TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#sanat

İLKHABER-Gazetesi - sanat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sanat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mersin'de 90 eserlik 'Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi' sanatseverlerin beğenisine sunuldu Haber

Mersin'de 90 eserlik 'Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi' sanatseverlerin beğenisine sunuldu

Mersin'in merkez ilçe Akdeniz Belediyesinin tamamen yenileyerek kentin kültür ve sanat hayatına kazandırdığı Akdeniz Sanat Galerisi, 'Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi'ne ev sahipliği yaptı. Akdeniz Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü organizesinde gerçekleşen sergide, hat sanatçısı Salih Alzamo, tezhip sanatçısı Rabia Turgut ile naht sanatçısı Ramazan Özkan’ın birbirinden özel eserleri, Mersinli sanatseverlerin ilgi ve beğenisine sunuldu. 90 eserin beğeniye sunulduğu ve 15 Nisan 2024 tarihine dek sanatseverlerin ziyaretine açık olacak olan serginin açılış törenine; Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Mersin Milletvekili Ali Kıratlı ile çok sayıda davetli katıldı. “Mersin’de 3 tarihi yapıyı yenileyip geleceğe taşıdık” Sergiyi büyük bir beğeni ve hayranlıkla gezdiğini belirten Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, konuşmasında sanat galerisine dönüştürdükleri binanın tarihinden de bahsederek, kentteki tarihi binalara yönelik çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Başkan Gültak, “Şu ana kadar Mersin’de 3 tarihi binayı yenileyip kentimizin geleceğine kazandırdık. İnşallah 4’üncüsü de benim de mezunları arasında olduğum Çankaya İlköğretim Okulu olacak. Bu okulumuzun tadilatı için ihalesini yaptık. Yaklaşık 7 içinde de bu okulumuzda tam 17 yıl sonra hayata dönecek. Ya bir anaokulu ya bir kreş ya da olgunlaşma enstitüsü olarak hizmet verecek” dedi. “Mersin’de müze açan ilk belediye başkanıyım” Bir ilçe belediyesinin 5 yıl içerisindeki süreçte 4 tarihi binayı yenileyerek hayata geçirdiğini daha önce duymadığını belirten Başkan Gültak, “Bu tarihi Mersin evlerinden birisi İz Bırakanlar Müzesi. Gezmenizi mutlaka tavsiye ederim. İki katlı ve 7 odalı çok güzel bir Mersin evi. Aslında yine tarihe geçmiş olduk. Mersin’de ilk kez bir belediye başkanı müze açmış oldu” ifadelerini kullandı. “Sanat, kültür ve spor toplumsal barışı sağlar” Sanat, spor, eğitim ve kültürel etkinliklerin, bir şehrin toplumsal barışı ve huzurunun sağlanmasındaki önemine de dikkat çeken Gültak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanatın, sporun, kültürel faaliyetlerin olmadığı yerde huzur da olmaz. Biz de farklı uygulamalar, sosyal faaliyetler de yaparak Akdeniz’e huzur getirdik. Ramazan ayı içindeyiz, bu ay vesilesiyle böyle özel bir sergi açtık. Geçen ay da burada lise öğrencilerinin geri dönüşümle ilgili ortaya çıkardıkları birbirinden farklı ve ilginç eserleri sergilemiştik. Bu mekanda periyodik olarak mutlaka bir sanatsal etkinlik düzenlemeye çalışıyoruz. Böylelikle mekanın ruhuna uygun işler yapmış oluyoruz.” Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Gültak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ve Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, sergilenen eserlerin sahibi sanatçılara teşekkür plaketi takdim etti.

Ressam Ömer Ünsal'dan “At, Primitif ve Deprem” Haber

Ressam Ömer Ünsal'dan “At, Primitif ve Deprem”

