Tembelleşen ruhu uyandırıyorum

Tembelleşen ruhu uyandırıyorum

RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1976 Adana doğumluyum. 2004 yılında özel yetenek sınavıyla girmiş olduğum; Çukurova Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik Bölümü’nde lisans eğitimim süresince duygu ve düşüncelerimi sanat ve tasarım yoluyla ifade edebilme gücü kazanmayı amaçladım. Bu süreç içerisinde derslerde göstermiş olduğum sorumluluk duygusu bana; onur öğrencisi olma, bölüm birinciliği ve fakülte ikinciliği ayrıcalığı kazandırdı.

Sonraki süreç içinde;  İstanbul’da endüstriyel fabrikalarda ve kişisel sanat atölyelerinde bir dönem çalıştım. Kişisel nedenlerden ötürü Adana’ya dönmek durumunda kaldım. Kendi kişisel atölyemde çalışmalarıma devam ederken çeşitli kurum ve kuruluşlarda eğitmen ve tasarımcı olarak çalışmalarıma devam ettim. Çeşitli karma sergilerde çalışmalarım sergilenmeye hak kazandı.

Seramik yapmak bir yetenek midir yoksa eğitimle herkesin yapabileceği bir şey midir?

Yeteneksiz insanın olmadığı kanaatindeyim.  Sadece yeteneğini ortaya çıkarabileceği ortamla karşılaşmadığı için yeteneklerini keşfedememiş insan olduğu düşüncesindeyim.

 Kişinin yapmayı düşündüğü şeyi  istemesi ve konsantre olması yeterlidir. Sonraki süreçte; gerekli ortamı, doğru eğitimciyi bulması, gereken özveride bulunması, karşısına çıkan olumsuzluklarda vazgeçmeyip ders almasının  kişiyi geliştireceği  inancındayım.

Ben atölyemde, kişilerle çalışmam esnasında önce kişileri rutin giden kalıplarından çıkarmayı hedefliyorum. Öncelikle bakmak ve görmek arasındaki farkı fark ettiriyorum. Bakmak bir göz hareketi, görmek bir şuur faaliyetidir. Gören kişi,  sorar,  sorgular ve sonuç olarak yorumlar. İlk derste kişinin görme ve kavrama duyularını harekete geçiriyorum. Aslında herkeste var olan ama kullanmadığı için tembelleşen ruhu uyandırıyorum!

Siz burada seramik yapımı dışında eğitim de veriyorsunuz? Neler öğretiyorsunuz kursiyerlerinize?

Seramik dersi bir ifade ve karakter dersidir. İleride sürdüreceği, sanata karşı duyarlı olma, ilgilerini bu yönde sınama gereksinimini bireye kazandırmayı amaçlıyorum. Seramik çalışmalarının temel amacı doğal becerileri geliştirerek yaratıcı etkinliklere dönüştürmektir. Düşüncenin ve hayal gücünün gelişimiyle ellerin kullanımı arasında paralellik vardır. Kişiye seramik çamurunu kullanarak hayal ettiklerini somut bir biçimde ifade etmeyi öğretiyorum.

Kimler daha çok eğitim almak istiyor? Size nasıl ulaşabilirler?

Seramik sanatı, diğer sanat dallarıyla karşılaştırıldığında yeterince tanınmamakta ve bilinmemektedir.  Bunun nedeni seramik denildiğinde endüstriyel seramik ürünlerle ( mutfak kullanım gereçleri, lavabo, klozet vs.) karşılaştırarak kullanım malzemesi olarak görülmesidir. Dolayısıyla, çeşitli deneyimle melerle seramik sanatının varlığı bilincine ulaşmış kişi ve çevreleri seramik sanatına katılım gösteriyorlar. Bunların arasında çocuklar, ev hanımları, eğitimciler ve genç yetişkinler öncelik gösteriyor.

Eğitim süresi uzun bir süre midir? Ne kadar zamanda öğrenilebilir seramik yapımı?

