Tüyler ürperten itiraf

Eşini şalla boğan ve daha sonra ölmesini sigara içerek bekleyen katil kocaya müebbet hapis cezası verildi.

Haber Giriş Tarihi: 03.02.2015 17:39
Haber Güncellenme Tarihi: 03.02.2015 17:39
https://www.ilkhaber-gazetesi.com

Tüyler ürperten itiraf

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER) Eşi Halime Özdoğan’ı aracın içinde şalla boğarak öldüren ve ardından aracın arka koltuğuna geçerek sigara içen Durmuş Ali Özdoğan (26) müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

İddiaya göre evliliğinin 6. ayında eşinden şiddet gören Halime Özdoğan babasının evine dönmüştü. Bunun üzerine bir süre ayrı yaşayan çift telefonla görüştükten sonra 25 Aralık 2013 tarihinde Seyhan Baraj Gölü yakınlarına gitti. Durmuş Ali Özdoğan, tartıştığı eşini boynundaki şalla boğarak öldürdü. Daha sonra cesedi ormanlık alana atıp, kaçtı. Kadının cesedi bir avcı tarafından bulundu. Olayın ardından 3 gün sonra katil koca yapılan çalışmalar sonucunda yakalandı. Korkunç cinayetin duruşması Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Katil zanlısı Durmuş Ali Özdoğan TCK 86/1-d maddesince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı

ADANA KADIN PLATFORMU AÇIKLAMA YAPTI

Konuyla ilgili Adana Kadın Platformu üyesi avukatlar bir yazılı açıklama yaptı. Yapılan yazılı açıklamada  şu ifadelere yer verildi; “Takip ettiğimiz bu dosyada biz sanığın TCK’nın 86/1-A-B-D ve E bentleri uyarınca cezalandırılmasını talep etmiştik. Bu bentlerde insan öldürme suçunun nitelikli halleri düzenlenmektedir. Biz dosyada tüm bu hallerin mevcut olduğunu iddia etmiştik. Zira sanık oldukça soğukkanlı bir biçimde olayı planlamış, hiçbir acıma duygusu belirtisi göstermeden cinayeti işlemişti.  Sanık Durmuş Ali Özdoğan Emniyet Müdürlüğü’nde 28.12.2013 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde olayı detayları ile anlatmıştır. Sanık buradaki beyanında aynen şu ifadelerde bulunmuştur: “Halime’nin boynunda takılı olan beyaz renkli şalı bir tur doladım ve iyice sıktım yüzü morarana kadar bekledim, yüzü iyice morardıktan sonra başını öne doğru eğdim beyaz renkli şalı boynuna doladım ve boynunun arka kısmına kör düğüm yaptım o şekilde araçta bıraktım. Kendisi araç içinde başı öne eğik şekilde duruyordu, araçtan indim ve aracın arka kısmına geçtim ve kullanmış olduğum Prestij marka sigaradan bir tane içtim, yaklaşık beş dakika aracın arka kısmında Halime’nin can vermesini bekledim, sigaram bittikten sonra izmariti yere atarak şoför mahaline geçtim ve Halime’nin baş kısmından tutarak kaldırıp yüzüne baktığımda nefes almadığını ve canını verdiğini gördüm.”  

CANAVARCA HİSLE İŞLENMİŞ CİNAYET

“Bu ifade sanıktaki canavarca his ve eziyet çektirme arzusunun boyutunu gözler önüne sermektedir. Sanık büyük bir kararlılık ve soğukkanlılıkla tasarlamış olduğu cinayeti canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek işlemiştir.  Ayrıca sanığın suçu “Beden ve Ruh Bakımından Kendini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişi”ye karşı işlediğinin de kabulü gerekirdi. Zira sanığa kıyasla maktul kendisini savunamayacak derecede zayıf ve güçsüzdür. Sanığın sorgu sırasında verdiği ifadesinde geçen “şal ile boğdum. Ellerini kaldırdı, sonra indirdi. Hiç direnemedi.” şeklindeki beyanları da bu durumu ortaya sermektedir. Maktul uygulanan eyleme bir karşılık dahi verememiştir. Bu da maktulün fiziksel kendisini savunamayacak durumda bir kişi olduğunu göstermektedir.Esasen sonuç ceza bakımından bir farklılık yaratmayacak olsa dahi biz tüm bu gerekçelerin kararda yer alması gerektiğini düşünmekteyiz. Ayrıca sanığa iyi hal indirimi uygulanmış olmasını da doğru bulmuyoruz. Her ne kadar sanık suçunu ikrar etmiş olsa da bizce bu sanığın samimi beyanda bulunma isteği ve pişmanlığından değil, olaydan çok kısa bir süre önce polis memurlarının kendisi ve eşini arabada birlikte görmüş olması, haklarında GBT sorgulaması yapılması ve bunun polis kayıtlarında yer almasından kaynaklanmaktadır.  Bu kayıtlardan dolayı sanık Durmuş Ali Özdoğan’ın maktulün son görüştüğü kişi olduğu kesindir ve kendisi en önemli şüpheli konumundadır. Sanık da bu nedenle suçunu ikrar etmek durumunda kalmıştır.”

İFTİRALAR VE YALAN BEYANLAR 

“Ayrıca sanık, haksız tahrik indirimlerinden faydalanabilmek adına çeşitli iftiralarda ve yalan beyanlarda bulunmuştur. Bunların gerçek olmadığı da yargılama sırasında ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de iyi hal indirimi uygulanmamalıydı. Biz kararı tüm bu gerekçelerle temyiz etmiş bulunmaktayız. Yargıtay incelemesi ile diğer nitelikli hallerin varlığına ve iyi hal indirimi yapılmasının yerinde olmadığına karar verileceğini düşünüyoruz. Adana Kadın Platformu olarak daha önce de ilimizde yaşanan kadın cinayeti davalarının takipçisi olduk. Takip ettiğimiz davaların büyük çoğunluğunda katil erkekler ağır cezalar aldılar. Bizler, kadın katliamlarına, kadına yönelik şiddete, tacize ve tecavüze karşı en büyük silahımızın “kadın dayanışması” olduğunu artık biliyoruz. Erkek şiddetine karşı, erkek devlet mekanizmasını, erkek yargıyı geriletmenin, kadınlar lehine kazanımlar almanın yegâne yolunun da bu olduğunu düşünüyoruz. Bizler, kadın katliamlarına, kadına yönelik şiddete, tacize ve tecavüze karşı, içimizde büyüyen öfkemizle daha güçlü bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz.”