TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mutsuz ve endişeliyiz

Türk Eczacılar Birliği'nin düzenlediği Bölgeler arası toplantının açış konuşmasını yapan Adana Eczacılar Odası Başkanı Bulut, eczacılık mesleğinde değişen bir şeyin olmadığını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 01.04.2013 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 31.03.2013 23:00
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Mutsuz ve endişeliyiz
Türk Eczacılar Birliği'nin düzenlediği Bölgeler arası toplantının açış konuşmasını yapan Adana Eczacılar Odası Başkanı Bulut, eczacılık mesleğinde değişen bir şeyin olmadığını söyledi Mutsuz ve endişeliyiz Türk Eczacılar Birliği ve 53 Eczacı Odası tarafından düzenlenen "Bölgeler arası toplantı"ya 500'e yakın eczacı katılırken eczacıların yaşadıkları sorunlar masaya yatırıldı. Üç gün sürecek olan ve cumartesi akşamı gala yemeği ile sona erecek toplantının açış konuşmasını yapan Adana Eczacı Odası Başkanı Burhanettin Bulut, son 6 yıldır uygulananların aleyhlerine sonuç verdiğini kaydetti. Türk Ezcacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak da, mevcut sorunların hem hasta sağlığı hem de eczacılar açısından, eczacılara meslek hakkı verilmesi ile ortadan kaldırılabileceğini vurguladı. Çolak, ayrıca reçetesiz ilaçların reklamının serbest bırakılmasına yönelik düzenlemenin yeniden gündeme gelmesinden dolayı eczacıların duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Zekeriya ŞAHİN ADANA - Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Burhanettin Bulut, görev yapan eczacıların son 6 yıldan beri uygulanan politikalardan dolayı çok mutsuz ve endişeli olduğunu söyledi. Türk Eczacılar Birliği ve 53 eczacı odası tarafından düzenlenen ve üç gün sürecek 'Bölgeler arası toplantı' dün Hiltonsa'da başladı. Toplantıya Adana İl Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, Adana İl Kültür Müdürü Osman Arık, SGK Adana Müdürü Muhammed Gerçek ile 500'e yakın eczacı katıldı. Toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın birlikte söylenmesinin ardından Adana İl Kültür Müdürlüğü tarafından hazırlanan Adana'yı tanıtan bir film sunumu yapıldı. Ses düzeninin bozuk olduğu film tanıtımında konuklar kelimeleri anlamakta zaman zaman zorlandı. Toplantının açış konuşmasını ise Adana Eczacılar Odası Başkanı Ecz. Burhanettin Bulut yaptı. Birbütünlük haülinde ülkelerine daha faydalı ve daha mutlu olabileceklerini ifade eden Bulut, şunları söyledi: "Son 6 aydır eczacılak mesleğinde değişmeyen hiçbir şey kalmamıştır. Olağanüstü dönem özellikleri ile her yeni uygulama aleyhimize sonuçlarverdi. Protokol müzakereleri, ilaç fiyat kararnamesi, İTS gibi genel konular dışında genelgeler, yönetmelikler, SUT gibi sık değişen kurallar, eczane pratiğinde bunaltıcı, mutsuz ve endişeli havaya neden oldu. Hükümetin kesintisiz uyguladığı 'Sağlıkta Donüşüm Projesi' yasal düzenlemeleri ve genel mantığı ile nihai hedefine ulaşmak üzere. Sağlıkta 'Piyasacı anlayış' egemenliğini ilan etmiştir. Son olarak aile hekimlerine, bic eczacılar gibi 'Sözleşme' kelepçesi takılmıştır. Piyasa kurallarına mahkum edilen hekimler örgütlü gücünü kaybetmiş tekleştirilmiştir. Ve en kötüsü cumhuriyetin sağlık ocakları artık 'Sağlık işyeri'haline gelmiştir. Elbette sağlık alanındaki tüm bu gelişmeler bizim ülkemize özgü bir durum değildir. Dünya, küreselleşmenin kapital yüzü ile adeta “Karanlık Çağ’a” doğru