Su ürünleri raporu açıklandı: Kişi başı yılda 6 kg balık tüketiyoruz
Haber Giriş Tarihi: 20.02.2017 16:55
Haber Güncellenme Tarihi: 20.02.2017 16:55
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Serhat Şanlı
(ÖZEL HABER)
ADANA (İLKHABER) – Üç tarafı denizler ile çevrili ülkemizde kişi başı yıllık balık tüketimi 6 kg’dır. TMMOB Genel Başkanı Özden Güngör, ülkemizdeki balık üretimi, dünya ülkeleri arasındaki yerimiz, ihracat ve ithalat rakamları, balıkçı sayısı ve yıllık balık tüketimi hakkında önemli açıklamalar yaptı.
Son 47 yıl içerisinde 178 bin ton olan su ürünleri üretiminin, 672 bin tona çıktığını belirten Güngör;
‘’Su ürünleri üretimimiz avcılık ve yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirilmektedir. Ülkemiz kuzeyden güneye tür sayısı, sıcaklığı ve tuzluluğu artan, popülasyon sayısı azalan, farklı özellikte denizlere sahiptir. 200 kadar doğal gölümüz, 300’den fazla baraj gölümüz, 33 büyük akarsuyumuz ve 750 kadar göletimiz su ürünleri üretimi açısından önemli olan iç sularımızı oluşturmaktadır.
1970 yılında 178 bin ton olan üretimimiz, 2015 yılında 672 bin ton olmuştur. 2015 yılındaki üretimin yüzde 36`sı yetiştiricilik, yüzde 64’ü avcılık yoluyla gerçekleştirilmiştir.’’ Dedi.
Ülkemizdeki su ürünleri avcılığının büyük bölümünün Karadeniz’den sağlandığına değinen TMMOB Genel Başkanı Özden Güngör sözlerine şöyle devam etti;
DENİZLERDEKİ AVCILIĞIN YÜZDE 80’İ KARADENİZDEN YAPILMAKTADIR
‘’Denizlerden yapılan avcılıkta en önemli pay Karadeniz’e aittir. 2015 yılında denizlerden yapılan avcılıktaki payı %80 olmuştur. Avlanılan en önemli türler yüzde 49`luk payı ile hamsi, % 19`luk payı ile çaça, yüzde 9`luk payı ile beyaz kum midyesidir. Aynı yıl iç sularda avlanılan en önemli türler ise yüzde 26`lık payı ile sadece Van Gölünde bulunan inci kefali, yüzde 26`lık payı ile sazan, yüzde 20`lik payı ile havuz balığı ve yüzde 14’lük payıyla gümüş balığı olmuştur.
Avcılık faaliyetinde bulunan balıkçı gemilerinin 15 bini aşkın kısmı denizlerde, 3 bin kadarı ise iç sularda faaliyet göstermektedir.
DENİZLERDE EN FAZLA LEVREK YETİŞTİRİYORUZ
2015 yılında su ürünleri yetiştiriciliğinin yüzde 42`si iç sulardan, yüzde 58’i denizlerden gerçekleştirilmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliği yapan 2377 işletmenin yüzde 82’si iç sularda olmasına karşın, üretim içindeki payı yüzde 42 olmuştur. Alabalık, levrek ve çipura yetiştiriciliği yapılan en önemli türlerdir. Denizlerden yetiştiricilik yoluyla üretilen balıkların yüzde 54’ünü levrek, yüzde 37`sini çipura, yüzde 5’ini alabalık oluşturmaktadır. İç sulardan yetiştiricilik yoluyla üretilen balıkların ise tamamına yakını denebilecek kısmını alabalıklar oluşturmaktadır.
SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİNDE AVRUPA’DA İLK BEŞTEYİZ
Dünya su ürünleri üretimi 2014 yılında yüzde 56`sı avcılık, yüzde 44’ü yetiştiricilik yoluyla olmak üzere 167 milyon ton olmuştur. Avcılığın yüzde 13`ü, yetiştiriciliğin yüzde 64’ü iç sulardan gerçekleştirilmiştir. Türkiye toplam su ürünleri üretimi ile dünyada 30’lu sıralarda, AB ülkeleri içinde ilk beş sırada yer almaktadır.
KİŞİ BAŞI SU ÜRÜNLERİ TÜKETİMİMİZ 6 KG’DIR
Kişi başına su ürünleri tüketimimiz 6 kg civarındadır. 2013 yılında kişi başına dünya su ürünleri tüketimi ortalaması 19 kg, Avrupa ve AB ortalaması 22 kg civarında olmuştur. Bu rakamlar aynı yılda İzlanda`da 92 kg, Norveç`te 52 kg, Japonya`da 49 kg, İspanya`da 42 kg, Yunanistan`da 19 kg, Bulgaristan`da 7 kg, Irak’ta 3 kg olmuştur.
Türkiye’nin avcılık yoluyla üretimi artırma imkânı bulunmamaktadır. Avcılık politikaları ekosistem temelli bir yaklaşımla, üretimin sürdürülebilirliği üzerine oluşturulmalıdır.
Su ürünleri yetiştiriciliği yaptığımız türler karnivor türlerdir. Bu türlerin yem rasyonlarında balık unu ihtiyacı yüksektir. Su ürünleri yetiştiriciliği politikaları, balık ununa daha az ihtiyaç duyulan herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliğini teşvik edecek ve yaygınlaştıracak bir yaklaşımı benimsemelidir.
Su ürünleri sağlıklı beslenme önerilerinin vazgeçilmezleri arasında yer alan bir besin maddesidir. Ancak kişi başına su ürünleri tüketimimizi, artan nüfusumuza koşut bir üretim artışı gerçekleşemediği için, artırmamız çok olası görülmemektedir. Ürettiğimiz ürünleri en iyi şekilde insan tüketiminde kullanmaya yönelmek, balıkçılık sektörüne zarar vermeden, ithalat gerçekleştirmek, tüketimi kısmen artırmak için bir seçenek olarak dikkate alınmalıdır.
SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ
Su ürünleri sektörü; bitkisel üretim, hayvansal üretim ve ormancılıkla beraber tarım sektörünün dört alt sektöründen biridir. Ülkemizin üç tarafında bulunan farklı özelliklere sahip denizler, balıkçılık alanının en önemli kısmını oluşturmaktadır. 8333 km’lik bir kıyı şeridine sahip olan denizlerimiz, ortalama sıcaklık ve tuzluluk açısından farklı özellikler göstermektedir. Kuzeyde sıcaklığı ve tuzluluğu düşük (%0.17-0.18) Karadeniz, batı ve güneyde sıcaklık ve tuzluluğu yüksek Ege ve Akdeniz (%0.33-0.39) ile bir karışım bölgesi olan boğazlar ve Marmara denizi mevcuttur. Akdeniz`den Karadeniz’e geçişte tür adedinde azalma, buna karşın populasyon büyüklüğünde artış görülür. Denizlerimizin farklı özellikler taşıması sadece avcılığımızı değil, bu denizlerde yapılan yetiştiricilik faaliyetlerini de etkilemekte ve belirlemektedir.
