çok sayıda tarihi yapılarımız bulunuyor ve bunların hepsi şuanda aslına uygun şekilde restore edilmiş mekanlardır. Tarsus’a gelen yerli ve yabancı turist sayısı her geçen gün biraz daha artıyor ancak, Tarsus daha fazlasını hak ediyor. Çünkü içinde bulundurmuş olduğu ve ev sahipliği yapmış olduğu bu tarihi yerler başka yerde yok. Ayrıca dünyanın hiç şehir ve ilçesinde bu kadar çok tarihi yer ve yapı yok. Tarsus’un tanıtımı için yerel yönetimler bir yere kadar ilerleyebiliyor ama Tarsus’un devlet ve hükümet tarafından özellikle yabancı ülkelerde tanıtılması gerekiyor.” dedi.

 

TARSUS’TAKİ TARİHİ YERLERİ 5-6 SAATTE GEZMEK MÜMKÜN

Bu arada Hıristiyanlar tarafından daha çok ziyaret edilen Tarsus, Kleopatra Kapısı, St. Paul Kilisesi, St. Paulun Kuyusu, içinde Hz. Davut’un Türbesi bulunan Makam-ı Şerif Camii, Nusret Mayın Gemisi, Altından Geçme (Roma Hamamı), Justinianus Köprüsü (Baç Köprüsü), Bilal Habeşi Mescidi, Eshabı Kehf (Yedi Uyurlar) Mağarası, Roma Yolu gibi tarihi yapıların yanı sıra Tarsus Şelalesi’ni içinde bulunduruyor. Yaklaşık 322 bin insanın yaşadığı ilçede tüm bu alanları gezip görmek için yaklaşık 5-6 saatlik bir zaman dilimi yetiyor. Çünkü bir çok tarihi yapı ve yer birbirine komşu olarak duruyor.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.