Dünyada toplam 60 milyon tonun üzerinde kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bakliyat ürünlerinin üretimi yapılıyor. Dünyada en fazla yetiştirilen bakliyat ise 22.5 milyon ton ile kuru fasulye geliyor. Ayrıca bakliyat üretimi dünya genelinde artmasına rağmen, ülkemizde ise düşüşe geçmiş durumda
Haber Giriş Tarihi: 21.10.2018 18:04
Haber Güncellenme Tarihi: 21.10.2018 18:04
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Serhat ŞANLI
ADANA (İLKHABER) - Bakliyatın dünya genelinde kullanım alanlarının genişlemesi, gıdaya verilen önemin her geçen gün artmasıyla birlikte ülkeler tarım programlarında bakliyat üretimini arttırmaya yönelik programlar yapıyor.
Türkiye’de ise üretimdeki girdi maliyetlerinin yüksek olması ile birlikte üreticilerin birçok üründen kaçınması, beraberinde özellikle bakliyat gibi ürünlerde ithalatın artması sonucunu doğuruyor.
Kuru fasulye ekim alanlarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde azalacağını belirten TMMOB Genel Başkanı Özden Güngör; “Kuru fasulye ekim alanlarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde azalacağı, 2017 yılı itibariyle yaklaşık 898 bin dekar olan kuru fasulye ekim alanlarının gelecek 5 yılda yüzde 10 azalarak 2020 yılında 806-807 bin dekara düşmesi tahmin edilmektedir” dedi.
Türkiye’de önümüzdeki 5 yıllık süreçte tüketimin artış göstermesi ile iç talebin fazla olmasından dolayı kuru fasulye ithalatının artacağını ve ihracatın ise azalacağına değinen Güngör şöyle devam etti;
“Baklagiller familyasına ait olan fasulye, yılda bir kez meyve veren otsu bitkilerden biridir. Kalsiyum ve vitamin bakımından zengin olan fasulyenin içinde en fazla B1 ve B2 vitaminleri bulunmaktadır.
Türk mutfağının geleneksel gıdalarından biri olması ve bitkisel protein kaynağı olması nedeniyle kuru fasulye tüketimi yıllar itibariyle artacaktır.
Türkiye’de kuru fasulye üretimi 2017 yılında 239 bin tondur. Yapılan öngörülerde kuru fasulye üretiminin kademeli olarak artacağı, 2020 yılına gelindiğinde 245 bin tona ulaşacağı, tüketimin nüfus artışına paralel olarak artacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de önümüzdeki 5 yıllık süreçte tüketimin artış göstermesi nedeni ile iç talebin fazla olmasından dolayı kuru fasulye ithalatı artacak, ihracat ise azalacaktır. Türkiye’de 2020 yılında yaklaşık 58-60 bin ton kuru fasulye ithalatı söz konusu olacaktır.
Kuru fasulye ekim alanlarının ise önümüzdeki 5 yıl içerisinde azalacağını, 2017 yılı itibariyle yaklaşık 898 bin dekar olan kuru fasulye ekim alanlarının gelecek 5 yılda yüzde 10 azalarak, 2020 yılında 806-807 bin dekara düşmesi tahmin edilmektedir.
Yaptığımız çalışma sonucu 2018 yılı sonu itibariyle Kuru Fasulye üretimimiz 225 bin ton civarında olacağı ve 81 milyon nüfusumuz ihtiyacı ise 30 - 60 ton arasında yapılan ithalat ile karşılanabilecektir.
Türkiye’de kuru fasulye tüketim miktarımız kişi başına yıllık 3-4 kg civarındadır.
Kuru fasulye üretimi ağırlıklı olarak İç Anadolu’da gerçekleşmektedir. 2017 yılında üretimin yaklaşık yüzde 30’u Konya’da, yüzde 13’ü Karaman’da ve yüzde 12’si Niğde ilimizde gerçekleşmiştir.
2016 yılında dünya kuru fasulye üretiminin yüzde 19’u Myanmar, yüzde 14’ü Hindistan, yüzde 9’u ise Brezilya tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye aynı yıl dünya fasulye üretiminde binde 84’lük bir paya sahip olmuştur.
Kuru fasulye dış ticaret verilerine bakıldığında, geçmişte bazı yıllarda ihracatın ithalattan fazla olduğu görülmekle birlikte, 2005 yılından sonra net ithalatçı olunmuştur.
Kuru fasulye ihraç ettiğimiz ülkeler genel olarak komşu ülkelerdir. En fazla ihracat Suriye ve Irak’a yapılmaktadır. 2018 yılının ilk beş ayındaki ihracat, 2017 yılının tamamına göre iki kat fazla olması ile dikkat çekicidir. Bu artışta İran ve Irak’a yapılan ihracattaki artış belirleyici olmuştur.
