Dünya değişiyor

Serhat ŞANLI

ADANA (İLKHABER) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Girişim Sermayesi Meclisi, T.C. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ve T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı işbirliğinde gerçekleştirilen ‘Girişim Sermayesi Anadolu Buluşmaları’ etkinliğinin dördüncüsü Adana’da yapıldı.

Etkinlikte konuşan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Başkanı Hakan Yurdakul, artık dünyanın değiştiğine değinerek, ‘’Dünya değişiyor. Yakın bir zamana kadar liberal olmasına alıştığımız Amerika Birleşik Devletleri korumaca bir politikaya doğru hızla gidiyor. En son geçtiğimiz hafta Başkan Trump’ın imzaladığı vergi düzenlemesi sonrası ABD gittikçe içine kapanan ya da küresel ticareti baltalayan bir pozisyona doğru gittiğini görüyoruz.’’ dedi.

Anadolu kentlerindeki başarılı şirketler ile girişim sermayesi fonlarının temsilcilerini bir araya getirmeyi amaçlayan panel, Adana Sanayi Odası, Adana Ticaret Odası ve Adana Ticaret Borsası’nın ev sahipliğinde Adana Hilton Oteli’nde gerçekleştirildi.

Panele İlkhaber, Güney Hakimiyet, İlkses Gazeteleri  İmtiyaz Sahibi ve Arslan Güneydoğu Matbaacılık ve Kağıtçılık Yönetim Kurulu Başkanı Halil Arslan da katıldı.

Girişim sermayesi fonlarının yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı panelde katılımcılara yatırım öncelikleri ve yöntemleri hakkında bilgi verildi. Ayrıca şirket yöneticileri ve girişim sermayesi fonlarının yöneticileri ikili görüşmeler yaptı.

Programın açılış konuşmasını yapan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Reel ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerden sanayici, tüccar, çiftçiler ve ihracatçıların olumsuz yönde etkilendiğini ve önemli sorunlarla karşı karşıya kalındığını söyledi.

‘’HÜKÜMETİN FİNANSMAN DESTEKLERİ İTİCİ GÜÇ OLDU’’

Ardından hükümetin piyasanın canlandırılmasına yönelik uygulamaya koyduğu finans desteklerinin etkili olduğuna değinen Kıvanç, ‘’Hükümetimiz tarafından piyasanın canlandırılmasına yönelik uygulamaya konulan finansman destekleri, özellikle Kredi Garanti Fonu ve Eximbank’ın etkin şekilde kullanılması, bu zor dönemin atlatılmasında önemli bir itici güç oldu. Sağlanan finansman kaynağı ile ekonomik çarklar yeniden dönmeye, piyasalar normalleşmeye başladı. Başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin finansal anlamdaki sıkıntılarını gidermeye, üretim ve istihdamı teşvik etmeye yönelik düzenlemeler sayesinde sanayicimiz üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracatçımız ihracata devam ederek ayakta kalma ve ülke ekonomisine katkı yapmaya devam etti.’’ dedi.

‘’ADANA, MARMARA BÖLGESİNE ALTERNATİF’’

Adana’nın da içinde yer aldığı Çukurova bölgesi sahip olduğu güç ve birikimle ülkemizde Marmara Bölgesi’ne alternatif olabilecek ender üretim alanlarından biri olduğuna da değinen Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç sözlerine şöyle devam etti:

‘’Adana köklü sanayi geçmişi, güçlü modern alt yapısı, coğrafi konumu, verimli toprakları, yüksek yaşam kalitesiyle yatırımcıya büyük avantajlar sunmaktadır.

‘’GİRİŞİM SERMAYESİ MODELİ ÖNEMLİ’’

KOBİ’lerin bankacılık sektöründen yeterli seviyede faydalanabildiğini söylemek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, finansman imkânlarının çeşitlendirilmesi noktasında Girişim Sermayesi modeli büyük önem taşımaktadır. Diğer finansman araçlarından ayıran en önemli özelliği “kazan-kazan” felsefesinin güçlü ve hakim olmasıdır. Bu yönüyle büyük avantaj sağlamaktadır.’’

Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ise Adana ve Çukurova’nın Türkiye ekonomisindeki önemine değinerek şu bilgilere yer verdi;

‘’Çukurova, tarımda, sanayide, hizmetlerde Türkiye’yi sırtlayan, ülkemizin gelişmesi ve büyümesinde önemli payı olan bir bölgedir. Ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda gelişmiş ekonomiler sıralamasında üst sıralara taşımak, milli gelirimizi ve refah seviyemizi arttırmak için çok daha fazla çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Çalışmayı ibadet kabul eden bir milletin mensupları olarak biz Adanalı işletmeler buna hazırız.’’

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek Ve Tanıtım Ajans Başkanı Arda Ermut da Adana’nın önemine değinerek, ‘’Adana bizim için çok farklı bir yer ve bizim göz bebeğimiz. Potansiyeli ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler olan KOBİ’ler açısından yatırımcılarında ilgisini çeken bölgesel bir merkezdir.’’ Dedi.

Ekonomi için girişim sermayesinin KOBİ’lerin önemine değinen Ermut konuşmalarına şöyle devam etti;

‘’KOBİ’ler hızlı büyüyen ekonomimiz için önemi büyüktür. Ekonomimizin bel kemiği olan KOBİ’lerin büyümesi Türkiye’nin büyümesi demektir. KOBİ’lerin gelişimine büyük önem veriyoruz. Bu amaçla Kredi Garanti Fonu destekli kredi imkânları KOBİ ve tüm şirketlerin kullanımına sunuldu. Bu kredilerin 2018 yılında da devam etmesi ön görülüyor.

REKOR BÜYÜME

Kredi Garanti Fonu destekler sayesinde de 9 ay gibi bir sürede 220 milyar liralık bir kaynak ekonomiye kazandırıldı. Bu krediler Türkiye’nin yurt içi GSMH büyümesine çok ciddi katkı sağladı. Sonuç olarak Türkiye üçüncü çeyrekte yüzde 11,1’lik rekor büyüme elde etmiş oldu. Orta vadeli programda 2017 yılsonu için yüzde 5,5 büyüme hedefi vardı. Şuan bu beklenti yüzde 7’leri de aşmış durumdadır.

Önümüzdeki dönemde Türk lirasının değer kaybının bir nebze telafi edilmesiyle, ihracatçılarımızın girdi maliyetlerinde bir gerileme, bununla birlikte de hem mamul fiyatlarında hem de enflasyonda bir düşüş bekliyoruz.

‘’EKSİĞİMİZ CARİ AÇIK VE TASARRUF EKSİKLİĞİ’’

Uluslararası doğrudan yatırımlar sürdürülebilir kalkınmanın temel dinamikleri arasındadır. Bizimde özellikle Türkiye’de fark yaratmak adına çalıştığımız alan budur. Türkiye’nin ekonomisi son 15 – 20 yılda çok ciddi aşama kaydetti. Fakat halen eksiğimiz olan bir konu cari açığımız ve tasarruf eksikliğidir. Bu iki noktada da doğrudan yatırımlar Türkiye için çok önemli bir konudur. Bu açıdan hızlı büyüme odaklı bir ülke olarak doğrudan yatırım çekmeye devam etmemiz gerekiyor. Ajansımızın ana amacı da ülkeye daha fazla yatırım kazandırmaktır. Hedef olarak da teknoloji yoğun, katma değeri yüksek ve istihdam yaratan yatırımları ülkemize çekmek ve bunları destekleyerek yatırımcılarına bu konudaki süreçlerini hızlandırmaktır.

‘’TÜRKİYE’DE 55 BİN YABANCI SERMAYELİ ŞİRKET VAR’’

Ülkemize 2002’den günümüze yaklaşık 190 milyar dolara yakın yatırım çektik. 2002 yılına kadar yabancı sermayeli şirket sayısı 5 bin 500 civarındaydı. Şuanda ise 55 binden fazla yabancı sermayeli şirket var. Bunlar yeterli mi? Tabi ki yeterli değil.’’

