TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ADANA’NIN SİYASET OKULU: SEYHAN

AK Parti Seyhan İlçe Başkanı Yeşiltaş, Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Seyhan’ın siyasetteki önemini anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 14.09.2014 19:40
Haber Güncellenme Tarihi: 14.09.2014 18:40
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
ADANA’NIN SİYASET OKULU: SEYHAN

Halil İbrahim UĞUR

 

ADANA (İLKHABER)- AK Parti Seyhan İlçe Başkanı Abdurrahman Yeşiltaş, Adana’nın merkez Seyhan İlçesi’nin ülke siyasetinde bile önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Adana’nın siyaset okulu, Seyhan” dedi. Gazetemiz Muhabiri Halil İbrahim Uğur’un sorularını yanıtlayan Başkan Yeşiltaş, Adana’da siyasetin Seyhan’da üretildiğini söyledi.

 

Adana’nın Seyhan İlçesi’nin başta Adana olmak üzere ülke siyasetindeki yerini ve önemini anlatan Abdurrahman Yeşiltaş, AK Parti Seyhan İlçe Hizmet binasında sabahlara kadar lambaların yandığını ve çalışmaların aralıksız devam ettiğini ifade etti.

 

Soru: Güler yüzlü bir siyasetçisiniz ve siz kendinizi nasıl görüyorsunuz.

Türkiye’de alışık olmadığımız bir siyasetçi profili bu… Güler yüzlü bir siyasetçi olarak Abdurrahman Yeşiltaş’ın siyasetteki hedefi nedir?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Öncelikli olarak teşekkür ederim. Bu özellikle yaptığımız bir durum değil. Normal kişiliğimizden kaynaklanan bir durum. Aynı zamanda ben bir eğitimciyim ve eğitimci olmam, yıllardır eğitim camiasının içinde öğrencilerimiz ile kurmuş olduğumuz iletişimler neticesinde aynı şeyleri, yani takdir etmiş olduğunuz görüşleriniz doğrultusunda olumlu tepkiler aldım. Bu yönümü görmüş olduğunuz için size teşekkür ederim.

 

Siyasetteki hedefim ise; Ben siyaseti şunun için siyasete evet dedim; yıllarca hep biz içinde ama dışında durduk, hep bekledik. Birileri bir şey yapsın diye. Ve işin en kolay yönü olan eleştirme noktasında, eksiklikleri görme noktasında olduk. Böyle bir görevlendirme söz konusu olduğunda, düşündüğüm şey şuydu; hep eksileri görme noktasında konuştunuz, hep şöyle yapılırsa daha iyi olur dediniz, o zaman gidin yapın. O zaman doğru olanı siz yapın diye kendi kendime söyledim. Bundan dolayı da siyasete girerken, benim kendi şahsım adına; yaparken, konuşurken, düzenlerken yapmış olduğum ne kadar çalışma varsa bunları hep şöyle yaptım; git o zaman yap. Onun içinde buraya geldim. Bundan sonra da Allah nasip ederse yapmak için buradayız.

 

Soru: AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu, Davutoğlu Başbakan oldu. Ama bu süreç öncesinde, erken konuşanlar oldu. Bazıları Gül’ün Başbakan olmasını istedi, bazıları da farklı isimler sunuldu. Medya bu geniş yer buldu. Peki şuan tabanda Davutoğlu’na karşı bir antipati var mı?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Ben çok açık bir şey söyleyeyim. Davutoğlu bana göre şuanda partinin geldiği günde, partinin o konuşulanlar tarafından da onaylanmıştı aslında. Bide farklı söylemlerin parti içinde olması kötü bir şey değil, görüş itibariyle. Ama önemli olan alınan karardan sonra, onların onun arkasında durma noktasıydı ve duruşları güçlüydü. Konuşanlar bir kenara çekilip, Genel Başkanımız ve Başbakanımız seçildikten sonra hepsi arkasında durdu. Önemli olan da buydu zaten, teşkilatın görevi de aslında budur. Parti de bu demektir zaten.

 

Soru: Abdullah Gül, bundan sonra izleyeceği yol haritası hakkında bilgi vermedi. Türkiye’nin en büyük ilçesinde teşkilat başkanısınız. Şimdi tabanın Abdullah Gül ile ilgili ne gibi bir düşüncesi var. Örneğin, parti tabanı Gül’e aktif görev verilmesini istiyor mu?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Gündemde Abdullah Gül yok. Yani mesele Abdullah Gül değil. Mesele AK Parti’nin misyonu gereği, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız Yürütme noktasındaki tek gündem maddemiz. Herkes partinin bu noktadan sonra yapacaklarına kilitlenmiş. Yani artık biliyorsunuz seçimler aşamasında konuşulur bunlar... Seçimlerden sonra hiçbir şey konuşulmaz yapılması gerekenler yapılır. Parti şuanda yapılması gerekenler noktasında hazırlanıyor, yani genel seçimlere hazırlanıyor.