geri dönmektedir. Sermaye güçleri, çevreye verdiği zarar kadar öteki dünyanın insanlarını ölümcül fakirliğe mahkûm ediyor. Tüm bunların içinde neoliberal rüzgâr etkisi ile sağlık ve eğitim gibi tüm kamu alanları -vatandaş olmanın getirdiği imtiyaz hakkını yok sayarak- birer birer piyasaya devrediliyor. Artık ‘Hasta’ yerine ‘müşteri’ tanımı yapılır hale gelmiştir. Bu durum, bizim gibi kaynakları kıt, gelir düzeyi düşük, uluslararası sermayenin orantısız güç kullanımına açık ülkelerde, hele ki ‘tüccar’ hükümetler devlet bütçesi yaparken, vatandaşa daha fazla maliyet yüklemekten geri durmamaktadır. Bireyin inisiyatifi ve bilgisinin olmadığı sağlık alanında; ilaç, medikal ürün veya hekimin diğer önerilerine yönelik kişisel tercih kullanılması mümkün değildir. Bu nedenden diyoruz ki; sağlık alanında “serbest piyasa kurallarının” uygulanması sadece maliyet artırımına neden olmaz, toplum sağlığını da tehlikeye sokar. Aynı piyasacı müdahaleler sayesinde bizler de ilacın ekonomisi içerisine hapsedilmiş durumdayız. Yüksek teknoloji gerektiren ürünler dışında, stratejik ürün diye ‘iman ettiğimiz ilaç’ bugünkü pazar yapısı özelliği ile artık tamamen sanayi ürününe dönüşmüştür. Herhangi bir sanayi ürününden farklı bir özelliği kalmamıştır. Türkiye ilaç pazarında fason üreticilik yani sadece fabrika üreticisi rolü almıştır. Montaj sanayinde olduğu gibi Ar-Ge’si olmayan, bilinen ürünleri üretir durumdadır. Ayrıca yerli ilaç firmalarının sayısı, el değiştirmeler neticesinde onlar basamağının altına düşmüştür. Mesleğimizin ilaçla bütünleşiği elbette mesleğin varlığı boyunca devam edecektir. Farklılık ise; eczacının yeni yaklaşımının “sağlık danışmanı” rolünde olması gerektiğidir. Bu tespitlerimize itiraz edenler; anlaşılan o ki, ilaç denilince sadece ilacın ekonomisini hatırlayanlardır. Mesleğimiz artık hasta odaklı, medikal danışman yani ilaç ve sağlık konusunda bilgisini sunan kimliğine dönmelidir. Bizler hasta odaklı, kişisel bakım, farmasötik bakım, klinik eczacılık gibi yeni alanlara doğru mesleğimizin yolunu açık tutmalıyız. Hayatın her alanında olduğu gibi karşı konulmaz bir değişimin yaşandığını ve bilişim çağında değişim ve dönüşümün hiç durmadan -hatta hızlanarak- süreceğini bilen bizler, bu bilinçte yeni anlayışlar ve buna uygun yapılar kurmalıyız. Bilime, akla, gelişmelerin takibine yönelim ve çaba, geleceğe hazırlanmak demektir. Aksi takdirde geleceğinin endişesinde, memnuniyetsiz, ‘mutsuz eczacı’ profilinde bir mesleğe doğru sürükleneceğiz. Hiçbir önlem alınmadan değişim korkusunun esirliği ile yaşanılacak süreç, sadece kaotik ortamdan beslenen boş konuşmacılara fırsat doğurur. Sağlık ve eczacılık alanı tüm bilimsel alanlarda olduğu gibi somut veriler ışığında gelişimini sürdürür. Bu nedenle; -bugünün siyasetinde olduğu gibi- sadece kürsü hatipliği veya kişisel tatmin ile bu alana yön verilemez. Dünyadaki gelişmeleri takip etmek, yeni bilgileri ve yaklaşımları meslektaşlarımızla paylaşmak son derece önemlidir. Meslek siyasetinde de rüzgârın yönüne göre çizilen tutarsız davranışlar, olumsuz izler bırakmaktadır. Ayrıca meslek yöneticiliği sırasında mesleki kimliğini geri planda tutarak, tümüyle kişisel planlara kendini kaptırmak, yaptığınız işe ve bulunduğunuz yere en büyük zararı verir. Meslekte uzun zaman emek harcamak, herkesin emeğine saygı göstermek, yerellik, makam gibi soyut kavramlardan çok daha kıymetli olan, hepimizin