TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gelenek

İLKHABER-Gazetesi - Gelenek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gelenek haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bursa'nın  Kozluören köyünde ramazan geleneği Haber

Bursa'nın Kozluören köyünde ramazan geleneği

Bursa'ya yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta İnegöl ve Kestel ilçelerinin tam ortasında yer alan Kozluören köyünün geçmişi Selçuklu Devletinin son dönemlerine kadar dayanıyor. O dönemde yaşamış ve köyün kurucusu olarak ta bilinen Abdal Mehmed ismindeki gönül erbabının savaş zamanı ve Ramazan ayının ilk günü eşi Gül Hatun'a yaptırıp tüm köye dağıttığı Çullama ve Yeşil Mercimek geleneği 900 yıldır hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşıyor. 11 Ayın Sultanı Mübarek Ramazan ayının ilk gününde 20 haneli köyün her mutafında sabah erken saatten itibaren bu iki yemek hazırlanıyor. İftar vakti yaklaştığında ise tüm ocaklardan pişen geleneksel iki yemeğin kokusu geliyor. Önce elde açılan yufkalar bir tepsiye baklava gibi dizilip üzerine tercihe göre pişirilen beyaz yada kırmızı etler dökülüyor. Daha sonra tereyağı eritilerek hazırlanan soslar dökülerek çullama denilen yemek iftar sofralarına servis ediliyor. Ramazan'ın birinci gününde her evde pişirilen çullama ve yeşil mercimek iftarda afiyetle yeniyor. Kozluören Kadınları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ruhsel Demirtaş, Çullama ve Yeşil mercimek Ramazanlarda olmazsa olmazımız. İlk günü mutlaka yaparız. Büyüklerimizden öyle gördük. Babannelerimiz ninelerimiz hep yapardı. Biz yapıyoruz bizden sonrada inşallah yaparlar" diye konuştu. Köy halkından Berrin Selçuk ise, Ramazan'da ilk gün herkesin evinde bu yemek pişer. Un su ve tuzla karıp hamuru açar ve saçta pişiririz. Daha sonra onları sarıp küçük küçük keserek üzerine pişirdiğimiz tavuğu dökeriz. İftarda da çokta güzel yeriz Ramazan'ımızda çok güzel geçer bu sayede. Herkesin evinde ilk günü yeşil mercimek ve çullama pişer" dedi.

Asırlık gelenek: Gelin ve damat hamama deveyle geldi Haber

Asırlık gelenek: Gelin ve damat hamama deveyle geldi

Edirneli Romanlar, yüzyıllardır sürdürdükleri hamam geleneğini günümüzde de renkli görüntülerle devam ettiriyor. Düğün öncesi gelin hamamı düzenleyen vatandaşlar, Edirne Küçükpazar semtinden 5 kilometrelik yol katederek Medrese Alibey Mahallesi’nde bulunan gelin evine geldi. Buradan gelin kaftanı üzerinde evinden deve ile alınarak, Mezitbey Çukur Hamamı’na deve üzerinde getirildi. Deve üzerindeki gelin görenlerin ilgi odağı olurken, sürücüler de görüntü karşısında hayrete düştü. Gelin Nehir Kabaca, "Geleneksel olduğu için deveyle hamama geldik" dedi. Çanakkale’den deve kiralandı Geleneksel develi alayı için Çanakkale’den 75 bin TL verilerek deve kiralandı. Düğün alayına gençlerin ailesi ve yakınları da yürüyerek eşlik etti. Yakınları çalgılı çengili konvoyu oyunlarıyla şenlendirip renklendirdi. Gelin damatta deve üzerinde oynarken, cadde boyunca görenler develi gelin alayını ilgiyle izleyip bol bol görüntü aldı fotoğraf çekti. Nehir Kabaca, "Geleneksel gelin hamamını yaşatmak istedik. Alayımızı da geleneksel olduğu için deve ile yaptık, mutluyuz" ifadelerini kullandı. Pop star Salih Zülüfoğlu şarkılar söyledi Özel bir TV kanalında yarışmaya katılan Salih Zülüfoğlu’nun şarkıları eşliğinde yollardan gelen davetliler, yoldan geçerken trafik kısa süreliğine durdu. Hamam sefası öncesi Hamam önünde oyunlar oynandı, damacanalarla ayranlar tepsilerle meyveler ve yiyecekler hamam sefası için taşındı. Hamam önünde oyunlar oynandı Selimiye Camisi’nin önünde bulunan hamama kadar, müzik eşliğinde oyunlar oynanıp geleneksel hamam töreni renklendirildi. Roman çifti görenler bu anı telefonlarına kaydederek eğlenceye eşlik etti. Damat evinden davul-zurna ve oyun havaları eşliğinde deve ile gelen gelin hamam giriş yaptı. Gelin ve damat merdiven yardımıyla deveden indirildi. Edirneli Romanlar, Osmanlı geleneğini sürdürerek gelini düğün öncesinde hamama götürüyor, renkli kıyafetler giydiriyor ve oluşturdukları kortejle davul zurna eşliğinde oyunlar oynuyor.