İÇ SULARIMIZ SADECE AVCILIK DEĞİL, YETİŞTİRİCİLİK AÇISINDAN ÖNEM TAŞIMAKTADIR
Su ürünleri üretimi açısından önem taşıyan 200 kadar doğal göl, 300’ü aşkın baraj gölü, 750 civarında gölet ve 33 büyük akarsu bulunmaktadır. İç sular sadece avcılık açısından değil, yetiştiricilik açısından da önem taşımaktadır. Ülkemizde ekonomik öneme sahip tür sayısı 100 civarındadır.
Avcılık faaliyetleri için; Ticari amaçlı su ürünleri avcılık faaliyetinde bulunacaklar ile avcılık faaliyetinde kullanılacak gemiler için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından ruhsat tezkeresi alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Amatör avcılık ise bu avcılığa ilişkin tebliğ ile getirilen kurallara uyulması şartıyla herhangi bir izin belgesi alınmaksızın yapılabilmektedir.
Su ürünleri yetiştiricilik faaliyetinde bulunmak isteyenlerin, bu faaliyetlerine ilişkin projelerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylatarak izin alma zorunluğu bulunmaktadır.
Su ürünleri üretimi denizlerde ve iç sularda, avcılık ve yetiştiricilik yolu ile gerçekleştirilmektedir. Su ürünleri üretimimiz avcılık karakterli olmakla birlikte, su ürünleri yetiştiriciliğinin üretim içindeki payı artış eğilimi içindedir.
Su Ürünleri Üretimimiz (Ton)
Yıllar
Avcılık
Yetiştiricilik
Toplam
Üretim
İçsu
Deniz
Toplam
İçsu
Deniz
Toplam
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
1970
13.249
7
170.905
93
184.154
-
-
-
-
177.926
1980
32.255
8
397.321
92
429.576
-
-
-
-
429.576
1990
37.315
10
342.017
89
379.332
4.237
1
1.545
0
5.782
385.114
2000
42.824
7
460.521
79
503.345
43.385
7
35.646
6
79.031
582.376
2010
40.259
6
445.680
68
485.939
78.568
12
88.573
14
167.141
653.080
2011
37.097
6
477.658
67
514.755
100.446
14
88.344
13
188.790
703.545
2012
36.120
6
396.322
61
432.442
111.557
17
100.853
16
212.410
644.852
2013
35.074
6
339.047
56
374.121
123.019
20
110.375
18
233.394
607.515
2014
36.134
7
266.078
49
302.212
108.239
20
126.894
24
235.133
537.345
2015
34.176
5
397.731
59
431.907
101.455
15
138.879
21
240.334
672.241
AVCILIK YOLUYLA YAPILAN ÜRETİM SON YILLARDA PEK ARTIŞ GÖSTERMEDİ
Denizlerden avcılık yoluyla elde edilen üretim 1970`li yıllardan itibaren sürekli bir artış göstermişse de, son yıllarda bu artışın durduğu, üretimin gerilediği görülmektedir. İç sulardan avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretim ise son çeyrek yüzyılda çok fazla değişkenlik göstermemiş, 35-40 bin ton düzeylerinde olmuştur.
2015 yılı TUİK istatistiki verilerine göre toplam su ürünleri üretimi 672.241 ton olmuştur. Bu üretimin yüzde 64`ü avcılık, yüzde 36’sı yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Avcılığın yüzde 8`i iç sulardan, yüzde 92`i denizlerden gerçekleştirilmiştir. Denizlerden gerçekleştirilen avcılıkta Karadeniz en önemli paya sahiptir. Son beş yılda denizlerden avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimde Karadeniz yüzde 70-80’lik paylara sahip olmuştur. Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’den daha küçük alana sahip olmasına karşın, üretim miktarı daha fazla olmaktadır.
SON 5 YILDA HAMSİ MİKTARINDA AZALMA OLDU
Denizlerimizden avlanılan en önemli tür hamsi olup, bu türün av miktarındaki azalış ve artışlar, su ürünleri üretim miktarında da önemli değişikliklere neden olmaktadır. Son beş yıldaki avcılık verileri incelendiğinde, hamsi av miktarında azalış olduğunu söylemek mümkündür. Hamsiden sonra en fazla avlanılan tür, ülkemizde tüketim alışkanlığı bulunmayan, balık unu ve yağı fabrikalarının hammaddesi olan Çaça türüdür. Karadeniz’den avcılığı gerçekleştirilen bu türün av miktarında 2012-2013 yıllarında bir azalış olmuş olmakla birlikte, üretim miktarı 70-80 bin ton civarındadır. Hamsi ve çaçadan sonra en fazla avlanılan balık türlerimiz sardalya ve istavrittir. Bu türler, denizlerden avlanılan su ürünleri içinde yüzde 6-7 civarında bir paya sahiptirler.
Denizlerden Avlanılan Önemli Türlerin Üretim Miktarı (ton)
Türler
2011
2012
2013
2014
2015
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Hamsi
228.491
48
163.982
41
179.615
53
96.440
36
193.492
49
Çaça
87.141
18
12.092
3
9.764
3
41.648
16
76.996
19
Beyaz Kum Midyesi
30.176
6
61.225
15
28.030
8
21.828
8
37.404
9
Palamut
10.019
2
35.764
9
13.158
4
19.032
7
4.573
1
Sardalya
34.709
7
28.248
7
23.919
7
18.077
7
16.693
4
İstavrit
25.010
5
30.946
8
28.424
8
16.324
6
16.664
4
Mezgit
9.455
2
7.367
2
9.397
3
9.555
4
13.158
3
Lüfer
3.122
1
7.390
2
5.225
2
8.386
3
4.136
1
Deniz Salyangozu
6.534
1
9.596
2
8.655
3
7.004
3
8.795
2
Tekir-Barbunya
5.738
1
6.220
2
4388
1
5.078
2
4.757
1
Diğer Türler
37.263
8
33.493
8
28.472
8
22.707
9
21.063
5
Toplam
477.658
100
396.323
100
339.047
100
266.078
100
397.731
100
Kaynak; TUİK Su Ürünleri İstatistikleri
Denizlerden balıklar dışında avlanılan iki önemli tür, ülkemizde tüketilmeyen, yurt dışına ihraç edilen beyaz kum midyesi ve deniz salyangozudur. Tamamına yakın kısmı Karadeniz`den avlanılan bu türlerden beyaz kum midyesinin olağan bir sezonda üretim miktarı 30 bin ton, deniz salyangozunun ise 8 bin ton civarındadır.
İç sulardan avcılık yoluyla gerçekleştirilen su ürünleri üretiminde önemli dalgalanmalar olmamaktadır. İç sularda avlanılan en önemli tür, Van Gölünden avlanılan ve endemik bir tür olan inci kefalidir. İnci kefali, iç sulardan gerçekleştirilen üretimimiz içinde yaklaşık yüzde 25`lik bir paya sahiptir. Sazan av miktarı da inci kefaline yakın düzeylerdedir.
