TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayatın her alanına karşı meraklıyım

Özel gereksinimli çocuklar için hazırladığım projeyi duyunca bana ulaştı. Projenin neresinde yer alabileceğini sordu. Sonra tanıştık. Enerjisi yüksek, kültürlü, güzel genç bir kadın. Tabi ki podyuma çıkacak toplum gönüllüsü hanımların arasına onu da dahil ettim. Emine Erdem aslında bir avukat. Ancak o kadar farklı alanlarda uğraşları var ki sadece avukat diye tanıtmak haksızlık olur. O aynı zamanda bir fotoğrafçı, bir tiyatro oyuncusu, bir sinema aktristi, bir dansçı, bir senarist ve dahası… Hayatın her alanına karşı merakı olan böyle donanımlı bir insanla röportaj yapılmaz da ne yapılır?

Haber Giriş Tarihi: 15.04.2017 17:41
Haber Güncellenme Tarihi: 15.04.2017 17:41
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Hayatın her alanına karşı meraklıyım

Hayatın her alanına karşı meraklıyım

 

 

RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM

 

 

Seni biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba, Adanalıyım. Yaklaşık 5 yıldır Adana’da avukatlık yapıyorum.

Genç bir avukat olman mesleğinde dezavantaj yaratıyor mu?

 

Genç olmanın hem avantajı hem dezavantajı tabii ki var. İnsanlar akıl danıştıkları kişinin tecrübeli olmasını bekliyor ve tecrübe genelde yaşla ilişkilendirilen bir şey. Ancak sadece mesleki olarak değil her alanda çağımızda doğru bilgiye ulaşan kazanıyor ve ulaşmayı bilen kazanıyor. Bu anlamda genç olmak insana hız ve dinamizm katıyor diyebilirim. Ancak ben bu konuda şuna inanıyorum, doğum tarihinin üzerinden kaç yıl geçtiğinden ziyade insanın davranışsal yaşı ve olaylara bakış açısının çağın ilerisinde ve düşünebilme kabiliyeti her zaman  büyük bir artıdır. Tabii dış görünüş olarak küçük görünmek profesyonellik anlamında komik olaylara sebep oluyor: Beni lise öğrencisi zannettikleri dahi olmuştur J)

 

Fotoğraf sanatıyla uğraşıyorsun aynı zamanda. Nasıl başladı bu merak, iyi fotoğraf çeker misin?

 

Fotoğraf merakım çok yeni aslında, yaklaşık 1,5 yıldır fotoğraf çekiyorum. Fotoğrafa başlamam da zorla oldu J Manevi  babam –kendisi de avukattır- Sefa Aydoğan aynı zamanda Adana Fotoğraf Amatörleri Derneğinin önceki başkanıydı. Benim her zaman bakış açımı çok beğenmiş ve farklı bulmuştur. Kendimi iyi ifade edebileceğim bir yol olduğunu düşündüğü için öğrenmem konusunda ısrarcı oldu.Onun zorlamasıyla başladım fotoğraf çekmeye ve çok sevdim.  İyi fotoğraf çekmek diye bir şey yoktur bana göre, çünkü fotoğraf bir bakıştır, duygudur. Hiç birine gözün iyi bakıyor mu diye soruyor muyuz? Fotoğraf  tekniklerini iyi kullanmak vardır sadece. Ama ben kendimi her konuda  hayat boyu  talebe olarak görüyorum ve kendi vizörümden dünyaya izleyici olmayı seviyorum.

 

Oyunculuk yönün de var bildiğim kadarıyla. Bu konudan biraz bahseder misin?

Ah evet. Aslında sözde hobi ama ben oyunculuğu da iş olarak görüyorum. Yani nasıl duruşmaya geç kalmıyorsam, davalar için ön hazırlık araştırma yapıp çalışıyorsam herhangi bir rol için de öyle çalışıyorum. Tabii ki hiç oyuncuyum demem diyemem, zira bu işe yıllarını vermiş üstatlara haksızlık olur. Ben oyunculuk da yapıyorum diyorum. İngilizce’de  birinin işini sorarken ‘hayatını nasıl kazanıyorsun’ diye sorulur . Ben resmi eğitimim ve para kazanmam sebebiyle Avukatlık diye cevap veriyorum ancak oyunculuk bana yaşadığımı en çok hissettiren heyecanım, uğraşım,  ‘’kendimi’’ kazanma şeklim .

