Daha neyi bekliyoruz?

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER)-ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve Amerikan Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma planına tepkiler sürüyor.

Son olarak Türkiye Gençlik Vakfı Adana Temsilciği tarafından düzenlenen basın açıklaması ile konu protesto edildi. Çukurova Üniversitesi Beyazevler Meslek Yüksek Okulu’nda gerçekleşen basın açıklamasına Başbakan Başdanışmanı ve Türkiye Gençlik Vakfı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mustafa Şen de katıldı. Burada konuşan Türkiye Gençlik Vakfı Adana Temsilcisi Ahmet Abdullah Sezen,  her geçen gün İslam coğrafyasının küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne çevrildiğini söyledi.  Yaşanan soykırımların hafızalarda tazeliğini koruduğunu vurgulayan Sezen, “Dün kendini muasır medeniyetler seviyesine gören Avrupa'nın merkezinde Bosna'da yaşanan soykırım hafızalarımızda taze iken, Suriye'de her gün bir insanlık dramı yaşanırken, Arakan'da naklen soykırımlar da kimyasal silahlarla masum çocuklar ve kadınlar katledilirken, milyonlarca insan yerlerinde den yurtlarından ayrılmak durumunda kalmıştır. Silahların menşei, dünyanın kan emici vampirlerin olan sömürgeci ülkeler arasında değişirken, ölenlerin hep savunmasız Müslümanlar olduğu açık bir şekilde görülmektedir.” dedi.

GÖNÜL COĞRAFYAMIZ

“Gönül coğrafyamız” olarak nitelendirdiği Filintin diki ölümler ve kutsalların çiğnenmesine tepki gösteren Sezen, “Bir yandan gönül coğrafyamızda ölümler yağdırırken bir yandan da kutsallarımız çiğnenip topraklarımıza el uzatılmaktadır. Hadsizliğin, saldırganlığın ve hukuksuzluğun geldiği son nokta olarak siyonizmin bu devirdeki kullanışlı piyano Trump aracılığıyla ilk kıblemiz Kudüs'ümüzü işgalci İsraillilerin siyonist emelleri doğrultusunda başkent ilan etme cüretinde bulunmuşlardır. İlk kıblemizin bulunduğu Filistin 1948 yılında yılından beri yüzlerce yıllık büyük İsrail projesi çerçevesinde adım adım işgal altına alınmıştır. TV'lerde naklen Müslüman semtleri bombalanırken masum kadınları, erkekleri, çocukları dünyanın gözü önünde cami avlusunda katledilirken, bunu yapan işgalci güruh şımarıklıkla nitelendirilip, şirin göstermeye çalışılmasını alçaklık olarak nitelendiriyoruz.” diye konuştu.

YAŞANANLAR  MÜSLÜMANLAR İÇİN NAMUS MESELESİ

Yaşananların Müslümanlar için bir namus meselesi olduğunu hatırlatan Sezen, “İslam'ın ilk kıblesi Ezan-ı Muhammedi’nin yasaklanması, son olarak da Kudüs'ün İşgalci siyonistlerin başkenti olarak ilan edilmesi cüretinde bulunmuş bir eşkiya ordusuna karşı dik duruşun bir Müslüman için namus meselesi olduğunu, tüm İslam alemine hatırlatıyoruz. Alemi İslam'ın reel politik kaygılardan arınarak Amerika'dan, İsrail'den değil Allah'tan korkmaya ve ona teslim olmaya çağırıyoruz. Artık ümmetim propagandalar durumdan kurtulması ile Filistin özgürlüğüne kavuşması aynı çizgiye gelmiştir. Tüm dünya üzerinde Müslüman topraklarının üç asırdır zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları sömürülürken, kan akan coğrafyadaki coğrafyaları da ki tetiği sıkan elim aynı gücü arkasına aldığını çok iyi biliyoruz. Dünya güvenliğinin ve barışının teminat olarak kendisini gören ve aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin dünyadaki bütün bu düzensizliğin müsebbibi olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.

ERKEK VE KADIN KARDEŞLERİMİZ ŞEHİT EDİLİYOR

 Ezan’ın susturulmaya çalışıldığını, cami avlularında kadın ve erkeklerin şehit edildiğini anlatan Sezen, “İlk kıblemiz Mescidi Aksa’dan hakkın daveti Ezan susturulmaya çalışılırken, avluda savunmasız erkek ve kadın kardeşlerimiz şehit edilirken, bu mezalimi dinlendirmenin dahi antisemitizm olarak yaftalanması, güçlünün haklı olduğu, çarpık uluslararası hukuk ve siyaset sisteminin sonucudur. Müslümanların hunharca katledildiğini de sessiz kalan güçlünün haklı olduğu bir Uluslararası Hukuk Sistemi’nin ve onun iki yüzlü kullanışlı araçlarını reddediyoruz. Filistin’de, Suriye'de, Mora'da, Cezayir'de, Doğu Türkistan'da, Etiyopya'da, Bosna'da, Arakan'da yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken terör ve İslam dininin aynı cümlede zikredilmesinin vahşi ve saldırgan bir medeniyetin kullandığı bir algı aracı olduğunu çok iyi biliyoruz. Sömürgeci ülkeler ırkçı Siyonizm ideası merkezinde ilkel, barbar, bencilce daha fazla tüketim ve İslam düşmanlığı motivasyonları ile yine bir küresel sömürge düzeni korumak amacıyla dünyayı çıkmaz bir yola sürüklemektedir.” ifadelerini kullandı.

TÜM DÜNYAYA HATIRLATMAK İSTERİZ

“Daha neyi bekliyoruz?” diyen Sezen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm dünya ya hatırlatmak isteriz ki, Türkiye tarihi kendisine yüklediği kutsal misyonuna ifa edecek okyanus ötesinden iftira tiyatral operasyonlar ve karalama kampanyaları ile engellenmek istense de, din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin tüm mazlumların hakkını savunmaya daha gür sesle devam edecektir. Kendilerini dünyanın efendisi, dünyanın diğer kalanını da kölesi olarak gören, kendisinden başkasına yaşama hakkı tanımayan bencil, vahşi saldırgan medeniyetin mensuplarını insanlığa davet ediyoruz. Şu açıkça bilinmelidir ki New York'un bir gece aydınlanması için tüm gönül coğrafyamızı ateşe atanlar Kudüs'ümüze bir anlık karanlığı bölünmesinin sonuçları çok ağır olacaktır. Tarih bize göstermiştir ki Theodor Herzl rüyasıyla hareket edenler, bu çağın Selahattinlerini, Abdülhamitlerini hesaba katmazlarsa, acı bir kâbusa uyanacaklardır. Şimdi İslam coğrafyası üzerinde yeni üretilen silahların tatbikatının yapılmasına göz yuman, kimseye hesap verme gereği duymadan çocukları öldüren, kadınların namuslarına tecavüz edilen, ilk kıblesini el uzatılan İslam dünyasının mensuplarına sesleniyoruz. Daha neyi bekliyorsunuz? Daha ne kadar kendi kardeşlerimize yapılan zulme sağır, dilsiz kalacak, görmezden geleceksiniz?”