İç sularda avlanılan gümüş ve havuz balıkları, iç sularımızın doğal türleri olmayıp, çeşitli nedenlerle bu alanlara bulaşarak, önemli populasyon oluşturmuş istilacı türlerdir. Gümüş balıklarının tamamına yakın kısmı, havuz balıklarının da önemli bir kısmı yurt dışına ihraç edilmektedir.
AVCILIK FAALİYETLERİNDE BULUNAN RUHSATLI 18 BİN BALIKÇI GEMİSİ VARDIR
Su ürünleri avcılığında bulunmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ruhsat tezkeresi düzenlenmiş 18.062 balıkçı gemisi bulunmaktadır. Bu gemilerin 15.680’i denizlerde avcılık faaliyetinde bulunmaktadır. Denizlerde avcılık faaliyetinde bulunan balıkçı gemilerinin yüzde 86’sını 10 metreden küçük balıkçı gemileri oluşturmaktadır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı stoklar üzerindeki av baskının azaltılması ve su ürünleri avcılığının sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla 2002 yılından bu yana denizlerde avcılık faaliyetinde kullanılmak istenen yeni gemilere ruhsat tezkeresi düzenlememektedir. Aynı amaç doğrultusunda 2013, 2014 ve 2015 yıllarında denizlerde avcılık faaliyetinde bulunan on metre ve üzerinde boy uzunluğuna sahip 1011 balıkçı gemisi Bakanlık tarafından satın alınarak, balıkçılık faaliyetinden çıkarılmıştır.
ÜLKEMİZDE EN FAZLA LEVREK YETİŞTİRİLİYOR
Ülkemizdeki yetiştiricilik üretim miktarının tamamına yakın denebilecek kısmını levrek, çipura ve alabalık oluşturmaktadır. Alabalık bir tatlı su balığı olmakla birlikte, düşük yoğunlukta tuzluluğa adapte olabildiğinden, Karadeniz`de ağ kafeslere belli büyüklükte konarak, yetiştiriciliği gerçekleştirilmektedir. Çipura balıklarının da, toplam üretim içindeki payları küçük olmakla birlikte, özellikle Muğla bölgemizde toprak havuzlarda yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Su ürünleri yetiştiriciliği iç sularda baraj gölleri, doğal göller, akarsular ve diğer su kaynaklarında ve denizlerde gerçekleştirilmektedir. İç sularda gerçekleştirilen yetiştiricilik üretim miktarı, başlangıç yıllarından itibaren, denizlerdekinden fazla olmuşsa da son yıllarda denizlerdeki üretim miktarı iç sulardan gerçekleşen üretim miktarını geçmiştir.
2015 yılı verilerine göre, su ürünleri yetiştiriciliği içinde alabalığın payı, yüzde 2`si denizlerde olmak üzere, yüzde 45’dir. Sadece denizlerde yetiştirilen levrek ise yüzde 31’lik bir paya sahiptir. Çipura üretiminin yetiştiricilik içindeki toplam payı ise yüzde 22 olmuştur.
Su ürünleri yetiştiriciliği en yoğun olarak denizler, baraj gölleri, doğal göller ve bazı büyük akarsularda kafeslerde gerçekleştirilmektedir. Kafesler dışında çeşitli su kaynakları kullanılarak beton ve toprak havuzlarda da yetiştiricilik yapılmaktadır.
Denizlerdeki tesisler daha büyük kapasiteli olup, iç sulardaki tesis sayısının dörtte biri kadar olmasına karşın, bu tesislerden yapılan toplam üretim, iç sulardan yapılan üretimi geçmiştir. 2015 yılında tesis başına yapılan üretim miktarı denizlerde 325 ton iken, iç sularda 52 ton olmuştur.
Türkiye su ürünleri dış ticaretinde pozitif durumdadır. 2015 yılında 692 milyon dolarlık ihracata karşılık, 250 milyon dolarlık ithalat yapılmıştır.
İhraç edilen su ürünleri, ithal edilen su ürünlerinden daha yüksek fiyata sahiptir. 2015 yılında ihraç edilen su ürünlerinin kilogram fiyatı 5,85 dolar iken, ithal edilen su ürünlerinin kilogram fiyatı 2,55 dolar olmuştur.
Su ürünleri ihracatımızda yetiştiricilik ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. 2015 yılında su ürünleri ihracat değeri içinde alabalık yüzde 13, levrek yüzde 24, çipura yüzde 21’lik bir paya sahip olmuştur. Aynı yıl su ürünleri ithalat değeri içinde ise somonlar yüzde 24, uskumru/kolyoz yüzde 27’lik bir paya sahiptir.
En fazla su ürünleri ihracatı yapılan ülkeler AB ülkeleridir. 2015 yılında en fazla su ürünleri ihracatı yapılan ülkelere bakacak olursak;
Hollanda 144 milyon dolar, İtalya 91 milyon dolar, Almanya 68 milyon dolar, İngiltere 58 milyon dolar, Japonya 46 milyon dolar, Rusya 42 milyon dolar, İspanya 34 milyon dolar, Lübnan 27 milyon dolar, ABD 23 milyon dolar ve Fransa’ya 17 milyon dolar olmuştur. Su ürünleri ihracatının en fazla yapıldığı bu 10 ülke, toplam su ürünleri ihracat değeri içinde yüzde 80’lik paya sahiptir.
Norveç 122 milyon dolar, İzlanda 20 milyon dolar, Fas 13 milyon dolar, Çin 12 milyon dolar ve Libya 11 milyon dolardır. Bu ülkelerin toplan su ürünleri ithalatındaki payı yüzde 72’dir.
Toplam su ürünleri ithalat değerinin yaklaşık yarısı Norveç’ten ithal edilen su ürünleri için harcanmaktadır. Norveç’ten özellikle somon ve uskumru/kolyoz ithalatı yapılmaktadır. Fas ve Libya’dan ise avcılığı uluslararası kotaya tabi olan canlı orkinoslar, Türkiye’deki çiftliklerde semirtilmek amacıyla ithal edilmektedir.
EN FAZLA SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ YAPAN ÜLKE ÇİN’DİR
Dünya su ürünleri üretiminin yapısı, ülkemizdekine benzer özellikler göstermektedir. Avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimin miktarı ve toplam üretim içindeki payı azalırken, yetiştiriciliğin payı artmaktadır.
2014 yılında dünya su ürünleri üretimi 167 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu üretimim yüzde 56`sı avcılık, yüzde 44`ü yetiştiricilik yoluyla gerçekleşmiştir. Avcılık yoluyla yapılan üretimin ise yüzde 13`ü iç sulardan, yüzde 87’si denizlerden yapılmıştır. Yetiştiricilik yoluyla yapılan üretimde iç suların payı, denizde yapılan üretimden fazla olmuştur.
