
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik hava bombardımanlarının ardından başlattığı kara saldırıları, Filistinlilerin zorunlu göçünü derinleştiriyor. Reşid Caddesi üzerinden güney bölgelere hareket eden binlerce kişi, yanlarına alabildikleri eşyalarla güvenli bölgelere ulaşmaya çalışıyor. Öte yandan Gazze’ye sadece 60 kilometre uzaklıktaki Tel Aviv’de hayat normal seyrinde devam ediyor; plajlarda eğlenen ve pazarlarda alışveriş yapan İsrailliler, Gazze’de yaşanan katliamlara çoğunlukla kayıtsız kalıyor.
İsrail ordusunun Gazze’de yürüttüğü yoğun kara saldırıları nedeniyle şehirde yaşam neredeyse durma noktasına gelirken, Filistinliler zorunlu göç etmeye devam ediyor. Binlerce kişi, yanlarına alabildikleri eşyalarla güney bölgelere göç ediyor. Reşid Caddesi boyunca ilerleyen insanlar, saldırıların yarattığı korku ve panikle güvenli bölgeleri hedef alıyor.
İngiliz The Guardian gazetesi muhabiri Matthew Cassel, Tel Aviv’de sıradan İsraillilerle yaptığı röportajlarda, toplumun büyük çoğunluğunun Gazze’deki sivillerin masum olmadığı görüşünü benimsediğini ortaya koydu. Plajda güneşlenen genç bir erkek, “Sadece burada vakit geçirebiliyorsak bunu İsrail ordusuna borçluyuz” derken, orta yaşlı bir kadın ise Gazze’deki savaşın 7 Ekim’deki Hamas saldırısıyla başladığını iddia etti.
Sivillere yönelik şiddet ve çocuk ölümleri konusunda pek çok İsrailli, yaşananları küçümseyerek “Gazze-wood” benzetmesi yaptı. Genç bir erkek, “Orada masum yok, çocuklar bile büyüyünce terörist olacak” diyerek, Gazze’deki sivil kayıplara dair empati göstermedi.
Muhabir Cassel’in hükümet ve savaş karşıtı gösterilerde yaptığı gözlemlerde ise yalnızca birkaç İsrailli protestocu, Filistinlilerle empati kurdu. Üzerinde “Filistinlilerin Hayatları da Önemlidir” yazılı tişört taşıyan bir gösterici, Batılı ülkelerin İsrail’in Gazze’de yaptıklarına karşı ilgisizliğini eleştirdi.