Atatürk’ün son günlerine dair hatıralar: “Koskoca bir tarih göçüyor”

Cemal Granda, Kılıç Ali ve Celal Bayar’ın anıları, Atatürk’ün son günlerini farklı pencerelerden yansıtırken; O’nun enginar isteğinden son anlarına, Dolmabahçe’deki sessiz matemden milletin duyduğu derin bağlılığa kadar birçok ayrıntı yeniden hatırlatıyor.

Haber Giriş Tarihi: 10.11.2025 09:56
Haber Güncellenme Tarihi: 10.11.2025 09:56

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 87. yıl dönümünde tüm yurtta özlem, sevgi ve şükran hisleriyle anılıyor. Vefatının üzerinden geçen zamana rağmen Türk halkının Atatürk'e duyduğu sevgi ve bağlılık eksilmezken, O'nun son günlerine dair detaylar en yakınındaki isimlerin hatıralarında yaşamaya devam ediyor. Silah arkadaşı Kılıç Ali, son Başbakanı Celal Bayar ve hizmetkârı Cemal Granda'nın anıları, Dolmabahçe Sarayı'ndaki o son anlara farklı açılardan ışık tutuyor.

SON ARZUSU: "NİÇİN ENGİNAR YEDİRMİYORLAR?"

Milli Mücadele'nin başından ölümüne kadar Atatürk'ün en yakınında bulunan isimlerden Kılıç Ali, Hulusi Turgut’un “Atatürk’ün Sırdaşı - Kılıç Ali’nin Anıları” kitabında yer alan hatırasında, Atatürk'ün hasta yatağındaki son arzusunu aktarıyor. Anılara göre, o günlerde Atatürk'ün canı enginar istemişti. Kılıç Ali, bunun Atatürk'ün yanında bulunduğu uzun yıllar içinde içten arzu ederek sipariş ettiği ilk ve son yemek olduğunu belirtiyor. Mevsimi olmadığı için Hatay'dan telefonla enginar sipariş edilmişti. Kılıç Ali, ikinci ponksiyondan sonraki sabah odasına girdiğinde Atatürk'ün kendisine, "Yahu doktorlar bana niçin enginar yedirmiyorlar?" diye sorduğunu, kendisinin de enginarın yolda olduğunu söylediğini anlatıyor. Ancak anılarda, bu yemeği tatmanın Atatürk'e nasip olmadığı ifade ediliyor.

9 KASIM GECESİ VE VEFAT ANI

Milliyet'den Aydın Hasan'ın derlediğine göre; Atatürk'ün 1927'den 1938'e kadar hizmetkârlığını yapan Cemal Granda'nın anıları ise 9 Kasım gecesine odaklanıyor. Granda, o geceyi "Atatürk’ün dakikadan dakikaya sönmeye başladığı" ve "artık umut kalmadığı" şeklinde aktarıyor. Granda'nın anlatımına göre, 9 Kasım'ı 10 Kasım'a bağlayan gece Atatürk'ün ateşi 37.5, nabzı 132, solunumu 33 idi. Rengi tamamen solmuş olan Atatürk'ün, Doktor Mehmet Kâmil Berk'in pamukla ağzına su vermeye çalıştığı sırada gırtlağından "Hı.. . hı.. hı..." diye bir ses çıkardığı belirtiliyor.

Kılıç Ali ise vefat anını, "Herkes ellerini kavuşturmuş, büyük bir acz içinde duruyordu ve kimsenin elinden bir şey gelmiyordu" sözleriyle anlatıyor. O an Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ın kendisine dönerek, "Kılıç bak, koskoca bir tarih göçüyor!" dediğini aktaran Kılıç Ali, "Saat tam dokuzu beş geçiyordu. Atatürk birdenbire gözlerini açtı. O güzel mavi gözlerini son olarak bize yöneltti. Ve hemen kapadı" ifadelerini kullanıyor.

BAYAR: "VEKİL GÖSTERMEYİ ŞANINA YAKIŞTIRAMADIK"

Atatürk'ün son Başbakanı Celâl Bayar'ın İsmet Bozdağ’ın kitabındaki hatıraları ise o günlerde devlet işlerinin nasıl yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Bayar, Atatürk komadayken Dolmabahçe'de Meclis Başkanı Abdülhalik Renda ve bakanlarla toplandıklarını anlatıyor. Bayar, anılarında, Anayasa'nın emirlerine rağmen vekil atamanın mahsurlarını anlattığını belirterek, "Nefes alıp verdiği sürece kendisine vekil göstermeyi şanına yakıştıramadığımızı karara bağlamıştık" diyor. Böylece, Cumhurbaşkanı'nın imzasına ihtiyaç gösteren acele işlerin, "imzalanmış gibi" kendisinin sorumluluğu altında yürütülmesine devam edildiği aktarılıyor.

29 EKİM ANISI: "GÖK GÜRLÜYOR PAŞAM!"

Kılıç Ali'nin "Son Günleri" kitabında yer alan bir başka anı ise 29 Ekim 1938 Cumhuriyet Bayramı'nda yaşananları aktarıyor. Her tarafın donatıldığı ancak milletin içten içe ağladığı belirtilen anıda, Kız Kulesi'nden atılan fişeklerin Atatürk'ü rahatsız ettiği anlatılıyor. Atatürk'ün sofracı Kamil'i çağırarak "Bu patırdılar nedir?" diye sorduğu, Kamil'in ise Paşa'yı üzmemek düşüncesiyle "Gök gürlüyor Paşam!" yanıtını verdiği aktarılıyor. Kılıç Ali, Atatürk'ün bu cevabın samimiyetini anladığını, gülerek "Haydi enayi" dediğini ve tekrar yatağına uzandığını belirtiyor.