En fazla su ürünleri üretiminin yapıldığı ülke Çin’dir. 2014 yılında 62 milyon ton su ürünleri üretimi gerçekleştirmiş olan Çin`in, avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimdeki payı yüzde 18, yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirilen üretimdeki payı yüzde 62, toplam üretimdeki payı ise yüzde 37’dir.
Ülkemiz yıldan yıla değişmekle birlikte, toplam su ürünleri üretiminde dünyada otuzlu, AB ülkeleri arasında ise dördüncü- beşinci sıralarda yer almaktadır.
2014 yılında AB ülkelerinin toplam su ürünleri üretiminin yüzde 81’i avcılık yoluyla gerçekleştirilmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliğindeki üretimin yüzde 78’si denizlerden sağlanmıştır. AB ülkelerinde iç sularda ticari amaçlı avcılık çok düşük düzeylerde olduğundan ülkemiz ilk sırada yer almaktadır. 2014 yılında AB ülkeleri arasında avcılık açısından altıncı, yetiştiricilik açısından ise ikinci sırada yer aldık.
Av filomuzun yapısı açısından AB ülkeleri ile bir kıyaslama yapıldığında, sayıca en fazla balıkçı gemisine sahip olduğumuz görülmektedir.
AB ülkeleri arasında en fazla balıkçı gemisine sahip olan ülkeler, Türkiye gibi Akdeniz ülkesi olan Yunanistan ve İtalya’dır. Akdeniz balıkçılığının genel karakteristik özelliği, çok sayıda küçük balıkçı gemisinin filoda yer almasıdır.
SU ÜRÜNLERİ TÜKETİMİ ÜLKEMİZDE ÇOK AZ
Kişi başı su ürünleri tüketimimiz AB ve dünya ortalaması göz önüne alındığında oldukça düşüktür. 2013 yılında kişi başına su ürünleri tüketimimiz 6,07 kg olurken, dünya ortalaması 18,98 kg, AB ortalaması 22,47 kg olmuştur.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de avlanabilir stok büyüklüğüne ulaşıldığı genel kabul görmektedir. Ülkemizin avcılık yoluyla üretimi artırma imkânı bulunmamaktadır. Avcılık politikaları ekosistem temelli bir yaklaşımla, üretimin sürdürülebilirliği üzerine oluşturulmalıdır. Avcılık faaliyetinin gerçekleştirildiği denizler ve iç suların kalite ve niteliklerinin her türlü kirlenme ve bozulmadan korunması, bu alanlardan üretim yapılmasının devam etmesi kadar, su kaynağı olarak gelecek kuşaklara aktarmamız gereken emanetler olarak görülmelidir.
BALIKÇILIK FİLOLARINDA, TONAJ VE MOTOR GÜCÜ ESAS ALINMALIDIR
Gelişen av teknolojisi ve ürünlerin muhafaza imkânlarının gelişmesi, stoklar üzerindeki av baskısının artmasına yol açmaktadır. Bu baskının azaltılması amacıyla balıkçı gemilerinin Bakanlık tarafından geri alınması yararlı olmakla birlikte, bu hali ile sadece skora dönük bir uygulama niteliğindedir. Balıkçı gemilerinin tonaj ve motor güçlerindeki artışlara yönelik bir sınırlama bulunmaması, sadece boy uzunluğunun dikkate alınması, balıkçı gemilerinin geri alınmasına yönelik amaçla çelişmektedir. Balıkçılık filosuna yönelik uygulamalarda, dünyadaki uygulamalara uygun olarak tonaj ve motor gücü esas alınmalıdır.
Balıkçı gemilerinin geri alınması daha spesifik amaçlara yönelik farklı uygulamaları da kapsayacak, av baskısını gerçekten azaltacak gemilerin satın alınması hedeflenerek yapılmalıdır. Örneğin, hassas ve korunmasına gereken alanlarda, bu alanlarda avcılık yapan tüm balıkçı gemilerinin satın alınması, av gücü yüksek büyük balıkçı gemileri için cazip fiyatlandırma yapılması gibi uygulamalar geliştirilmelidir. Balıkçı gemilerinin geri alınmasının etkilerinin ölçülebilmesi için balıkçılıktan çıkanların durumlarını ortaya koyan sosyo-ekonomik araştırmalar ve meslek edindirme gibi destekleyici sosyal projeler geliştirilmelidir.
İç sular kiralanmak suretiyle ticari amaçlı su ürünleri avcılığına açılmaktadır. İç sulardan elde edilen ürün miktarı il bazında toplanmaktadır. Hiçbir baraj gölü veya doğal gölün üretim miktarını gösterir veri bulunmamakta, bu durum söz konusu alanlara yönelik alınacak kararlarda eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. İç sularımızın avcılık, farklı türlerin bulaşması kirlilik gibi sorunlarını göz önüne alan, tüm etkenleri bir bütün halinde ele alan yönetim planlarının hazırlanması gerekmektedir.
Yetiştiriciliği yapılan alabalık, levrek ve çipura balıklarının beslenmesinde kullanılan yemlerde balık unu kullanılmaktadır. Kaba bir hesapla, alabalıklarda yemin dönüşüm oranı 1,2 ve yemlerindeki balık unu miktarı yüzde 25 olarak kabul edilecek olursa, 108 bin ton olan alabalık üretimi için 32 bin ton balık ununa ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca,75 bin tonluk levrek üretimi için 34 bin ton balık ununa, 52 bin tonluk çipura üretimi için 24 bin ton balık ununa, üç tür için ise 90 bin ton balık ununa ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.
SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BALIK UNUNA DAHA AZ İHTİYAÇ DUYULAN TÜRLER YETİŞTİRİLMELİDİR
2015 yılında toplam üretim içinde yüzde 49’luk paya sahip hamsilerin yaklaşık yarısı, çaça balıklarının ise tamamı balık unu ve yağı için kullanılmış, yaklaşık 25 bin ton balık unu üretimi gerçekleştirilmiştir. Yurt dışından ise 80 bin ton balık unu satın alınmıştır. Diğer sektörlerle beraber, 2015 yılında toplam 105 bin tonluk bir balık unu kullanılmıştır. Bu miktarda balık unu için yaklaşık 750 bin ton balığa ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle su ürünleri yetiştiriciliğinde balık ununa daha az ihtiyaç duyulan herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliğini teşvik edecek ve yaygınlaştıracak bir yaklaşımı benimsenmelidir.
Su ürünleri sağlıklı beslenme önerilerinin vaz geçilmezleri arasında yer alan bir besin maddesidir. Ancak kişi başına su ürünleri tüketimimizi, artan nüfusumuza koşut bir üretim artışı gerçekleşemediği için, artırmamız çok olası görülmemektedir. Ürettiğimiz ürünleri en iyi şekilde insan tüketiminde kullanmaya yönelmek, balıkçılık sektörüne zarar vermeden, ithalat gerçekleştirmek, tüketimi kısmen artırmak için bir seçenek olarak dikkate alınmalıdır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Balık tüketiminde sınıfta kaldık
Su ürünleri raporu açıklandı: Kişi başı yılda 6 kg balık tüketiyoruz
Serhat Şanlı
(ÖZEL HABER)
ADANA (İLKHABER) – Üç tarafı denizler ile çevrili ülkemizde kişi başı yıllık balık tüketimi 6 kg’dır. TMMOB Genel Başkanı Özden Güngör, ülkemizdeki balık üretimi, dünya ülkeleri arasındaki yerimiz, ihracat ve ithalat rakamları, balıkçı sayısı ve yıllık balık tüketimi hakkında önemli açıklamalar yaptı.