Ressam Ömer Ünsal, tuval ve deri üzerine yağlı boya ve karışık teknikler kullanarak yaptığı eserlerinden oluşan “At, Primitif ve Deprem” temalı resim sergisini, SANKO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturdu. Ömer Ünsal, sanatın bireyler için önemli bir iletişim aracı olduğunu belirterek, “Konuşarak ifade edemediğim duygu ve düşüncülerimi resim aracılığıyla anlatmaya çalışıyorum” dedi. Kafkas asıllı olduğunu anlatan Ünsal, “Rus savaşlarında Kafkas ırkı atlar vardı. Birçok at ırkı yok oldu sadece Şağdi cinsi ırk kaldı. Bu atın anısına eserlerimde atları çalıştım. Atlar savaşta, barışta insanla birlikte yol almıştır. Bu nedenle kültürel yolculuk gibi düşündüm ve eserlerimde atlara da önem verdim” ifadelerini kullandı. Daha önce atlar ve pirimitif (Desenler- motifler) konularını eserlerine yansıttığına vurgu yapan Ünsal, “Şimdi bizleri derinden yaralayan depremlerin yaşattıklarını tuvalime yansıttım. Gaziantepli sanatseverleri sergi açılışına davet ediyorum” diye konuştu. Sanatın aynı zamanda iyi bir terapi yöntemi olduğunu dile getiren Ünsal, her bireyin mutlaka bir sanat dalıyla ilgilenmesi gerektiğini savunarak şu önerilerde bulundu: “İnsan hayatında boşluklarla karşılaşabiliyor. Bu boşlukları özellikle aileler çocuklarının geleceği açısından iyi değerlendirip geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz çocuklarımızı yeteneklerine uyumlu bir sanat dalına mutlaka yönlendirmeliyiz. Sanat aynı zamanda hem zeka gelişimine katkı sunar hem de insanın düşünce evrenini genişletir. Yaşamımızın her döneminde sanata yer vermeliyiz. Sanat insan içindir anlayışını yaşam biçim haline getirmeliyiz.” İlk kişisel sergisini 20 yıl önce Gaziantep’te açtığını dile getiren Ünsal, “Bana tekrar bu heyecanı yaşatarak eserlerimi Gaziantepli sanatseverler ile buluşturan SANKO Sanat Galerisi’ne teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Konuşmaların ardından Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Gülfem Marakoğlu, Zeugma Fırat’ın Gerdanlığı isimli yayını Ünsal’a takdim etti. Sergi açılışına, SANKO Park AVM Müdürlüğü görevini devreden Niyazi Büyükaksu, Müdürlük görevini devralan Sait Can Gizir, ressamlar Gülay Karslıgil, Gül Öztürkmen Demir, Gaziantep Ticaret Odası Güzel Sanatlar Lisesi Resim Öğretmenleri Hüseyin Yıldırım, Özer Çağlar, Kahramanmaraş Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Öğretmeni Münevver Canlıca, sanatseverler ve davetliler katıldı. Ömer Ünsal’ın 20 eserinin yer aldığı “At, Primitif ve Deprem” temalı resim sergisi, SANKO Sanat Galerisi’nde 5 Nisan 2024 tarihine kadar her gün 10.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. ÖMER ÜNSAL Ömer Ünsal, Kahramanmaraş Göksun’da 1976 yılında doğdu. 19 Mayıs üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Bölümünden 1996 yılında mezun oldu. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümünde Kuzey Kafkas Halk Dansları derslerine yarı zamanlı öğretmen olarak girdi. Avrupa Birliği Projesi kapsamında 2004-2005 yılında Akdeniz Bölgesi Kafkas Halk Dansları ekibinin müziklerini Garmonla (Garmon: Kafkaslara özgü bir akordeon türü) icra etti. Kahramanmaraş Güzel Sanatlar Lisesinde görsel sanatlar öğretmeni olarak çalışmaktadır.  Gaziantep, Kahramanmaraş ve Amasya’da 6 kişisel sergi açan Ünsal, Adana, Kahramanmaraş, Halep, Gaziantep, Amasya ve Samsun’da 7 karma sergiye katıldı. Yarışmalarda birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülleri alan Ünsal’ın eserleri, üç yarışmada sergilenmeye değer görüldü.

