TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir çare var!

İçişleri Bakanlığı’nın destekleri ve Adana Valiliği himayesinde Bir Çare Derneği’nin düzenlediği ‘Uyuşturucu Madde ile Mücadelede, Sivil Toplum Kuruluşlarının Eğitimi Toplantısı’ yapıldı.

Haber Giriş Tarihi: 19.02.2018 16:41
Haber Güncellenme Tarihi: 19.02.2018 16:41
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Bir çare var!


 

Serhat ŞANLI

ADANA (İLKHABER) – İçişleri Bakanlığı’nın destekleri ve Adana Valiliği himayesinde Bir Çare Derneği’nin düzenlediği ‘Uyuşturucu Madde ile Mücadelede, Sivil Toplum Kuruluşlarının Eğitimi Toplantısı’ yapıldı. Proje kapsamında uyuşturucu madde kullanımını önleme çalışmaları hakkında Sivil Toplum Kuruluşları(STK)’nın temsilcilerine eğitim verildi.

Programın açılışında konuşan Bir Çare Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Adli Toksikolog Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu; uyuşturucu ile mücadelede önlemenin önemine değinerek; “İnsanlar bu maddelerin zararlarını bilmelerine ve yasal engellemelere rağmen, kullanmaya başlıyor ya da kullanmaya devam ediyor. Önleme öyle basit bir etkinlik değildir. Aslında önleme uyuşturucu madde ile mücadelede en önemli kısmı teşkil eder. Öncelikle önlemenin teorisi, başarı stratejileri hakkında genel bilgi edinmemiz gerekiyor.” dedi.

STK temsilcilerine neler yapmaları gerektiği hakkında bilgi veren Dağlıoğlu sözlerinin devamında şöyle konuştu;

“Madde kullanımı, kullanılan maddeler, etkileri ile ilgili bilgilerimizi artırmalıyız. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni nesil maddeler kullanılmakta. Kendi bölgenizi tanıyın. Bölgenizdeki madde kullanımı hakkında bilgi edinin. Öncelikle bölgenizde yaygın olarak kullanılan uyuşturucu maddeleri bilin. Bu maddelerin daha çok kimler tarafından ve nerelerde kullanıldığı hakkında bilgi toplayın. Bilgi toplamak için ilgili kişi ve kuruluşlar ile görüşün. Toplumda kullanılan madde çeşitlerini çocuk ve ergenlerin yaşadıkları sorunları belirleyin. Araştırmaya dayalı önemli çalışmaların, programların uygulanmasını anlamak için kısa süreli hedefler koyun.

Planların ve kaynakların gelecekte de geçerli olması ve devam etmesi için uzun süreli hedefleri de belirleyin. Önemli stratejilerin etkilerini ölçmek için de değerlendirmeler yapın. Ortaklar bulun ve bu ortakları seçerken alanında uzman kişiler olsun. Bunlar kimler olabilir? Üniversitelerden uzman kişiler, okullar, öğretmenler, polis, halk eğitim veya belediyeler de bu ortaklar arasında yer alabilir.

Madde bağımlılığı ile ilgilendiğinizi çevrenize duyurun. Bu sizin yeni açılımlar yakalamanızı sağlayacaktır. İlk adıma karar verin. Sabırlı ve istikrarlı olun. Önleme uzun süren bir iştir. Hemen sonuçlarını göremeyebilir. Önlemede başarıyı ancak uzun süre sonra alabiliriz. Bu nedenle hemen vazgeçmeyin ve yılmayın.

Her kullanıcının bağımlı olmadığını bilin. Kullanıcılar bağımlılık aşamasına geçmeden, önlemlerinizi alın. Riskli gruplara yönelin. Bizim için önemli olan riskli gruplardır. STK olarak sloganımız ‘Samimiyet ve süreklilik olsun. Bütün çalışmalarımızda bunlara dikkat edelim. Bir çalışmanın sürekliliği ve samimi olması bizleri başarıya götürecektir.”

Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, bağımlılığa değinerek; “Bağımlılık çok önemli bir konu. Farklı bir dünyada yaşıyoruz. Bir yandan imkânların arttığı, bir yandan ihtiyaçların arttığı, bir yandan ihtirasların arttığı bir çağdayız. Sürekli ruhunu, bedenini doyurmaya çalışan bir insanlık ile karşı karşıyayız. Adeta hız ve haz çağındayız. Her şeyin daha hızlısı, her şeyin daha haz vereni arzu ediliyor. Bu karşımıza bağımlılık olarak çıkıyor.” dedi.

Bağımlılıkla mücadelede yapılan çalışmalara değinen Ünüvar sözlerine şöyle devam etti;

“Eskiden bağımlılık deyince aklımıza sadece uyuşturucu gelirdi. Şimdi çok farlı bağımlılık türleri var. Tütünde bir bağımlılıktır. Hatta ciddi bir sorundur. Alkol bağımlılıktır. Teknolojik bağımlılık, internet bağımlılığı, oyun bağımlılığı, kumar bağımlılığı, alış-veriş bağımlılığı gibi birçok tür sayabiliriz.

Bunların içerisinde toplumu en fazla tedirgin eden uyuşturucu bağımlılığıdır. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz hak ve sorumluluk içerisinde üzerine düşeni fazlası ile yapmamız lazım.

Türkiye olarak 2004 yılında ABD’de Birleşmiş Milletler(BM) Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi’ni imzaladık. Bu sözleşmede 6 kriter vardı. 2013 yılında 6 kriterin tamamını yerine getiren tek ülke Türkiye’dir.

“HEPİMİZE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR”

Hepimize çok fazla iş düşüyor. Toplumda genellikle her şey devletten bekleniyor. Yani çocuğumu okula göndereyim ama öğretmen çocuğun her şeyi ile ilgilensin. Bir yandan dersini versin. Bir yandan onu uyuşturucudan, sigaradan, alkolden korusun. Topluma çıktığı zaman da polis jandarma her şeyden korusun. Bu iş o kadar basit değil. Bu işin içine mutlaka herkes girmelidir. Devletimiz elinden gelen her şeyi yapıyor mu evet yapıyor. Toplum olarak hepimiz buna dikkat etmeliyiz.

“KURUMLAR DEVREDE”

Ülkemizde 191 hattı, Narkotim’ler kuruldu. Birçok bakanlık bu konuda harekete geçti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı sınırdan geçiş ile ilgili ciddi önlemler aldı. İçişleri Bakanlığı sokakta dolaşma ile ilgili ciddi önlemler aldı. Adalet Bakanlığı cezai uygulamaları artırdı. Çalışma Bakanlığı İşkur müdürlerinin ajandasında bağımlılıktan kurtulmuş bireylere iş, aş, sıcak yuva sahibi olmak onların ajandasındaki önemli maddelerden birisi haline geldi. Hükümetimiz bu konuda elinden gelen şeyi yaptı.

Son zamanlarda karşımıza özellikle kumar bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı gibi unsurlarda gelince, Aralık ayında Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın imzasıyla bir genelge yayınlandı ve bağımlılık Yüksek Kurulu oluşturuldu. Bağımlılık Yüksek Kurulu’ndaki 8 Bakan sayısı 12'ye çıktı. Maliye Bakanlığı, Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı gibi bakanlıklarda o kurul üyesi oldu. Şimdi Bağımlılık Yüksek Kurulu olarak çalışmalara devam ediyoruz. Ama sadece devletin çalışması yetmez. Devleti üç önemli görevi var. Bir uyuşturucuyla insanların bulaşmasını engellemek. İşte ‘Narkotim’ler ki, Adana'da çok başarılı operasyonlar yapıyor. Hem sokakta, hem de ciddi büyük ölçekli yakalamaları da savcılık ile beraber çok önemli işler yapıyor.

İkincisi bağımlı olan bireyleri kurtarmak. Üçüncüsü de kurtulanları da iş, aş sahibi yapmak. Tamam. Devlet bunları yapacak ama yapmakta bitiyor mu bitmiyor. Topluma da çok önemli görevler düşüyor. Toplum o bağımlı olan bireyleri dışlamayacak. Onun toplumda ayağının üzerinde durmasını sağlayacak, adımlar atacak. Bunların yanında kritik bir noktada bulunan STK’lar var. STK’lar devlet ile millet arasında adeta bir köprü olacak. 