 

Soru: Genel seçimlerden önce il ve ilçelerde kongreler yapılacak. Yapılacak kongreler ne zaman başlayacak ne zaman tamamlanacak.

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Ulusal bazda bakınca 15 eylülden itibaren ulusal çapta kongre sürecimiz başlayacak ve 22 Şubat’ta sona erecek. Bu süreç beldelerle başlayacak, sonra ilçeler, merkez ilçeler ve büyük ilçeler ve en sonunda da il kongreleri yapılacak. İl kongrelerinin ardından süreç tamamlanmış olacak.

 

Soru: Sizinle ilgili durum nedir? Siz aday olacak mısınız? Ya da başla bir değişle sizi görev verilmesini bekliyor musunuz?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Bir kere henüz bunun için çok erken açık söyleyeyim. Niye erken? Biz şuanda kongre yok, ilçe kongresi yok, hiçbir şey yok gözüyle bakıyoruz. Çünkü yaptıklarımız, yapacaklarımız ve yapmamız gerekenler var. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in hadis-i şerifinde de var bu. Ne diyor: “Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için… Hiç gitmeyecekmiş gibi parti için, yarın gidecekmiş gibi hazırlıklı ol. Ama mantık şudur; partimiz şuanda bize verdiği görev nedeniyle, seçimden sonra ne kadar mahallede toplantı yapmışsak, ev ziyareti yapmışsak, esnaf ziyareti yapmışsak bunlara tekrar yeniden teşekkür ziyaretleri yapıyoruz. Biz şuanda bunları düşünüyoruz. Hasta ziyaretleri yapıyoruz bunları düşünüyoruz. Parti büyüklerimizi ziyaret ediyoruz bunları düşünüyoruz çünkü; bunlarla harcayacak zamanımız gerçekten yok. Zaman çok kıymetli ve zaman yönetimini gerçekleştirmek istiyoruz.

 

Soru: Türkiye’nin en büyük ilçesi Adana’nın merkez Seyhan ilçesi. Sayın Milletvekillerimiz her zaman Seyhan teşkilatına teşekkür ederler. İşte “Biz Seyhan’ın sayesinde bu göreve seçildik. Seyhan teşkilatının ayrı bir coşkusu ve heyecanı var.” derler. Son olarak Adana Milletvekilimiz ve aynı zamanda da Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de Seyhan teşkilatının, kendisinde ayrı bir yeri olduğunu ve Seyhan teşkilatının çok özel olduğunu söylemişti. Peki Seyhan teşkilatını diğer ilçelerden farklı kılan özelliği nedir?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Seyhan Adana’nın siyaset okulu, yani aslında siyaseti üretme merkezi… Baktığınızda geçmişe hangi partiye bakarsanız bakın bugün siyasetin her noktası yetmedi bürokrasinin her noktasında da Seyhan etkindir.

Az önce siz de telaffuz ettiniz; Türkiye’de 56 ilden daha büyük bir ilçe, ülkenin en büyük ilçesi ve Türkiye’nin küçük bir yapısı… Türkiye’de ne ararsanız Seyhan’da o var. O zaman bunda aslında bir potansiyel var. Fizikte vardır potansiyelin kinetik enerjiye çevrilmesi… Bu potansiyelin de mutlak surette kinetiğe  çevrilmesi, yani olumlu bir şekilde kullanılması dediğimiz olay. Ve Seyhan biz, şuanda kadın kollarımızla gençlik kollarımızla birçok noktada işte genel kongremizde de bunu yaşadık yine Seyhan damgasını vurdu çalışmalarla. Çünkü Adana’da hangi çalışma olursa olsun, biz Seyhan’da olsun diye değil; şunu da biz yapalım derdindeyiz. Yani mesele Seyhan değil. Mesele Ak Parti’nin Adana’da ki konumu. Böyle olunca siz zaten kendiliğinizden ön plana çıkmış oluyorsunuz.

Seyhan’ın ortamı, Seyhan’ın duruşu, Seyhan’ın birlikteliği, Seyhan’ın beraber mücadele şekli dışarıya sizin de az önce bahsettiğiniz gibi önce kendi parti kademelerimizde olumlu yankı ve olumlu tepkiye neden oluyor.