Son 47 yıl içerisinde 178 bin ton olan su ürünleri üretiminin, 672 bin tona çıktığını belirten Güngör;
‘’Su ürünleri üretimimiz avcılık ve yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirilmektedir. Ülkemiz kuzeyden güneye tür sayısı, sıcaklığı ve tuzluluğu artan, popülasyon sayısı azalan, farklı özellikte denizlere sahiptir. 200 kadar doğal gölümüz, 300’den fazla baraj gölümüz, 33 büyük akarsuyumuz ve 750 kadar göletimiz su ürünleri üretimi açısından önemli olan iç sularımızı oluşturmaktadır.
1970 yılında 178 bin ton olan üretimimiz, 2015 yılında 672 bin ton olmuştur. 2015 yılındaki üretimin yüzde 36`sı yetiştiricilik, yüzde 64’ü avcılık yoluyla gerçekleştirilmiştir.’’ Dedi.
Ülkemizdeki su ürünleri avcılığının büyük bölümünün Karadeniz’den sağlandığına değinen TMMOB Genel Başkanı Özden Güngör sözlerine şöyle devam etti;
DENİZLERDEKİ AVCILIĞIN YÜZDE 80’İ KARADENİZDEN YAPILMAKTADIR
‘’Denizlerden yapılan avcılıkta en önemli pay Karadeniz’e aittir. 2015 yılında denizlerden yapılan avcılıktaki payı %80 olmuştur. Avlanılan en önemli türler yüzde 49`luk payı ile hamsi, % 19`luk payı ile çaça, yüzde 9`luk payı ile beyaz kum midyesidir. Aynı yıl iç sularda avlanılan en önemli türler ise yüzde 26`lık payı ile sadece Van Gölünde bulunan inci kefali, yüzde 26`lık payı ile sazan, yüzde 20`lik payı ile havuz balığı ve yüzde 14’lük payıyla gümüş balığı olmuştur.
Avcılık faaliyetinde bulunan balıkçı gemilerinin 15 bini aşkın kısmı denizlerde, 3 bin kadarı ise iç sularda faaliyet göstermektedir.
DENİZLERDE EN FAZLA LEVREK YETİŞTİRİYORUZ
2015 yılında su ürünleri yetiştiriciliğinin yüzde 42`si iç sulardan, yüzde 58’i denizlerden gerçekleştirilmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliği yapan 2377 işletmenin yüzde 82’si iç sularda olmasına karşın, üretim içindeki payı yüzde 42 olmuştur. Alabalık, levrek ve çipura yetiştiriciliği yapılan en önemli türlerdir. Denizlerden yetiştiricilik yoluyla üretilen balıkların yüzde 54’ünü levrek, yüzde 37`sini çipura, yüzde 5’ini alabalık oluşturmaktadır. İç sulardan yetiştiricilik yoluyla üretilen balıkların ise tamamına yakını denebilecek kısmını alabalıklar oluşturmaktadır.
SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİNDE AVRUPA’DA İLK BEŞTEYİZ
Dünya su ürünleri üretimi 2014 yılında yüzde 56`sı avcılık, yüzde 44’ü yetiştiricilik yoluyla olmak üzere 167 milyon ton olmuştur. Avcılığın yüzde 13`ü, yetiştiriciliğin yüzde 64’ü iç sulardan gerçekleştirilmiştir. Türkiye toplam su ürünleri üretimi ile dünyada 30’lu sıralarda, AB ülkeleri içinde ilk beş sırada yer almaktadır.
KİŞİ BAŞI SU ÜRÜNLERİ TÜKETİMİMİZ 6 KG’DIR
Kişi başına su ürünleri tüketimimiz 6 kg civarındadır. 2013 yılında kişi başına dünya su ürünleri tüketimi ortalaması 19 kg, Avrupa ve AB ortalaması 22 kg civarında olmuştur. Bu rakamlar aynı yılda İzlanda`da 92 kg, Norveç`te 52 kg, Japonya`da 49 kg, İspanya`da 42 kg, Yunanistan`da 19 kg, Bulgaristan`da 7 kg, Irak’ta 3 kg olmuştur.
Türkiye’nin avcılık yoluyla üretimi artırma imkânı bulunmamaktadır. Avcılık politikaları ekosistem temelli bir yaklaşımla, üretimin sürdürülebilirliği üzerine oluşturulmalıdır.
Su ürünleri yetiştiriciliği yaptığımız türler karnivor türlerdir. Bu türlerin yem rasyonlarında balık unu ihtiyacı yüksektir. Su ürünleri yetiştiriciliği politikaları, balık ununa daha az ihtiyaç duyulan herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliğini teşvik edecek ve yaygınlaştıracak bir yaklaşımı benimsemelidir.
Su ürünleri sağlıklı beslenme önerilerinin vazgeçilmezleri arasında yer alan bir besin maddesidir. Ancak kişi başına su ürünleri tüketimimizi, artan nüfusumuza koşut bir üretim artışı gerçekleşemediği için, artırmamız çok olası görülmemektedir. Ürettiğimiz ürünleri en iyi şekilde insan tüketiminde kullanmaya yönelmek, balıkçılık sektörüne zarar vermeden, ithalat gerçekleştirmek, tüketimi kısmen artırmak için bir seçenek olarak dikkate alınmalıdır.
SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ
Su ürünleri sektörü; bitkisel üretim, hayvansal üretim ve ormancılıkla beraber tarım sektörünün dört alt sektöründen biridir. Ülkemizin üç tarafında bulunan farklı özelliklere sahip denizler, balıkçılık alanının en önemli kısmını oluşturmaktadır. 8333 km’lik bir kıyı şeridine sahip olan denizlerimiz, ortalama sıcaklık ve tuzluluk açısından farklı özellikler göstermektedir. Kuzeyde sıcaklığı ve tuzluluğu düşük (%0.17-0.18) Karadeniz, batı ve güneyde sıcaklık ve tuzluluğu yüksek Ege ve Akdeniz (%0.33-0.39) ile bir karışım bölgesi olan boğazlar ve Marmara denizi mevcuttur. Akdeniz`den Karadeniz’e geçişte tür adedinde azalma, buna karşın populasyon büyüklüğünde artış görülür. Denizlerimizin farklı özellikler taşıması sadece avcılığımızı değil, bu denizlerde yapılan yetiştiricilik faaliyetlerini de etkilemekte ve belirlemektedir.
