
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği tarafından iklim krizine karşı farkındalık oluşturmak ve Türkiye'nin iklim hedefini değiştirmek amacıyla imza kampanyası başlatıldı.
Sıcaklar tarih yazmaya devam ediyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün değerlendirmesine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından yapılan açıklamaya göre, Şubat 2024 son 53 yılın en sıcak ikinci şubat ayı oldu.
Uzmanlara göre, iklim krizinin etkilerinin önümüzdeki yıllarda daha yoğun bir şekilde yaşanacağı ve küresel sıcaklık artışını 1,5 °C sınırında tutmak için zaman azaldı.
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği tarafından da iklim krizine karşı farkındalık oluşturmak ve Türkiye'nin iklim hedefini değiştirmek amacıyla birçok çevreci kuruluş gibi imza kampanyası başlatıldı. Change.org'da başlatılan kampanyaya destek verenlerin sayısı 26 bin 700'ü geçti.
Yaklaşık 35 bin imzanın hedeflendiği kampanyayla ilgili, şunlar ifade edildi:
"Hepimiz, her gün ekonomik anlamda zorlanıyoruz. Bir aldığımızı başka bir gün aynı fiyata alamıyor, zamlarla boğuşuyor ve bu süreçte işimizi, sağlığımızı ve geleceğimizi korumaya çalışıyoruz. Bu durumun güçlü bir iklim hedefiyle değişebilir.
İklim değişikliği ve ekonomi ilişkisi sandığımızdan da güçlü. Aşırı hava olayları, seller, kuraklık ve yangınlarla deneyimlediğimiz iklim değişikliği ağır maddi, manevi kayıplara sebep oluyor. Öte yandan iklim değişikliğiyle planlı bir şekilde mücadele etmek doğayı korumamızı sağladığı gibi ekonomilerin kalkınmasını da sağlıyor. Yani iklim değişikliğiyle mücadele ederek ekonomimizi iyileştirmemiz mümkün.
Ülkemiz iklim değişikliğine karşı bazı adımlar atıyor ancak 2030’a yönelik mevcut iklim hedefimiz, Cumhurbaşkanı’nın dile getirdiği 2053’te net-sıfır vizyonuna ulaşmak için yeterli değil. Karbon emisyonlarını kontrol altına alan güçlü bir ekonomiye geçiş geciktikçe maliyetler artıyor. Kaybedecek zamanımız da, israf edecek bütçemiz de yok.
Türkiye, 30 Kasım'da Dubai'de başlayan COP 28 (Küresel İklim Zirvesi) döneminde sera gazı emisyonlarını bugünden başlayarak yüzde 35 azaltmayı taahhüt ederse enerji maliyetleri düşecek, enerjide kendine yeterlilik başarılacak, yeni istihdam alanları yaratılarak işsizlik ve yoksulluk azaltılacak. Güneşten ve rüzgardan daha fazla elektrik üretilerek, enflasyonla mücadele gücümüz artacak.
2030’da yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedefi, 2053'te net-sıfır olmaya giden yolda kilit bir dönüm noktası. Ülkemizin gerekli sorumluluğu almasını ve COP28 sürecinde, 2030’a kadar yüzde 35 mutlak azaltım yapmak üzere bir yol haritası oluşturmasını talep ediyoruz ve konu özelinde etki yaratmak için desteğinizi bekliyoruz."