Peki  nasıl başladın hangi projelerde yer aldın şimdiye kadar oyunculuk anlamında?

 

Herkes bu tarz işlerde 3 yaşında 5 yaşında başladım vs diye anılarını anlatır. Ben nasıl başlayamadığımı anlatayım. Ortaokul ve liseyi Adana Anadolu Lisesinde okudum. Bizim okulumuz hem ders başarısını hem de sosyal faaliyetleri ve sporu çok önemseyen bir okuldu her zaman. Her alanda sayısız başarısı vardır. Lisede işte bir tiyatro oyunu hazırlanacak ben de katıldım. Ama babam izin vermedi. Ders çalıştım mecburen ama sonra üniversitede hukuk fakültesinde okurken çeşitli tiyatro eğitimleri aldım,  konservatuarda okuyanlara ne tür dersler aldıklarını sorup o alanlarda kitaplar okudum. Sonra avukatlık stajına başladığımda Adana Barosu’nda bir tiyatro grubu kurduk ,3 yıl oyun çıkardık.Çok da keyifli zamanlardı.Onlar hala devam ediyor ama ben daha çok sinemaya yöneldim artık.

Rol Aldığım Oyunlar

"Bir Şehnaz Oyun" 2011

"Anam , Bacım ,Avradım " 2012

"Tersine Dünya" 2013

http://www.adanabarosu.org.tr/haberler/tersine-dunya

Rol Aldığım Sinema Filmleri 

"Belik -2013 Yönetmen Süllü Veli Arpaç  (Antalya Altinportakal Film festivali özel gösterim)

https://www.facebook.com/belikfilmi/  

https://m.youtube.com/watch?v=fOlTnGbQHxM

"O Hikaye- 2015 Yönetmen Süllü Veli Arpaç ( Kuşadası Film Festivali Yarışma Filmi) 

Rol Aldığım Kısa Filmler 

2023 - 2013-Yönetmen Cemil Sobacı( Ankara Tabipler Odası Kısa Film Yarismasi 1.lik ödülü)

https://m.youtube.com/watch?v=qoLs9CEi9ww 

Döngü  -Yönetmen Sefa Aydoğan

 http://www.adanabarosu.org.tr/haberler/kisa-film.html

 

Ouroboros  -2016-Yönetmen Melik Aksan ( Londra Türk Filmleri Festivali finalisti)

https://www.facebook.com/ouroborosshortfilm/ 

 

Kahramanım-2016  Yönetmen Hakan Erdoğan

 

Kar Kirazı-2017  Tunahan Kurt

Güvercin-2016 Yönetmen Banu Sıvacı

 

 Bu rol aldığım filmlerin dışında benim de sanat yönetmenliğini yaptığım ‘’Müdür(2016)’’ isimli kısa film var o da İstanbul Uluslararası Kısa film Festivali finalisti olmuştu

 

 

Senaryo yazımı konusunda da uğraşların var. Bu konuda neler anlatırsın?

Sadece senaryo yazımı değil aslında genel olarak edebiyata meraklıyım.  Pek çok şiirim var. Yeterli sayıya geldiklerini düşündüğümde kitaplaştırılmak üzere bekliyor onlar. Bir roman taslağım var yazmakta acele etmiyorum. Ama son yıllarda sinemayla uğraşan senarist ve yönetmen arkadaşlarım kalemimi beğendikleri için benim de senaryo yazmamı çok istediler. Şu an yazdığım bir senaryo var. Kadınların kendiyle konuşma dilleri üzerine.

Ben her yıl kendime bir alan belirleyip ders çalışır gibi o alanda kendimi eğitmeye çalışıyorum. Dünyaya farklı pencerelerden bakabilmeyi, çok boyutlu bakabilmeyi sağladığını düşünüyorum bunun .Ve hadi oturup senaryo yazayım diye başlamadım tabii ki buna da. Bir çok senaryo yazımı ile ilgili kitap aldım, sinema tarihi, çekim teknikleri, bu konuyla ilgili neler bulabildiysem okudum ,okuyorum, araştırıyorum . Bu saydığım alanların hepsi başlı başına derya deniz konular. Ama  elimden geldiğince bilgi sahibi olmaya çalışıyorum. Sinemaya izleyici olarak da yıllarını vermiş arkadaşlarımdan öneriler alıyorum. Haftada en az 5 film izlemeye çalışıyorum. İzlerken her detayına çekim açılarına, senaryo kurulumuna, oyunculuklara dikkat ederek ders dinler gibi izliyorum.

