
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen ve Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan, Merdan Yanardağ gibi isimleri de kapsayan 'casusluk' soruşturması devam ederken, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan İmamoğlu’nun savcılık beyanları kamuoyuna yansıdı. İmamoğlu, ifadesinde hakkındaki iddialara sert tepki gösterdi.
'HÜSEYİN GÜN İSMİNİ ANIMSAYAMADIM, ZİYARETİ HATIRLADIM'Soruşturmanın kilit ismi olan ve Temmuz ayında casusluktan tutuklanan Hüseyin Gün’ü tanıyıp tanımadığı sorulduğunda İmamoğlu, bu ismi medyada çıkan fotoğraflar sonrası dahi anımsayamadığını belirtti. Ancak fotoğrafın çekildiği ziyareti hatırladığını ifade eden İmamoğlu, "Hatırladığım kadarıyla bu ziyaret 2019 yılında İBB Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Fakat her ne kadar ziyareti hatırlasam da fotoğrafta bulunan kadın şahsın ismini hatırlamıyorum... Bu hatırladığım anekdot haricinde belirttiğim üzere Hüseyin Gün isimli şahsı tanımam” dedi.
'WICKR PROGRAMINI İLK DEFA DUYDUM, YAZIŞMALARLA İLGİM YOK'İmamoğlu, Hüseyin Gün ve Necati Özkan arasında geçtiği iddia edilen kriptolu 'Wickr Me' yazışmalarında kullanılan programı ilk defa duyduğunu söyledi ve "Dolayısıyla bu programda üyeliğim daha önce hiçbir şekilde olmamıştır" dedi. Yazışmalarda geçen "Mr. Mayor, İmamoğlu, Başkan" gibi ifadelerle kendisinin kastedilip edilmediğini bilmediğini, ancak Ekrem İmamoğlu ismiyle kendisinin kastedilmiş olabileceğini tahmin ettiğini belirten İmamoğlu, "Fakat bu yazışmalar ile bir ilgim yoktur, adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalarla alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Bu konu ile de ilgilenmiyorum" şeklinde konuştu. Yazışmalardaki "'150 bin kişilik dijital ordu'" ifadesiyle ne kastedildiğini bilmediğini, belki 'İstanbul Gönüllüleri'nin kastedilmiş olabileceğini ifade etti.
'15 GÜNLÜK TEMASLA KAMPANYAMI ETKİLEMESİ MANTIKLI DEĞİL'Hüseyin Gün'ün, Necati Özkan aracılığıyla seçim kampanyasına katkı verdiği yönündeki ifadesi sorulduğunda İmamoğlu, bu iddiayı "akla mantığa uygun değil" diyerek reddetti. Gün'ün Özkan ile tanışma tarihini Mayıs sonu/Haziran başı olarak belirttiğine dikkat çeken İmamoğlu, "15-20 günlük bir temas ile benim seçim kampanyama ne şekilde katkının verildiği... benim o dönemlerde yoğun bir seçim trafiği de yaşadığım göz önüne alınarak bilmem ve ilgilenmem mümkün değildir" dedi. Gün'ün manevi annesi Seher A.'nın ziyareti sonrası kendisine teşekkür edip etmediğini ise hatırlamadığını, o dönem birçok kişiye teşekkür ettiğini belirtti.
'CIA ÇALIŞANI TAVSİYESİ Mİ? HAYATIMDA DUYDUĞUM EN SAÇMA YORUM'Hüseyin Gün’ün, Necati Özkan’ın isteğiyle İBB veri tabanından seçmen analizi yaptığı iddiasını ise İmamoğlu, "Hayatımda duyduğum en saçma yorumlardan ibaret beyanlar" olarak nitelendirdi. 15 günde tüm kampanyasının yönlendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirten İmamoğlu, "6 yaşında Kuran-ı Kerim okumayı bilen bir şahıs olarak CIA çalışanı olduğu belirtilen Aarron Barr isimli şahsın bana muhafazakarlara nasıl davranmam ile alakalı tavsiyelerde bulunması akla mantığa uygun değildir” dedi.
'CASUSLUK SUÇLAMASI BÜTÜN HAYATIMA HAKARETTİR'İfadesinin en sert bölümünü casusluk suçlamasına ayıran İmamoğlu, bu ithamı "bütün hayatına hakaret" ve "vatan hainliği ile eşdeğer" olarak nitelendirdi. "Söz konusu dosya nazara alınarak hakkımda yürütülen 'casusluk' kapsamındaki hiçbir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum" diyen İmamoğlu, bu dosyanın oluşumunda yer alanlarla ilgili hukuki haklarını kullanacağını belirtti.
'ROMA'YI BENİM YAKTIĞIM DAHA GERÇEKÇİDİR'Hüseyin Gün’ün savcılık ve kolluk ifadeleri arasında çelişkiler olduğunu da öne süren İmamoğlu, Gün'ün yönlendirilmiş ve kasıtlı ifade verdiğini düşündüğünü söyledi. İmamoğlu, ifadesini şu çarpıcı sözlerle tamamladı: "Benim ne istihbarat örgütleri ile istihbarat örgütlerinin çalışanları ile hiçbir şekilde bilgim alakam olamaz. Absürt bir suç isnadı olduğunu düşünüyorum. Komplo teorisi ile karşı karşıya olduğumu düşünüyorum. Roma'yı benim yaktığım daha gerçekçidir.”