“Herkes şapkasını önüne koymak zorunda”

  “Herkes şapkasını

önüne koymak zorunda”

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER) Türk İş Konfederasyonu tarafından "İş sağlığı ve güvenliği eğitim"  konulu seminer düzenledi.

Adana Sürmeli Otel’de düzenlenen seminerin açılış konuşmasına Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay yaptı. Atalay çalışma hayatının sorunlarına değindi. Gündemde olan Soma ve Asansör faciaları gibi konuların terör olayları nedeni ile 2. ve 3. plana atıldığını kaydeden Atalay, “Terör gündeme geldiği zaman çalışma hayatının, ülkenin sorunları ikinci, üçüncü plana dün de itildi bugün de itilmeye devam ediyor" "200 kaplumbağa öldüğü zaman dünya ayağa kalkar maalesef Suriye'de 200 bine yakın insan ölüyor kimsenin kılı kıpırdamıyor” dedi.

Türk-İş'in 63 yıldır Türkiye'de temsil ettiği insanların hak ve menfaatlerini koruyan bir işçi kuruluşu olduğunu belirten Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Soma ve Şişli'deki asansör kazalarından sonra çalışma hayatına "çok tehlikeli" diye bölüm ayırdığını aktararak, 6-7 Ekim tarihinden sonra ise IŞİD bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilerle Türkiye'nin gündeminin değiştiğini ifade etti. Yaklaşık 2 haftadır kimsenin çalışma hayatında yaşanan sorunları dikkate almadığını anlatan Atalay,”Mezar gibi madende çalışan insanlarımız var, geçici işçilerimiz var, özelleştirmeden dolayı sıkıntı olan iş yerlerimiz var. Ama maalesef 6-7 Ekim'den sonra Türkiye'de gündem değişti. Maalesef bin 200'ün üzerinde kamu binası, ambulanslar, kütüphaneler yakıldı, 38 vatandaşımız hayatını kaybetti. Terör gündeme geldiği zaman çalışma hayatının, ülkenin sorunları ikinci, üçüncü plana dün de öyle itildi bugün de böyle itilmeye devam ediyor. Bunun bedelini ülkenin dışında özellikle dar ve sabit gelirliler, biz çalışanlar ödemeye devam ediyoruz. Biliyorsunuz Soma Faciası yaşandı. Bunun adı iş kazası değil, iş cinayeti. Olay yerine giden ilk kişiler arasında bulunuyorum. Ocakta kaç kişinin olduğunu kimse bilmiyor. Soma'daki maden faciasından sonra Türkiye'de çalışma hayatında herkes şapkasını önüne koymak mecburiyetinde. Başta biz koymak mecburiyetindeyiz, sendikalar. Bu ülkede siyasetçinin, patronun sendikası olmaz. İşçinin, mazlumun, mağdurun sendikası olur." ifadelerini kullandı.

Ardından ise konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise Türk-İş gibi bir sendikanın böylesi eğitim programları düzenlemesinin işçi ölümlerinden yeterli dersin çıkarıldığı anlamına geldiğini öne sürdü.  Sözlü, “Nihayetinde merkezde, 'Önce Türkiye, önce milletimiz' diyen bir anlayış sendikacılıkta doğru yoldur. Ama tabi ki çalışanın hakkını, refahını korumalıdır. Kobani bahanesi ile korsan gösteriler yapılıyor. Bugün “sınırları açsalar da gitsek onları tükürüğümüzle boğarız' diyen adam aslında şunu çok iyi biliyor, orada o IŞİD ve diğerlerinin ellerine düşse onların bizim engin kültürümüze, hoşgörümüze sahip olmadığını çok iyi biliyor. Onlar ki onların cesetlerine bile bir muamele yaparlar, işkenceye tabi tutarlar. Onlardan korkup bizim hoşgörümüzle burada, meydanda gösteri yapıyorlar. 'Önümüzü açsınlar, tükürüğümüzle boğarız' diyenlere şunu hatırlatmamız lazım, Kandil'e biz mi götürüyoruz sizi, uçakla mı, trenle mi taşıyoruz, otobüsle mi çalışıyoruz? Onun için milletimizin hoşgörüsünü iyi bilmeliler. İsterse bu millet bir günde onları tükürükleriyle boğar ama biraz önce ifade ettim milletimizin hoşgörüsü, sabrı, devlet geleneği vardır. Bu geleneği her şartta sabırla saygıyla koruyacağız." şeklinde konuştu.

Son olarak söz alan Adana Valisi Mustafa Büyük de çalışma hayatındaki sağlık ve güvenlik konularıyla ilgili eğitimler ve bunun uygulanmasına yönelik çabaların herkesi mutlu ettiğini, seminerden mümkün olduğunca çok yararlanılması gerektiğini söyledi. Büyük sözlerini şöyle sürdürdü, “Türk- İş ile ilgili değerlendirmelerimiz her zaman için aynı. Ülkemizin temel kurumlarından, temel direklerinden birisi. Tarihi boyunca da hiçbir zaman yüzünün kızaracağı yanlış işlerin içerisinde olmadı, bundan sonra da inşallah olmayacak. Toplumla toplumun değerleri ile ve gelişen çağdaş dünyanın şartlarıyla en iyi şekilde uyum sağlamış bir işçi temsilcisi olarak görevini yapacak. Bundan sonrasında da biz de hukuk içerisinde onların yaptığı işlerde yanında olacağız"

Konuşmaların ardından ise önce plaket verilerek ardından ise 2 gün sürecek eğitim semineri başladı.