Aynı zamanda bir sinema derneği kurma düşüncen var. Nasıl bir dernek olacak? Faaliyet alanları ne olacak?

Evet bir sinema derneği projem var.  Adana’da sinema alanında üretken, hem meraklı hem donanımlı o kadar çok insan var ki. Biz boşuna Yılmaz Güney’in Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in memleketinde değiliz.  Bu alt yapıyı genç ve donanımlı insanları bir çatı altında toplama düşüncesindeyim.  Derneğin  amaçları ve faaliyet alanlarını özetlemek gerekirse yeni çıkan filmlerle ilgili eleştirilerin olduğu  basılı  ve süreli  bir yayın çıkarılması, Adana’da film platosu kurulması (şu an zaten böyle bir proje var fakat dernek olarak da bu işleyişin takip edilmesi)  Adana’da gösterim imkanı bulunmayan  sinema filmlerinin  gösterilmesi için uygun mekan ve ortamın hazırlanması,  kısa filmlerin vizyon filmlerinden önce sinema salonlarında gösteriminin sağlanması, en önemlisi  film yapımcılarından –yönetmenlerden- senaristlerden daha kaliteli yapımlar talep eden sinema algısı yüksek bir izleyici kitlesi yetiştirmek,  film yapım atölyeleri, workshopları açmak, deneyimli sinema duayenleri ile buluşma imkanı yaratmak diyebiliriz.

Dansı es geçmeyelim. Dans ettiğini de biliyorum. Ne tür danslar?  Dans senin için ne ifade ediyor.

Sanatın her dalı birbirini besliyor aslında. Tiyatro yapmış olmak fotoğraf çekmeyi öğrenirken çok kolaylık sağladı. Fotoğraf hocalarım dahi bu konuda algımın yüksek ve hızlı olduğunu söylemişti. Tiyatrodaki ‘rol çalmamayı ‘’markelememe’’yi fotoğrafta da kullanıyorsun.Ya da ışığı..Oyuncu ışığı doğru almalıdır, fotoğrafçı da ışığı doğru ayarlamalıdır gibi..Hatta  geçen yıl ilki yapılan, bu yıl da yapılmasını beklediğimiz Portakal Çiçeği Festivali kısa film yarışması için bir film hazırlamıştık. Orda dans tutkusu olan bir kızı canlandırıyordum ve filmde de dans etmiştim. Ancak yarışma iptal olunca proje de tamamlanmadı.

 

 Dans da bana özgürlük veren  ve içsel enerjimi ortaya çıkarabildiğim bir alan. Latin danslarıyla ilgileniyorum.  Bir kültüre ait her hangi bir dansı öğrenmek o kültüre merakı da beraberinde getiriyor. Global anlamda insanları birbirine en çok yakınlaştıran şeylerden biri olduğunu düşünüyorum. İnsanların içindeki şiddet eğilimini de azalttığını gözlemledim. Çünkü kendi bedenini kontrol etmeyi, duygu durumunu ölçmeyi öğreniyorsun dansla birlikte.

 

 

Bu kadar çok şeyi yapmaya nasıl zaman buluyorsun? Yorulmuyor musun?

Programımı doğru yapmakla alakalı sanırım. Zaten büyük bir merakla ve istekle yaptığım şeyler olunca beni yormuyor haliyle, tam tersi ben bunlarla dinleniyorum. Dışardan bakan bir insan için aşırı hobi zehirlenmesi yaşıyor gibi görünebilirim ancak ben genel olarak hayatın her alanına karşı meraklıyım. Daha 8 yaşındayken yolda rüzgarda uçan bir gazete parçası da görsem onu  bile okurdum. Benimki böyle bir merakJ

 

