TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir gün de siz gezin!

Cam kemik hastası Ayşegül Cingöz, 13 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde yetkililere akülü tekerlikli sandalyesini bir günlüğüne vermek istediğini belirtti

Haber Giriş Tarihi: 18.06.2017 16:57
Haber Güncellenme Tarihi: 18.06.2017 16:57
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Bir gün de siz gezin!

Bir gün de siz gezin!

 

 

RÖPORTAJ

 

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER)-38 yaşındaki cam kemik hastası Ayşegül Cingöz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda yetkililerin koltuklarını çocuklara bıkmaları gibi, 13 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde de kendisinin akülü tekerlekli sandalyesini yetkililere bırakarak engellilerin yaşadığı sıkıntıları bire bir yaşayıp görmelerini istediğini belirtti.

Atatürk Parkı’nda buluştuğum Ayşegül Cengiz, sorularımızı yanıtladı, yaşadığı sıkıntıları anlattı. 2 yeğenine de kendisinin baktığını söyleyen Cingöz, asıl engeli, engellilere engelsiz vatandaşların çıkarttığını vurguladı. Kendisinin tek başına uçakla İstanbul’a gidip dolaşarak geri döndüğünü de ifade eden Cingöz, ailesinin dahi herkesin bunu duyduğunda çok şaşırdığını kaydetti.

Şimdi Ayşegül Cingöz ile yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Ayşegül Cingöz. 38 yaşındayım, cam kemik hastasıyım. Halk dilinde öyle söyleniyor. Radyo Barış’ta program sunuculuğu yapıyorum. Engelliler ile ilgili engelini aşmış konukları davet ediyorum.

Kaç yıldır bu hastalıkla yaşıyorsunuz?

38 yıldır bu hastalıkla uğraşıyorum. Mutluyum. Hastalığımı ilk önce kabullenmek zordu ama sonra sonra kabullenmek zorunda kalıyorsunuz. Mutluyum 2 tane yiğenim var. Onlarla ilgileniyorum.

Gündelik hayatta ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?

Halktan dolayı sıkıntılar yaşıyoruz. Bütün engellilerin tek sıkıntısı halk. Dokunursan kırılır diye bir tabirimiz var benim hastalım için. Ama asla böyle bir şey yok, dokununca kırılmıyor kesinlikle. Fakat bir darbe alınca sizinde nasıl bir yeriniz kırılıyorsa, bizimde kırılıyor. 38 yıldır kırılmadık kemiğim kalmadı. 18 yaşından sonra çok şükür bu kırılmalar bitti. Ama ağrılar oluyor tabiî ki, hayata tutunmaya çalışıyorum. Beni burada çok kişi tanır aslında. Bir yıl kadarıyla da radyoda program sunuyorum işte. Haftada bir gün program yapıyorum.  Kendi engelimi kendim aştım.

Kendi engelimi aştım diyorsunuz. Bu engeli nasıl aştınız anlatabilir misiniz?

İnsanların daha önce bana bakışlarından rahatsız olarak bunalıma giriyordum. Sonra baktım ki hayat böyle geçmiyor.  Onun yerine ben onlara acıyayım. Bana bakarak ah ah, vah vah diyenlere gülüp geçiyorum. Arkadaşlarımda diyor ki Ayşe senin yaptığının yüzde birini biz yapabilsek. Arkadaşlarımı bırakın kız kardeşim İngilizce öğretmeni benim. Kız kardeşim bile çocuklara bakarken o kadar zorlanıyor ki, bana diyor ki abla bu çocukları bu noktaya getirmen bizim açımızdan çok büyük bir şans. Benim bu hale nasıl geldiğimi onlar çok çok iyi biliyorlar. Hani bir tabir vardır ya damdan düşenin halinden damdan düşen anlar diye. Ailem çok zorluklarla ben bu yaşa getirdi. Ömrümüz hep hastanelerde geçti. Ama şimdi çok mutluyum, bütün her yere kendim gidiyorum. Ne annem ne babam ne kardeşim hiç kimseyle gitmiyorum. Hatta geçen bir ay önce kendileri çok şaşırdılar. Tek başıma İstanbul’a gittim.

İstanbul’a nasıl gittiniz?

Uçağa bindim aracımla tek başıma gittim, gezdim, geldim. Herkes çok şaşırdı.

Yiğenlerinize baktığınızı söylediniz. Kız kardeşinizle birlikte mi kalıyorsunuz?

 Hayır onlar çalıştığı için çocukları hep bizimle. Yiğenim Masal 6 yaşında .

Şuan nereden geliyorsunuz Masal ile?

Yüzme havuzuna götürüp getiriyorum Masal’ı.

Haftada kaç gün götürüyorsunuz Masal’ı?

Hafta da 5 gün götürüyorum. Bekliyorum ve geri yiğenimi alıp dönüyorum. Okula götürüyorum kendisini okul zamanlarında. Her şeyiyle ben ilgileniyorum. Bir tane daha yiğenim var.

Kardeşinizin çocuklarına siz mi bakıyorsunuz?

Evet onlar yoğun çalıştığı için ben bakıyorum.

Kentteki erişile bilirlik ve ulaşılabilirlik durumu size nasıl yansıyor?

Adana’da en çok otobüslerden şikayetçiyim. Özellikle otobüslere bir engelli almalarından çok şikayetçiyim. Sandalyeli engelli olarak tek bir kişi alıyorlar. 2. engelliyi almıyorlar. Adana’dan erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konuları nedeniyle hiçte memnun değilim.  Ama İstanbul daha kötü bunu gördüm. Kent merkezi gözle görülebilir yerlerde bir şeyler yapılmaya çalışılmış ama bir de kırsal kesimlerde de engellilerimiz var. Denizli Mahallesi’nde var. Havaalanı civarında olanlar var, buraların durumu gerçekten çok kötü. Biz kent merkezinde oturduğumuz için böyle görebiliyoruz. Biz birde saygı istiyoruz. Ben kendi adıma konuşayım.  Ban para istemiyorum saygı istiyorum. Birine adres soracağımız zaman konuşmamak için ellerinden geleni yapıyorlar ki, hani para felan istemesinler diye. Tabi ki onlara da hak veriyorum. Çünkü bizim engellerimizi çok sömüren insanlar var. Kendilerinin engeli var diye her şeyi yapabilirim diyen var. Ben engelliyim diye size saygısızlık yapamam bu Allah vergisi bir şey Allah vermiş ben kuldan niye çıkartayım. Ama maalesef bizim insanımız çok kullanıyorlar bu engellerini. Şuanda zaten söylemiştim ben çalışıyorum.

Engelli bir birey olarak yetkililere ulaştırmak istediğiniz talebiniz var mı?

Bütün engellilerin rahat bir şekilde yaşamalarını istiyorum. 13 Aralık’ta hep bizim günümüzü kutluyorlar. Ben hala neden kutladıklarını anlamış değilim. 23 Nisan’da çocuklar makamlara oturtuyorlar ya bende yöneticilere kendi tekerlekli sandalyemi vermek isterdim o gün.  Binsinler ve otobüslerdeki şoförlerle muhatap olsunlar. Bir saat otobüs bekleyip de yağmurda, çamurda içinde engelli var ise sizi alamayız demelerini görmeyi çok istiyorum. Bizim istediğimiz saygı ve engellilerin refah içinde yaşamasını istiyorum.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.