Bakanımızın, vekillerimizin, il başkanımızın bizi onure etmesi  bizim için ayrı bir değer taşıyor tabi ki... O zaman biz daha çok güdüleniyoruz ve daha çok çalışmak istiyoruz. Yani sabahlara kadar çalıştığımız çok olmuştur. Birçok arkadaşımız da “Biz gidiyoruz, geziyoruz; sabahlara kadar ışığı açık olan tek parti ve ilçe sizsiniz.” dediklerinde bu bizi daha çok kamçılamıştır. Ya bak ne güzel söylüyorlar değil, bu bize bir zorunluluk bir yükleme getirmiştir. Bu defa ikiye kadar çalışıyorsak üçe kadar; üçe kadar çalışıyorsak dörde kadar çalışmaya başlamışızdır.

 

Soru: 10 Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti Adana’da büyük bir başarı sağladı. Ama onun öncesinde yapılan yerel seçimlerde başarısız kalmıştı. Peki bu sonuçlara baktığınız zaman sizler ne görüyorsunuz, çıkarmanız gereken dersler, dikkat etmeniz gereken hususlar var mı? Varsa bunlar nelerdir?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Aslında biraz daha öteye gitmek istiyorum yani sizin söyleminizden biraz daha öteye gitmek istiyorum. Biz genel seçimleri de baz alarak bir bütünlük çerçevesinde ele aldık. Yani bizim genel yönetimlere göre yerel seçimlerdeki başarısızlığımız nedendi? diye baktık. Sonra bunlarda nerelerde eksiğimiz vardı.

 

Mesela en ciddi sıkıntılarımızdan biri bizim sandıklardaki boşluğumuzdu. Sandıklardaki eksikliğimizdi. Sandık görevlisinin gelmemesiydi. Tabii siz de takdir edersiniz on yedi aralık süreci bizi ciddi anlamda zora sokmuştu. Ne idi? Olmayan bir şey atfedilmişti bize. Düne kadar beraber yürüdüğümüz ama sandıklara gelmeyen kişiler vardı. Bir sürü neden vardı. Ama “Biz bunlardan nasıl kendimiz için ders çıkardık, ödevimizi ne şekilde tamamladık?” diyelim... Önce sandıklarımıza sahip çıkarak yaptık. Çünkü teşkilatın en önemli görevi sandığa sahip çıkmaktır. Ve çok şükür biz bu seçimde sandıklarımızın evraklarını ful aldık. Bu buzum için onur vericiydi. Seyhan gibi bir yerde daha önce bin 692 iki sandığı olan şimdi ile bin 380 ile bin 400 arasında seçim sandığı olan bir seçim geçirdik. Ve sonuç itibari ile de biz çok mutlu bir şekilde kapattık. Tabi bize soracak olursanız ne olabilirdi? Biz daha iyisini bekliyorduk. Biz yüzde 40’ların üstünü istiyorduk. Hayal değil olabilir, ben bunu gördüm. Arkadaşlarımızla beraber biz o kısa sürede gitmediğimiz mahalle, gitmediğimiz sokak, tutmadığımız el, çalmadığımız kapı kalmasın ve hatta görmediğimiz göz kalmasın dedik. Ve bu şekilde yola çıktık biz. Çok şükür neredeyse Seyhan’da o kısa sürede, 1-1,5 aylık sürede her yere gittik. Rabbim bize bu gücü verdi biz yaptık.

Ve burada şunu gördük; insanlara giderseniz insanlar size geliyor. Siz insanlara 1 adım giderseniz insanlar size en az 2 adım geliyor. Ben bunu yaşadım. Çünkü insanlar samimidir. Sizi tanımak istiyorlar ve birinci ağızdan sizin ne yapmak istediğinizi bilmek istiyorlar. Ve siz de gittiğimizde seçimde bunun neticesini aldık zaten. Adana’ya Seyhan’ın etkisi çok ciddidir. Yani  Seyhan’ın aldığı yüzde 1’lik bir dilim, Adana’nın geneline yüzde 1.5 ve yüzde 2 oranında etki yapıyor yükselmesinde. Çok şükür biz yüzde 27-28’lerden; yüzde 35’lere çıkardık. Bu da zaten hem oy oranı itibari ile hem de sandıklara sahip çıkma noktasında, hem teşkilatın seçim günü bölgeler itibari ile her başkan arkadaşımızın kendi performansının en üst seviyesinde performans sergileyerek çalışmayı yapması ve saat 21:00 olduğunda tüm evraklarımızın elimizde olması  ve genel merkezimizin, “Seyhan yüzde 100 girdi.” demesi bizim için onur vericiydi. Bu çok önemli.

