Son günlerde Adana’da alevlenen bir “yönetmenlik” kavgası var. Daha doğrusu bir hak arayışı var...

“Kavgada taraf olmak doğru değil” derler ama haklıdan yana olmak son derece doğrudur.

Son günlerde Adana’da alevlenen bir “yönetmenlik” kavgası var. Daha doğrusu bir hak arayışı var. Adana Altın Koza Film Festivali'nde finale kalan “Ceylin” adlı filmin yönetmenlik kavgası, başka bir deyişle yönetmenlerden Ozan Sihay’ın hak arayışı. Ben yönetmenler diye çoğul sözcük kullanıyorum ama afişte tek yönetmen ismi geçiyor. Bu isim Tufan Şimşekcan.

Tufan’ı da Ozan’ı da 10 yılın üstünde bir süredir tanırım. İkisiyle de güzel dostluklarımız, paylaşımlarımız, karşılıklı desteklerimiz oldu. İki yakın dostun, iş arkadaşlığının ve sanat adına kurulan ortaklıklarının bu şekilde bitmesi en azından insani anlamda üzücü. Ancak duygusallığı bir kenara bırakırsam bu konuda Ozan Sihay’dan yana olduğumu hiç lafı kıvırmadan, evirip çevirmeden ifade edebilirim. Ozan dışında başka bir isim de olsaydı duruşum aynı olurdu ve ondan yana taraf olurdum.

Neden tarafım? Daha iyi anlatabilmek için afişte sadece kendi ismi geçen Tufan Şimşekcan’a bir iki soru sormak istiyorum. Tufan açıklama yapmak isterse aynı şekilde köşemde yer verebilirim.

  1. Film başlamadan önce yönetmen olarak Tufan Şimşekcan ve Ozan Sihay isimlerinde karar kılınıp iki isim de bu anlaşmadaki “yönetmen” vasfının altına imza attı mı?
  2. Filmin son sahnesinin çekimlerine kadar Ozan Sihay, yönetmenlik görevini eksiksiz yerine getirdi mi?

İki sorunun cevabının da “evet” olduğunu ben çok iyi biliyorum. O halde afişte neden sadece Tufan Şimşekcan ismi var? Bu hak gaspına girmiyor mu? En hafif ifadeyle “Ayıp” değil mi? Böyle bir haksızlık sadece Ozan Sihay’a karşı değil, 1. Yardımcı Yönetmen Polen Ada Öz’e, çekimlerde görev alan oyunculara, teknik ekibe ve tüm çalışanlara karşı da yapılmış olmuyor mu?

Şöyle de bir konu var ki ne kadar başarılı bir sinema projesi olursa olsun sponsor ve maddi destek olmadan o projeyi hayata geçiremezsiniz. Bu projede tüm Adana halkının maddi manevi desteğini sağlayan kişi Ozan Sihay değil mi?

Bir başka konu ise filmin festivalden nasıl bir sonuçla çıkacağı. Jüri üyeleri oylarını kullanırken bir kavgaya taraf olma kaygısı yaşayacaklar mı? Film ödül alırsa “Tufan Şimşekcan” bunu tamamen kendi yönetmenliğinin başarısı olarak lanse etmeyi kendine yedirebilecek mi?

Bunu zaman gösterecek elbet. Ancak sonuç ne olursa olsun insanların emeğinin karşılığını sırtlarından bıçaklayarak verme yoluna giren Tufan Şimşekcan daha ilk uzun metrajlı filminde kendisi de harakiri yapmış durumda.

Ben hala Tufan ve Ozan’ın en azından geçmişteki dostlukları ve iş birliktelikleri adına ortak bir zeminde buluşup bu kavgaya son verecekleri ümidini taşıyorum. Çözüm bu olmazsa, yargının kararına saygı duymaktan başka çare kalmayacak.