TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İyi yarınlar için kadına ihtiyaç var

1991 yılından bu yana Ender Mağazaları Yönetim Kurulu Üyeliği yapanİş Kadını Meral Sevim’le hem iş hayatını, hem sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevleri hem de özel hayatını konuştuk.

Haber Giriş Tarihi: 05.07.2017 13:00
Haber Güncellenme Tarihi: 05.07.2017 13:00
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
İyi yarınlar için kadına ihtiyaç var

 

ADANA (İLKHABER)-1991 yılından bu yana Ender Mağazaları Yönetim Kurulu Üyeliği yapanİş Kadını Meral Sevim’le hem iş hayatını, hem sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevleri hem de özel hayatını konuştuk. Bir kadın olarak iş yaşamında büyük başarılara imza atan Meral Sevim, “Bu ülkenin daha iyi yarınlara ulaşabilmesi için kadın önsezilerine, kadın zarafetine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. İyi yarınlar için kadına ihtiyaç var. Bunun için de gerek yerel, gerek genel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olmamız lazım” diyor. . 

RÖPORTAJ: MURAT YILDIRIM

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1970 Adana doğumluyum. Evliyim. 22 yaşında bir kızım ve 20 yaşında bir oğlum var.

1991 Yılından bu yana Ender Mağazaları yönetim Kurulu üyeliği, 2007 yılından itibaren de Strateji ve İş geliştirme direktörlüğü yapmaktayım.

İlk, orta ve lise eğitimlerimi Adana’da yaptıktan sonra üniversite eğitimimi 1988-1991 Yılları arasında Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik bölümünde tamamladım.

Adana Ticaret Odası, Çukurova GİAD, Adana İş kadınları Derneği üyesiyim ve ayrıca  Seyhan Soroptimist Kulübü  üyesi ve 2017/2019 Dönem başkanlığını yürütmekteyim.

Haftalık rutin iş seyahatleri ve çalışma temposundan arta kalan zamanlarımı üyesi olduğum STK’larda çalışarak, kitap okuyarak ve seyahat ederek değerlendirmeye çalışıyorum.

Büyük bir markanın birkaç şubesinin birden sahibisiniz ve yönetiyorsunuz. Ender Mağazaları’nın sizinle birlikte olan gelişim sürecinden ve hikayesinden biraz bahseder misiniz?

Ender Mağazaları yola çıkış hikayesi Dedem Abdurrahim Gizer’in ilk Paris gezisinde hayranlıkla incelediği meşhur La Fayette mağazasının o muhteşem galerisinde BEN BUNU NEDEN ADANA’DA YAPMIYORUM sorusuyla başlar.  O dönemlerde hazır giyim sektörünün özellikle Anadolu’da az gelişmişliği, dedemin girişimci ruhu, öngörü ve risk alabilme yeteneği  ile 1976 yılından bu güne yaklaşık 1100 çalışanı ile 41 yıldır organize perakende sektöründe hizmet vermekteyiz.

Ender Mağazaları olarak serüvenimiz  Adana’da Çakmak Caddesi’nde açılan mağazamız ile başlamıştır. Bulunduğu şehirlerin en hareketli alışveriş caddelerinde yer alan mağazalarımızla cadde mağazalarından alışveriş etmeyi seven, tüm müşterilerimizin bize rahat ulaşabilmelerini amaçlamaktayız. 

Müşterilerimizin keyifli bir alışveriş deneyimi yaşaması için müşteri taleplerimiz doğrultusunda her geçen gün kendimizi yenilemekte ve geliştirmekteyiz. 
Mağazalarımız; bir ailenin tüm bireylerinin pek çok ihtiyacını aynı çatı altında gidermeye yönelik olarak tasarlanmıştır.

Geçmişten gelen dayanıklı tüketim satışı tecrübelerimiz ile alım gücünü arttırmak ve müşterilerimize daha rahat alışverişimkânı sunabilmek için TAKSITLI SATIS  yapmaya artarak devam ediyoruz. Bu gün ENDER KART adı altında 1 milyon sadık müşteri portföyümüzü de bu strateji ile oluşturduk. 

                                                                                       

 

 

Ben; Şirketimizde, iki kız kardeşim, on kuzenimle üçüncü nesilden ailenin en büyük temsilcisiyim. Oldukça ileri görüşlü, medeni ve kız çocuklarının iş hayatında aktif rol oynamasını isteyen ve bunun alt yapısını daha çocukluktan sağlayan bir ailenin üyesiyim. 1995 yılında babamı genç yaşta kaybettikten sonra sorumluluklarım daha da arttı.