Bir de özellikle bütün bağımlılıkla ilgili şöyle bir nokta var. Belirli başarıyı yakaladıktan sonra, artık bir hedefe ulaştık bundan sonra bir şey yapmıyoruz yapmamız gerekmez diyeceğiniz bir nokta yok. Çünkü hayat sürekli üzerimize geliyor. Sürekli yeni teknolojik ürünler çıkıyor. Yeni uyuşturucu maddeleri çıkıyor. Yeni bağımlılık türleri çıkıyor. Dolayısıyla o insanların içerisindeki boşluğu biz farklı yönlerden dolduracağız. İşte Gençlik Spor, Milli Eğitim, Sağlık müdürlüklerimiz bu konuda çok aktif olacaklar. Çok çalışmamız lazım.

Türkiye iki açıdan özellikle uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili risk altında. O risklerin birisi genç bir nüfusa sahip olması. Türkiye'de nüfus ve medyan yaş 31 civarında ve nüfusun yarısı 30 yaşında altında. Uyuşturucu özelliği 15 ile 30 yaş civarındaki bir risk olduğunu düşünürsek, bu bizim açımızdan risk. Oranlarını çok yüksek değil. Avrupa'ya göre çok düşük olanlardayız. Ama genç nüfusun olması ve çağın birtakım şartları bizi riskli bir ülke haline getiriyor.

İkincisi yasadışı Afyon üretiminin yüzde 92,6’sı Afganistan’da üretiliyor. O yasadışı üretilen Afyon 3 tane güzergahı kullanarak Türkiye'nin batısında geçiyor. Birisi klasik İpekyolu ve Adana'da onların içerisinde. O klasik İpek Yolu’ndan geçiyor ve Batıya doğru gidiyor. O yüzden Türkiye 2006'dan beri Avrupa Birliği ülkelerinin toplamından daha fazla uyuşturucu yakalıyor.  Hatta son 4 yıldır, toplamının 2 katından daha fazla uyuşturucu miktarı yakalıyor. Bununla aslında Türk Polisi,  Jandarması, güvenlik güçleri, gümrüğü insanlığa hizmet ediyor. Yani insanlığı bu illetle karşılaşmaktan koyuyor, kolluyor.

İkinci yol Hazar Denizi’nin üzerinden geçen Karadeniz rotası ve üçüncü yolu Sibirya civarında geçen yoldur. Takdir edersiniz ki en cazip yol o klasik İpek Yolu. İşte İpek Yolu üzerinde olan illerden birisi Adana, dolayısıyla Adana çok kritik öneme haiz şehirlerden birisi.

Ülkemizde Adli Toksikolog Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu, atık su analizi yapıyor. Yani artık sudaki uyuşturucu miktarına bakarak o şehirde tüketilen uyuşturucu miktarını ölçüyor. Türkiye'de şu anda iki şehir bunu yapıyor. Birisi Adana, diğeri de İstanbul. Ama bütün Türkiye yaygınlaşma ile ilgili geçtiğimiz hafta bağımlılık yüksek Kurulu'nda karar alındı. Onu desteklememiz lazım. Veri olmadan adım atamayız. Yapacak iş çok. Çalıştığımız sürece herhangi problem olmayacak.”  

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, uyuşturucunun önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Uyuşturucu, ülkelerin sınırlarını aşıp toplumların bugününü ve geleceğini tehdit eden adli, hukuki ve kamusal sorunların yanı sıra; insanların bedenen, ruhen ve sosyal yönden sağlıklarını bozan çok yönlü bir halk sağlığı problemidir.

Ülkemizin stratejik konumu ve transit geçiş yolları üzerinde yer alması, yasal olmayan ticaretin de güzergâhı olmasına neden olmaktadır. Genelde tek bir suçmuş gibi görünen uyuşturucu suçu, esasen ekimi, üretimi, nakliyesi, bulundurulması, alışı, satışı, kullanımı ve elde edilen paranın aklanması gibi şahsi pek çok suçu kapsamaktadır.

Uyuşturucu suçunun toplumsal yansıması ise, cinayetler, sahtecilik, hırsızlık, sınır ihlalleri, silah kaçakçılığı ve terör finansmanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle bakıldığında uyuşturucu ile mücadele aslında bir milli güvenlik meselesidir. Bu büyük mücadeleye milli seferberlik ruhu ile yaklaşılmalıdır.