Kuru fasulye ithalatımızda Arjantin, Kırgızistan ve Kanada ağırlıklı bir paya sahiptir. İthalatımızın yüzde 80’i bu üç ülke birlikte ABD ve Çin’den gerçekleşmektedir.
Dünya kuru fasulye ticaretine bakıldığında en fazla ihracat yapan ülkenin Myanmar olduğu, bu ülkeyi Çin, Amerika ve Arjantin’in izlediği görülmektedir. Türkiye’nin dünya kuru fasulye ihracatındaki payı binde 6 düzeyindedir.
Dünya kuru fasulye ithalatına bakıldığında en fazla ithalatı Hindistan’ın yapmakta olup, Brezilya da önemli bir ithalatçı ülkedir. Türkiye’nin dünya fasulye ithalatındaki payı yüzde 1 kadardır.
ÖNERİLERİMİZ
Öncelikle mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları kontrol altında bulundurulmalıdır. Sertifikalı fasulye tohumlarının üretimi artırılmalıdır.
Hastalık ve zararlılara dayanıklı, makineli hasada uygun, kaliteli, yüksek verimli, yerli tüketicilerin ve dış pazarın isteğine uygun yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
“NADAS ALANLARI DEĞERLENDİRİLMELİ”
Bugün yaklaşık 4 milyon hektar alanı nadasa bırakıyoruz. Yerel çeşitlerin sürdürülmesi ve geliştirilmesi sağlanmalıdır. Uygun yetiştirme tekniklerinin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bakliyat ekim alanlarının genişletilmesi ve ‘Nadas Alanları’ bu genişletilme için kullanılabilir.
Baklagillerde üretim açığımız var. Nadas alanlarının önemli bir bölümünde baklagil tarımı yapılabilir. Ayrıca biyolojik gübre işlevi gören baklagiller, toprağı azot bakımından zenginleştiriyor, tarımda verimi artırıyor.
Bakliyat ekim alanlarının genişletilmesi için Nadas alanları daraltılmalıdır. Hasat döneminde kuru fasulye ithalatına izin verilmemelidir.
DESTEK VERİLMELİ
Etkin bir örgütlenme yapısı oluşturulması için destekler verilmeli, çalışmalar yapılmalıdır. Hasattan sonra çiftçinin ürününü satın alıp pazarlayacak müdahale kuruluşları oluşturulmalıdır
Mekanizasyon kullanımı desteklenmelidir. Tarımsal sigorta uygulaması yaygınlaştırılmalı, baklagillerde hastalık ve zararlılar sigorta kapsamına alınmalıdır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kuru fasulye üretimi azalıyor
Dünyada toplam 60 milyon tonun üzerinde kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bakliyat ürünlerinin üretimi yapılıyor. Dünyada en fazla yetiştirilen bakliyat ise 22.5 milyon ton ile kuru fasulye geliyor. Ayrıca bakliyat üretimi dünya genelinde artmasına rağmen, ülkemizde ise düşüşe geçmiş durumda
Serhat ŞANLI
ADANA (İLKHABER) - Bakliyatın dünya genelinde kullanım alanlarının genişlemesi, gıdaya verilen önemin her geçen gün artmasıyla birlikte ülkeler tarım programlarında bakliyat üretimini arttırmaya yönelik programlar yapıyor.
Türkiye’de ise üretimdeki girdi maliyetlerinin yüksek olması ile birlikte üreticilerin birçok üründen kaçınması, beraberinde özellikle bakliyat gibi ürünlerde ithalatın artması sonucunu doğuruyor.
Kuru fasulye ekim alanlarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde azalacağını belirten TMMOB Genel Başkanı Özden Güngör; “Kuru fasulye ekim alanlarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde azalacağı, 2017 yılı itibariyle yaklaşık 898 bin dekar olan kuru fasulye ekim alanlarının gelecek 5 yılda yüzde 10 azalarak 2020 yılında 806-807 bin dekara düşmesi tahmin edilmektedir” dedi.
Türkiye’de önümüzdeki 5 yıllık süreçte tüketimin artış göstermesi ile iç talebin fazla olmasından dolayı kuru fasulye ithalatının artacağını ve ihracatın ise azalacağına değinen Güngör şöyle devam etti;
“Baklagiller familyasına ait olan fasulye, yılda bir kez meyve veren otsu bitkilerden biridir. Kalsiyum ve vitamin bakımından zengin olan fasulyenin içinde en fazla B1 ve B2 vitaminleri bulunmaktadır.
Türk mutfağının geleneksel gıdalarından biri olması ve bitkisel protein kaynağı olması nedeniyle kuru fasulye tüketimi yıllar itibariyle artacaktır.