Orijinalist Art Gallery, Sanatseverleri Bekliyor Haber

Orijinalist Art Gallery, Sanatseverleri Bekliyor

Adana'da faaliyet gösteren Orijinalist Art Gallery 3 yıldır sanatseverlere kapılarını açıyor. Galerinin küratörü olan sanatçı Faruk Keskin, "TOGETHER" sergisinde kendi eserleriyle yer almanın yanı sıra küratörlük ve sanat danışmanlığı görevlerini de üstleniyor. Sanatçı Faruk Keskin'e galeride sergilenen eserler, yapılan çalışmalar ve kendisini tanımaya yönelik sorularımızı yönelttik: Orijinalist Art Gallery hakkında bilgi verebilir misiniz? Orijinalist Sanat Galerisi olarak Adana Gazipaşa’da yer almaktayız. Üç yıldır faaliyet halindeyiz galeride hedeflediğimiz nokta sadece yerel bir galeri olmaktan öte hem şehirdışı hem de yurtdışında faaliyet göstermek.  Faruk Keskin Kimdir? ‘’Together ‘’sergisinde hangi eserleriniz yer aldı? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümünde 2015-2017 dönemleri arasında Geçirdiğim öğrencilik hayatım sonrası sanat kariyerime Çukurova Üniversitesi'nde devam ettim. Oradan da 2021 yılında mezun oldum. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliğinde Yüksek Lisans için ikinci yılımda Tez dönemindeyim. Aktif sanat hayatına da Adana'da devam etmekte olup 3 yıldır da galerimizin başında yer almaktayım. Galerimizdeki "TOGETHER" sergisinde, küratörlük ve sanat danışmanlığı görevlerimi üstlenmenin yanı sıra, beş eserimle de yer alıyorum. Galerimizde sergilenen kendi eserimden bahsedecek olursak; 2 yıldır devam eden parçalanma serisine devam ediyorum. Parçalanma serisi bir tür yozlaşma serisi ele aldığım ana materyal konu daha çok insan ve insan bedeni. Bu yozlaşma kavramı aynı zamanda bir soyut kavram olduğu için daha çok bunu insan bedeni üzerinde deformasyonlarla beraber ele alıyorum. Hem içsel bir yozlaşma hem de fiziken biyolojik olarak farklı bir noktaya evrilen insan doğasının sancılı sürecinin bir tür izdüşümünü ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Burada 5 eserimle yer almaktayım. ‘’Together’’ Sergisi ve sergide yer alan 41 sanatçının eserlerinden bahsedebilir misiniz? 15 Aralık 2023 Cuma günü açılışını gerçekleştirdiğimiz ‘’Together’’ karma sergisinde 41 sanatçı yer aldı. Sergimizin belli bir teması yok multidisipliner bir anlayış söz konusu. Sergimizde 41 sanatçının resim heykel ve seramik mozaik gibi birçok daldan eseri mevcut. Türkiye ve yurtdışından eserleri olan sanatçılarımız mevcut.  Buradaki eserlerde sanatçıların kullanmış olduğu üslup izleyiciye de aynı şekilde sanatın kendi içerisinde barınan üsluplarını da bir arada görme şansı sunuyor. Eserleri yurtdışı ve yurtiçinde rağbet gören sanatçılarımız mevcut. 41 sanatçımızın her birini kendisine hitap eden ya da kendisine yakın hisseden izleyici kitlesi oldu burada.  Sergimizde hem yurt içi hem de yurt dışı sanatçılarımız bulunmakta. Bunlardan bahsedecek olursak mesela aramızda Ukraynalı, İranlı gibi birçok milletten sanatçı yer almakta. Aktif sanat hayatına yurtdışında devam eden Şükrü Karakuş (İspanya’da), İzmir de heykel sanatı çalışmaları gerçekleştiren Adem Yeşilyurt ve Çukurova üniversitesinden benimde danışmanım olan Doç. Dr. Özgür Aktaş gibi bir çok farklı alanda çalışma gerçekleştiren sanatçılarımızın eserlerini sergimizde görmeniz mümkün. Sergimizde yer alan diğer sanatçılarımızdan da bahsetmek isterim. İllüstrasyon sanatçısı Nur Banu Kılıçer’in eserleri yakın zamanda uluslararası sayfalarda paylaşıldı. Kendisinin Adidas ile ortak çalışmaları mevcut. Yine genç sanatçılarımızdan Onur Sarusu’nun eserlerini yakın zamanda Balıkesir’e ve yurt dışına gönderdik.  