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELENİN İLK OKULU AİLE

Bu mücadelenin ana eksenini kuşkusuz aile, okul ve toplum oluşturmaktadır. Her konuda olduğu gibi en başta eğitim konusuna ehemmiyet verilmelidir. Malumunuz olduğu üzere eğitimin temelleri ailede atılmaktadır. Bu sebeple uyuşturucu ile mücadelenin de ilk okulu ailedir. Uyuşturucu ile mücadelede ailenin temellendirdiği yapıyı, okullarımız düzenledikleri eğitici faaliyetlerle sağlamlaştırmalıdır.

Uyuşturucu ile mücadelenin en önemli unsuru ise toplumsal duyarlılıktır. Bu noktada artık her bir vatandaşımız taşın altına elini koymalıdır. Yaşadığımız semtte, oturduğumuz sokakta suça karışan şahıslar; uyuşturucu satışı yapan, torbacı diye tabir edilen kişiler ifşa edilmeli, polise bildirilmeli, böylelikle mahallede tutunmalarına fırsat verilmemelidir.

Ayrıca bir şekilde uyuşturucu illetine bulaşmış ancak, bu illetten kurtulmak için çırpınan vatandaşlarımızın, ilgili sağlık kurumlarına yönlendirilmesi de başta aileleri ve yakınları olmak üzere, semt sakinleri tarafından sağlanmalıdır.

Öte yandan Toplum desteğinin yanı sıra medyanın ve sosyal medya imkânlarının da uyuşturucu ile mücadelede aktif bir biçimde kullanılması göz ardı edilmemelidir. Özellikle televizyonlarda uyuşturucuyu özendirecek yayınlardan ve yapımlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca gençlerimize rol-model olan kişilerin yaşantılarında sergiledikleri olumlu tutum ve davranışların da bu mücadelede etkili olacağı unutulmamalıdır.

Adana, doğrudan madde bağlantılı ölümlerde, İstanbul ve Antalya’nın ardından 3. sırada yer almaktadır. Bu durum, görev sorumluluğumuzu daha da arttırmaktadır. Bu kapsamda ilimizde

NARKOTİM HATTI DEVREDE

Narkotik polisimiz tarafından kullanılan “Narkotim Watsaap İhbar Hattı”mız devrededir. Bu hatta gelen ihbarlar ivedilikle değerlendirilmekte ve zehir tacirleri yakalanarak adalete teslim edilmektedir.

Ayrıca geçtiğimiz ay içerisinde yine İl Emniyet Müdürlüğümüz ile Büyükşehir ve Merkez İlçe Belediyelerimizin birlikte yürüttükleri “Narko Adana Elçi” projesini başlattık. Proje ile zabıta ve temizlik görevlilerimiz başta olmak üzere belediye çalışanlarımıza uyuşturucuyla mücadele konusunda narkotik birimlerince eğitimler düzenlenmektedir. Amacımız bu görevlilerin emniyet birimlerine yardımcı olmalarını sağlamaktır.

Projenin en önemli tarafı ilimizin her sokağında artık bir narkotik elçimizin bulunmasıdır. Bu sayede insanımızı, gençliğimizi ve geleceğimizi zehirleyenlere sahayı dar edip, alan hâkimiyetimizi güçlendireceğiz.

“BU TÜRKİYE MESELESİDİR”

Buradan bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum: Adana’nın gündeminden uyuşturucuyu çıkaracağız. Üretim, satış ve kullanım zincirlerini ortadan kaldıracağız. Adana’da uyuşturucunun esâmesi okunmayıncaya kadar bu mücadeleye devam edeceğiz. Bu Türkiye meselesidir, bu bizim istikbal meselemizdir. Unutmayalım ki, geleceğin güçlü, sağlıklı ve bilinçli nesilleri, bugünün duyarlı büyükleri sayesinde yetişecektir.”

Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi Madde Bağımlığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Ensitüsü'nde Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serap Annette Akgür sunum gerçekleştirdi. Toplantıya, Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, ilçe kaymakamları ve 17 ilden STK temsilcileri katıldı.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.