ortak noktası ve emeklerin birleştiği yerin, mesleğin bizzat ‘kendisi’ olduğu unutulmamalıdır. Kutsallaştırma, ekonomik, politik, bölgesel şovenizmler sadece geri kalmış genlerimizi okşamaktan başka bir işe yaramaz. Herkes yaptığı işin en iyisini yapmalı. Bunun için de harcanan emek kadar yapılan eleştiri de önemsenmelidir. Ayrıca meslekte emeği geçenler içerisinde isimleri bugün iyi hatırlananlar, tümüyle kişisel hırslarından arınmış ve yaptığı işi kişisel mesele yerine toplumsal ve mesleki görev olarak algılayabilmiş olanlardır. Son yıllarda sıkça demokrasiye atıflarda bulunuluyor. Her siyasi görüşün kendi demokrasi tarifini yapması moda oldu. Ancak barış ve demokrasi söylemi ne kadar artsa da siyaseti, nefret söylemlerinin üzerine kuranların sayısı azalmıyor. Daha çok açıklık, sivilleşme ve halkın özne olması dışında demokrasi sadece lafta kalıyor. Daha çok birbirini anlayan, birbirine yakınlaşan siyasete ihtiyaç duyuyoruz. Dileğimiz, yıllardır konu olması bile artık gülünç hale gelen gerçek gündemi tıkayan, çağ gerisi kısır tartışmaların bir an önce ülke gündeminden kalkmasıdır." ECZACILARA MESLEK HAKKI VERİLMELİDİR Türk Eczacılar Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ise toplantıda yaptığı konuymada dünya ve Türkiye+'deki güncel konuları değerlendirdi. Özellikle süregiden özgürlük tartışmalarındaeşitlik vurgusunun eksik bırakıldığını ileri süren Çolak, şöyle konuştu: "Türkiye'nin mutlaka daha fazla özgürlüğe, ama daha sok da daha fazla eşitliğe ihtiyacı var. Fiziksel ve ruhsal olarak tam bir iyilik halini yaratmak, sürdürmek, devletlerin sorumluluğu. Biz, bir sivil toplum örgütü, bi meslek örgütü olarak bu sorumluluğu her daim hatırlatmak durumundayız. Bunun yanındaeczacıların sıkıntılarıher geçen gün daha da artmaktadır. Bunları çözmek için yeni projeler geliştirdik. Eczacılığın hastaodaklı bir yapıya evrilmesi için çalışmalar sürdürmekteyiz. Mevcut sorunlar hem hasta sağlığı, hem deeczacılar açısından, eczacılara meslek hakkı verilmesi ile ortadan kaldırılacaktır." ULUSAL STRATEJİ GEREKİYOR ECZ. Çolak, zaman zaman basında yer alan bitkisel ilaçların satışını da değinerek, şöyle dedi: "Bu halk sağlığı sorununa kalıcı bir çözüm bulunabilmesi için ulusal bir strateji geliştirilmesi gerekmektedir. Türk Eczacılar Birliği bu alanda yapılacak tüm çalışmalara günülden katkı koyacaktır. Toplumun sürekli bilgilendirilmesi amacıyla medyanın da sorumluluk alması gerekmektedir. Bilimselliği zemin alan yeni yyasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesini ifade ediyoruz." RECETESİZ İLAÇ KONUSU Başkan Ecz Erdoğan Çolak, ciddi bir sorun olan reçetesiz ilaçların reklamının serbest bırakılması konusuna da değindi ve bu konuda şunları söyledi: "TBMM Anayasa Komisyonu'nun gündeminde olan RTÜK Kanun Taslağı'nda, reçetesiz ilaçların reklamının serbest bırakılmasına yönelik düzenlemenin yeniden gündeme gelmesinden rahatsızlık duymaktayız.Bizler bu süreci çok yakından takip ediyoruz. Buradan tüm komisyon üyelerine de açık bir çağrıda bulunmak istiyorum: İster reçeteli, ister recetesiz olsun, ilaçta reklam daha fazla tüketim ve daha fazla sağlıksızlık demektir. Lütfen toplum sağlığını bozacak bi düzenlemeye geçit vermeyin." Eczacıların sorunlarının tartışılacağı toplantı üç gün sürecek ve 6 Kasım cumartesi günü saat 20.00'de yapılacak gala ile sone erecek.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.