Sergi ne zamana kadar sürecek? 5 Ocağa kadar sürmesi planlanan sergimizin süresini uzattık. Sergi sürecinin başından beri çok keyifli bir atmosfer süreci oldu, keyifli anlar şahit olduk halada ilginin devam ettiğini görmekteyiz bu nedenle sergimizi uzatma kararı aldık. Orijinalist Art Gallery olarak hedefleriniz neler? 11 ocakta Orijinalist sanat olarak Hotel Bosnalıda bir program gerçekleştireceğiz.  Aynı zamanda 11 Mart- 21 Mart tarihleri arasında yine 13 yabancı sanatçının katılacağı Uluslararası bir projeye hazırlanıyoruz. Bununla ilgili duyuruları sosyal medyadan yapacağız. Sadece Adana ile sınırlı kalmayıp ülke içi ve dışında faaliyetler göstermek istiyoruz. Yaratıcılık süreciniz nasıl işliyor, eserlerinizi nasıl ortaya çıkarıyorsunuz?  Çalışmaya başlamadan önce belirli bir ritüel takip ederim. İlk olarak, projemin temelini oluşturacak konsepti belirlemeye çalışırım. Bu, genellikle içsel duygularım, düşüncelerim veya dış dünyadan aldığım izlenimlerle şekillenir. Müzik benim için önemli bir ilham kaynağıdır. Özellikle çizim yaparken, Death Metal gibi güçlü ve enerjik müzik türlerini tercih ederim. Bu müzik, çalışmalarımda aradığım hırçın ve keskin ifadeyi sağlamama yardımcı oluyor. Klasik müziği de bir o kadar seviyorum, ancak çizim sürecinde tercih etmiyorum. Çalışmalarımın başlangıcında, duygusal durumum ve ruhsal dünyamla içsel bir bağ kurmaya odaklanırım. Bu, eserlerimde anlam ve derinlik yaratmama yardımcı olur. Daha sonra, kullandığım tekniklere ve malzemelere karar veririm, bu da eserin fiziksel yapısını belirler.  Her aşama, eserin evrimini yönlendiren bir süreçtir ve bu süreçteki her detay, duygu durumum ve içsel dünyamla uyumlu olmalıdır. Bu paralellik, eserlerimin kişisel bir ifadesini ortaya çıkarmama yardımcı olur. Bir diğer husus eserlerimde görüntüleri birebir vermeyi de tercih etmemek. İzleyicide biraz dahil olmalı. İzleyiciyi tetikte ve gergin tutmak isterim.  Kendi zihinsel dünyanızın ve yaşantılarınızın, eserlerinizin oluşumunda nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz?  İnsanlık olarak gidişatımız bir tür yabani bir orman içinde yer alıyor. Buradan adım attığım zaman kendimi insan ormanında hissediyorum. Gördüklerim kendi zihnimde bende oluşturdukları görüntülere dönüşüyor.  Eserlerimde figürlerin yüzlerinde özellikle deforme ettiğim kısımlar onların bende bıraktığı izler zihnimde ortaya çıkan görüntülerle beraber tanıklık ettiğim yozlaşma kavramıyla beraber iç içe geçen bir hal alıyor.  Sanat anlayışımda günlük yaşantımızda çekindiğimiz ve korktuğumuz var halı altına süpürdüklerimizi aynı zamanda göstermek istiyorum. Galeri sürecim dışında haftanın belirli günleri akademik eğitim veriyorum. Bununla amaçladığım şey katılımcının veya öğrencinin ben olmasam da ona sunmuş olduğum o akademik bilgiyi, tekniği aktarmak ve onu kullanıp dönüştürebilmesini sağlamak. Workshopları daha sonra düzenlemeyi düşünüyorum. 

