TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yılmaz: Zübeyde Hanım’ı andı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Kadın Kolları Başkanı Yasemin Yılmaz, ölümünün 94. Yılında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı andı.

Haber Giriş Tarihi: 14.01.2017 16:41
Haber Güncellenme Tarihi: 14.01.2017 16:41
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Yılmaz: Zübeyde Hanım’ı andı

Yılmaz: Zübeyde Hanım’ı andı

ADANA (İLKHABER)– Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Kadın Kolları Başkanı Yasemin Yılmaz, ölümünün 94. Yılında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı andı. Yılmaz, “Türk halkını bağımsızlığına kavuşturan, demokratik, çağdaş değerlere bağlı Cumhuriyeti kuran Büyük Önder Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın önünde saygıyla, sevgiyle eğiliyor; bize özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı sağlayan Atatürk’ü verdiği için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

 Yayınladığı anma mesajında Zübeyde Hanım’ın ulusun kaderini değiştiren bir evlat dünyaya getirdiğini, o evladın da tüm dünyaya örnek olacak bir mücadeleyle yurdu düşman işgalinden kurtarıp, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğunu aktaran Atatürk, “Zübeyde Hanım bir kadının dünyayı değiştirebileceğinin en güzel kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Zübeyde Hanım’ın sürgün edilen Mustafa Kemal’in ardından çok acılar çektiğini, üç buçuk yıl boyunca padişah ve hükümetinin baskısı altında döktüğü gözyaşları sonunda gözlerini kaybettiğini aktaran Yılmaz, Zübeyde Hanım’ın hayatının her anında oğlunun yanında ve en büyük koruyucusu olduğunun altını çizdi. Yılmaz, “Emperyalizme diz çöktüren, tüm kurumları çökmüş bir imparatorluktan modern-çağdaş Türkiye’yi yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ü doğuran Zübeyde Hanım, tüm sıkıntılı günlerini çekip tam huzura kavuşacakken ne yazık ki bu dünyayı terk etti” diye konuştu.

“BİZE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü VERDİĞİ İÇİN MİNNETTARIZ”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin de kurucusu olan Atatürk’ün bıraktığı mirasa sonuna kadar sahip çıkacaklarını dile getiren Yılmaz, “Cumhuriyeti kuran, parlamenter rejimi hayata geçiren CHP’nin neferi olmak bizim için onur ve gurur kaynağıdır. Bugün ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasını sağlayacak olan da yine CHP ve CHP’nin onurlu fertleri olarak bizleriz. Türk halkını bağımsızlığına kavuşturan, demokratik, çağdaş değerlere bağlı Cumhuriyeti kuran Büyük Önder Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın önünde saygıyla, sevgiyle eğiliyor; bize özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı sağlayan Atatürk’ü verdiği için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca Zübeyde Hanım’a biricik oğlu Mustafa Kemal’in emaneti olan Cumhuriyeti, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Cumhuriyet devrimlerini sonsuza kadar koruyacağımıza söz veriyoruz” şeklinde konuştu.

ATATÜRK’ÜN ZÜBEYDE HANIM’IN MEZARI BAŞINDA YAPTIĞI KONUŞMA

Yılmaz, mesajının sonunda Büyün Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Ocak 1923 tarihinde Zübeyde Hanım’ın mezarı başında yaptığı konuşmayı da aktardı:

“Arkadaşlar, ölüm, yaratılışın en doğal bir yasasıdır. Ama böyle olmakla beraber, bazen ne hazin tecelliler gösterir. Burada yatan annem, zulümlerin, zorlamanın bütün milleti felaket uçurumuna götüren keyfi bir yönetimin kurbanı olmuştur. Bunu açıklamak için, izin verirseniz acıklı olan yaşamının belirgin birkaç noktasını arz edeyim...

Abdülhamit dönemindeydi.1905 yılında okuldan Kurmay Yüzbaşı olarak yeni çıkmıştım. Hayata, ilk adımımı atıyordum. Fakat bu adım, yaşama değil, zindana rastladı.

Gerçekten bir gün beni aldılar ve zorba yönetimin zindanına koydular. Orada aylarca kaldım. Annemin, bundan ancak hapisten çıktıktan sonra haberi olabildi ve hemen beni görmek için sabırsızlandı, İstanbul’a geldi. Ama orada kendisiyle ancak 3-5 gün görüşebilmek nasip oldu. Çünkü zorba yönetimin hafiyeleri, casusları, cellatları evimizi sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Annem, ağlayarak arkamdan geliyordu. Beni sürgün yerime götürecek vapura bindirildiğim sırada, benimle görüşmesi yasaklanan annem, gözyaşları içinde Sirkeci Rıhtımı’nda elemler ve kederler içinde terk edilmişti. Sürgünde geçirdiğim tehlikeler, onun yaşamını acılar ve gözyaşları içinde geçirmesine neden olmuştur.

Padişah ve hükümetin ve bütün düşmanların sürekli baskısı ve işkencesi altında kalmıştı. Evi bin türlü uydurma nedenlerle aranır, basılır, rahatsız edilirdi. Annem, üç buçuk yılının gecesini, gündüzünü gözyaşları içinde geçirdi. Bu gözyaşları ona gözlerini kaybettirdi.

Sonunda, pek yakın zamanda onu İstanbul’dan kurtarabildim. Ona kavuştuğumda, o artık ölmüştü... Sadece manen yaşıyor. Annemin kaybından kuşkusuz çok üzgünüm. Ama bu üzüntümü hafifleten ve beni teselli eden, asıl anamız olan “vatan”ı mahveden ve harabeye döndüren yönetimin, bir daha gelmemek üzere tarihin mezarlığına gömüldüğünü görebilmiş olmasıdır. Annem, bu toprağın altında ama ulusal egemenlik, sonsuza kadar devam edecektir. Annemin ruhuna ve atalarımızın ruhuna üstlendiğim vicdan yeminimi tekrar edeyim:

Annemin mezarı başında ve Tanrı’nın huzurunda söz veriyorum ve yenim ediyorum ki; milletimin bunca kan dökerek elde ettiği ve belirlediği egemenliğin korunması ve savunulması için, annemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim. Gerekirse ‘ulusal egemenlik’ uğruna canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun!"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.