16 Mayıs’ta bir sosyal sorumluluk projesi için podyuma da çıkacaksın. Neler hissediyorsun?

Buna bir şiirle cevap verebilirim ‘gün doğmadan
deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola
kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında
içinde bir iş görmenin saadeti
gideceksin ırıpların çalkantısında
balıklar çıkacak yoluna, karşıcı
sevineceksin"
  demiş ya Orhan Veli … İşte tam olarak buradaki  şairin bahsettiği saadeti yaşama telaşındayım. İçinde bulunmaktan onur duyduğum bir proje. Tabii ki tatlı bir heyecan da var. Projenin organizatörü olarak size, Ertan Kayıtken’e ve şahsınızda  tüm ‘katılımcılara teşekkür ediyorum. Adana’nın başarılı ve en güzel kadınları  harika bir gecede güzel bir amaç uğruna  podyumda olacak. Bu gerçekten eşine az rastlanır bir durum.

Başka yapmak istediğin hayatına sığdırmak istediğin şeyler var mı?

Ben bir şeyi yaparken ne olursa olsun layıkıyla yapmayı isterim. Şu an üzerinde çalıştığım projeler  bitince bir müzik aleti çalmayı da öğrenmek istiyorum. Tolstoy’un bisikleti hikayesi her zaman aklımın bir kösesinde kalmaya devam edecek. Zira benim öğrenme merakım cv’min hobiler kısmını uzatmak niyetiyle değil kesinlikle. Ben araba lastiği değiştirmeyi de öğrendim, iğne oyası yapmayı da, baklava açmayı da, odun kırmayı da , çiçek yetiştirmeyi de, nailart yapmayı da , şu an hala işaret dili eğitimi alıyorum... Neden çünkü bunlar bir gün lazım olduğunda tek başıma yapabilmeliyim.  Donanımlı olmak hayatta bize hız kazandıran bir unsurdur. Evimizde ufacık işler için bile birilerini arama telaşına düşmek çok yorucu bana göre. Kendi odamın duvarlarını boyamışlığım bile vardır.

Bunların dışında aslında 2 yıl önce  yapmak istediğim ve ayağımdaki ufak bir sakatlık sonucu ertelediğim bir şey daha var : Yardım için maratonlara katılmak.  Bahsettiğim sakatlığı yeni yeni atlattım, koşma antremanlarına yakında başlayabilirim diye düşünüyorum.

En çok istediğim şeylerden biri de koruyucu anne olmak ancak bunun için kendi hayat şartlarımın  ve psikolojimin tam  hazır olmasını bekliyorum. Henüz bir girişimim olmadı.

Bu çok yönlülük kendi hayatına ne katıyor?

Aslında bahsettiğim her şey bir araç ..Gözümün önünde şahane bir gün batımı varken onun fotoğrafını çekmeyi tercih edebilirim, o turuncu-pembe ışıkların altında dans etmeyi seçebilirim, yazdığım senaryoma gün batımına doğru yürüyen bir adam ekleyebilirim , sonra bir an çocukluğuma gidip Red-Kit’i köpeği  ve Rintintin’i düşünüp gülümseyebilirim ya da  güzel bir gün batımında geçmişte dostlarımla yaptığım sohbetleri hatırlayıp mutlu olabilirim.Hepsi de hayatın güzel detaylarını yakalamaya hizmet ediyor. Günlük koşuşturmada insanlar bu detayları kaçırabiliyor. Farklına varmak lazım. Hayat detaylarla güzel ve anlamlı..

 

emineerdeming nedir ? İnstagramda bu isimle paylaşımların var.

Çok sevdiğim bir fotoğrafım var . Rahmetli Mesut Yavuz abim çekmişti . Kendisi Adana Devlet Tiyatrosu’nun da sahne fotoğraflarını çekerdi. emineerdeming o fotoğraftaki pozun aynısını verip fotoğraf çektiren kişilerden oluşan bir trend , önce arkadaşlarımla başladı sonra pek çok ünlü kişi  ve bazı hiç tanımadığım kişiler bu pozu verip fotoğraflarını bana gönderdiler ve  ben de paylaştım .instagramda #emineerdeming hastaginden ulaşılabilinir pozlara .. ozan sihay , mesut Akusta , eser Karabil , şafak özbir, Şeyma subaşı bile var bu pozu verenler arasında .. esprili ve Harika bir sinerji oluştu . Yeni insanlar tanıdım bu sayede :) hatta sizden de bekliyorum pozu Murat bey 

En kısa zamanda söz.

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.