TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İngiltere

İLKHABER-Gazetesi - İngiltere haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İngiltere haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İngiltere'de Göçmenlerin Ruanda'ya sınır dışı edilmesine ilişkin yasa tasarısı onaylandı Haber

İngiltere'de Göçmenlerin Ruanda'ya sınır dışı edilmesine ilişkin yasa tasarısı onaylandı

İngiltere’de düzensiz göçmenlerin Ruanda'ya sınır dışı edilmesini içeren tartışmalı yasa tasarısı, parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarası'ndan geçti. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, "Ruanda'nın Güvenliği Yasa Tasarısı'nın" parlamentodan geçmesinin ardından yazılı açıklama yaptı. Sunak, “Bu dönüm noktası niteliğindeki yasa tasarısının kabul edilmesi, yalnızca ileriye doğru atılmış bir adım değil, aynı zamanda küresel göç denkleminde köklü bir değişikliktir. Savunmasız göçmenleri tehlikeli geçişlerden caydırmak ve onları sömüren suç çetelerinin iş modelini kırmak için Ruanda Yasa Tasarısını sunduk. Bu yasanın geçmesi bize bunu yapmamızı sağlayacak ve buraya (İngiltere’ye) yasa dışı yollarla gelirseniz kalamayacağınızı açıkça ortaya koyacak. Artık odak noktamız (Ruanda’ya) uçuşları gerçekleştirmek. Bunu yapmamıza ve hayat kurtarmamıza hiçbir şeyin engel olamayacağı konusunda netim” ifadelerini kullandı. Sunak yaptığı ayrı bir açıklamada, Ruanda’ya uçuşların 10-12 hafta içinde başlamasını beklediğini söyledi. Daha önce parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası’nın onayını alan yasa tasarısının İngiltere Kralı III. Charles'ın imzasıyla yasalaşması bekleniyor. Göçmen akışını durdurmak, Ruanda planının caydırıcı olacağını savunan Sunak hükümetinin öncelikleri arasında yer alıyor. Birleşmiş Milletler insan hakları uzmanları ve insan hakları grupları ise Ruanda planının “insanlık dışı” olduğunu belirtiyor. İngiliz hükümetinin tartışmalı Ruanda planı İngiltere hükümeti, 2022’de ülkeye Fransa’dan Manş Denizi üzerinden küçük tekneler ve botlarla yasa dışı yollarla giren binlerce düzensiz göçmeni ülkeye göndermek üzere Ruanda ile anlaşma sağlamıştı. Manş Denizi üzerinden İngiltere'ye izinsiz giriş yapan sığınmacıların göçmenlik başvuruları değerlendirilene kadar Ruanda'da kalmalarını hedefleyen İngiltere hükümeti, planı Haziran 2022'de uygulamaya geçirmeyi hedefliyordu. Ancak Ruanda planı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile engellenmiş, İngiltere’den ilk sınır dışı edilmesine karar verilenler son dakikada uçaktan indirilmişti. Bunun üzerine İngiltere İçişleri Bakanlığı Yüksek Mahkeme’de dava açmış, Aralık 2022'de söz konusu yasa dışı göçle mücadele politikasının yasal olduğuna karar verilmiş, temyiz yolu ise açık bırakılmıştı. İnsan hakları savunucuları da kararı temyize taşımış, Temyiz Mahkemesi 29 Haziran 2023’te yasa dışı göçmenleri Ruanda’ya gönderme planının hukuka aykırı olduğuna hükmetmişti. Ruanda’nın "güvenli bir üçüncü ülke" olmadığı ifade edilmiş, söz konusu plan eksiklikler giderilinceye kadar "hukuka aykırı" olarak tanımlanmıştı. Yüksek Mahkeme de 15 Kasım 2023’te, Ruanda'ya gönderilecek göçmenlerin daha sonra kaçtıkları ülkelere geri gönderilmesi sonucu zulüm veya diğer insanlık dışı muameleyle karşılaşacaklarına dair "gerçek bir risk" bulunduğu gerekçesiyle Ruanda planının "hukuka aykırı" olduğuna hükmetmişti. Bunun üzerine Başbakan Rishi Sunak, Ruanda hükümeti ile yeni bir anlaşma imzalamış, her türlü yasal engeli aşmak için Ruanda’nın güvenli olduğunu belirten yeni bir yasa (Ruanda'nın Güvenliği Yasa Tasarısı) teklifi hazırlamıştı. Anlaşmaya göre Ruanda’ya gönderilen düzensiz göçmenler İngiltere'den başka üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilemeyecek.