Türkiye’de kuru fasulye üretimi 2017 yılında 239 bin tondur. Yapılan öngörülerde kuru fasulye üretiminin kademeli olarak artacağı, 2020 yılına gelindiğinde 245 bin tona ulaşacağı, tüketimin nüfus artışına paralel olarak artacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de önümüzdeki 5 yıllık süreçte tüketimin artış göstermesi nedeni ile iç talebin fazla olmasından dolayı kuru fasulye ithalatı artacak, ihracat ise azalacaktır. Türkiye’de 2020 yılında yaklaşık 58-60 bin ton kuru fasulye ithalatı söz konusu olacaktır.
Kuru fasulye ekim alanlarının ise önümüzdeki 5 yıl içerisinde azalacağını, 2017 yılı itibariyle yaklaşık 898 bin dekar olan kuru fasulye ekim alanlarının gelecek 5 yılda yüzde 10 azalarak, 2020 yılında 806-807 bin dekara düşmesi tahmin edilmektedir.
Yaptığımız çalışma sonucu 2018 yılı sonu itibariyle Kuru Fasulye üretimimiz 225 bin ton civarında olacağı ve 81 milyon nüfusumuz ihtiyacı ise 30 - 60 ton arasında yapılan ithalat ile karşılanabilecektir.
Türkiye’de kuru fasulye tüketim miktarımız kişi başına yıllık 3-4 kg civarındadır.
Kuru fasulye üretimi ağırlıklı olarak İç Anadolu’da gerçekleşmektedir. 2017 yılında üretimin yaklaşık yüzde 30’u Konya’da, yüzde 13’ü Karaman’da ve yüzde 12’si Niğde ilimizde gerçekleşmiştir.
2016 yılında dünya kuru fasulye üretiminin yüzde 19’u Myanmar, yüzde 14’ü Hindistan, yüzde 9’u ise Brezilya tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye aynı yıl dünya fasulye üretiminde binde 84’lük bir paya sahip olmuştur.
Kuru fasulye dış ticaret verilerine bakıldığında, geçmişte bazı yıllarda ihracatın ithalattan fazla olduğu görülmekle birlikte, 2005 yılından sonra net ithalatçı olunmuştur.
Kuru fasulye ihraç ettiğimiz ülkeler genel olarak komşu ülkelerdir. En fazla ihracat Suriye ve Irak’a yapılmaktadır. 2018 yılının ilk beş ayındaki ihracat, 2017 yılının tamamına göre iki kat fazla olması ile dikkat çekicidir. Bu artışta İran ve Irak’a yapılan ihracattaki artış belirleyici olmuştur.
Kuru fasulye ithalatımızda Arjantin, Kırgızistan ve Kanada ağırlıklı bir paya sahiptir. İthalatımızın yüzde 80’i bu üç ülke birlikte ABD ve Çin’den gerçekleşmektedir.
Dünya kuru fasulye ticaretine bakıldığında en fazla ihracat yapan ülkenin Myanmar olduğu, bu ülkeyi Çin, Amerika ve Arjantin’in izlediği görülmektedir. Türkiye’nin dünya kuru fasulye ihracatındaki payı binde 6 düzeyindedir.
Dünya kuru fasulye ithalatına bakıldığında en fazla ithalatı Hindistan’ın yapmakta olup, Brezilya da önemli bir ithalatçı ülkedir. Türkiye’nin dünya fasulye ithalatındaki payı yüzde 1 kadardır.
ÖNERİLERİMİZ
Öncelikle mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları kontrol altında bulundurulmalıdır. Sertifikalı fasulye tohumlarının üretimi artırılmalıdır.
Hastalık ve zararlılara dayanıklı, makineli hasada uygun, kaliteli, yüksek verimli, yerli tüketicilerin ve dış pazarın isteğine uygun yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
“NADAS ALANLARI DEĞERLENDİRİLMELİ”
Bugün yaklaşık 4 milyon hektar alanı nadasa bırakıyoruz. Yerel çeşitlerin sürdürülmesi ve geliştirilmesi sağlanmalıdır. Uygun yetiştirme tekniklerinin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bakliyat ekim alanlarının genişletilmesi ve ‘Nadas Alanları’ bu genişletilme için kullanılabilir.
Baklagillerde üretim açığımız var. Nadas alanlarının önemli bir bölümünde baklagil tarımı yapılabilir. Ayrıca biyolojik gübre işlevi gören baklagiller, toprağı azot bakımından zenginleştiriyor, tarımda verimi artırıyor.
Bakliyat ekim alanlarının genişletilmesi için Nadas alanları daraltılmalıdır. Hasat döneminde kuru fasulye ithalatına izin verilmemelidir.
DESTEK VERİLMELİ
Etkin bir örgütlenme yapısı oluşturulması için destekler verilmeli, çalışmalar yapılmalıdır. Hasattan sonra çiftçinin ürününü satın alıp pazarlayacak müdahale kuruluşları oluşturulmalıdır
Mekanizasyon kullanımı desteklenmelidir. Tarımsal sigorta uygulaması yaygınlaştırılmalı, baklagillerde hastalık ve zararlılar sigorta kapsamına alınmalıdır.
En Çok Okunan Haberler