TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Her şeyin başladığı yerdir Tiyatro

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, sinemanın ya da internet ortamının imkanları ne kadar akıl almaz boyutlara ulaşırsa ulaşsın, tiyatronun tahtını hiçbir şey sarsamıyor. Neden tiyatronun büyüsü hiç kaybolmuyor? Adana Devlet Tiyatrosu oyuncularından Mazlum Taşkıran’la bu konuları konuştuk. Tiyatronun eylemsel anlatımın özü olduğunu ifade eden Taşkıran, “ Çünkü her şeyin başladığı yerdir tiyatro. Hepsinin doğduğu yerdir. Aynı zaman dilimini paylaşmak heyecan vericidir. Diğer görsel anlatılara oranla tiyatro daha büyük ortaktır” diyor.

Haber Giriş Tarihi: 06.05.2017 16:54
Haber Güncellenme Tarihi: 06.05.2017 16:54
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Her şeyin başladığı yerdir Tiyatro

Her şeyin başladığı yerdir Tiyatro


RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM

Seni tanıyabilir miyiz?

Mazlum Taşkıran. 1986 Adana doğumluyum. İlk, orta ve yüksek öğrenimimi Adana’da tamamladım. Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldum. Tiyatro sanatçısıyım. Yaklaşık dokuz senedir Adana Devlet Tiyatrosu’nda oyuncu olarak çalışmaktayım.

Tiyatroya nasıl başladın, nasıl keşfedildi sendeki yetenek?

İlkokul yıllarında seyrettiğim bir çocuk oyunundan sonra kendimi bildim bileli tiyatroyla ilgiliyim. Oyunculuğa dair çok enteresan bir serüvenim yok aslında. Sadece tiyatro yapmak istediğimi çok iyi biliyordum. İnanıyordum da. Liseden sonra konservatuvara girdim. Tiyatroya ve sanata dair her şey bu süreçte başladı ve gelişti.

Tiyatronun bir yetenek olduğu kesin, peki çalışmakla da olabilecek bir şey midir?

İkisinin de varlığı yahut eksikliği çok belirleyici. Fakat yetenek mi çalışmak mı odağında bunu konuşmak ne kadar doğru bilemiyorum. İşlenmemiş yetenek vasıfsızdır demek istemem fakat çoğu zaman çiğdir. Yetenek belirleyicidir bence. Lakin zeka da ister irade de ister. Yine de yeteneğin nitelikli olabilmesi için çalışmak kaçınılmazdır. Ben çalışmış bir aktörün, yönetmenin yahut bir eserin kötü olduğunu hiç görmedim.

Tiyatro yapmak için eğitim şart mıdır? Sizde de alaylı mektepli durumları var mıdır?

Tiyatro yapmak için eğitimin gerekliliğinin tartışılmaz olduğunu düşünüyorum. Fakat burada bahsettiğim eğitim tek başına okul değildir. Bu meslekte herkes kendinin okuludur. İster bir sanat akademisinin öğrencisi olsun ister bir tiyatronun çalışanı olsun değişmez. Bu noktada belirleyici unsur bu mesleği yapmaya karar veren kişinin tiyatroya verdiği kıymet ve nasıl icra etmesi konusunda bilinçli olmasıdır. Ben kimsenin kimseyi oyuncu yapamayacağına inanıyorum. Konservatuvar mezunu bile olsam benim için tiyatro eğitimi sahneye çıktığım gün başladı. Eğer şanslıysam bu eğitim hiçbir zaman bitmez.

Türk insanı tiyatroya ne derece ilgili?

Birçok şehirde sahneye çıktım. Turne oyunlarında salon genelde doludur. Fakat bu argümanla genel bir yorum yapmak pek doğru olmaz. Ancak Adana özelinde net bir görüş sunabilirim ki bu da çok olumludur. Tiyatro yaptığım kentte tiyatronun önemli bir yerde olduğunu söyleyebilirim. Hatta öyle bir kemik seyirci var ki hiçbir oyunu kaçırmayan, şehirdeki bütün tiyatro aktivitelerini takip eden. Bunların da ötesinde okuyan sorgulayan tiyatroyu eğlence olarak görmeyen bir seyirci kitlesi. Seyrettiği oyunun içeriğini bilen onu tartışabilecek bilinçli seyirci profili Adana’da oldukça fazladır.

