Kadro bilmecesi!

  Son dönemde taşerona kadro müjdesi diye verilen beyanatların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Kara, öncelikle kadronun ne anlama geldiğinin bilinmesi gerektiğini aktardı. Kadronun tanımını yapan Kara,  “Kadro iş güvencesinin olduğu, insanların işten atılmadığı, yüz kızartıcı suç ve benzeri  ispatlanmış durumun  dışında keyfi bir şekilde işten atılmadığı sürecinin yaşanması gerekiyor. Biz kadroyu bu şekilde tanımlıyoruz.” dedi.   Kara, “Mesleki risklerimiz çok fazla o nedenle biz fiili hizmet süresi zammı istiyoruz.  Taleplerimizin bir tanesi de zaten Sağlık Bakanlığımızın çıkartmaya çalıştığı yasanın içerisinde söz konusu olmuştur. Fiili hizmet süresi zam mı. Biz bütün hastanelerde çalışan arkadaşlarımız için tabiî ki hepsinin yaptığı işe bağlı fiili hizmet süresi zammından faydalanması gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.   Bayram BULUT ADANA (İLKHABER)- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

 (SES) Genel Eş Başkanı İbrahim Kara, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları gazetemize anlattı.

Son dönemde taşerona kadro müjdesi diye verilen beyanatların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Kara, öncelikle kadronun ne anlama geldiğinin bilinmesi gerektiğini aktardı. Kadronun tanımını yapan Kara,  “Kadro iş güvencesinin olduğu, insanların işten atılmadığı, yüz kızartıcı suç ve benzeri  ispatlanmış durumun  dışında keyfi bir şekilde işten atılmadığı sürecinin yaşanması gerekiyor. Bizim açımızdan biz kadroyu bu şekilde tanımlıyoruz. Geçici sözleşme diye bir şeyden söz ediliyor. Tabi bu bir bütün olarak elimize geçmedi. Bizde komu oyun da yürütülen tartışmalar ya da bakanların yapmış olduğu açıklamalar üzerinden tartışıyoruz. 3 yıllık sözleşmelerin yapılması bekleniyor. Henüz bir sözleşme yapılmadı. Yasa henüz gündeme gelmedi. Yasallaşmadı. 3 yıllık sözleşmelerin yapılacağı, her 3 yılda bir bu sözleşmelerin yenileneceği, 65 yaşının altındakilerin sözleşme yapacağı, 65 yaş üstü üstündeki çalışanların bu sözleşme sürecine dahil olmayacağına yönelik bir tartışma var.  Yine bu tartışmaların içinde işçi yani taşeron çalışanı arkadaşlarımızın 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Yasası’ndaki toplu sözleşmeden yararlanacağını ifade ediyorlar. “ dedi.

Taşeron işçisi olarak görülen Balcalı Hastanesi çalışanlarının mahkeme kararıyla üniversitenin asli işçisi olduklarını kanıtladıklarını hatırlatan Kara, “Taşeron işçisi  arkadaşlarımız kazanılmış hakları kaybetmiş bir süreç yaşayacaklar. Bir taşeron şirket aracılığıyla işlem görüyorlar. Balcalı hastanesindeki arkadaşlarımız muaza  kararı aldılar. Yani ‘biz asıl işi yapıyoruz’ diye karar çıkarttılar.  Bu arkadaşlarımız aslında üniversitenin personeli olup, aynı zamanda da buradan  görevlerini icra etmeleri gerekiyor. Aslında bu muaza  kararlarına  kendi hukuk sisteminin kurallarına uysalar bu arkadaşlarımızın her hangi bir konusu söz konusu değil. Zaten üniversite personeliler  sendika üyesi oldukları içinde arkadaşlarımız  sendikaların toplu sözleşmesi içerisinde yer alacaklar ve toplu sözleşme yapacaklar. “ diye konuştu.