ABD ve İngiltere'nin Rus metal yaptırımları, Çin'in küresel emtia ticaretindeki rolünü güçlendirebilir Haber

ABD ve İngiltere'nin Rus metal yaptırımları, Çin'in küresel emtia ticaretindeki rolünü güçlendirebilir

ABD ve İngiltere'nin Rus metallerine yönelik yaptırımları, Çin'in küresel emtia ticaretindeki rolünü daha da güçlendirebilir. Londra Metal Borsası'nın Rus alüminyum, bakır ve nikelini yasaklamasıyla birlikte Çin'in bu metallerin ithalatında artış yaşaması bekleniyor. Bu durum, Şangay Vadeli İşlemler Borsası'nı, bu üç metalin Rus sevkiyatlarını kabul eden dünyadaki tek büyük emtia borsası olarak konumlandırıyor. ŞANGHAY'IN ROLÜ ARTIYOR Şanghay merkezli broker Guotai Junan Futures Co. kıdemli analisti Wang Rong, yaptığı açıklamada, "Rus metallerinin Avrupa ve Amerika piyasalarındaki likiditesi daha da azalabilir ve küresel ticaret akışları da yeniden şekillenecektir" ifadelerini kullandı. Rusya'ya yönelik yaptırımların, Çin'in emtia piyasasındaki etkisini artırarak, Şanghay'ı küresel ekonomi için hayati önem taşıyan malzemelerin fiyatlarının belirlendiği bir merkez haline getirebileceği belirtiliyor. ÇİN'İN RUS METAL İTHALATI REKOR SEVİYELERE ULAŞTI Çin'in, resmi yaptırımlar olmasa bile Rus alüminyum ithalatında rekor seviyelere ulaştığı bildiriliyor. Rus alüminyum devi United Co. Rusal International PJSC, geçen yıl gelirinin yüzde 23'ünü Çin'den elde ederken, bu oranın 2022'de sadece yüzde 8 olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Rusal'ın Ukrayna'daki savaşın tetiklediği aksaklıklar nedeniyle kilit bileşen tedarikindeki boşluğu kapatmak için Çin'deki bir alümina tesisinin yüzde 30 hissesini aldığı kaydedildi. ÇİN'İN İTHALATI ARTIYOR Guotai Junan'a göre, yeni yaptırımlar, Rus metalinin ABD ve İngiltere'nin yetki alanları dışındaki ülkelere, özellikle de Çin'e daha fazla ihraç edilmesine yol açacak. Broker bir notunda, fazladan arzın Çin'de üretilen metallerin ihracatını da teşvik edeceğini, çünkü sınırları içinde daha fazla malzeme birikeceğini belirtti. Çin, dünyanın en büyük rafine bakır ve alüminyum üreticisi olmasının yanı sıra Endonezya'daki yatırımlarıyla nikelde de önemli bir oyuncu konumunda. DOLAR DIŞI TİCARET YAPILACAK Çinli ithalatçılar, Pekin'in Moskova ile stratejik ittifakından yararlanarak önemli hammaddelerde indirim kazandılar ve genellikle ticaretin yapıldığı para birimi olan doları devre dışı bırakmak için yuan ile ödeme yaptılar. Bu da dünyanın en büyük emtia alıcısının Ukrayna'daki savaşın enflasyonist etkilerini bertaraf etmesine ve Pekin'in doları dünyanın rezerv para birimi olmaktan çıkarma arzusunu ilerletmesine yardımcı oldu.

Londra'da Iran International Gazetecisi Pouria Zeraati evinin önünde bıçaklandı Haber

Londra'da Iran International Gazetecisi Pouria Zeraati evinin önünde bıçaklandı

İngiltere’nin Başkenti Londra’da bulunan Iran International kanalında çalışan gazeteci Pouria Zeraati saldırıya uğradı. Kanal tarafından yapılan açıklamada, Zeraati’nin evinin önünde defalarca kez bıçaklandığı kaydedildi. Zeraati’nin hastaneye kaldırıldığı ve durumun stail olduğu açıklandı. İran’da 2022 yılındaki hükümet karşıtı gösterileri geniş bir şekilde eleştiren Iran International’da çalışan 36 yaşındaki Zeraati’nin bıçaklanmasına ilişkin soruşturmanın terörle mücadele ekipleri tarafından yürütüldüğü bildirildi. Güvenlik arttırıldı Londra Metropolitan Polisi Terörle Mücadele Birimi Müdürü Dominic Murphy, saldırının farklı nedenlerden gerçekleştirilmiş olabileceğini ifade ederek her ihtimali değerlendirdiklerini sözlerine ekledi. Murphy, bölgede görevli polis sayısının arttırıldığını kaydetti. Kanal terör örgütü olarak kabul edilmişti 2022 yılının Kasım ayında Iran International’da çalışan iki gazeteci polis tarafından dikkatli olmaları konusunda uyarılmıştı. Bu sırada, İran İstihbarat Bakanı İsmail Khatip kanalın, İran tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğini açıklamıştı. Iran International kanalı, 2023 yılının Şubat ayında Londra’daki faaliyetlerini geçici olarak durdurmuş ve çalışmalarını Washington D.C.’den yürütmüştü. Farsça yayın yapan kanal, geçtiğimiz Eylül ayından itibaren faaliyetlerini yeniden Londra’da yürütmeye başlamıştı.