İÇ SULARIMIZ SADECE AVCILIK DEĞİL, YETİŞTİRİCİLİK AÇISINDAN ÖNEM TAŞIMAKTADIR
Su ürünleri üretimi açısından önem taşıyan 200 kadar doğal göl, 300’ü aşkın baraj gölü, 750 civarında gölet ve 33 büyük akarsu bulunmaktadır. İç sular sadece avcılık açısından değil, yetiştiricilik açısından da önem taşımaktadır. Ülkemizde ekonomik öneme sahip tür sayısı 100 civarındadır.
Avcılık faaliyetleri için; Ticari amaçlı su ürünleri avcılık faaliyetinde bulunacaklar ile avcılık faaliyetinde kullanılacak gemiler için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından ruhsat tezkeresi alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Amatör avcılık ise bu avcılığa ilişkin tebliğ ile getirilen kurallara uyulması şartıyla herhangi bir izin belgesi alınmaksızın yapılabilmektedir.
Su ürünleri yetiştiricilik faaliyetinde bulunmak isteyenlerin, bu faaliyetlerine ilişkin projelerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylatarak izin alma zorunluğu bulunmaktadır.
Su ürünleri üretimi denizlerde ve iç sularda, avcılık ve yetiştiricilik yolu ile gerçekleştirilmektedir. Su ürünleri üretimimiz avcılık karakterli olmakla birlikte, su ürünleri yetiştiriciliğinin üretim içindeki payı artış eğilimi içindedir.
Su Ürünleri Üretimimiz (Ton)
Yıllar
Avcılık
Yetiştiricilik
Toplam
Üretim
İçsu
Deniz
Toplam
İçsu
Deniz
Toplam
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
1970
13.249
7
170.905
93
184.154
-
-
-
-
177.926
1980
32.255
8
397.321
92
429.576
-
-
-
-
429.576
1990
37.315
10
342.017
89
379.332
4.237
1
1.545
0
5.782
385.114
2000
42.824
7
460.521
79
503.345
43.385
7
35.646
6
79.031
582.376
2010
40.259
6
445.680
68
485.939
78.568
12
88.573
14
167.141
653.080
2011
37.097
6
477.658
67
514.755
100.446
14
88.344
13
188.790
703.545
2012
36.120
6
396.322
61
432.442
111.557
17
100.853
16
212.410
644.852
2013
35.074
6
339.047
56
374.121
123.019
20
110.375
18
233.394
607.515
2014
36.134
7
266.078
49
302.212
108.239
20
126.894
24
235.133
537.345
2015
34.176
5
397.731
59
431.907
101.455
15
138.879
21
240.334
672.241
AVCILIK YOLUYLA YAPILAN ÜRETİM SON YILLARDA PEK ARTIŞ GÖSTERMEDİ
Denizlerden avcılık yoluyla elde edilen üretim 1970`li yıllardan itibaren sürekli bir artış göstermişse de, son yıllarda bu artışın durduğu, üretimin gerilediği görülmektedir. İç sulardan avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretim ise son çeyrek yüzyılda çok fazla değişkenlik göstermemiş, 35-40 bin ton düzeylerinde olmuştur.
2015 yılı TUİK istatistiki verilerine göre toplam su ürünleri üretimi 672.241 ton olmuştur. Bu üretimin yüzde 64`ü avcılık, yüzde 36’sı yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Avcılığın yüzde 8`i iç sulardan, yüzde 92`i denizlerden gerçekleştirilmiştir. Denizlerden gerçekleştirilen avcılıkta Karadeniz en önemli paya sahiptir. Son beş yılda denizlerden avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimde Karadeniz yüzde 70-80’lik paylara sahip olmuştur. Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’den daha küçük alana sahip olmasına karşın, üretim miktarı daha fazla olmaktadır.
SON 5 YILDA HAMSİ MİKTARINDA AZALMA OLDU
Denizlerimizden avlanılan en önemli tür hamsi olup, bu türün av miktarındaki azalış ve artışlar, su ürünleri üretim miktarında da önemli değişikliklere neden olmaktadır. Son beş yıldaki avcılık verileri incelendiğinde, hamsi av miktarında azalış olduğunu söylemek mümkündür. Hamsiden sonra en fazla avlanılan tür, ülkemizde tüketim alışkanlığı bulunmayan, balık unu ve yağı fabrikalarının hammaddesi olan Çaça türüdür. Karadeniz’den avcılığı gerçekleştirilen bu türün av miktarında 2012-2013 yıllarında bir azalış olmuş olmakla birlikte, üretim miktarı 70-80 bin ton civarındadır. Hamsi ve çaçadan sonra en fazla avlanılan balık türlerimiz sardalya ve istavrittir. Bu türler, denizlerden avlanılan su ürünleri içinde yüzde 6-7 civarında bir paya sahiptirler.
Denizlerden Avlanılan Önemli Türlerin Üretim Miktarı (ton)
Türler
2011
2012
2013
2014
2015
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Hamsi
228.491
48
163.982
41
179.615
53
96.440
36
193.492
49
Çaça
87.141
18
12.092
3
9.764
3
41.648
16
76.996
19
Beyaz Kum Midyesi
30.176
6
61.225
15
28.030
8
21.828
8
37.404
9
Palamut
10.019
2
35.764
9
13.158
4
19.032
7
4.573
1
Sardalya
34.709
7
28.248
7
23.919
7
18.077
7
16.693
4
İstavrit
25.010
5
30.946
8
28.424
8
16.324
6
16.664
4
Mezgit
9.455
2
7.367
2
9.397
3
9.555
4
13.158
3
Lüfer
3.122
1
7.390
2
5.225
2
8.386
3
4.136
1
Deniz Salyangozu
6.534
1
9.596
2
8.655
3
7.004
3
8.795
2
Tekir-Barbunya
5.738
1
6.220
2
4388
1
5.078
2
4.757
1
Diğer Türler
37.263
8
33.493
8
28.472
8
22.707
9
21.063
5
Toplam
477.658
100
396.323
100
339.047
100
266.078
100
397.731
100
Kaynak; TUİK Su Ürünleri İstatistikleri
Denizlerden balıklar dışında avlanılan iki önemli tür, ülkemizde tüketilmeyen, yurt dışına ihraç edilen beyaz kum midyesi ve deniz salyangozudur. Tamamına yakın kısmı Karadeniz`den avlanılan bu türlerden beyaz kum midyesinin olağan bir sezonda üretim miktarı 30 bin ton, deniz salyangozunun ise 8 bin ton civarındadır.
İç sulardan avcılık yoluyla gerçekleştirilen su ürünleri üretiminde önemli dalgalanmalar olmamaktadır. İç sularda avlanılan en önemli tür, Van Gölünden avlanılan ve endemik bir tür olan inci kefalidir. İnci kefali, iç sulardan gerçekleştirilen üretimimiz içinde yaklaşık yüzde 25`lik bir paya sahiptir. Sazan av miktarı da inci kefaline yakın düzeylerdedir.