Neticede markalar bir gecede inşa edilmiyor. Basari on yıllarla ölçülüyor. Bağımlılık oluşturmanız ve bunu korumanız gerekiyor gerekiyor.

Marka olmak sadece logo, ambalaj , iyi ürün, iyi hizmet, iyi reklam yapmak değildir. Bunların hepsiyle beraber önemli kuralları da vardır.

Güvenilir olacaksın, Verdiğin sözü tutacaksın,

Ürününün arkasında olacaksın, kazanacağım ama kandırmayacağım diyeceksin, iyi ve etkili reklam yapacaksın.

Verdiğin reklamın yansımasında cevap verebiliyor olacaksın.

Sonuç olarak; Strateji ve iş geliştirme direktörlüğü görevimle de ; Gelişen ve değişen perakende sektöründe, başarıyı sürdürülebilir kılmak için sürekli dinamik ve esnek çalışmaya gayret gösteriyoruz. Oyun da oyuncular da değişiyor. Misyon belirleme, kurumsal ve bireysel hedefler oluşturma ,veri-analiz ve araştırma geliştirme, Kurumsal bir şirket için olmazsa olmaz. Bu süreç içinde de ben ve kuzenlerim Ender markasının bize teslim edilen bayrağını daha ileri taşıyabilmek için kendimizi sürekli güncelliyor ve eğitmeye devam ediyoruz.

Bir kadın olarak böyle bir misyonu yüklenmenin avantajları ya da dezavantajları nelerdir?

Sahibi olduğunuz ve sorumluluğunu taşıdığınız bir markayı yaşatmak ve geliştirmek için yola çıktıktan sonra geçen süreçte, Büyüdükçe güçleniyorsun ama isler kolaylaşmıyor. Her yeni şehir yeni sorumluluklar yüklüyor.Kendin dahil olmadığın bir işte başkasından bir şey beklemek de haliyle yanlış oluyor. Sadece bu da değil. Müşterilerin motivasyonu, kendini evinde gibi hissetmesi de önemli. Müşteriyi dinle, müşteriyi memnun et.

Mağazalarımızda çalan müzikten,   içeriye girdiğinizde alacağınız algıya kadar her şeyini bir bütün olarak düşünmeniz önemli. Mağazalarınızın yenilenmelerine dikkat etmeniz, dekorasyonlarını sürekli güncel tutmanız ve en önemlisi güncel talebi, modayı, en yakından takip etmeniz gerekiyor. İşte bu anlattıklarımın hepsi benim ve birçok kadının ilgi alanına giriyor. Ve işimde bana çok büyük bir avantaj sağlıyor.

 

 

 

Dezavantajına gelince,

Çalışan bir kadın ve anne olarak; İyi bir iş ve ev  planınız, Uzun vadeli stratejiniz, Bilinçli ve inanan bir ekibiniz olduğu sürece sıkıntı yaşamıyorsunuz. Doğru hedefler koyup bu hedefleri yakalayabilmenin yollarını açmak sizin vazifeniz. Başarıya onları da ortak ettiğinizde çalışanın aidiyet ve sahiplenme isteği artıyor. İyi bir antrenör olup yanında ve destek olduğun takım senin takımın oluyor ve birçok zorluktan daha az etkileniyorsun.

 

Aynı zamanda sivil toplum kuruluşları ve derneklerde de aktif rolleriniz var? Bu yanınızı da bize anlatır mısınız?

Hiçbir şey eskisi gibi değil. Sürekli sorgulayan, verimli olmak isteyen bir kadın nesli geliyor arkadan. Özellikle Adana için konuşmak gerekirse, zamanında gerek ailevi baskılar, gerek başka sebeplerden dolayı çalışma hayatına atılamamış annelerin, kendilerinin sahip olamadıkları özgürlük ve başarılar için çaba gösterebilecek özgüvene sahip evlatlar yetiştirmeleri gerektiğine inanıyorum. Bu ülkenin daha iyi yarınlara ulaşabilmesi için kadın önsezilerine, kadın zarafetine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. İyi yarınlar için kadına ihtiyaç var. Bunun için de gerek yerel, gerek genel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olmamız lazım.  STK’lar burada devreye giriyor. Tecrübelerimizi projeler, eğitimler, teşviklerle destekleyerek kadınların önünü açmak bizim görevimiz.  Çalışan ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış, aile bütçesine katkıda bulunan, kendi ayakları üzerinde durabilen, özgüven sahibi birey olabilmeleri için yaptığınız her dokunuş bir kıymet. Bunun yanında da gerek girişimci, gerekse çalışan ayrımı yapmaksızın Kadınlara daha fazla pozitif ayrımcılık yapılmalı.