 Ek ödemeler emekliliğe yansıyacak mı? sorusuna ise Kara, “Şöyle bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluşlarda bir torba yasa gündemde. Bu torba yasanın içerisinde bazı maddeler var yani şehir hastanelerinden tutalım, sağlık turizmine kadar, çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesine kadar birçok madde var. Bu maddenin içeresin de diş hekimlerinin ve hekimlerin ücretlerinde bir iyileştirmeden söz ediliyor. Ortalama bin 1500 gibi bir rakam ücret söz konusu. Ama bu sadece hekim ve diş hekimlerini bağlıyor diğer sağlık çalışanlarını bağlamıyorlar. Diğer sağlık çalışanları bu ek ödemelerden faydalanamıyorlar. Diğer sağlık çalışanları emeklilikte  bugün almış oldukları ek ödemelerden faydalanamıyorlar. “ şeklinde konuştu.

Ek ödemelerin 2 katına çıkartılması ve emekliliğe yansıtılması gibi bir taleplerinin olduğunu vurgulayan Kara, “Biraz öncede ifade ettiğim gibi, çalışır iken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek bir ücret talep ediyoruz.  Bu nedenle de birçok arkadaşımız maalesef ki emekli olmaktan imtina ediyorlar. Çünkü emekli maaşları nerdeyse yarıdan fazla düşüyor. Bundan kaynaklıda zorunlu emeklilik süresine kadar çalışmak zorunda kalıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Sağlık çalışanlarının meslek hastalıklarına en yakın personeller olduğunu dile getiren Kara, “Hastaneler bizim açımızdan bir risk bölgesi olarak tanımlanıyor.  Bu nedenle bu hastanelerdeki ortamların düzenlenmesi, oradaki çalışma koşullarının, çalışma sürelerinin belirlenmesi açısından son dönemde işçi sağlığı ve güvenliği komiteleri gibi benzer kurumlar çıkartıldı. Bu tür ortamlar hastanelerde devam ediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği komiteleri bizim istediğimiz gibi her yer için söylemeyeyim ama çalışmadığı yerler çok fazla. Görmezden gelebiliyorlar. Ya da yönetici arkadaşlarla karşı karşıya gelmek istemeyebiliyorlar.  Bizim önerimiz bu tür koşullarda çalışan arkadaşlarımızın bu kurullara müracaat etmesi, aynı zamanda bu kurullara müracaat  etmeleri gerekli. Bu müracaatla beraber sendikalarımıza da bir müracaat ederek, konuyu il düzeyince çözmeye çalışalım. Çözemiyorsa merkezi düzeyde çözmeye çalışmamız lazım. Çünkü mesleki hastalıklarının fazla yaşandığı bir iş kolunda  hizmet üretiyoruz. “ diye konuştu.

Kara sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Mesleki risklerimiz çok fazla o nedenle biz fiili hizmet süresi zammı istiyoruz.  Taleplerimizin bir tanesi de zaten Sağlık Bakanlığımızın çıkartmaya çalıştığı yasanın içerisinde söz konusu olmuştur. Fiili hizmet süresi zam mı. Biz bütün hastanelerde çalışan arkadaşlarımız için tabiî ki hepsinin yaptığı işe bağlı fiili hizmet süresi zammından faydalanması gerektiğini düşünüyoruz. Bir düzenleme yapıyorlar. Sadece nöbet tutan hekimler ve hemşirelere haktan faydalanabilecek. Oda 7 /24 nöbet tutacak ki 5 yılda bir, 4 yılda bir bu fiili hizmet süresi zammından yararlansın. O kadar nöbet tutan bir arkadaşımızın ömrünün ne kadar süreceğini bile kestirmek o kadar kolay değil. Bizim hastanelerimiz yada sosyal hizmet kurumları da riskli birimlerdir. Bu riskli birimlerinde çalışan arkadaşlarımızın yaptıkları işler dikkate alınarak belli bir yıpranma payı almaları gerektiğini düşünüyoruz.”