TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar

Kamu Sen Adana 2 Nolu Şube Başkanı Kamil Köse, İLKHABER’in sorularını yanıtlayarak, çok tartışılan 6+5’lik memur zammını değerlendirdi:

Haber Giriş Tarihi: 27.08.2015 16:36
Haber Güncellenme Tarihi: 27.08.2015 16:36
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar

Kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar

 

Bayram BULUT

ADANA(İLKHABER) – Türkiye’de milyonlarca memuru yakından ilgilendiren “Toplu sözleşme” kapsamında 6+5’lik memur maaşı zammı konusunda Kamu Sen Adana 2 Nolu Şube Başkanı Kamil Köse ile görüşerek, bu durumun memurlara nasıl yansıyacağını sorduk.

Memur ve memur emeklilerinin durumlarının içler acısı olduğunu kaydeden Köse, yapılan zamların adeta kaşıkla verilip kepçeyle alınan cinsten olduğunu savundu. Yüzde 11’lik zam verip yüzde 13 oranında maaşlarında vergi ve benzeri nedenlerle düşüş yaşandığını vurgulayan Köse, toplu görüşmelere oturan sendikanın bu maaş zammını kabul etmesinin danışıklı döğüşten başka bir şey olmadığını  ileri sürdü. Memur Sen yöneticilerini TV ekranlarında bu konuları tartışmaya çağıran Köse, “Hodri Meydan” dedi. Karı koca memurların, boşanma nedenlerinden çoğunun ekonomik geçimsizlik olduğunu öne süren Köse, içtenlikle yanıtladığı sorularımızı kamuoyuyla paylaşmak üzere sütunlarımıza aktarmak istedik.

 

Memura yapılan yüzde 11’lik zammı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kamil KÖSE: Memurlar 2016-2017 yılları için hükümetle toplu sözleşme yaptılar.  Anlaşmaya varıldı, fakat  dağ fare doğurdu desem o cümlede yerine ulaşmaz tabiri caizse. Çünkü 22 Ağustos 2015 tarihinde 4.5 Milyon memuru ve emeklisini ilgilendiren bir toplu sözleşmede maalesef anlaşmaya varıldı. Hükümet ve sendikalar arasında yapılan bu anlaşma sadece ekonomik olarak değil, sosyal yönleri itibariyle memur ve emeklisini etkiledi. Maalesef bir sendikacı olarak. Sendikal ifadelerle bu işi açıklamam gerekirse yetkili sendika sarı sendikadır. Sarı sendika işverenin bütün kurallarını teklifleri şartsız kabul eden bir teşkilattır. İşin aslı biz aşırı uçuk astronomik bir maaş istemiyoruz. Böyle bir şey söz konusu değil fakir olmak istiyorum dedim.  Basın mensubu arkadaşlar “diliniz sürçtü herhalde” dedi. Hayır fakir olmak istiyorum. Çünkü 4 kişilik bir ailenin geçim standardı 4 bin liranın üzerindedir.  Anlaşma yaptık ama kaderimizle baş başa,  biz bize kaldık.  Düşünün 6+5 eşittir yüzde  11.

Yüzde 11’lik zam ne kadara tekamül ediyor?

 Kamil KÖSE: Örneğin şimdi bizim maaşımız bin liraysa yüz 10 lira maaş almışız. Yüz 110 lira toplam yüzde 6’sı ocak ayından, temmuz ayına kadar 120 TL para artacak. İşin garip tarafı mesele artan para değil.  Bizim emeklimiz de taban aylığa ne yansıyor? Emekli olduktan sonra köşe bucak perişanlıklar devam mı edecek?  Emeklinin toplumda ki sosyal hareketleri yavaşlar, muhtaç olur. Arabaya binemez, alış veriş yapamaz. Giyim kuşamında, hareketlilikte kazançta aktif olamaz. Adı üstünde emekli. Bu insanlar emekli olduklarında daha rahat edecekleri yerde, maalesef cebine bir harçlık konulur gibi yüzeysel, yüzdesel zamlarla perişan ediliyorlar.  Şuanda yapılan artışlar bir artış mahiyetindedir. Bir özelliği yok. Biz şuanda maaş zammı almıyoruz aksine geriye doğru gidiyoruz. Malum sendika bangır bangır bağırıyor. Büyük kazanım diye. Yüzde 6 geriye doğru gitti.