Son olarak söz alan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Başkanı Hakan Yurdakul, artık dünyanın değiştiğine değinerek, ‘’Dünya değişiyor. Yakın bir zamana kadar liberal olmasına alıştığımız Amerika Birleşik Devletleri korumaca bir politikaya doğru hızla gidiyor. En son geçtiğimiz hafta Başkan Trump’ın imzaladığı vergi düzenlemesi sonrası ABD gittikçe içine kapanan ya da küresel ticareti baltalayan bir pozisyona doğru gittiğini görüyoruz.

‘’DÜNYA DEĞİŞİRKEN ÜLKELERDE DEĞİŞİYOR’’

Tam ters tarafta liberal olmasına alışık olmadığımız Çin’in ise liberallerin lideri olmaya doğru gittiğini gözlemlediğimiz dünyada yaşıyoruz. Dünya değişirken ülkeler de değişiyor. 2013 yılında bir filmde Amerika için, ‘USA is not a country but a business’ denerek bahsediliyor. Orada ABD bir ülke değildir. Bir işletmedir diye. Aslında bu sözde büyük devletlerin vatanlıktan çıkıp işletmeye dönüştüğünü bir dünyayı tasavvur eder. Allah’a şükür bizim ülkemiz hala bir vatan ama bu değişen dünyada ülkelerin de aynen şirketler gibi kısa orta vadeli çıkarlarıyla oynadıkları ve ekonomik savaşların yoğunlaşacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz gibi gözlemleniyor.’’ Dedi.

Türkiye’nin bölgesel ve küresel düzlemde rol ve güç sahibi olmasının, güçlü bir ekonomiye ve güçlü şirketlerin varlığına dayandığına değinen Yurdakul sözlerinin devamında şöyle konuştu;

‘’DÜNYADA BİLDİĞİMİZ SANDIĞIMIZ AMA DOĞRU OLMAYAN ŞEYLER VAR’’

‘’Değişen dünyada bildiğimizi zannettiğimiz ama doğru olmayan şeyler var. İktisadi kalkınma dediğiniz sanıldığı kadar nesnel bir süreç değildir. Ülkelerin kültürleri, değerleri, iş yapma biçimleri ve modellerinin tamamının önemli etkileri oluyor. Standart reçetenin çalışmadığı bir dünyada yaşıyoruz.

‘’ORGANİK BÜYÜME ORTADAN KALKIYOR’’

Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Türkiye’nin bölgesel ve küresel düzlemde rol ve güç sahibi olması için güçlü bir ekonomiye ve güçlü şirketlerin varlığına dayanıyor. Bu değişen ve bildiğimiz gibi olmayan dünyada bizim şirketlerimizin birçoğu için artık organik büyüme doğru bir yöntem olmaktan çıkıyor. Yani şirketler hızla büyüyor. Hızla alanlarını genişletiyorlar. Daha fazla pazarda yer alıyorlar. Böyle bir dünyada işletmeci olarak, işletmenizi biraz büyütüp, sizden sonraki kuşağa devretmeniz, onunda torununuza devretmesi gibi bir dünya yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Birleşmeler ve satın almalarla kazanılan cevvaliyet, ölçek büyüklüğü, sermaye büyüklüğü, network, gelişim kapasitesi son derece önemli hale geliyor. Böyle bir dünyada finans sektörü ile reel sektörü arasındaki klasik bağlantı. Yani bankacılık sistemi çok fazla hızlı büyümemizi sağlayamıyor.

Eğer biz sermaye ile sermayeye ihtiyaç duyan, finansman ile finansmana ihtiyaç duyan ticaret ve sanayi sektörleri arasındaki ilişkiyi doğru bir şekilde kurgulayamasak hızlı bir şekilde de büyüyemeyeceğiz. Hem kültürel, hem tarihsel, hem inanç gereği bizim ruhumuza, tabiatımıza çok daha uygun olan sermaye yatırımlarının, özel sermaye ve girişim sermayesi kurumları aracılığıyla sanayimiz ve ticaretimizin şirketleriyle buluşması son derece önemlidir.’’

Program sunumlar, şirket yöneticileri ve girişim sermayesi fonlarının yöneticileriyle görüşmelerle devam etti.