"Medeniyetler beşiği" Antalya, mağaralarıyla da turist çekiyor Haber

"Medeniyetler beşiği" Antalya, mağaralarıyla da turist çekiyor

Ev sahipliği yaptığı uygarlıklar dolayısıyla "medeniyetler beşiği" olarak nitelendirilen Antalya'da insanlık tarihinden izler taşıyan mağaralar, turistlerin uğrak adresleri arasında yer alıyor. Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin ikincisinde turizm kenti Antalya'daki mağaraların tarihsel önemi ve turizme katkıları anlatıldı. Eski çağlarda insanların korunma, savunma ve barınma ihtiyaçlarını karşılayan mağaralar, artık daha çok turizm amaçlı kullanılıyor. Mağara oluşumu bakımından Türkiye'nin en zengin bölgeleri arasında yer alan Antalya'da kenti çevreleyen ve ana iskeleti kireç taşlarından oluşan Toros dağ kuşağının eteklerinde irili ufaklı çok sayıda mağara bulunuyor. Bazıları arkeolojik kazılarla insanlık tarihine ışık tutan mağaralar, bölgenin ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Antalya'da ziyarete açık mağaralar, yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.  Antalya'da 800 mağara bulunuyor Mağaracılık Federasyonu Başkanı Bülent Genç, AA muhabirine, Antalya bölgesinde 800 kadar mağaranın yer aldığını söyledi. Türkiye'de bilimsel araştırılması yapılan ve haritası çizilen 4 bini aşkın mağaranın bulunduğunu belirten Genç, "Antalya, en yoğun mağara olan bölgemiz. Antalya'da 8 mağara turizme açık. Bu mağaraları ortalama yılda 500 bin turist ziyaret ediyor. En fazla Damlataş Mağarası turist çekiyor." dedi. Mağaraların turizmin yanı sıra jeolojik araştırma ve askeri amaçlı da kullanılabildiğine dikkati çeken Genç, turizme kazandırılmaları konusunun çok hassas olduğunu ifade etti. Bu konuda bilimsel metotlarla hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Genç, "Koruma kullanma dengesi iyi sağlanmalı. 'Mağarayı kitlelere tanıtacağız.' derken milyonlarca yılda gelişmiş bir yapıya, mağara içi oluşumlara zarar vermemek gerekiyor. Buradaki canlı yaşama da zarar vermemek lazım." diye konuştu. Genç, bu hassas noktalara özen gösterilerek mağaraların ziyaret edilmesinin önemli olduğunu dile getirerek, mağaraların bilimsel şekilde turizme kazandırıldığı zaman defineciler gibi kötü niyetli insanlardan korunduğunu kaydetti.  Ziyaretçilerini Yontma Taş Devri'ne götüren mağara: Karain Antalya bölgesindeki en önemli mağaraların başında gelen Karain, konuklarını 500 bin yıl öncesine yolculuğa çıkartıyor. Kent merkezine 27 kilometre uzaklıktaki Döşemealtı ilçesinde bulunan ve çevre koşulları sayesinde iskan için kullanılan Karain, 1946'da keşfedildi. Sarkıt, dikit ve büyük sütunlarla bezeli doğal oluşumlarıyla ön plana çıkan mağara, Yontma Taş Devri'nin izlerini barındırıyor. Mağarada yapılan kazı çalışmalarında gergedan, fil ve su aygırı gibi hayvanların yanı sıra dünyada nesli tükenen "homo neanderthal" insanlara ait kalıntılar da bulundu. Mağaranın yaşam alanı olarak kullanıldığını kanıtlayan 350 bin yıllık balta da en önemli buluntular arasında gösteriliyor. Karain Mağarası, her mevsim turistlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. - Zeytintaşı Mağarası, makarna sarkıtlarıyla dikkati çekiyor Serik ilçesinin Akbaş köyündeki taş ocağı çalışması sırasında patlatılan dinamitlerle ortaya çıkan ve 2002'de ziyarete açılan Zeytintaşı'nda oluşumu devam eden binlerce sarkıt, dikit ve sütun bulunuyor. Dünyada nadir görülen "makarna" sarkıtlarıyla öne çıkan iki katlı mağara, büyük sütunların arasında yer alan gölcükleriyle de ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Sıcaklığı yıl boyunca 23 derece olan ve "Tabiat Anıtı" ilan edilen mağara, özel önlemlerle korunuyor. Mağaranın giriş kapısı, havayla temas eden sarkıtların kararması nedeniyle sürekli kapalı tutuluyor. Mağaraya aynı anda en fazla 10 kişi alınıyor. Rehber eşliğinde gezdirilen mağarada sarkıtlara zarar verilmemesi amacıyla fotoğraf ve video çekimine izin verilmiyor. - İçinde botla gezilen mağara: Altınbeşik İbradı ilçesinde bulunan 2 bin 500 metre uzunluğundaki Altınbeşik Mağarası, Türkiye'nin en önemli su mağaraları arasında yer alıyor. Derin turkuaz renkli gölünde botla gezilen mağara, sarkıt, dikit ve travertenleriyle ziyaretçi çekiyor. Üç kattan oluşan ve bir bölümü turizmin hizmetine sunulan mağarada ziyaretçiler, aynı anda 8 botla gezinti yapabiliyor. Hava sıcaklığının yaz kış genellikle 15 derece civarında olduğu mağara, kuş sesleriyle huzur veren kayalık ve ormanlık alanda her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. - Yılda 300 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği Damlataş Mağarası Alanya ilçesinde Alanya Kalesi'nin batı kısmında 1948'deki taş ocağı çalışması sırasında bulunan Damlataş Mağarası, adını içindeki 15 ila 20 bin yıl arasında oluşan yarı kristalize sarkıtlardan damlayan sulardan alıyor. Alanya Belediyesi Kültür Müdürü Nimet Hacıkura, deniz kıyısındaki mağarayı bu yıl yaklaşık 330 bin kişinin ziyaret ettiğini belirtti. - Uluslararası Turizme Açık Mağaralar Birliği üyesi: Dim Mağarası Alanya'da Cebeli Reis Dağı'nın batı yamacında yer alan Dim Mağarası, 360 metre uzunluğunda. Yıl boyunca ziyarete açık mağaranın iç sıcaklık ortalaması 17-18 derecelerde seyrediyor. Nem oranı ise yüzde 80 civarında olan mağaranın son kısmında bir gölet ziyaretçileri karşılıyor. Dim Mağarası İşletme Müdürü ve jeoloji mühendisi Murat Ünal, Dim'in sarkıt ve dikitleriyle Türkiye'nin en güzel mağaralarından olduğunu ifade etti. Mağaradaki bazı oluşumlara şekillerine göre isimler verdiklerini anlatan Ünal, anne ve çocuk, baykuş ve şelaleye benzeyen sarkıtlarla dikitlerin olduğunu belirtti.