Osmanlıda Ramazan Gelenekleri Haber

Osmanlıda Ramazan Gelenekleri

İBRAHİM BAYSAL – ÖZEL HABER ADANA(İLKHABER)-  İslam dünyası için kutsal sayılan Ramazan ayı ve gelenekleri Osmanlı toplumu içinde yıllardır önem arz etmektedir. Bu gelenekleri zamanla kendilerine has birtakım gelenekler ve ritüellerle yıllardır sürdürmektedirler. Osmanlı toplumunda Ramazan ayı hem halk hem de yöneticiler için oldukça önemliydi. Şimdi sizlere ‘’nerede o eski Ramazanlar ‘’dedirtecek geleneklerden bahsedelim.. Ramazan ayından önce İstanbul için gıda maddeleri yeterli duruma gelecek şekilde hazırlıklar yapılır eksik olan maddeler termin edilirdi. İftar sofraları kişini ekonomik durumuna göre özenle hazırlanırdı. Varlıklı olanlar fakirlere de iftar verirdi. Günümüz de olduğu gibi özellikle İstanbul da daha çok gördüğümüz sahura kadar açık tutulan dükkanlar, mekanlar Osmanlı zamanında da yaşanırdı. Osmanlı Ramazanları ile bütünleşmiş bazı gelenekleri inceleyecek olursak .. Hacivat-Karagöz Oyunu Günümüzde hala yaşatılan İftar sonrası teravih kılınması ve camii çıkışı şerbet ikramı Ramazan ayının vazgeçilmezi diyebiliriz. Ayrıca Osmanlıda özellikle Ramazan ayı yaza denk geldiğinde Ramazanla özdeşleşmiş Karagöz-Hacivat oyunu oynatılırdı. Mahya Geleneği Osmanlıda en gösterişli Ramazan geleneğinin Mahya idi diyebiliriz. Asırlardır devam eden mayhacılık, Ramazan ayında camilere renk katan ışıklı süslemelerdir. Günümüzde hala Ramazanın gelmesiyle camiler süslenir. Hırka-ı Şerif ziyareti Ramazan’ın on beşinde yapılan “Hırka-i Saadet” ziyaretlerinde Hz. Peygamber ve ashabına ait eşyaların bulunduğu kutsal emanetler ziyaret edilirdi. Padişahında katıldığı bu ziyaretler merasimle gerçekleştirilirdi. Diş Kirası Osmanlı döneminde maddi geliri yüksek olan kişiler sofralarını halka açardı ve bu halk büyük bir heyecanla karşılanırdı. Misafirleri uğurlarken bir takım hediyeler takdim edilirdi. Zimem defteri Osmanlı’da durumu iyi kişiler bakkal ve manav vb. dükkanlarda tanımadıkları kişilerin veresiye defterlerinde borcu olan kişilerin borçlarını öderlerdi.