İç sularda avlanılan gümüş ve havuz balıkları, iç sularımızın doğal türleri olmayıp, çeşitli nedenlerle bu alanlara bulaşarak, önemli populasyon oluşturmuş istilacı türlerdir. Gümüş balıklarının tamamına yakın kısmı, havuz balıklarının da önemli bir kısmı yurt dışına ihraç edilmektedir.
AVCILIK FAALİYETLERİNDE BULUNAN RUHSATLI 18 BİN BALIKÇI GEMİSİ VARDIR
Su ürünleri avcılığında bulunmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ruhsat tezkeresi düzenlenmiş 18.062 balıkçı gemisi bulunmaktadır. Bu gemilerin 15.680’i denizlerde avcılık faaliyetinde bulunmaktadır. Denizlerde avcılık faaliyetinde bulunan balıkçı gemilerinin yüzde 86’sını 10 metreden küçük balıkçı gemileri oluşturmaktadır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı stoklar üzerindeki av baskının azaltılması ve su ürünleri avcılığının sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla 2002 yılından bu yana denizlerde avcılık faaliyetinde kullanılmak istenen yeni gemilere ruhsat tezkeresi düzenlememektedir. Aynı amaç doğrultusunda 2013, 2014 ve 2015 yıllarında denizlerde avcılık faaliyetinde bulunan on metre ve üzerinde boy uzunluğuna sahip 1011 balıkçı gemisi Bakanlık tarafından satın alınarak, balıkçılık faaliyetinden çıkarılmıştır.
ÜLKEMİZDE EN FAZLA LEVREK YETİŞTİRİLİYOR
Ülkemizdeki yetiştiricilik üretim miktarının tamamına yakın denebilecek kısmını levrek, çipura ve alabalık oluşturmaktadır. Alabalık bir tatlı su balığı olmakla birlikte, düşük yoğunlukta tuzluluğa adapte olabildiğinden, Karadeniz`de ağ kafeslere belli büyüklükte konarak, yetiştiriciliği gerçekleştirilmektedir. Çipura balıklarının da, toplam üretim içindeki payları küçük olmakla birlikte, özellikle Muğla bölgemizde toprak havuzlarda yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Su ürünleri yetiştiriciliği iç sularda baraj gölleri, doğal göller, akarsular ve diğer su kaynaklarında ve denizlerde gerçekleştirilmektedir. İç sularda gerçekleştirilen yetiştiricilik üretim miktarı, başlangıç yıllarından itibaren, denizlerdekinden fazla olmuşsa da son yıllarda denizlerdeki üretim miktarı iç sulardan gerçekleşen üretim miktarını geçmiştir.
2015 yılı verilerine göre, su ürünleri yetiştiriciliği içinde alabalığın payı, yüzde 2`si denizlerde olmak üzere, yüzde 45’dir. Sadece denizlerde yetiştirilen levrek ise yüzde 31’lik bir paya sahiptir. Çipura üretiminin yetiştiricilik içindeki toplam payı ise yüzde 22 olmuştur.
Su ürünleri yetiştiriciliği en yoğun olarak denizler, baraj gölleri, doğal göller ve bazı büyük akarsularda kafeslerde gerçekleştirilmektedir. Kafesler dışında çeşitli su kaynakları kullanılarak beton ve toprak havuzlarda da yetiştiricilik yapılmaktadır.
Denizlerdeki tesisler daha büyük kapasiteli olup, iç sulardaki tesis sayısının dörtte biri kadar olmasına karşın, bu tesislerden yapılan toplam üretim, iç sulardan yapılan üretimi geçmiştir. 2015 yılında tesis başına yapılan üretim miktarı denizlerde 325 ton iken, iç sularda 52 ton olmuştur.
2015 YILINDA 692 MİLYON DOLARLIK İHRACAT, 250 MİLYON DOLARLIK İTHALAT YAPILDI
Türkiye su ürünleri dış ticaretinde pozitif durumdadır. 2015 yılında 692 milyon dolarlık ihracata karşılık, 250 milyon dolarlık ithalat yapılmıştır.
İhraç edilen su ürünleri, ithal edilen su ürünlerinden daha yüksek fiyata sahiptir. 2015 yılında ihraç edilen su ürünlerinin kilogram fiyatı 5,85 dolar iken, ithal edilen su ürünlerinin kilogram fiyatı 2,55 dolar olmuştur.
Su ürünleri ihracatımızda yetiştiricilik ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. 2015 yılında su ürünleri ihracat değeri içinde alabalık yüzde 13, levrek yüzde 24, çipura yüzde 21’lik bir paya sahip olmuştur. Aynı yıl su ürünleri ithalat değeri içinde ise somonlar yüzde 24, uskumru/kolyoz yüzde 27’lik bir paya sahiptir.
En fazla su ürünleri ihracatı yapılan ülkeler AB ülkeleridir. 2015 yılında en fazla su ürünleri ihracatı yapılan ülkelere bakacak olursak;
Hollanda 144 milyon dolar, İtalya 91 milyon dolar, Almanya 68 milyon dolar, İngiltere 58 milyon dolar, Japonya 46 milyon dolar, Rusya 42 milyon dolar, İspanya 34 milyon dolar, Lübnan 27 milyon dolar, ABD 23 milyon dolar ve Fransa’ya 17 milyon dolar olmuştur. Su ürünleri ihracatının en fazla yapıldığı bu 10 ülke, toplam su ürünleri ihracat değeri içinde yüzde 80’lik paya sahiptir.
Norveç 122 milyon dolar, İzlanda 20 milyon dolar, Fas 13 milyon dolar, Çin 12 milyon dolar ve Libya 11 milyon dolardır. Bu ülkelerin toplan su ürünleri ithalatındaki payı yüzde 72’dir.
Toplam su ürünleri ithalat değerinin yaklaşık yarısı Norveç’ten ithal edilen su ürünleri için harcanmaktadır. Norveç’ten özellikle somon ve uskumru/kolyoz ithalatı yapılmaktadır. Fas ve Libya’dan ise avcılığı uluslararası kotaya tabi olan canlı orkinoslar, Türkiye’deki çiftliklerde semirtilmek amacıyla ithal edilmektedir.
EN FAZLA SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ YAPAN ÜLKE ÇİN’DİR
Dünya su ürünleri üretiminin yapısı, ülkemizdekine benzer özellikler göstermektedir. Avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimin miktarı ve toplam üretim içindeki payı azalırken, yetiştiriciliğin payı artmaktadır.
2014 yılında dünya su ürünleri üretimi 167 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu üretimim yüzde 56`sı avcılık, yüzde 44`ü yetiştiricilik yoluyla gerçekleşmiştir. Avcılık yoluyla yapılan üretimin ise yüzde 13`ü iç sulardan, yüzde 87’si denizlerden yapılmıştır. Yetiştiricilik yoluyla yapılan üretimde iç suların payı, denizde yapılan üretimden fazla olmuştur.