Salime Kaman'dan "Yine Aylardan Kasım/2023" sergisi Haber

Salime Kaman'dan "Yine Aylardan Kasım/2023" sergisi

NİLGÜN TAZE ADANA (İLKHABER) - Ressam Salime Kaman, Adana Ressamlar Derneği (ARD) Kaman Sanat Galerisi’nde "Yine Aylardan Kasım/ 2023" adlı sergi açtı. Kaman, eserleriyle ilgili yaptığı açıklamada, görsel ve kavramsal bir estetik gerçekleştiren sanat dilini, tuval üzerinde sergilediğini söyledi. Salime Kaman, “Görsel ve kavramsal unsurlar çok önemli. Bu iki unsurla, kendi yolumda yürümeye çalışıyorum. Benim gözlemlerim, gözlemlerimim bana öğrettiği, beni bilgilendirdiği tüm unsurlarla sanatla aydınlanmayı seviyorum. Gözlemlerim bana yol çiziyor. Tabii ki bu çocuk yaşlardan itibaren olsaydı daha mükemmel olmaz mıydı? Olurdu! Ancak Mühendislik yolunda sahip olduğum tüm bilgilerin/birikimlerin şüphesiz sanat yolunda ki çalışmalarımda çok etkin olduğuna inanıyorum. Resimlerimde beni sürükleyen bir anlatım çeşnisine sahip olmamada yardımcı olmuştur." dedi. Kaman, şöyle devam etti: "Gerçek anlatım dilimle görselleştirdiğim eserlerimin alt katmanlarında gizlediğim anlamları da izleyicimin yetisine bırakıyorum. Resimlerimde yarattığım kompozisyonlarım bazen çok açık biçimi gösterirken, bazen de kapalı kompozisyon karakterinde olabiliyorlar. Bu tip çalışmalarım resimlerimde dönem dönem etkin olabiliyor. Bazen bir denge kurmak için, bazen dinlendirmek için, bazen bir ritim duygusu yansıtmak için. Kullandığım biçimsel öğelerim, bazen bilinen normlarda ya da fotoğrafik bir görünüm içinde vermeyi, bazen biçim bozmalarla birlikte yapmayı da seviyorum. Renklerin duyumsal etkilerini yorulmadan aramaya da devam ediyorum. Bu sergimdeki çalışmalarımda renk duyumlarımı, şiirde ki sözcükler gibi de hissettirmeye çalıştırdım.” Adana Ressamlar Derneği Başkanı Hüseyin Yılmaz da sergi açılışından sonra Ressam Salime Kaman’a plaket verdi. Yılmaz, “Derneğimize ve Adana sanatına ev sahipliği yaparak önemli sanatsal aktivitelerin oluşmasını sağladığınız için siz değerli üyemiz Salime Kaman’ a minnettarız. İyi ki varsınız” diye konuştu. Açılışa CHP Seyhan İlçe Başkanı Ramazan Atikaslan ile çok sayıda ressam ve sanatsever katıldı. Salime Kaman’ın “Yine Aylardan Kasım/ 2023” Salime Kaman Solo Resim Sergisi 16 Kasım 2023 tarihine kadar açık kalacak.

