“Daha yolun başındayım”

“Daha yolun başındayım”

RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM

Seni biraz tanıyabilir miyiz?

24 yaşındayım. Adanalıyım ve Adanalı olmaktan gurur duyuyorum. Kamu sektöründe Laborantım. Gıda üzerine çalışıyorum. Bir yandan da gerçekten yapmaktan zevk aldığım kısa filmle uğraşıyorum.

Ne zaman başladı sinema merakın, nasıl keşfettin bu yönünü?

Aslında sinema merakı hep vardı, herkeste olduğu gibi. Ama sinema çekme merakı hiç yoktu aslında. Meraktan ziyade tesadüfi girdim bu işe diyebilirim. Sinema zaten herkesin hayatında olan bir şey. İyi bir sinema izleyicisiydim. Birden çekmek istedim.

İlk film çekmeye ne zaman karar verdin, neler yaşadın bu aşamada?

Aslında hiç karar vermedim, planlamadan oldu yani. Bundan 7-8 sene önce evde yalnızken sürekli film izlerdim. Uzun filmler bir müddet sonra sıkıcı gelmeye başladı. Bir süre sadece kısa film izledim. Sonra sadece denemek ve can sıkıntısından o zaman elimde bulunan 5 megapiksellik cep telefonu kamerasıyla evde kendimi çektim. Çok iyi bir film değildi hatta çok kötüydü ama ilk göz ağrımdı. Gene internette dolaşırken bir form denk geldi. Bir kısa film yarışması içindi. İsteksiz bir şekilde doldurmuştum. Derken birkaç hafta sonra aradılar filmi göndermemi istediler. Bende filmi sadece sıkıntıdan yaptığımı öyle yarışmalık bir şeyi olmadığını söyledim. Ama organizatörle 1 saate yakın konuştuk. Sonra göndermeye karar verdim. O saçma sapan dediğim film İstanbul’da Fransız Kültür Merkezinde gösterim aldı.

Kan film festivalinde finale kaldın sanırım. Bu filminde neyi anlatıyorsun, senaryo kime ait, kimler rol alıyor?

Evet. Senaryo da bana ait. Filmde kan kardeş kavramına sinematik bir bakışla baktım aile kavramına değindim. Filmde ilk olarak Annem oynuyor. Birde belki biliyorsunuzdur, Güven Beklen’nin çektiği “Mehmet Salih” isminde çektiği filmde başrol oynayan Mehmet Salih Karaörs oynuyor. Kendisi 15 yaşında ama geleceği parlak. Bir de dizi ve filmlerde figüranlık yapan bir tiyatroya oyunculuğa ilgili Melih Benli adlı arkadaşım oynuyor. Haa birde unutmadan 1 yaşındaki yeğenim Senanur da oynuyor ;)

Sinema konusunda eğitim almadığını söylüyorsun ama iyi işler çıkarıyorsun. Nasıl başarıyorsun bunu?

Direkt olarak eğitim almadım desem daha doğru olur. Ufak tefek kurslara, workshoplara katıldım. Festivalleri sürekli takip ettim. Sürekli kamera ve montaj konusunda pratik yaptım. Araştırdım okudum. Teknolojiyi takip ettim. İşi bilen arkadaşlarıma danıştım. Ama en çok faydayı Datça’da düzenlenen uluslararası bir film festivalinde deneyimledim. Bu festival yarışma şeklinden çok 30 Türk 30 Alman sinemacının buluşup 2 hafta içinde Datça’da film çekmesini konu alan bir festivaldi. Bende bir film çektim Datça’da ve Türk-Alman ortak yapımı bir filmim oldu. Ve zaten çekerken bir yandan da kendimi eğitmiş oluyorum çektikçe öğreniyorum.

Aynı zamanda laborantsın, iki farklı alanı nasıl aynı anda yürütebiliyorsun?

Evet. Sonuçta çalışma saatlerim belli. Hafta sonunu film çekmeye ayıyorum genelde. Planlı ve projeli hareket ettiğim sürece bir sorun olmuyor. Hatta tam tersine daha verimli çalışıyorum diyebilirim. Ayrıca Laborantlığı da çok seviyorum. Hatta laboratuvarda film çekmişliğim bile vardır J

Ailen bu duruma nasıl bakıyor?

Ailem sağolsun çok yanımdalar benim böyle işlerle uğraştı mı bilmeleri onları mutlu ediyor. Özellikle babam bir çok filminde oynadı. Annemi ikna etmek zor olsa da oda oynadı sağolsun. En son filmimde de annem oynuyor.

Hangi festivallere katıldın, derecelerin var mı?

İlk olarak İstanbul’da düzenlenen “TİSFEST” adlı bir festivale katıldım. Daha sonra az önce söylediğim Datça’da düzenlenen “ISFF” adlı festivale üç kere katıldım. Avrupa’da üç ülkede filmlerim gösterildi Daha bunun gibi bir çok yarışma ve festivale katıldım finalist oldum ya da gösterim aldım. En son sizin de söylediğiniz gibi “Kan Film Festivaline” katıldım. Şimdilik ciddi bir derecem yok. Olmasını da beklemiyorum. Daha bunun için çok yolum var. Kendimi hala eğitme aşamasındayım diyebilirim. Zamanla onlarda gelir inşallah.

Uzun metrajlı film düşünmüyor musun?

Uzun metraj kısa filme göre farklı bir kulvar. Elimde uzun metraj üzerine çalıştığım birkaç senaryo var. Daha çok polisiye üzerine ama geliştirmem gereken noktaları var. Kısa filmde tam olarak ilerlemeden uzuna geçmem zor. Daha önce de dediğim gibi daha çok yolum var.

Türk sinemasında ve dünya sinemasında beğendiğin örnek aldığın oyuncular ya da yönetmenler kimler?

Öncelikle Türk sinemasını daha çok severim. Çünkü bizdendir. En sevdiğim yönetmene gelince Ümit Ünal’ı çok severim. Özellikle senaryolarını çok beğenirim. Dünya sinemasını gelince Martin Scorsese ve TheoAngelopoulus u severim.

Sinema sence nedir?

Sinema bence tam olarak tanımı olmayan bir şey ya da kişiden kişiye tanımı değişen bir şey. Ama basitçe söylemek gerekirse hayallerin perdeye yansıma şekli diyebilirim.

Bundan sonraki hedeflerin nelerdir?

Kendimi iyice geliştirmek diyebilirim. Daha yolun başında sayılırım. Yeni şeyler öğrenmenin peşindeyim şu sıralar. Aklımda çok şey var ama çok olunca her şey birbirine karışıyor. Öncelikle kafamın biraz rahatlamasını bekleyeceğim. Yapmak istediğim şeylerin önceliklerini belirleyip yoluma öyle devam etmeyi düşünüyorum. Zamanın neler getireceği belli olmazJ