Geçen yıl enflasyon farkını alabildiniz mi?

Kamil KÖSE: Geçen dönem enflasyon farkını da almadık öyle gitti. Bu sene de yüzde 1. Ancak bu artışta değil. Altın , dolar, EURO üzerinden bir ifade kullanılıyor. Dolar bizim ekonomimizi yönlendirmiyor mu? Diyorlar EURO şu kadar oldu. Dolar bu kadar oldu, rekor kırdı.  Onlar üzerinden ifadeler kullanılıyor. Şimdi yüzde 11’lik bir artış oldu. Dolarda maaşımız yüzde 13 azaldı. 2 kaybımız var. Ekonomi açıklanırken buna göre açıklanıyor. Memurun bunu anlaması lazım. Emeklinin bunu anlaması lazım. Emekliyi zaten saymıyorum. Onlar ölmüş durumda perişanlar. Neden ölmüş adamı değerlendireyim. 900 Lira, 1000 Lira  son dönemde maaşların artmasıyla 1400 lira, en yükseği 2 bin Liraya yakın maaş  alıyor. Oda 30 yıl 40 yıl çalışanlar bunlar. Memur emeklileri zaten perişan.   Bu kümülatif zamlardan bahsedenler mutfağa insinler sahaya insinler emeklinin yaşadıklarını lütfen bir yaşayıp görsünler. Şimdi sırça köşklerde yan geliri olan, fabrikası olan siyasiler de dahil, bizi tabanda görmüyorlar.  İsraf haramdır. Önce israfı kesin, israf haramdır. İsrafı bir önleyin sonra memura yaptığınız 1 puanlık zammın lafını yapın.

Şöyle diyebilir miyiz? Kaşıkla verip kepçeyle mi alıyorlar?

Kamil KÖSE: Tam yerinde bir ifade bu. Şimdi toplumda bize önyargıyla bakıyorlar. Sırtını devlete dayamış keyfide yerinde daha da ne istiyorsun, ay geliyor maaşın geliyor.  Senin için ne var” bu cümle bizim Anadolu  coğrafyasında Türkiye’nin genelinde şükürcü bir tutum var. “Allah’a şükür, devletimize Allah zeval vermesin.”  diye dua eden bir milletiz. Bu anlamda söylediğimiz söz. Aslında Avrupa ülkelerinde yaşayanlar, Türkiye’de yaşayan  memurların yerinde olsa hükümeti düşürürler, devlet çöker, çark çöker, Bizim bulgur kültürümüz toprak kültürümüz var ya. Biz ondan dolayı idare  ediyoruz. Şimdi insanlar memleketine  köyüne gidiyor. Un, bulgur, pancar ne varsa aradan tahsil ediyor olduğu için bir tarafı oraya dayalı olduğu için biz hayatımızı idame ettiriyoruz.  900 Liraya 4 kişilik bir ailenin asgari ücretle geçinmesi mümkün mü. Bize dışarıdan diyorlar ki maaşınızı alıyorsunuz, daha ne istiyorsunuz kardeşim. Ekmek bulamayan çöpten ekmek toplayan  insanlarda var diyorlar. Ama biz devlete hizmet ediyoruz. Kaşıkla verdiğini reklam yapıyorsun. Memura müjde diyorlar. Kusura bakmayın basında da böyle bir şeyler de var. Bizde bu haberi gördük mü merakla bekliyoruz. Acaba memura müjdede hayırlı bir haber inşallah yav. Taban aylığa bir şey mi yansıdı. Maaşlarımız mı arttı.  Heyecanla bir bakıyoruz. Diyor ki öğretmenlere nöbet ücreti karşılığı 2 saatlik ek ücret verilecek. Ya gidin kardeşim  müjde bu muydu diyorsun isyan ediyorsun.

