TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İş’e yarayan işlerin adamı

İyi bir gazeteci, iyi bir ortak, iyi bir köşe yazarı, iyi bir üniversite hocası, iyi bir aşçı, iyi bir aile babası. 9 yıldır bölgenin en ciddi ekonomi gazetesini ortağı Esra Özden’le birlikte aralıksız çıkarıyor. İş’e yarayan toplantılar yapıyor. İş dünyasını buluşturan Lokomotif ödülleri gecesiyle markalaşan işler e imza atıyor. Merkezi İstanbul'da bulunan Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin Anadolu'dan seçilmiş ilk ve tek yönetim kurulu üyesi aynı zamanda. Burada da bölgemizi temsil etmenin gururunu yaşıyor. Mehmet Uluğtürkan’dan bahsediyorum.

Haber Giriş Tarihi: 04.05.2017 17:15
Haber Güncellenme Tarihi: 04.05.2017 17:15
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
İş’e yarayan işlerin adamı

İş’e yarayan işlerin adamı

 


RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM

Ekonomiyi iyi bilen bir gazetecisin. Ekonominin hangi yönleri seni çekiyor? Neden bir başka alanda değil de bu alanda uzmanlaşmayı seçtin?

 ‘Ekonomiden iyi anlıyorum’ demeyeyim de ekonomi haberlerine daha çok ilgi duyuyorum diyeyim. Gazetecilikten ilk maaşımı 1989 yılında aldım. Ankara’da Rüzgarlı Sokak’ta başladım mesleğe. İlk katıldığım basın toplantısı dönemin Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal’ın ekonomiye dair anlattıklarıyla ilgiliydi. Notlarımı aldım, fotoğrafımı çektim. Haberimi yazıp teslim ettim. Yazı işleri çok beğendi. Sonrasında ekonomiyle ilgili hangi haber varsa beni görevlendirdiler. Ben de bu alanı sevdim açıkçası. Böylece ekonomi haberciliği üzerime kaldı. Bundan mutsuz da olmadım. Kendimi bu alana yoğunlaştırdım. Biliyorum ekonomi haberleri sıkıcıdır. Ama yazarken mümkün olduğunca kendimi okuyucu yerine koyarak  bu haberleri sevdirecek kıvamda yazmaya çalıştım. Bazı arkadaşlarım “Bir Darendeli’den gazeteci olursa ancak ekonomi yazar” diyorlar. Belki de bunun da etkisi vardır.

Çukurova Üniversitesi’nde ders veriyorsun. Günümüz gençliğine dışarıdan baktığımızda pek sorgulamayan, okumayan internet bağımlılarını görüyoruz. Siz onların içinde biri olarak nasıl görüyorsunuz?

 Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ‘Ekonomi Gazeteciliği’ dersi veriyorum. Üçüncü sınıflara haftada 4 saat. Açık söylemem gerekirse durum söylediğiniz gibi değil. Bu kuşak farklı düşünüyor, hızlı karar veriyor. İnternetle büyüdüler. 20’li yaşlardalar ve 20 yıldır internetle tanışıklar. Esas bizim kendimizi yeni döneme adapte etmekte problemimiz var. Özellikle kendi mesleğimle ilgili söylemem gerekirse değişime ihtiyacı olan bizleriz. Daha kısa, daha hızlı, daha evrensel dille yazılmış metinler talep ediliyor. Tecrübelerimi aktarıyorum. Ancak, aktardığım kadar da öğreniyorum. Hocalık zor.

 Yıllardır Adana’nın ekonomik anlamda hep geriye gittiği Gaziantep’in, Kayseri’nin bizi solladığı gibi klişe yargılar var. Bu yargı doğru mudur? Doğruysa durum nasıl düzeltilir?