Osmaniye'de yetiştirilen posta güvercinleri rotasını Avrupa'ya çevirdi Haber

Osmaniye'de yetiştirilen posta güvercinleri rotasını Avrupa'ya çevirdi

OSMANİYE (AA) - MUZAFFER ÇAĞLIYANER - Osmaniye'de meraklılarınca özel yemlerle beslenerek günün belli saatlerinde uçurulan posta güvercinleri, bu yıl Avrupa'dan Asya'ya gerçekleştirilecek yarışlar için hazırlanıyor.Yön bulmadaki yetenekleriyle önceki dönemlerde haberleşmede kullanılan posta güvercinleri, meraklılarınca hobi ve sportif amaçlı beslenmeye devam ediyor.Evlerin çatılarında ya da odalarında hazırlanan kafeslerde mısır, bezelye, pirinç, pekmez ve zeytinyağı ile hazırlanan özel yemlerle beslenen güvercinler, her gün uçurularak yılda iki kez düzenlenen yarışlara hazır hale getiriliyor.Geçen yıl yapılan yarışlarda İstanbul'dan uçurulan ve ertesi günü Osmaniye'de olan posta güvercinleri, 29 Mayıs'ta gerçekleştirilecek yarışlarda Bulgaristan'dan kanat çırparak evlerinin yolunu bulmaya çalışacak.Amanos Posta Güvercini Sevenler Derneği Başkanı Yunus Akdağ, AA muhabirine, posta güvercinlerinin kullanımının milattan önceye dayandığını söyledi.Posta güvercinlerinin geçmişte özellikle savaşlarda etkin rol oynadığını ve aktif olarak kullanıldığını anlatan Akdağ, gelişen teknolojiyle haberleşmede kullanılan bu kuşlara ilginin giderek azaldığını belirtti.Akdağ, yön bulmadaki yetenekleriyle dikkati çeken ve atletik yapısıyla uzun süre uçabilen güvercinlerin şu anda sadece meraklılarınca ilgi gördüğünü dile getirdi.- "Yavru ve büyükler kategorilerinde yılda iki yarışımız oluyor"Posta güvercinlerinin neslinin devamı için dernek kurduklarını aktaran Akdağ, şöyle devam etti:"Eski zamanlarda insanlığa hizmet etmiş posta güvercinleri gelişen teknolojiyle unutulmaya başlandı. Biz de bu eski geleneğin unutulmaması, gelecek nesillere ulaştırılması için derneğimizi kurduk. Sağ olsun devletimiz de bizleri destekliyor. Yavru ve büyükler kategorilerinde yılda iki yarışımız oluyor. Bu kapsamda geçen yıl İstanbul'dan Osmaniye'ye bir yarışımız vardı. İstanbul'dan cumartesi sabah bıraktığımız posta güvercinimiz, pazar sabahı Osmaniye'de evinde olmuştu. Bu yılki hedefimiz Bulgaristan. Yani Avrupa'dan Asya kıtasına posta güvercini uçuracağız."Türkiye Güvercin Federasyonunca bu yıl ilk yarışın 11 Mart'ta Adana'nın Feke ilçesinden İstanbul'a gerçekleşeceğini ifade eden Akdağ, etkinlikte başarılı olanların 29 Mayıs'taki Bulgaristan etabına katılabileceğini kaydetti.Akdağ, derneklerine üye 50 kişinin toplam 5 bin civarında posta güvercininin olduğu bilgisini paylaştı.Posta güvercinlerinin çok değerli hayvanlar olduğunu vurgulayan Akdağ, şunları ifade etti:"Şu an iyi bir posta güvercini almak için en az 150-200 bin lirayı gözden çıkarmanız gerekir. Benim 200 güvercinim var. Güvercinlere aylık 5 bin lira gibi para harcıyorum. Bu kuşların bakımları özeldir. Beslenmeleri biraz daha protein kaynaklı olur."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.