TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Lösemi tedavisinde devrim

ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde “Akut lösemi” tedavisinde akıllı ilaç uygulamasına geçildi

Haber Giriş Tarihi: 06.02.2018 15:02
Haber Güncellenme Tarihi: 06.02.2018 15:02
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Lösemi tedavisinde devrim

ADANA(İLKHABER) - Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde akut lösemi (kan kanseri) ile mücadele eden 19 yaşındaki Osman Aslan’a kemik iliği nakli yapıldı. Nakil sonrası hastada kanseri tekrar tetikleyecek az sayıda hücre kalınca akıllı ilaç adı verilen tedavi uygulandı 1 kürlük bir tedaviden sonra hasta tam sağlığına kavuştu

AKILLI İLAÇ TEDAVİSİ İLE SAĞLIĞINA KAVUŞTU

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Kemik İliği Nakli ve Hemaferez Ünitesi Medikal Direktörü Prof. Dr. Birol Güvenç Uzman Doktor Derya Dinçyürek ile birlikte Osman Aslan’da yapılan nakil sonrası rezidüel denilen az miktarda kanser hücresine rastladı. Bu rezidüel hücrelerin kanseri tekrar başlatma olasılığı son derece yüksek olduğunu ifade eden Güvenç, hastaya, normal kan hücrelerine zarar vermeden sadece kanser hücreleri tarafından üretilen CD3 ve  CD 19 isimli  yüzey işaretleyicilerine yönelik  çift etkili olarak isimlendirilen, kimerik antijen reseptörü (CAR)  olan Blinatumab isimli akıllı ilaç tedavisi planlandığını, 1 kürlük bir tedaviden sonra hastanın tam sağlığına kavuştuğunu belirtti. Güvenç Osman Aslan’ın şu anda ikinci kür ilacını aldığını da dile getirdi.

Güvenç, B Hücreli Akut Lenfositik Lösemi (ALL)  tanısıyla izlenen hastanın klasik kemoterapi yöntemleriyle tedavi edilemediğini, Bunun üzerine remisyona girmemesine rağmen genç bir hasta olduğu için hastaya Türkkök aracığıyla sağlanan verici aracılığıyla kemik iliği nakli yapıldığını söyledi. Güvenç nakilden sonra hastada rezidüel denilen az miktarda kanser hücresine rastlanıldığını, bu rezidüel hücrelerin kanseri tekrar başlatma olasılığının son derece yüksek olduğunu vurguladı.

Bunun üzerine hastaya, normal kan hücrelerine zarar vermeden bu sadece kanser hücreleri tarafından üretilen CD3 ve  CD 19 isimli  yüzey işaretleyicilerine yönelik   çift etkili olarak isimlendirilen, kimerik antijen reseptörü (CAR)  olan Blinatumab isimli akıllı  ilaç tedavisi planlandığını, 1 kürlük bir tedaviden sonra hasta tam sağlığına kavuştuğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Güvenç, Bispesifik bir monoklonal antikor olarak bilinen bir çeşit immünoterapi  tedavisi olan blinatumomab, Daha önceki tedavilere yanıt vermeyen (Dirençli /Refrakter)  B-hücresi ALL'li ve Philadelphia kromozomu olarak bilinen genetik bir değişimin olmadığı hastalarda Sağlık Bakanlığının uygun bulup onaylaması durumunda kullanılabildiğini,  Başka bir deyişle sadece belirli koşulları taşıyan bir hastalık gurubunda uygulanabildiğini dile getirdi.

 

 

 

BAŞKA HASTALARA DA UYGULAMAYA BAŞLIYORUZ

Başka bir hastaya aynı tedavinin çok yakın zamanda başlanacağını söyleyen Birol Güvenç, kliniklerinde belirli şartları taşıyan hastalarda sağlık bakanlığı onanıyla  akut myeloid lösemide de akıllı ilaç kullanımına geçildiğini  geleceğin ; akıllı ilaçlar ve artık bundan sonrada vücudun kendi savunma hücrelerini kullanan “akıllı  hücreler “ tarafından  şekillendirileceğini ifade etti