Memur Sen’in açıkladığı büyük kazanımlar arasında ki 2 saatlik Cuma Namazı izni konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kamil KÖSE: Elhamdülillah hepimiz Müslüman’ız. Sosyal, laik bir ülkede yaşıyoruz. Gidenle gitmeyene kimse karışamaz. Cumaya giden bir insan için bugüne kadar Cumhuriyet tarihinden beri bir ceza alan duydunuz mu? Bunun üzerinden demogaji yapmak,  ön plana çıkartmak ayıptır. Ne kazanımı kardeşim kim engelliyor seni. Bunu kim yaptıysa tarihin tozlu raflarında yerini almıştır. Mutlaka cezasını görmüştür. Bu güne kadar kim engelledi ne oldu.  Ben Elhamdülillah Müslüman’ım, gitmeyen arkadaşlarım kast ediyorum. Eğer gitmek istemiyorsa niye onu rencide edeyim ki.  Gitmiyorum diyorsa ne diyelim. Laik devletiz isteyen gider, istemeyen gitmez. Bunun üzerinden kazanım yaptık demek günahtır. Bu bir kazanım değil bu bir reklamdır. Gelsinler televizyonlarda tartışalım. Kamuoyunda malum sendikayla yüz yüze gelelim. Göz göze gelelim hodri meydan. Ben şunu kazandım bunu kazandım demenin anlamı yok. Gelin emeklide, sosyal hayatta yaşadıklarımızı görelim. Şuanda  memurların içinde en perişan grup karı koca çalışanlardır. Biliyor musunuz?

Neden karı koca memurlar perişan peki?

Kamil KÖSE: İnsanlarımızın  barınma için ev ihtiyacı, ulaşım için araba ihtiyacı var. Aracın ihtiyaç olması tartışılmaz. Eskiden araba lükstü. Araba alalım da bir ev alırken onu satarız diye,  yatırım amacı güdülürken günümüzde ise araba lüks değil. Karı koca bir ev alalım veya araba alalım diyor. Birimizin maaşıyla geçinip diğeriyle kredi öderiz diye plan yapıyorlar. Allah başa vermesin hastalık ölüm, buna benzer bir sorun olduğu zaman planları paramparça oluyor.  Bu anlattığım da ülkemizde yüksek anlamda yaşanıyor. Bakıyorlar ki bu işler tersine dönüyor. Bir ek gelirleri yok ki kapatsınlar.  Arada aile içinde şiddetli geçimsizlikler oluşuyor. Buda boşanmalara kadar gidiyor.  Bakın bizim bir araştırmamız var. Yüzde 67’di olarak hatırlıyorum.  Devlet memurları, özellikle öğretmenler 10 yıllığına kredilerle , kredi kartları ile bankalara borçlanmışlar. Çok ciddi bir anketimizdi bu. Yüzde 33’ü icraya uğramış. Bunların çoğu da  karı koca çalışanların boşanmalarına neden olan etkenlerdir. 2 kişi çalışıyor devlete hizmet ediyor ama geçinemiyor.

 

Toplu sözleşmede ilk istenen zam oranı ne kadardı?

Kamil KÖSE: Memur Sen, “Yüzde 33. 2 olarak zam istiyoruz” dediler. Bu zam olmazsa memur perişan dediler. Ama 11’lik zamma razı oldular.  Ekonomik olarak devlet memurunu sadece oyalıyorlar. Kapalı kapılar ardından pazarlık yapıp şhow yapıyorlar. Bunun başka yorumu olmaz. Bizim vergi dilimindeki bu oranlar düzeltilmeli. Vergi matrahının yükselmesi lazım. Şimdi biz Nisan ayında yüzde 5’lik dilimine, Haziran, Temmuz ayında ise diğer yüzdelik dilimine genç arkadaşlarımızın maaşlarına ve asgari ücretle çalışanların dahi vergi  matrahında yüzde 5’lik kesintinin yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz. Yazıktır. Bir kez bunun düzeltilmesi lazım. Gerçekten hükümetimiz memuru, emekliyi düşünüyorsa, Dolar, EURO üzerinden yaptığı bu ayarlamalarla, borsadaki iniş çıkışların hareketlerini hangi verilerle yapıyorlarsa devlet memurlarının maaşlarını da o oranda yapmalılar. Maaşların düzeltilmesi lazım. Dolayısıyla maaşlarımız ekonomik anlamında geriye götürecek bir toplu sözleşmenin sonucunu göreceğiz.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.