Seramik; plastik sanatların tüm öğelerini bünyesinde barındıran resim ve heykel birleşimi bir sanat dalıdır. Seramiğin çok yönlü bir sanat dalı olması nedeniyle ifade ediş biçimi de zenginlik kazanır. Altının çamur,  üstünün cam olduğunu duyumsatandır.  Ayrıca dünyamızın dönmesi örneği gibi dönen bir çömlekçi çarkında biçime ulaşır seramik.  Bir bakarsınız kendini ifade ediş biçimi olarak çıkar karşımıza bir bakarsınız işlevsel olarak.  Bu kadar zengin bir ifade ediş biçiminin eğitim sürecinde de bir sınırı olmadığını düşünüyorum. Ben Güzel Sanatlara ilk başladığımda hissettiğim şey, dört yıllık eğitimin dahi seramik sanatını ve tasarımını öğrenmeye yeterli olmadığı  ki bu tüm sanat dalları için geçerlidir düşüncesiydi.  Eğer seramikle sanatsal ve tasarım anlamında ilgileniyorsanız her deneyim size yeni bir şeyler öğretiyor. Fakat bir amaç için yapıyorsanız, bu zanaat oluyor, o zaman işin boyutu daha farklı oluyor.  O boyutta yaptığınız işin tekrar etmeyle ortaya çıkması, yenilik içermemesi öğrenmeyi ve çalışmayı kolaylaştırıyor.

Ne tür malzemeler kullanıyorsunuz? Bu malzemeleri nereden temin ediyorsunuz?

Seramik bünyesinde üç farklı elementi bulunduran tek sanat dalıdır. Ateş, Hava, Su ve Toprak elementlerinin buluşmasıyla oluşur.  Dolayısıyla, çeşitli işlemlerden geçirilmiş hazır aldığımız çamurumuzu şekillendirme aşamasından sonra kurutma aşamasını gerçekleştiriyoruz. Sonrasında Seramik Fırınlarında yüksek ısılarda ilk pişirimini gerçekleştiriyoruz.  Bisküvi diye adlandırdığımız objeleri; Oksit yahut piyasada bulunan hazır olarak aldığımız pigmentlerle renklendiriyoruz.  Sonrasında Sırlama (camsı Yüzey) aşamasını gerçekleştirdiğimiz objeleri tekrar yüksek ısıda fırınlıyoruz.

Malzemeleri, seramik hammaddelerinin çıkarıldığı, yakın illerden temin ediyoruz. Eskişehir, Kütahya ve Nevşehir illerinde rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Aşamalarının fazla olması ve malzemelerinin piyasada maliyetli olması nedeniyle pahalı bir sanat dalı olmakta.

Ne tür siparişler alıyorsunuz?

Artistik mimari çalışmalar, dekoratif bahçe elemanları, şömine dizaynları, teraryum  saksı ve objeleri, kişiye özel  pano ve objeler tarzında siparişler alıyoruz.

Bir ürün ne kadar sürede oluşuyor?

Çalışmanın ebadına  ve sayısına göre değişmekle birlikte yapım aşamalarının çok fazla olması nedeniyle süreç ne kadar uzun tutulursa o kadar iyi sonuca ulaşılıyor.

Modellerinizi kendiniz mi çiziyorsunuz ya da tasarlıyorsunuz yoksa hazır kalıplar mı kullanıyorsunuz?

Modellerim, kendi tasarımlarımdan oluşuyor.  Eğer endüstriyel bir çalışma gerçekleştiriyorsam  (teraryum saksı, sofra eşyası v.s.)  Tasarım aşamasından sonra modeli gerçekleştiriyorum. Sonrasında kalıbını kendim alıp seri üretime dönüştürüyorum.

Seramik kursu sonucunda örneğin ev kadınları aile bütçelerine katkıda bulunabiliyor mu?

Seramik objeyi eğer bir süs yahut kullanım gerecine dönüştürürlerse çok rahat aile bütçesine katkıda bulunabilirler.

Kişiye özel çalışmalar ya da tasarımlar yapıyor musunuz?

Kişiye özel çalışmalar çok keyif aldığım alanı kapsıyor. Çünkü her defasında yenilik arayışı içindesiniz. Her aşaması tekrar gerektirmediği için sürekli bir şeyler katıyorsunuz kendinize.  Tıpkı bir çocuğun, oyun oynarken ki hazzını alıyorsunuz. Bu nedenle, iki tarafın da keyif duyduğu çalışmalar çıkıyor ortaya.