Kral Charles'ın cenaze planları belli oldu: "Menai Köprüsü Operasyonu" Haber

Kral Charles'ın cenaze planları belli oldu: "Menai Köprüsü Operasyonu"

Kraliçe Elizabeth'in ölümünün ardından tahta geçen 3. Charles, prostat büyümesi nedeniyle hastaneye yatırıldı. Buckingham Sarayı, Kral Charles'ın aynı zamanda kanser hastası olduğunu duyurdu. 74 yaşındaki Kralın resmi olarak hasta olduğu göz önüne alındığında, tahtın varisi Prens William'ın İngiltere Kralı olarak taç giymesinin kaçınılmaz olduğu düşünülüyor. Kral Charles'ın ölümü üzerine "Menai Köprüsü Operasyonu" adı verilen detaylı bir plan devreye girecek. Daha önce Kraliçe Elizabeth'in ölümü için kullanılan benzer bir plan olan "Londra Köprüsü Operasyonu"nun detaylarına benzerlik göstermesi bekleniyor. Eski Kraliyet Koruma Görevlisi Simon Morgan'a göre, Kral Charles'ın cenaze düzenlemeleri resmi olarak ilan edildikten hemen sonra planlanmaya başlandı. Morgan, planlama sürecinin hızla devam edeceğini ve "Menai Köprüsü Operasyonu"nun detaylarının henüz sızmadığını belirtti. Planın ilk aşamasına göre, Kral Charles'ın ölümü ailesine ve ardından başbakana bildirilecek. Haber daha sonra İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerine ve basın birliğine iletilirken, Kral Charles'ın ölümü, Buckingham Sarayı'nın kapısına not asılması ve bayrakların yarıya indirilmesi gibi adımları içerecek. Prens William'ın Kral olması durumunda, taç giyme töreni birkaç ay sürebilir. Ancak Charles'ın ölümü anında resmi olarak Kral ilan edilecek, Prens William muhtemelen aynı gün ulusa bir konuşma yapacak ve hükümet yetkilileriyle görüşmelere başlayacak. Kral Charles'ın cenazesi ise ölümünden yaklaşık dokuz gün sonra gerçekleşecek ve Windsor Kalesi'nde bulunan Kral George VI Anıt Şapeli'ndeki kraliyet mezarlığına defnedilecek.