 Seyhan Soroptimist derneğine de giriş hikayem böyle başladı. İlki 1921 Yılında ABD de kurulmuş ,126 ülkede 3000’in üzerinde kulüp ve tamamı iş ve meslek sahibi  90.000 üyesi ile “En iyiyi amaçlayan kadınlar” dan  oluşan uluslararası Soroptimist Federasyonu dünya genelinde dört federasyondan oluşuyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında başkanlığını devraldığım Seyhan kulübü oldukça genç bir kulüp olmasına rağmen gerek bölgesinde, gerek Türkiye genelinde, gerekse Avrupa Unionunda çok büyük ses ve başarı getiren projeleri tamamladı ve bir kısmı hala devam ediyor.

Halihazırda devam eden projelerimizden bahsedecek olursak:

*Çukurova Üniversitesinde ve Adana Anadolu Lisesinde açtığımız “Dilek Dükkanlarımızda” öğrencilere ücretsiz ve %80 hiç kullanılmamış giysiler verebiliyoruz. Ve bu konuyla alakalı tüm ulusal firmalardan destek bekliyoruz.

* Tutarı 130.000 Euro olan ve demirbaşın tamamı derneğimize kayıtlı 52 trikotaj makinesi ile gerçekleştirdiğimiz, Kalkınma ajansı hibe destekli projemiz Mesleğim Umudum ile  bu güne kadar 1250 Kadına iş öğrenme imkanı sağladık.

*50 Gelincik projemizle 50 kız öğrencimizi üniversite sınavına hazırladık.

*Çukurova Kalkınma Ajansı ve  Avrupa Birliği destek projeleri kapsamında 150.000 Euroluk Sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen ve İtalya ile beraber gerçekleştirdiğimiz bir projenin ortağıyız. En başında da söylediğim gibi iyi yarınlar için kendisine imkanlar sunulmuş ve engelleri kaldırılmış kadına ihtiyacımız var ve ben bunu için elimden gelini kendimce yapmaya çalışıyorum.

Genel olarak bakıldığında çalışan kadının zorlukları geçmiş yıllara göre nasıl? 

 

Geçmiş yıllarla kıyasladığınız zaman şimdi nispeten biraz daha rahatlamış olduğunu düşünüyorum. Ama yine de ev, çocuklar, iş, mesai, her şeyi düzenleme, aynı zamanda yürütme zorunlulukları, her çalışan kadında büyük baskı ve etki yaratıyor. Şu anda biraz olsun, doğum izinlerinin artmış olması, işten çıkış saatlerinin biraz dengelenmiş olması kolaylık sağlıyor. Ama ne olursa olsun kariyer yolunda kadınlar bir adım daha geride kalıyor. İş başvurularında iki kişi eşit şartlarda mülakata giriyorsa maalesef tercih hala erkekten yana oluyor. Çünkü, mesai kavramı, seyahat kavramı, bunlar bir kadınla erkeği kıyasladığınızda erkek için avantaj, kadının seyahatine rahat bakılmıyor. Bu ve benzeri durumlar da kadının kariyer girişimlerini yavaşlatıyor.

 

Meral hanım evde nasıl birisidir? Daha doğrusu ne derece özel hayatınıza zaman ayırabiliyorsunuz ve bu zaman diliminde neler yapmayı seversiniz?

Sadece Kadın olmanın bile zor olduğu Türkiye’de bir de çalışan kadın ve anne olmak, herkesin kolay kolay altından kalkabileceği bir yaşam tarzı değil. Sorumluluğunu aldığın tüm vazifelerin üzerine iş hayatını da eklemek ancak kadın olmanın gücü ile açıklanabilir.

* Bu sebeple her zaman daha organize olmanız ve gününüzü daha iyi planlamanız gerekiyor. Hem çalışmak, hem eğlenmek, hem de manevi doygunluk için belli meslek kuruluşlarında bulunmak istiyorsunuz. Yaklaşık 25 yıllık evliyim. 2 çocuğum var. Ben hayatımı mümkün olduğunca bir ay öncesinden planlamaya çalışıyorum. Dar alanda kısa paslaşmaları öğrenmek işin püf noktası. İşyerinde olduğu gibi evinizde de hayatınızı kolaylaştıracak ve güveneceğiniz bir ekip olduğunda özel hayatınızı daha kaliteli yaşayabiliyorsunuz.

Ben Seyahat etmeyi, Misafir ağırlamayı ve ziyafet sofrası kurmayı, kitap okumayı, konser ve sinemaya gitmeyi ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum.

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.