En fazla su ürünleri üretiminin yapıldığı ülke Çin’dir. 2014 yılında 62 milyon ton su ürünleri üretimi gerçekleştirmiş olan Çin`in, avcılık yoluyla gerçekleştirilen üretimdeki payı yüzde 18, yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirilen üretimdeki payı yüzde 62, toplam üretimdeki payı ise yüzde 37’dir.
Ülkemiz yıldan yıla değişmekle birlikte, toplam su ürünleri üretiminde dünyada otuzlu, AB ülkeleri arasında ise dördüncü- beşinci sıralarda yer almaktadır.
2014 yılında AB ülkelerinin toplam su ürünleri üretiminin yüzde 81’i avcılık yoluyla gerçekleştirilmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliğindeki üretimin yüzde 78’si denizlerden sağlanmıştır. AB ülkelerinde iç sularda ticari amaçlı avcılık çok düşük düzeylerde olduğundan ülkemiz ilk sırada yer almaktadır. 2014 yılında AB ülkeleri arasında avcılık açısından altıncı, yetiştiricilik açısından ise ikinci sırada yer aldık.
Av filomuzun yapısı açısından AB ülkeleri ile bir kıyaslama yapıldığında, sayıca en fazla balıkçı gemisine sahip olduğumuz görülmektedir.
AB ülkeleri arasında en fazla balıkçı gemisine sahip olan ülkeler, Türkiye gibi Akdeniz ülkesi olan Yunanistan ve İtalya’dır. Akdeniz balıkçılığının genel karakteristik özelliği, çok sayıda küçük balıkçı gemisinin filoda yer almasıdır.
SU ÜRÜNLERİ TÜKETİMİ ÜLKEMİZDE ÇOK AZ
Kişi başı su ürünleri tüketimimiz AB ve dünya ortalaması göz önüne alındığında oldukça düşüktür. 2013 yılında kişi başına su ürünleri tüketimimiz 6,07 kg olurken, dünya ortalaması 18,98 kg, AB ortalaması 22,47 kg olmuştur.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de avlanabilir stok büyüklüğüne ulaşıldığı genel kabul görmektedir. Ülkemizin avcılık yoluyla üretimi artırma imkânı bulunmamaktadır. Avcılık politikaları ekosistem temelli bir yaklaşımla, üretimin sürdürülebilirliği üzerine oluşturulmalıdır. Avcılık faaliyetinin gerçekleştirildiği denizler ve iç suların kalite ve niteliklerinin her türlü kirlenme ve bozulmadan korunması, bu alanlardan üretim yapılmasının devam etmesi kadar, su kaynağı olarak gelecek kuşaklara aktarmamız gereken emanetler olarak görülmelidir.
BALIKÇILIK FİLOLARINDA, TONAJ VE MOTOR GÜCÜ ESAS ALINMALIDIR
Gelişen av teknolojisi ve ürünlerin muhafaza imkânlarının gelişmesi, stoklar üzerindeki av baskısının artmasına yol açmaktadır. Bu baskının azaltılması amacıyla balıkçı gemilerinin Bakanlık tarafından geri alınması yararlı olmakla birlikte, bu hali ile sadece skora dönük bir uygulama niteliğindedir. Balıkçı gemilerinin tonaj ve motor güçlerindeki artışlara yönelik bir sınırlama bulunmaması, sadece boy uzunluğunun dikkate alınması, balıkçı gemilerinin geri alınmasına yönelik amaçla çelişmektedir. Balıkçılık filosuna yönelik uygulamalarda, dünyadaki uygulamalara uygun olarak tonaj ve motor gücü esas alınmalıdır.
Balıkçı gemilerinin geri alınması daha spesifik amaçlara yönelik farklı uygulamaları da kapsayacak, av baskısını gerçekten azaltacak gemilerin satın alınması hedeflenerek yapılmalıdır. Örneğin, hassas ve korunmasına gereken alanlarda, bu alanlarda avcılık yapan tüm balıkçı gemilerinin satın alınması, av gücü yüksek büyük balıkçı gemileri için cazip fiyatlandırma yapılması gibi uygulamalar geliştirilmelidir. Balıkçı gemilerinin geri alınmasının etkilerinin ölçülebilmesi için balıkçılıktan çıkanların durumlarını ortaya koyan sosyo-ekonomik araştırmalar ve meslek edindirme gibi destekleyici sosyal projeler geliştirilmelidir.
İç sular kiralanmak suretiyle ticari amaçlı su ürünleri avcılığına açılmaktadır. İç sulardan elde edilen ürün miktarı il bazında toplanmaktadır. Hiçbir baraj gölü veya doğal gölün üretim miktarını gösterir veri bulunmamakta, bu durum söz konusu alanlara yönelik alınacak kararlarda eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. İç sularımızın avcılık, farklı türlerin bulaşması kirlilik gibi sorunlarını göz önüne alan, tüm etkenleri bir bütün halinde ele alan yönetim planlarının hazırlanması gerekmektedir.
Yetiştiriciliği yapılan alabalık, levrek ve çipura balıklarının beslenmesinde kullanılan yemlerde balık unu kullanılmaktadır. Kaba bir hesapla, alabalıklarda yemin dönüşüm oranı 1,2 ve yemlerindeki balık unu miktarı yüzde 25 olarak kabul edilecek olursa, 108 bin ton olan alabalık üretimi için 32 bin ton balık ununa ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca,75 bin tonluk levrek üretimi için 34 bin ton balık ununa, 52 bin tonluk çipura üretimi için 24 bin ton balık ununa, üç tür için ise 90 bin ton balık ununa ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.
SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BALIK UNUNA DAHA AZ İHTİYAÇ DUYULAN TÜRLER YETİŞTİRİLMELİDİR
2015 yılında toplam üretim içinde yüzde 49’luk paya sahip hamsilerin yaklaşık yarısı, çaça balıklarının ise tamamı balık unu ve yağı için kullanılmış, yaklaşık 25 bin ton balık unu üretimi gerçekleştirilmiştir. Yurt dışından ise 80 bin ton balık unu satın alınmıştır. Diğer sektörlerle beraber, 2015 yılında toplam 105 bin tonluk bir balık unu kullanılmıştır. Bu miktarda balık unu için yaklaşık 750 bin ton balığa ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle su ürünleri yetiştiriciliğinde balık ununa daha az ihtiyaç duyulan herbivor ve omnivor türlerin yetiştiriciliğini teşvik edecek ve yaygınlaştıracak bir yaklaşımı benimsenmelidir.
Su ürünleri sağlıklı beslenme önerilerinin vaz geçilmezleri arasında yer alan bir besin maddesidir. Ancak kişi başına su ürünleri tüketimimizi, artan nüfusumuza koşut bir üretim artışı gerçekleşemediği için, artırmamız çok olası görülmemektedir. Ürettiğimiz ürünleri en iyi şekilde insan tüketiminde kullanmaya yönelmek, balıkçılık sektörüne zarar vermeden, ithalat gerçekleştirmek, tüketimi kısmen artırmak için bir seçenek olarak dikkate alınmalıdır.
En Çok Okunan Haberler