ABD ve İngiltere, havadan ve denizden Yemen'deki Husileri vurdu Haber

ABD ve İngiltere, havadan ve denizden Yemen'deki Husileri vurdu

İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında 98. güne girilirken, ABD ve İngiltere ordusu Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef alan Yemen'deki Husileri vurdu. Yerel kaynaklar, ABD ve İngiltere'nin gece boyunca düzenlediği saldırılarda İran destekli Husilerin kontrolünde olan başkent Sana'nın kuzeyindeki bir askeri üssün, Hudeyde Havalimanı çevresinin, Saada ili ve Zamar şehrindeki bazı noktaların, askeri birliklerinin hedef alındığını aktardı. Biden: “Husilerin saldırına karşılık olarak gerçekleştirildi” ABD Başkanı Joe Biden yaptığı yazılı açıklamada, “Bugün benim talimatım doğrultusunda ABD askeri kuvvetleri İngiltere ile birlikte, Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda'nın desteğiyle Husilerin dünyanın en hayati öneme sahip su yollarından birinde seyrüsefer özgürlüğünü tehlikeye atmak için kullandığı bazı hedeflere başarılı bir saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılar, tarihte ilk kez gemisavar balistik füzelerin kullanılması da dahil olmak üzere Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası ticaret gemilerine yönelik benzeri görülmemiş saldırılarına doğrudan yanıt olarak yapıldı” ifadelerini kullandı. Husilerin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarının ABD personelini ve sivil denizcileri tehlikeye attığını, seyrüsefer özgürlüğünü tehdit ettiğini belirten Biden, Husilerin 19 Kasım'dan bu yana bölgede gerçekleştirdiği 27 saldırıdan 50'den fazla ülkenin etkilendiğini, 20'den fazla ülkeden mürettebatın tehdit edildiği veya rehin alındığını vurguladı. Biden, 2 binden fazla geminin Kızıldeniz'deki saldırılar nedeniyle rotasını değiştirmek zorunda kaldığını, bu durumun da nakliye süresinin uzattığını belirtti. “Bu saldırı açık bir mesajdır” Biden, “9 Ocak'ta Husiler, doğrudan ABD gemilerini hedef alarak bugüne kadarki en büyük saldırısını başlattı. Uluslararası toplumun bu pervasız saldırılara tepkisi ortak ve kararlı olmuştur. Geçtiğimiz ay ABD, uluslararası gemiciliği savunmaya ve Kızıldeniz'deki Husi saldırılarını caydırmaya kararlı 20'den fazla ülkenin bir araya geldiği bir koalisyon olan Refah Muhafızı Operasyonu'nu başlattı. Ayrıca Husi tehditlerini kınamak için 40'tan fazla ülkeyle birlikte hareket ettik. Geçtiğimiz hafta, 13 müttefikimiz ve ortağımızla birlikte Husi isyancıların saldırıları durdurmadığı takdirde sonuçlarına katlanacaklarına dair açık bir uyarıda bulunduk. Dün de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Husilerin ticari gemilere yönelik saldırılarına son vermesini talep eden bir kararı kabul etti” ifadelerini kullandı. Biden, “Bu hedefli saldırılar, ABD ve ortaklarımızın personelimize yönelik saldırılara tolerans göstermeyeceğine veya düşman aktörlerin dünyanın en kritik ticari yollarından birinde seyrüsefer özgürlüğünü tehlikeye atmasına izin vermeyeceğine dair açık bir mesajdır. Gerektiğinde halkımızı ve uluslararası ticaretin serbest akışını korumak için daha fazla önlem almaktan çekinmeyeceğim” ifadelerine yer verdi. Husilere ait askeri noktalar vuruldu ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de yaptığı yazılı açıklamada saldırıyla ilgili detay verdi. Austin saldırıda Husilerin insansız hava araçlarının, balistik ve seyir füzesi ile kıyı radarı ve hava gözetleme kapasitelerinin hedef alındığını aktardı. Austin, “ABD meşru müdafaa hakkını saklı tutuyor ve gerekirse ABD güçlerini korumak için daha fazla eylemlerde bulunacağız” ifadelerini kullandı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) da Husilere ait radar sistemlerine, hava savunma tesislerine, silah depolama, insansız hava araçları ve füzeler için kullanılan fırlatma alanlarına saldırı düzenlendiğini aktardı. “4 Typhoon savaş uçağının hassas saldırı gerçekleştirdi” İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait 4 Typhoon savaş uçağının Husilere ait 2 askeri noktaya "hassas saldırılar" gerçekleştirdiğini açıkladı. Shapps, “Masum hayatlara ve küresel ticarete yönelik tehdit o kadar büyük hale geldi ki bu eylem sadece gerekli değildi, aynı zamanda gemileri ve seyrüsefer özgürlüğünü korumak da görevimizdi” ifadelerini kullandı. “ABD ve İngiltere hata yaptı” Husilerin üst düzey isimlerinden Muhammed El Bukhaiti ise yaptığı açıklamada, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarından "pişman olacaklarını" ifade etti. Londra ve Washington'un Yemen'e savaş başlatmakla "hata" yaptığını belirten El Bukhaiti, dünyanın artık "haklıyı ve haksızı" destekleyenlerin açıkça belirlenebildiği benzersiz bir savaşa tanık olduğunu kaydetti. El-Bukhaiti, "Taraflardan birinin amacı, Gazze'deki soykırım suçlarını durdurmak, diğer tarafın hedefi ise ABD ve İngiltere'nin temsil ettiği failleri desteklemek ve korumaktır. Bu dünyadaki her kişi, üçüncüsü olmayan iki seçenekle karşı karşıyadır, ya soykırım kurbanlarının yanında ya da faillerinin yanında yer alacak" dedi. Yemen Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da ülkedeki hedeflerin bombalanması nedeniyle ABD ve İngiltere'ye karşı “güçlü bir misilleme” yapılacağı konusunda uyarıda bulunuldu. Açıklamada, “Ülkemiz, ABD ve İngiliz gemileri, denizaltıları ve savaş uçakları tarafından büyük bir saldırıya maruz kalmıştır ve onlar, bu bariz saldırganlığın tüm vahim sonuçlarına karşı ağır bir bedel ödemeye hazırlanmak zorunda kalacaklardır” ifadeleri kullanıldı. Riyad: “Yemen'deki saldırılardan büyük endişe duyuyoruz” ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırısına Suudi Arabistan'dan da açıklama geldi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik saldırılarının ardından “bölgede tansiyonun yükselmesinin önlenmesi" çağrısında bulunuldu. Açıklamada, “Suudi Arabistan Krallığı, Kızıldeniz'de gerçekleştirilen askeri operasyonları ve Yemen'deki bazı noktalara düzenlenen saldırıları büyük endişeyle takip ediyor" denildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.