Rus ressam Alexander Samsonov, Atatürk sevgisini eserlerine yansıtıyor Haber

Rus ressam Alexander Samsonov, Atatürk sevgisini eserlerine yansıtıyor

Antalya'da ikamet eden 63 yaşındaki Rus asıllı ressam Aleksander Samsonov, 1960 yılında Moskova'da dünyaya geldi. Ressam bir babanın oğlu olarak sanatın içinde büyüyen Samsonov, küçük yaşlardan itibaren resim yapmaya başladı. Aldığı sanat eğitiminin ardından Grekov Askeri Ressamlar Stüdyosu'nda çalışan Samsonov, sanat hayatı boyunca panoramik çalışmalar, tarihi askeri konularda tablolar ve portreler olmak üzere yüzlerce eser üretti. Rusya'nın yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki müzeler ve özel koleksiyonlar için eserler hazırlayan Samsonov, 2002 yılında Anıtkabir'de yürütülecek "Çanakkale Kara ve Deniz Savaşları" konulu diorama ve tablo çalışmaları için Türkiye'ye geldi. Anıtkabir'deki atmosferden oldukça etkilenen, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda verilen mücadeleyi araştıran Samsonov, Atatürk'ün askeri ve siyasi dehasına hayran kaldı. O günden bu yana Türkiye'de çeşitli müzelere eserler kazandıran Samsonov, büyük oranda Cumhuriyet'in kuruluş dönemini ve Atatürk'ü konu eden eserleriyle dikkati çekiyor. - "Boyalar ve kasnaklar içerisinde büyüdüm" Ressam Samsonov, AA muhabirine, sanatçı bir ailede büyüdüğünü ve küçük yaştan itibaren resim yapmaya başladığını söyledi. Sanat tutkusunu çeşitli alanlarda geliştirdiğini anlatan Samsonov, "Sanatçı bir ailede doğdum, boyalar ve kasnaklar içerisinde büyüdüm. Yağlı boya, grafik çalışması, peyzaj, eskiz ve portre türünde kendimi geliştirdim. Eserlerimdeki ilham kaynağım babam oldu, tarihi ve askeri konulara yönelik tablolar yapmayı ondan örnek aldım. Moskova'da çalıştığım süre boyunca Rusya ve Çin gibi ülkelerin liderleriyle ilgili de eserler ürettim." diye konuştu. Dünyanın dört bir yanında çalışmalara imza attığını aktaran Samsonov, Türkiye'ye ilk gelişinin 2002 yılında olduğunu ve hikayesinin Ankara'da başladığını dile getirdi. - "Örnek alınması gereken bir lider olduğunu düşünüyorum" Samsonov, "Anıtkabir"de bir projeye başlamasıyla Türkiye'nin kuruluş sürecini ve kurtuluş mücadelesi hakkında daha çok bilgi sahibi olduğunu belirterek, "2002 yılında Anıtkabir Projesi'ni tamamladıktan sonra Türkiye'ye ve Mustafa Kemal'e olan ilgim arttı ve benimsemeye başladım. Atatürk, Osmanlı Devleti'nin parçalanmasının ardından askeri zekası ve azmiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Zor şartlar altında kurduğu bu devleti, kısa zamanda hayranlık uyandıran başarılarıyla uluslararası platformda tanınır hale getirdi. Bu yüzden herkes tarafından saygıyı hak eden ve örnek alınması gereken bir lider olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı. Zamanla eserlerinde Cumhuriyet'in kuruluşuna ve Atatürk'e yer vermeye başlayan Samsonov, emekli olduktan sonra ise Antalya'ya yerleşmeye karar verdi. Yaşamını Antalya'da sürdüren Samsonov, Ulu Önder'e olan hayranlığını eserlerine yansıtmaya devam ederken son olarak büyük bir bölümünde Atatürk'ün yer aldığı 47 eserden oluşan "Kurtuluştan Kuruluşa 100 Yıllık Cumhuriyet" sergisini de Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılına armağan etti.

Atatürk Parkı’nın ortasında koca bir boşluk kaldı Haber

Atatürk Parkı’nın ortasında koca bir boşluk kaldı

CANSU ERSOY ADANA (İLKHABER) - Adana’da depremden sonra ağır hasar aldığı için yıkılan 75. Yıl Sanat Galerisi’nin yerine yenisinin yapılmasıyla ilgili hala bir çalışma başlatılmadı.  6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem birçok ilde büyük hasar ve yıkıma yol açmış, Adana’da bu illerden biri olmuştu. Deprem sonrasında Hasar Tespit Çalışmaları yapıldı ve yıkılmasına karar verilen binalar açıklandı. Adana’nın tarihi yerlerinden sayılan ve neredeyse tün sanat etkinliklerinin düzenlendiği yer olan 75. Yıl Sanat Galerisi’nin de ağır hasarlı olduğu tespit edildi ve bina bir anda yıkıldı. YIKIMI YAPILDI, YENİSİNE BAŞLANMADI Atatürk Parkı içerisinde yer alan, yapımı 1948 yılında gerçekleştirilen 75. Yıl Sanat Galerisi’nin yerinde şu an büyük bir boşluk var. Uzun süre önce yıkım çalışmalarına başlanan ve yıkımı tamamlanan galerinin yerine yenisini yapmak için herhangi bir çalışmanın yapılmadığı gözlemlendi. Atatürk Parkı’nın büyük bir kısmını kaplayan boşluk için güvenlik önlemlerinin de yeterli düzeyde olmadığı görülüyor. “ASLININ AYNISININ YAPILMASINA KARAR VERİLMİŞTİR” Yıkılan binanın önünde Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından koyulan “75. Yıl Sanat Galerisi, restorasyonu yapılacakken depremde ağır hasar almış olması nedeniyle, Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan alınan izin doğrultusunda yıkılarak aslının aynısının yapılmasına karar verilmiştir” panosu bulunuyor.

