
Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası’nda yaklaşık 200 yıldır hizmet veren tarihi Taş Kahve, 150 yıllık dibek taşıyla geleneksel yöntemlerle hazırlanan kahvesiyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her gün 30 kiloluk tokmakla binlerce kez dövülen kahve, hem yerli hem yabancı turistlerin uğrak noktası haline geldi.
Girit’ten gelen taş, üç kuşaktır süren gelenekTaş Kahve’nin hikayesi, bugünkü işletmeci Hüseyin Barış’ın dedesinin 100 yıl önceki göçüyle başlıyor. Mübadele döneminde Girit’ten Cunda’ya gelen aile, yanlarında 150 yıllık dibek taşını da getiriyor. O günden bu yana aynı taşla kahve dövülmeye devam ediyor. Taş Kahve’nin adı da buradan geliyor.
Kahvenin hazırlanmasında en büyük emeği veren isim ise Ferit Toprak. 8 yıl önce turist olarak geldiği Cunda’da Taş Kahve’nin atmosferine hayran kalan Toprak, zamanla geleneksel kahve dövücülüğünün ustası oldu. Toprak, kahve dövme yöntemini 2000 kez yapabilene yemek ısmarlıyor.
Her sabah 30 kiloluk tokmağı eline alan Toprak, kahve çekirdeklerini döverek toz haline getiriyor. Her 300 tokmak darbesinde kahveyi eleyerek sürece devam ediyor. Günde yaklaşık 10 kilogram kahve bu şekilde üretiliyor.
Dibek kahvesinin lezzetinin sırrıFerit Toprak, dibek kahvesi konusunda da sık yapılan bir yanlışa dikkat çekiyor: “Dibek kahvesi bir kahve türü değil, bir öğütme yöntemidir. Kahve çekirdeklerinin dövülerek toz haline getirilmesiyle elde edilir.”