TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çocuklarımızı okutmak istiyoruz

Adana'nın Aladağ ilçesinde, 11'i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı yurt davasında, 2'si tutuklu 14 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Haber Giriş Tarihi: 24.05.2018 15:04
Haber Güncellenme Tarihi: 24.05.2018 15:04
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Çocuklarımızı okutmak istiyoruz

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER)-Adana'nın Aladağ ilçesinde, 11'i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı yurt davasında,   2'si tutuklu 14 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Adana’nın İlçesi’nde bulunan Kozan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından duruşmanın altıncısı Ticaret Odası’nda gerçekleşti.  Duruşmaya tutuklu sanıklar yurt müdürü Cuma Ali Genç, yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneğinin Başkanı İsmail Uğur, tutuksuz sanıklar Mahir Kılıç, Mahmut Deniz, Mustafa Öztaş, Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mehmet İpek, Zeki Yılmaz, eski Aladağ İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş, Davut Gökçeli, Ramazan Arı, Cihan Ünal ve Bayram Aydın ile müşteki aileleri, sanık yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Duruşma öncesi yangında çocuklarını kaybeden Aladağlı aileler basın açıklaması yaptı.  Adana Baro Başkanı Veli Küçük’ün de katıldığı basın toplantısında konuşan, Ahmet Yetim kendisinin olayda hayatını kaybeden 7. sınıf öğrencisi Sümeyye Yetim'in babası olduğunu söyledi. Çarpıcı iddialarda bulunan Ahmet Yetim, köyünde 10 tane öğrenci olmasına rağmen köy okullarının kapadığını söyledi.

Okullarının tekrar açılması için Aladağ Kaymakamlığına, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe verdiğini ancak bir cevap alamadığını dile getiren Yetim, iddialarını şöyle sürdürdü, “Adana İl Milli Eğitim Müdürünün yanına gittim. Kapıyı çalmadan adam bana dedi ki, 'Aladağlı aileler olarak beyaz kağıt üzerinde siyah yazı olsanız size inanmam' dedi. Sizin çocuklarınız 'Kozan YİBO'ya da gitselerdi orada da yanacaklardı' dedi. Ben müdüre ne okulumu aç diyebildim ne de tokalaşmadan çıktım. Bu adam benim çocuğumun Kozan YİBO'da yanacağını ne bilir. Yirmi kişi biz çocuklarımızı burada okutmak istiyoruz dedik ille bizim çocuklarımızı buraya verdiler. Yirmi kişiye inanmıyorlar bir milli eğitim müdürüne inanıyorlar. Bunun için tek adalet istiyorum" dedi.

  Sosyal Haklar Derneği avukatlarından Can Atalay ise, “Biz buradayız davamızın takipçisiyiz. Ailelerimiz de burada onlar da davanın takipçisi. Sorumlular cezalarını çekene kadar davanın takipçisi olacağız” şeklinde konuştular.

 Adana Baro Başkanı Veli Küçük de, yaşanan vahim bir olayı basit bir kaza olarak  değerlendirmemek gerektiğini anımsattı. Yangının bilirkişi raporuna göre göz göre göre geldiğini kaydeden Küçük, “Türkiye'nin birçok yerinde ilçe ve illerde sayısı binlerle ifade edilen başka yurtların olduğu da hepimiz tarafından bilinmekte. Bu vahim olayı basit bir kaza olarak değerlendirebilmek mümkün değil. Bilirkişi raporları ile dosyada var olan deliller ile sabit olduğu üzere var olan eksiklikler yangının çıkmasına, yangının bu kadar ciddi olmasına faaliyet gösteren unsurlar göz göre göre geldi.” diye konuştu.

Yaşanan durumun adının cinayet olduğunu söyleyen Veli Küçük, “Bunun adı cinayet. Buna kaza dersek, basit bir ihmal ve de kader dersek önümüzdeki süreçte diğer yurtlarda da diğer kamusal alanlardaki bu tür durumlarda da çıkabilecek durumları şimdiden meşru hale getirmiş oluruz. dileğimiz ve isteğimiz bu süreçte bu facianın oluşmasında başlangıcından sonuna kadar ihmali ile göz göre göre izleyerek takip ederek sessiz kalarak seyirci kalanların milli eğitim müdürünün ilçe müdürünün, müfettişlerin, görmezden gelenlerin tamamı suçludur. Hak ettikleri cezayı almaları ve kamuoyu vicdanının rahatlamasıdır. Ben çocuklarımızın acılarını bir kez daha hissediyorum” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın ardından aileler ve avukatlar duruşmanın görüleceği salona geldi.  Duruşma da sanık avukatları itfaiyenin sorumluluğu üzerinde durarak talimatla ifade veren itfaiye erlerinin mahkeme huzurunda dinlenmesi ve soru sorma haklarının gerçekleşmesini istedi. Ayrıca yetersiz itfaiye ekibi görevlendirilmesi ile ilgili sorumluların tespit edilerek dava açılması için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasını istedi.

 

Sanık avukatları, yangının girişteki panodan değil resepsiyon odasındaki kablodan çıktığının raporda yazdığını belirterek "Yine bilirkişiler raporundan ana panoda sayaç ve sigortanın olduğunu belirlemişlerdir” ifadelerini kullandılar.

 Yangının çıkış nedenine yoğunlaşan sanık avukatları TEDAŞ'ın çıkış nedeni olarak doğru bağlanmayan sayaç olduğunu ve itfaiyenin yeterli olup olmadığına dair belgelerin istenmesini istedi. 22/4, 22/5, 22/6 kapsamında değerlendirme yapılarak gelinen nokta tutuklamada istenen gaye gerçekleşmiş olduğunda tahliyesini talep etti. 

Biri eğitmen 12 kişinin hayatını kaybettiği yangında 6 yaşındaki kızı Sare Betül Genç'i kaybeden yurt müdürü Cuma Ali Genç,  şu şekilde ifade verdi, “Aladağ'ın en mahrum, en imkansız, en garip köylerini ben seçtim. Eğer milli eğitim yönlendirme yapmadı. Ben kendim köyleri dolaştım. Muhtarlar köylerine yardımcı olmak hususunda yardımcı olmuş olabilir. Bunları bugüne kadar söylemememin nedeni ailelerin acılardır. Ben 'Yurt müdüründen şikayetçi değilim' demelerini isterdim. Yurdu bilmiyorlar iftira atıyorlar. Yangın benim yurdumda çıktı. Kapıları kısaydı deniyor. Duman bütün binayı sarmıştı. Maske ya da korunacak bir şey yok. Kurtarma imkanım olsaydı neden müdahale etmeyeyim.”

 

Dernek Başkanı İsmail Uğur, sağlık sorunları olduğunu belirterek tahliyesine karar verilmesini istedi.  Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi ve duruşma 7 Eylül tarihine erteledi.

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.