"Ben bu işte son nesilim" Haber

"Ben bu işte son nesilim"

CANSU ERSOY ADANA (İLKHABER) –Birçok projede yer alan, dernek kuran ve gençlere sanatı aşılamak için birçok eğitim veren Ahşap Oyma Sanatçısı ve Adanus Sanat Evi'nin sahibi Ömer Erdoğan, aslında mobilyacı kökenli olduğunu söyledi. 20 yıldan daha uzun bir süredir bu sektörde geleneksel el sanatları ile uğraştığını belirten Erdoğan, "2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın onayı ile 'Devlet Sanatçısı' ünvanını aldım. Yani bu ünvan, geleneksel el sanatları alanında somut olmayan kültür mirası unvanı. 2016 yılında da Adana Geleneksel El Sanatları Kültür ve Turizm Derneği'ni kurdum. Kurmuş olduğum dernek hale aktif olarak devam ediyor. Bu 3. dönemim ve hala derneğin başkanlığını yapıyorum. 10 yıldır da bu dükkandayım ve gelen müşterilere kapımızı açmaya devam ediyoruz” dedi. "Adana’nın tarihi dokularının minyatürlerini tanıtan materyalleri Adana'da ilk yapanlardan birisiyim. İş yerim iki katlı ve aşağısında yaptığım ürünleri sergiliyorum, yukarısını da atölye olarak kullanıyorum” diyen Erdoğan, geçmişte mobilyacılık yaparken bunu hobi olarak yaptığını, yaptığı ürünleri de sevdiği insanlara hediye olarak verdiğini söyledi. "BU ATÖLYE, BU DÜKKAN ADANA'DA TEKTİR" Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: "Zamanla diğer sektörü bıraktım ve bu işi meslek haline getirmeye başladım. Şu an ben tamamen el sanatlarını icra ediyorum. Bakkal çırağı gibi 10 yıldır her gün dükkanımı açarım. 9 yıldır da cumartesi ve pazar günleri bile izin yapmadan çalışıyorum. Bu bölgeye gelen insanların bu dükkanı görmeye ihtiyacı var. Eğer bir gün açmazsan insanlar bana 'Neden açmadın?' diyerek kızıyor. O yüzden dokuz yıldır haftanın her günü sabah açar akşam kapatırım. Buradaki birçok ürünü de kendim imal ediyorum. Ahşap oyma, Adana hakkında, Türk- İslam geleneksel el sanatlarıyla, motiflerle ilgili çalışmaların hepsini kendim yaptım. Bugüne kadar birçok projede bulundum. 2016 yılında Adana'da tam bu dükkanda bir projenin de usta öğreticiliğini yaptım. Bir nevi öğretmenlik de yapıyorum. Bu atölye, bu dükkan Adana'da tektir. Tek olmasının sebeplerinden birisi de benimdir. Sağlığım yerinde olduğu sürece daha da güzel şeyler yapmaya çalışacağıma inanıyorum." "BEN ŞU ANDA BU İŞTE SON NESİLİM DİYEBİLİRİM" Erdoğan, yaptığı çalışmaların tamamen bölgeyi anlattığını, yaptığı her şeyin el sanatları, el işleri olduğunu bildirdi ve "Makinasyon hiçbir ürün yok diyebilirim. Tek başıma yaparken zorlanıyorum. Maalesef çırak bulamıyoruz. Herkes masa başında iş istiyor. Çıraklık eğitimi de usta-çırak ilişkisi ile oluyor. Çırağın iyi bir şekilde yetişmesi için iyi bir usta ve atölye gerekli. Gençlerimizin maalesef öyle bir sabrı yok. Biz de br şekilde idare ediyoruz. Ben şu anda bu işte son nesilim diyebilirim. Bu dükkanda insanların en çok ilgi duyduğu şeyler Adana'yı tanıtan buzdolabı magnetleri ve Adana'nın tarihi dokularının minyatürleri" dedi. "KİMSE BİR ŞEY ÖĞRENMEK İSTEMİYOR" "Ben bu işe 8 yaşında başladım ve çıraklığım 2-3 atölyede geçti. Gençlerimiz de bu işe geç olmadan başlamalı ve bu sektörde deneyim kazanmalı. Ben istiyorum ki istekli, hevesli çıraklar gelsin" diyen Erdoğan, konuşmasının devamında çırak bulamadığından yakındı ve şunları söyledi: "Bugün 13-15 yaşında çırak gelse ben razıyım. Okul tatil olduktan sonra gelebilirler. Bunun yoruldum, okul beni yordu diye bir bahanesi yok. Biraz meslek öğrensin, zanaatkarlık öğrensin. Kimse bir şey öğrenmek istemiyor. Böyle de olunca işler makinasyonlaşmaya başlıyor."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.