
Serpantin taşı denildiğinde Hatay’da akla gelen ilk isimlerden biri Özalp ailesi oluyor. Bu eşsiz taşın ustalığı, onlarda bir gelenek, bir tutku olarak devam ediyor. Üç kuşaktır süregelen bu sanat yolculuğunun günümüzdeki temsilcisi ise Semih Özalp. Kültür ve Sanat Çarşısı’ndaki atölyesinde eşi Seda Özalp ve oğlunun desteğiyle çalışmalarına devam eden Semih Özalp, geçmişin izlerini geleceğe taşıyan eserleriyle hayranlık uyandırıyor.
Sanatla tanışmasının henüz çocuk yaşlarında başladığını belirten Semih Özalp, “Elime tutuşturulan keser, eğe ve testereyle başlayan bu serüven zamanla ustalığa dönüştü. Serpantin taşıyla kurduğum derin bağ, yılların emeğiyle yoğruldu ve bugün ortaya koyduğu her eserde kendini açıkça belli eder oldu” dedi.
Akademik hayatında da iz bırakan Semih Özalp, Tarih Öğretmenliği bölümünden mezun olduğunu dile getirdi. Ailesinden miras kalan bu sanatı modern dokunuşlarla buluşturarak, geleneksel işçiliği yepyeni bir yorumla geleceğe aktarmayı başardığına inanan Özalp, “Ancak bu yolculuk her zaman kolay olmadı. 6 Şubat’ta yaşanan büyük depremde, Kurtuluş Caddesi’ndeki atölyemde yıkıldı ve birçok eserim, tüm çalışma araçlarım yok oldu. Yine de sanatıma olan inancımı kaybetmedim. Umudum, Kültür ve Sanat Çarşısı’nda yeniden yeşerdi” diye konuştu.
Özalp, şunları kaydetti: “Birçok sanatçıyı bir araya getiren çarşımız bizim için umut oldu. Burada yeniden üretmeye başladım. 12 yıldır yanımda olan eşim en büyük yardımcım. Serpantin taşı ustalığını babamdan öğrendim, şimdi de oğluma aktarıyorum. Oğlum derslerinden arta kalan zamanlarda bize katılıyor. Daha yolun başında ama çok yetenekli. İnanıyorum ki çok iyi bir usta olacak.”
Semih Özalp, yalnızca taşı işleyen bir sanatçı değil; aynı zamanda bir kültürü, bir aile geleneğini yaşatan bir isim olarak Hatay’da adından sıkça söz ettiriyor. Özalp, Sanatına ve köklerine olan bağlılığıyla hem ailesinin izini sürüyor hem de yeni nesillere ilham kaynağı olmaya devam ediyor.