 Bir ekonomide geriye gitme nedir? Rakamların mevcudun gerisine düşmesi demektir. Adana’nın hiçbir rakamı geriye gitmiyor. Ancak, bu kadar potansiyel karşısındaki kifayetsiz sonuç şaşırtıyor.  Doğru yönetim, samimiyet biraz da motivasyon Adana’yı şaha kaldırır. ‘Adana’ya geriye gidiyor’ demek doğru değildir. Biraz gayret, azcık işbirliği, çokça samimiyet Adana’yı Türkiye ortalamasının iki katı büyütebilir. Sivil toplum kuruluşlarına şunları söylüyorum: Adana’nın sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik kalkınmasına yönelik projeler üretin. Bunların takipçisi olun. Adana’ya değer katan etkinliklere, projelere, kurumlara, kişilere destek verin. Yerel yöneticilere şunları:  Köklü tarihe sahip büyük bir kentte yöneticilik yaptığınızı unutmayın. Buna göre büyük projeler geliştirin. Bu kentte yatırım yapan ve değer katanlara sahip çıkın, önündeki engelleri kaldırın. Adana’da yaşayanlara ise şunları:  Kentinize sahip çıkın. İyi işler çıkaranları rakip olarak görmeyin. Daha iyisi için yarışın. Adana’da üretilen markaları tüketmeye, kendi kurumlarınızdan alışverişe özen gösterin. Yurtiçi ve yurtdışında bulunan yakınlarınıza Adana’yı tanıtın. Onları yılda bir kez Nisan’da Adana’da - Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nda misafir edin. 

 Bu kadar işin arasında inanılmaz yemekler yapıyorsun. İnternette fenomen olma yolundasın. En azından ben sıkı bir takipçinim. Hani kuru fasulye pilavı birçok erkek yapar da sende durum biraz abartılı. Dört çeşit börekler, kadınların bile cesaret edemediği turşular, reçeller... Nereden geliyor bu yetenek?

 Yemeği kadınlarla yarışayım diye yapmıyorum. Zaten hiçbir erkeğin bir kadından daha güzel yemek yapabileceğine de inanmıyorum. Kendimden biliyorum. Kadın doğurgandır yani üretkendir. Bereket, zarafet, incelik, sabır, detaycılık hepsi onlarda var. Annem çok güzel yemek yapar. Eşim benim desteğimle annemi geçti doğrusu. Yemeği yaparken ve sunarken çok mutlu olduğum için yapıyorum. Doğrayınca, karıştırınca, dizince, piştiğini izleyince keyif alıyorum. Yerel yemekleri yapmayı çok seviyorum. Herse diye bir yemeğim var. Döğme ve çiftlik tavuğundan oluşan... İyi yaptığımı söylüyorlar. Pancar yani pazı sarması en uğraştıran ama yaparken keyif aldığım  yemek... İçli köftenin hem içinde iddialıyım, hem ince açılmasında... 

 Esra Özden’le uzun yılardan beri süren iş ortaklığınız var ve biz hala bir tartışmanızı, kavganızı, ayrıldığınızı duymadık. Bunlara alışık değiliz. Nasıl başarıyorsunuz?

 Tartışıyoruz aslında. Kavga da ediyoruz. Demek ki bunu dışarı duyuramıyoruz.  Bir kadın olmasına rağmen babaannem derdi ki: ‘Her şeyin erkeği güzel. Yalnız bir şeyin dişisi hoş. Sözün dişisi güzeldir...” Bu sözü çok önemsedim. Tartışma sezdiğim zaman lafı dişi söylemeyi yani alttan almayı yeğliyorum. İşin tuhafı Esra da bu düsturda. O yüzden tartışıyoruz en azami iş kavgaya dönüşüyor ama ayrılık olmuyor. Esra ile ortaklıkta 11 yılı geride bıraktık. Akıllı, ağırbaşlı, Adana ve insan sevdalısı bir ortağım var. Yıllar önce İstanbul Üniversitesi Siyasalı çok iyi derece ile bitirmiş. İstese kaymakam olurmuş. Çok iyi yerlerde staj yapmış. İstese İstanbul’da kalırmış ama Adana sevdası ağır basmış. Adana’dan dünya çapında marka çıkar inancıyla şimdi Girişimcilik Ekosistemi Derneği’nde ekip arkadaşlarıyla harıl harıl çalışıyor. Ortağım olarak yaptıklarıyla gurur duyuyorum.

 Bundan sonra hedefin nedir?

Refleks’i e-gazete olarak daha da geliştirmek istiyorum. Bu sektörde neredeyse 30 yılı geride bırakmaya hazırlanıyorum. Deneyimlerimi gençlere aktarmak istiyorum. Mentorluk, koçluk yapmak istiyorum yani. Başladığım ancak bir türlü bitiremediğim kitaplarımı yazmak istiyorum. Hayatım fasılasız çalışmakla geçti. Çok isteyip de çalışmaktan fırsat bulamadığım şeyler var. Ud çalmak istiyorum. Bir dönem kursa gittim. 10 kursiyerdik. 9 kişi öğrendi ben yapamadım. Belki klarnet olur iyi üfürebiliyorum diyorum. Bakalım nasip. 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.