Televizyon, video hatta sinema, tiyatroyu tahtından edemiyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Çünkü her şeyin başladığı yerdir tiyatro. Hepsinin doğduğu yerdir. Eylemsel anlatımın özüdür. Aynı zaman dilimini paylaşmak heyecan vericidir çünkü. Seyirci saydığınız diğer görsel anlatılara oranla tiyatro daha büyük ortaktır.

Tiyatro oyuncularının dizilerde oynaması çok eleştirilir. Bu oyuncular da gerekçe olarak maddi sıkıntıları gösterir. Tiyatro oyuncusunun dizilerde ya da sinema filmlerinde oynamaları anormal bir durum mudur?

Katiyen anormal bir durum değildir. Bu ülke de her meslek grubunda ek iş yapılıyor. Bunu ancak sanatçısına yaşam kaygısı olmadan sanat ürettirebilme kabiliyetine sahip bir ülke de tartışabilirsiniz. Geriye kalan tercih meselesidir. Oyunculuk geniş bir kavramdır. Bir oyuncu yapabilirliğini istediği ilgili her mecrada kullanabilir.

“Salon dolmazsa” diye bir korku yaşıyor musunuz?

Bir biletli seyirciye bile oyun oynadığımızı hatırlıyorum. Salon dolmazsa diye bir korkum yok. Fakat muradımız her zaman salonun dolması üzerine. Aksi söylense bile tiyatroya ilgi artıyor bence. Seyirci tiyatrodan vazgeçmez bundan yana korkum yok. Korkum tiyatro icra edenlerin sahneleri doldurmaktan vazgeçmesi olurdu sanırım.

Tiyatro seyircisi nasıl olmalı? Rahatsız olduğunuz seyirci türü var mıdır?

Bu tür yaklaşımları yanlış ve elitist buluyorum. Seyirciden rahatsızlık duymam. Ve onları kategorize etmem. Sahnede ki nasılsa seyirci de öyle olur. Nitelikli bir kitle istiyorsanız nitelikli olmanız gerekir. Gelişmeniz gerekir. Seyirciden yana bir rahatsızlık varsa, ilgili tiyatro bu konuda özeleştiri geliştirmelidir. Her yapıda ve karakterde insan tiyatroya gelir. Salona girdiğinde bizim için tek kişidir. Seyirciler demeyiz seyirci deriz. Bu bütünlüğün kalıcı ve nitelikli olması için sahnenin de böyle olması gerekir. Kendi tembelliğini ve vasıfsızlığını seyirciyi küçümseyerek ve suçlayarak aklama çabasını sanata sığdıramıyorum.

En severek rol aldığınız tiyatro oyunları hangileridir?

Her rolü severek oynadım diyerek riyakarlık yapmak istemiyorum. Sanat algımın dışında olan eserler de oynadım. Fakat en uzak olanında bile seveceğim bir şey yaratmaya çalıştım. Çok severek oynadığım oyunları birbirinden ayırmak zor. Yine de ‘’Hiç Kimsenin Öyküsü’’ adlı oyun benim için ayrı bir yerdedir.

Dram oynamak mı daha zordur, komedi mi?

Tiyatronun her türlüsü zordur bana sorarsanız. Çünkü sayısız unsuru dengede tutmanız gerekir. Kaldı ki tiyatro dram ve komedi dışında birçok türden oluşuyor. Bu ikisine sıkıştırmak pek doğru olmaz. Yine de bir cevap vermem gerekiyorsa; bir gülümsemeye sebep olmak hem hayatta hem sahnede daha maharet gerektirir sanıyorum.

Oyunculukta hangi noktada olduğunu düşünüyorsun? Gelmek istediğin nokta ya da hedef nedir?

Her an yolun en başında olduğumu hissediyorum ve bu hissi kaybetmek istemiyorum. Kişisel planlarım ve hedeflerim elbette ki var fakat daha söylenesi olduğuna inandığım öncelikli hedef bu heyecanı kaybetmemek. Çünkü bu dünya düzeninde en gerekli hedef bu sanırım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.