Yüksel: Sağlığımız için 10 çeşit katkı payı ödüyoruz

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER)-Burada bir açıklama yapan, ardından ise basın mensuplarının sorularını yanıtlayan SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, vatandaşların sağlık için 10 çeşit katkı payı ödediğine dikkat çekti. Katkı payı ödemelerinin yüksekliğini eleştiren Başkan Yüksel, “ İlaç bedeli emekliden yüzde 10 çalışandan yüzde 20 muayene için 6 ila 15 TL, reçete için 3 TL, eşdeğer ilacın en ucuzunun yüzde 10’u ilaç kutusu başına ek 1 TL, özel hastane işlemlerinde liste fiyatından yüzde 200’e ulaşan oranlarda ödeme, istisnai hizmetle hastaneye göre değişen otelcilik ücretleri ödemesi, telefonla randevu için  ise 4.5 TL ödemekte. Sağlık harcamalarının yüzde 20’si yurttaşların cebinden çıkmaktadır. Sağlık harcamaları, yeni sağlık politikalarının uygulanmaya başladığı dönemde 2009 yılında 28,8 milyar lirayken, 2016 yılında 68 milyar liraya dayandı.” dedi.

3 DAKİKADA 1 HASTA MUAYENE SÜRECİ

Hastanelere başvuru sayısının hızlı bir artış yaşadığına dikkat çeken Başkan Yüksel, “Sağlıkta dönüşüm programı başlatıldıktan sonra hastanelere başvuru sayısında da çok hızlı artışlar yaşanmıştır. 2009'da 245,9 milyon olan başvuru sayısı 2016 yılında 490 milyona ulaşmıştır. 6.3 milyon kişiye ücretsiz bakılmış 3 milyon Suriyeliye bakılmış, 3 dakikada 1 hasta muayene / tedavi sürecine gelmiştir. Kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının sürekli azalırken, özel sektör yatırımlarının ise sürekli artış göstermektedir.” diye konuştu.

ÖZEL SİGORTAYA YÖNELİM SÖZ KONUSU

Özel sağlık kuruluşlarını destekleyen yeni sisteme geçiş ile sağlık harcamalarında önemli artışlar gerçekleştiğini aktaran Başkan Yüksel, “2012 yılından itibaren zorunlu GSS uygulamasına geçilmiş ve sağlık sisteminin finansmanında köklü değişiklikler ortaya çıkmıştır. Reform öncesi Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) sağlık giderlerini düşürmek amacıyla kendi hastanelerini, ilaç fabrikalarını ve eczanelerini kurmuştu. Sağlık sigortası, sağlık hizmeti ile ilaç üretim ve dağıtımının bütünleştirdiği bu sistem, giderlerin düşürülmesini sağlıyordu. Ancak özel sağlık kuruluşlarını destekleyen yeni sisteme geçiş ile sağlık harcamalarında önemli artışlar gerçekleşmiştir. GSS’ nin hangi sağlık hizmetlerini vereceği her yıl SGK tarafından yeniden belirlenmekte ve bazı sağlık hizmetleri giderek GSS temel teminat paketi dışında kalmaktadır. Pakete dahil edilmeyen hizmetler için cepten ekstra ödeme yapılması ya da özel sigortaya yönelim söz konusudur. Bir diğer sorun da paket kapsamındaki hizmetlerden faydalanmak için bile katkı payı ödenmek zorunda olmasıdır.” şeklinde konuştu.                                             

TÜRKİYE'DE 711 KAMU HASTANESİ VAR

Başkan Yüksel, Türkiye'de 711 kamu hastanesi, 560 özel hastane ve 70 Üniversite hastanesi ile sağlık hizmetlerinin verildiğini anlattı. Yerli ve yabancı özel yatırımlarda gözle görülür bir artış yaşandığını belirten Başkan Yüksel, “Son yıllarda ilaç, özel sağlık hizmetleri ve medikal cihaz ve teknolojiler gibi alanlara yapılan yerli ve yabancı özel yatırımlarda gözle görülür bir artış yaşanmaktadır. Şehir Hastaneleri ile birlikte yerli-yabancı (konsorsiyum) birleşmeler ve satın almalar hızla artmakta Türkiye'de 711 kamu hastanesi, 560 özel hastane ve 70 Üniversite hastaneleri ile sağlık hizmetleri veriliyor.2002’de özel hastane sayısı 271 iken bu sayı 2017 itibariyle 560 oldu. Toplam hastaneler içindeki özel sektör payı ise 2002’de yüzde 7,5 iken 2017’de yüzde 41,7’ye çıkmıştır. 2018 yılında, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları için toplam 37 milyar 571 milyon 386 bin TL’lik bir bütçe ayrılmıştır. Bu rakam, toplam bütçenin ancak yüzde  5’ine denk gelmektedir bütçelerin yüzde  75-85 i personel giderlerine gitmekte sağlık bütçesinin önemli bir bölümü ilaç tekelerine , özel sağlık kuruluşların dan yapılan hizmet satın alma ve tedavi hizmetlerine ayrılmıştır . “ ifadelerini kullandı.

SENDİKA OLARAK TALEPLER

Başkan Yüksel sendika olarak taleplerini ise şöyle sıraladı; “2018 bütçesi Güvenceli istihdamın korunması ve geliştirilmesi temel yaklaşım olmalı, bunun için öncelikle kamu harcamaları ve kamu istihdamı arttırılmalıdır. İş güvencesinin sağlandığı, taşeron çalışmanın yasaklandığı bir bütçe hazırlanmalıdır. Kamu emekçilerinin 2017 enflasyon farkı “ek zam” olarak 2018 bütçesi içinde yer almalı, yılın ikinci yarısında ücretleri eriten “artan oranlı vergi dilimi” uygulamasına son verilmeli, ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır. Emekçilerin yoksulluğunu arttıran dolaylı vergiler azaltılmalı, elektrik ve doğalgaz zamları geri alınmalı, 2018’de temel tüketim mallarına herhangi bir zam yapılmamalıdır. "Sağlık bütçesi" konusunda ilk söylenmesi gereken nokta bu harcamaların "koruyucu" değil "tedavi edici sağlık" ve “sağlık turizmi” için düzenlendiği gerçeğidir.  Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin çalışma koşullarının ve ücretlerinin insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürmelerini sağlayabilecek bir şekilde iyileştirilmesini istiyoruz.”