Güvenç sözlerini şöyle sürdürdü; “Yıllarca kanser tedavisinin temelleri ameliyat, kemoterapi ve radyasyon tedavisiydi. Son yirmi yılda ise kanser hücrelerde görülen özel moleküler değişiklikler üzerine ağırlık verilerek  kanser hücrelerini hedef alan ilaçlar  daha geniş bir tanımla “hedefe yönelik tedaviler “denilen  tedaviler  birçok kanser türü  için standart tedaviler olarak yerlerini sağlamlaştırdılar. Ancak son birkaç yıldır, bir hastanın bağışıklık sisteminin tümörlere saldırma gücünü belirleyen ve güçlendiren “immünoterapi yaklaşımları”, kanser tedavisinin en güçlü silahı olarak ortaya çıktılar. Bu yaklaşımın esasını ; kanser tedavisinde hastaların kendi immün hücrelerini toplamak ve kullanmak yatmaktadır. Birkaç kaç  çeşidi vardır ancak bugüne kadar, bu yöntemlerden en çok öne çıkanı  CAR ve CAR T-hücresi tedavisidir.CAR retaikte kullanılırken CAR-T büyük adımlarla ilerlemektedir”

 

LÖSEMİLİ HASTALARDA TEDAVİYLE YAŞAM SÜRESİ UZADI

Güvenç ,Lösemilerin akut ve kronik olarak iki tipte görülmekte olduğunu  kronik lösemilerin çözümünde hedeflenmiş tedaviler neredeyse devrim yarattığını dile getirerek, Örneğin Kronik Myeloid Lösemide 2000 yılı öncesi yaşam süresi 6-7 yılla sınırlıyken bugün istisnalar dışında yaşam süresi 25 yılın üzerine çıktığını, Üstelik hastaların kemoterapi yerine sadece oral tablet kullandıklarını, Kronik Lenfositik Lösemi ve Lenf kanserlerinde, multiple myeloma denen kanserlerde  benzer şekilde hedeflenmiş tedaviler son 5 yılda yerlerini aldığını  ve hastalıkların gidişatını  dramatik şekilde değiştirdiklerine vurgu yaptı.

Birol Güvenç , Akut lösemilerin tedavisinde büyük sorunlar olduğunu , hastalar düzelse bile nakil yapılmazsa tekrarladığını ve hematolojinin şu an için en büyük problemi olduğunu ; ancak son 2-3 yıl içerisinde akut lösemiler olan akut lenfositik lösemi ve akut myeloid lösemilerin  tedavisinde büyük gelişmeler olduğunu bunların süratli bir şekilde pratikte yerini almaya başladığını söyledi.

SAĞLIK BAKANLIĞINDAN ONAY GEREKİYOR HER HASTAYA UYGULANAMIYOR 

Her hastanın bu tür ilaçları almasının uygun olmadığını, her hastanın ayrı bir birey olduğunu, kanserinin farklı olduğunu sözlerine ekleyen Güvenç, bu ilaçların kullanımlarının önemli şartlar gerektirdiğini , mesela belirli mutasyonların ve yüzey belirteçlerinin  olması gerektiğini hastalığın evresinin , tipinin bu yaklaşımları etkilediğini belirtti.

Güvenç, ayrıca Bu tedavilerin çoğu pratiğe girmemiş girenlerinde henüz emekleme aşamasında olduğunu; bu nedenle büyük beklentilere girilmemesi ve internette dolaşan çoğu gerçek olmayan bilgilerden ve gereksiz yere beklentiye sokan gerçek olmayan haberlerden uzak durulmasını mutlaka doktorlarla konuşulması gereğini vurguladı.

TÜRKİYE SAĞLIK ALANINDA ÇOK İLERDE

Bugün Türkiye’de hematolojik rahatsızlıklarda tüm dünya ile aynı tedavilerinin verebildiğini söyleyen Güvenç, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı çok önemli çalışmalar ve verdiği desteklerle artık hastaların yurtdışına gitmelerinin gerek kalmadığına vurgu yaparak, Sonuç olarak hastalarımızın ve hasta yakınmaları çok büyük hayallere kapılmamalı ancak bu tür yeni tedavilerin artık günlük yaşamımıza küçük adımlarla girdiğini bilmesinde de fayda var.” dedi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.