TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

"8 Bin okul müdürü görevden ayrılmak zorunda bırakıldı"

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, gündemle ilgili zehir zemberek konuştu

Haber Giriş Tarihi: 18.09.2014 17:07
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2014 16:07
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
"8 Bin okul müdürü görevden  ayrılmak zorunda bırakıldı"


Bayram BULUT

 

ADANA (İLKHABER) Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, okul müdürlerinin atamaları ile ilgili zehir zemberek konuştu.

 

Adana Kamu-Sen Temsilciliğinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı'nda yönetici atamalarında 16 bin okul müdürünün değerlendirildiğini, 8 bin müdürün görevden ayrılmak zorunda kaldığını ve bunu sindirmelerinin mümkün olmadığını savundu. Koncuk, bu değerlendirmelerin adaletten şaşmayan, ahlaki değerlendirme yapanlar dışında tetikçi şube müdürleri tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürdü.

Değerlendirmelerin 8 binle sınırlı kalmayacağını, 4 yılını dolduran müdür, müdür başyardımcısı ve yardımcıları ile 76 bin insanı ilgilendireceğini belirten Koncuk, atamaları yapanlara seslenerek, “ Onlar, bu zalimliklerini unutacağımızı zannetmesinler. İnsanların hakkını almak, alın terini, emeğini çalmak, cebindeki parayı çalmaktan çok daha adice bir tavırdır. Onun için bu alçaklığı yapan tetikçileri asla ama asla affetmeyeceğiz. Bunlar, geceleri yataklarında rahat uyuyamayacaklar. Bunlar, insan içine çıkamayacaklar. Bunlar, sizlerin yüzlerinize bakamayacaklar. Çünkü insanlar, bunların yüzüne tükürecek. Sadece tükürmekle bırakmayacağız.” dedi.

HUKUK ZEMİNİ İÇİNDE GEREKEN YAPILACAK

 Hukuk içerisinde ne gerekiyorsa meşru zeminde hepsini yapacaklarını anlatan Koncuk, “Eğer o ülkede hukuk bitmişse bu cümleyi hiç sevmiyorum ama herkes o zaman kendi hukukunu uygular. Demokrasilerde, kendi hukukunu uygulamak diye bir şey yoktur. Devlet, insan hakları, adalet, hak adına hukuku uygular. Biz, meşruiyetten, hakkın, hukukun savunulmasından, demokrasiden yanayız. Biz hala bu ülkede yargının hukuk dairesinde kararlar verebileceğine, bürokrasinin insan hakları doğrultusunda hakkı gasbedilmiş insanların hakkını savunma adına idari soruşturma yapabilme kudret ve kabiliyetinde olduğuna inanmak istiyoruz."diye konuştu.

BİLGİ BİRİKİMİ DONANIM HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL

Türkiye'de kamusal alanda bir yerlere gelebilmek için yandaş olma şartının oluşturulduğunu savunan Koncuk, "Bütün kamusal alanda artık yandaş olmak ilk şart haline getirildi. Bilgi birikiminiz, donanımınız hiç önemli değil. Eğer insanların içinde korku ve endişe varsa o ülkenin iyi bir şekilde yönetildiğini söylemek için aklımızı peynir ekmekle yemiş olmamız lazım. Şu anda Türkiye'nin her kesiminin içinde bir korku var. " şeklide konuştu.

TAŞERONLUK SİSTEMİ KÖKLÜ HALE GELDİ

Torba Yasa Kanunu’nun, insanların sömürülmesine zemin yaratan taşeronluk sistemini daha köklü hale getirdiğini öne süren Koncuk, "Bin bir zorluklarla okuttuğumuz çocuklarımız, taşeron patronların sömürüsüne teslim ediliyor. Hiçbir gelecekleri yok. 2002'de bu ülkede devlet kademelerinde sadece 15 bin taşeron çalışan vardı, bu sayı 661 bin olmuş. Belediyeleri dahil ettiğimizde bu sayı 1 milyon 150 bine çıkıyor. Özel sektörü dahil ettiğimizde Türkiye, 2 milyonu aşan bir taşeron çalışanla karşı karşıya. Bu milletin evlatları topyekun sömürülüyor. Taşeron patronlar zengin oluyor. Bizim çocuğumuz 3 kuruş maaşa, belirsiz geleceğe doğru yürüyor. Bunları kabul etmek mümkün değil, bunlarla mücadele etmemiz, tepki koymamız lazım." ifadelerini kullandı.

GREV AMACI DIŞINA TAŞMASIN

Koncuk, 24 Eylül'de iş bırakarak grev yapacaklarını, bu durumun bir uyarı grevi olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Koncuk yapılacak grevde Eğitim Sen ile birlikte karar aldıklarını belirterek Eğitim Sen yetkililerine de çağrıda bulundu. Koncuk, grevlerinin amacı dışına sapmamasını isteyerek sözlerini şöyle sürdürdü, “Bazıları Eğitim Sen ile birlikte grev yapmamızla ilgili bir takım laflar söylüyor. Eğitim sen’in zihniyetini herkes biliyor. Kamu Sen’in zihniyetini de herkes biliyor. Biz grev de onlarla birlikte iş bırakacağız ama aynı alanlarda olmayacağız. Biz ana dilde eğitime karşıyız. Bu grevde onların anadilde eğitim ve benzeri ifadeleri kullanmamalarını istiyoruz. Zaten grev kararımız ortak ama farklı alanlarda grev yapacağız. “

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.