 

Soru: Türkiye Cumhuriyeti’nde AK Parti’nin iktidar olduğu bir hükümet var ama Adana’ya baktığımızda MHP’nin iktidar olduğu bir şehir var. Peki bu durum yerelde sizin çalışmalarını etkiliyor mu?  Yani gittiğiniz yerlerde kendinizi ifade ederken sorun yada zorluklara yaşıyor musunuz?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Ben şunu söyleyebilirim, zorlandığımız nokta şu: Türkiye genelinde kazandığımız ama adana da kaybettiğimiz durum bizi üzüyor. Büyükşehir Belediyesi bizde değildi. Daha önceden Seyhan ve Sarıçam belediyeleri bizdeydi. Geçmiş dönemde adam kayırmadan işçi alımı yapılmış, ama AK Parti döneminde alındığı için, o kişilerin çıkışları veriyor. Bu durum da bizi zora sokuyor. Oysa ki tabanda yer alan yani asgari ücretle çalışan insanın işine son vermek çok da makul bir şey değil. O bizi zora sokuyor. Ama bir diğer noktada biz güçlüyüz sebebi niye? Çünkü şuanda Büyükşehir’de, Seyhan’da ve diğer ilçelerde tabanda oluşan algı, oy verenlerin o noktada yavaş yavaş “Biz hata yaptık.” demeleridir. Bu zaten Adana’nın  köyleşmesidir. Bunu yavaş yavaş göreceğiz. Zaman ilerledikçe Adana bunu hissedecek. Uzun zamandan beri hissediyor 25 yıldır, beş yıl dana hissedeceğiz ama Adana bunu hak etmiyor. Çünkü Adana çok güzel bir şehir.

 

Soru: Başka şehirlere gittiğimiz zaman gerçekten çok güzel görsellik ve manzaralarla karşılaşıyoruz. Tarsus bile, Adana’dan daha gelişmiş bir görünüme sahip diyebiliriz. Ama Adana’ya büyük bir köy gözüyle bakılıyor, siz de böylemi düşünüyorsunuz, sizce de Adana büyük bir köy mü?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Ben önce Adana’ya nasıl baktığımı izah edeyim. Adana’yı anlatırken soruyla anlatırım. Derim ki; dünya da kaç tane şehir var içinde nehir geçen sayılıdır. Sonra sorarım dünya da kaç tane şehir var kırk dakikada istediğinizde denize gidebileceğiniz. Tekrar soru sorarım kaç tane şehir var kırk dakikada dağlarda kar görebileceğiniz… Sonra tekrar sorarım dünyada kaç tane şehir var on dakikada nefes alabileceğiniz doğal bir gölü olan… Sonra yeniden sorarım dünyada kaç tane şehir var ki insanların kışın soğuktan dışarıda zayiat vermediği… Sonra yine sorarım, dünyada kaç tane şehir var insanların en garibanın dahi rahatça yaşayabildiği…. İşte bunların tamamı Adana’da mevcut. Ben soranlara Adana’yı böyle tarif ediyorum.

 

Adana böyle bir şehirken, ama biz Adana’nın ne nehrinden, ne dağlarından, ne denizinden, ne gölünden, ne de sıcak gönüllü insanlarından yararlanamıyoruz. En büyük problemimiz bu. Ve bu yararlanma olduğu için Adana, siz söylendiği gibi köy mü? Köy, evet büyük bir köy.

 

Soru:. Adana AK Belediyeciliği ile tanışırsa mı sizin bu sıralamış olduğunuz özellikleri taşır?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Şuan Cumhurbaşkanımız olan eski Genel Başkanımız ve Başbakan’ımız Recep Tayyip Erdoğan kendi döneminde yapılması mümkün olmayan hiç bir projeye onay vermedi. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman “Biz ne aldatan, ne de aldatılan olacağız.” dedi. O yüzden bizim Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayımızın o zamanlar basına vermiş olduğu ve tanıtmış olduğu, seçim döneminde de insanlara anlatmaya çalıştığı projeler inanın uygulanacaktı. Ve Adana’ya çok da faydası yararı olacaktı. Çünkü dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayından geçmeyen hiçbir proje anlatılamaz.

 

Soru: Güler yüzlü bir siyasetçi olara, genç siyasetçilere neler tavsiye edersiniz?

 

Abdurrahman Yeşiltaş: Zoraki hiçbir şey yapmasınlar, sadece inandıkları şeyleri yapsınlar. Eğer inanarak yapıyorlarsa, yani içlerinde varsa bu olur. Ve mutlaka insanlara hani yine söylüyorum, ben de bunu şiar edindiğim için söylüyorum, biz yaradılanı yaradan dolayı seviyorsak, onlara güler yüzlü davranabiliriz. Yoksa zoraki 5 dakika davranırsınız, sonra biter gider. Samimi olsunlar, ama en önemlisi proje ve program mutlak suretle önemli bir şeydir. Belgesiz ve bilgisiz hiçbir şey yapmasınlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.