Gürer: 2025 Yılı traktör, arazi, inek, keçi, buğday haciz yılı oldu

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2025’te çiftçi ve besicilerin borç yükü altında icralık duruma düştüğünü, araziler, traktörler ve hayvanların haczedildiğini açıkladı.

Haber Giriş Tarihi: 16.11.2025 10:03
Haber Güncellenme Tarihi: 16.11.2025 10:03

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılında çiftçi, besici ve üreticilerin gelir-gider dengesinin bozulduğunu, alın teri ile kazandıkları varlıklarını haciz yoluyla kaybettiklerini açıkladı. Gürer, tarım kesiminin bankalara olan borçlarının 1 trilyon 117 milyar lirayı bulduğunu, piyasa borçları ve girdi maliyetlerinin altında satış zorunluluğunun da eklenmesiyle çiftçilerin icralık duruma düştüğünü söyledi.

“Çiftçi ve besiciler borç yükü altında hacizle karşı karşıya”

Ömer Fethi Gürer “ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyemeyen çiftçi ve besicilerin kapısına icra dayandı, 2025 yılının ilk aylarında başlayan haciz işlemlerinin her ay artarak devam etti, üreticinin üretim ve gelir kapısına el konulması topraktan da, hayvancılıktan da soğuttu. Araziler, traktörler ve hayvanlar icra daireleri ve mahkeme kararlarıyla haczediliyor. İlginç örnekler de var. Yılın başlarında Tire İcra Dairesi tarafından el konulan 48 adet Holstein cinsi dişi sığırın içinde 8 gebe hayvan da bulunuyordu. Toplam piyasa değeri 6 milyon 375 bin TL olarak haciz kayıtlarına geçti. Daha önce traktörü de haczedilen çiftçi-besici, bu kez borçlarından dolayı hayvanlarına da el konuldu. Besicinin borcunun 9 milyon civarında olmasına rağmen traktör ve hayvanlarının toplam değeriyle bu borçtan fazla haciz yapılması, besiciyi daha da zor duruma düşürmüştür” diye ifade etti.

“Ahırdaki hayvanlar binlerce lira değer biçildi, günlük bakım masrafı 226 TL”

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “320 kiloluk gebe bir hayvan için 160 bin TL, 300 kiloluk gebe hayvan için 150 bin TL, 280 kiloluk hayvan için 135 bin TL değer biçildi. Ahırdaki 48 hayvanın her biri için ayrı ayrı fiyatlandırma yapıldı ve hayvanlar 80 bin TL ile 150 bin TL arasında değişen bedellerle haciz tutanağına kaydedildi. Bilirkişi, bir hayvan için günlük yem giderini 226 TL olarak saptadı. Buna göre: %21 proteinli süt yemi: 10 kg × 13 TL = 130 TL, Saman: 3 kg × 3,25 TL = 9,75 TL, Mısır silajı: 25 kg × 2,5 TL = 62,5 TL, Mısır flake: 1 kg × 14 TL = 14 TL, Vitamin tozu: 0,1 kg × 80 TL = 8 TL Su gideriyle birlikte bir hayvanın toplam günlük masrafı 226 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak ahır ve diğer bakım giderleri bu hesaplamaya dâhil edilmemiştir” ifadelerini kullandı.

“Yem fiyatları kontrolsüz artıyor, yerli hayvancılık tehdit altında”

Gürer, “Ay ay fiyatlarda, özellikle yem başta olmak üzere, artış yaşanmaya devam ediyor. 50 kg süt yemi 800 TL aştı. Besici yem fiyatında artışa yetişemiyor. Maliyet altında küçük aile tipi işletme süt satmak zorunda kalıyor. Üretici zaten yem, mazot, elektrik, ilaç ve veteriner masrafları altında eziliyor. Bu koşullarda bir de icra dosyalarıyla uğraşmak zorunda kalıyor. İktidarın görevi üreticiyi korumaktır; haciz memuru göndermek değil. Hayvancılıkta da ithalata dayalı, yerli ırkı korumayan ve her yıl dışa bağımlılığı artıran bir süreç yaşanıyor. Haciz konulan hayvanlar da ithal hayvanlardan oluşuyor. Bu yıl içinde Tekirdağ’da Malta keçilerinin de haczedildiğine tanık olduk. Yıllardır uyarıyoruz; yem fiyatları kontrolsüz biçimde artıyor, üretici desteklenmiyor, ithalat politikaları yerli üretimi bitiriyor. Şimdi geldiğimiz noktada üreticinin ahırındaki hayvan bile icra memurlarıyla karşı karşıya” diye konuştu.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Eskiden köylerde ahırdan süt, bereket, üretim çıkardı; günümüzde ise AKP iktidarlarının yanlış tarım politikalarının bedeli olarak üreticiye haciz tutanakları çıkıyor. Üreticiye destek değil, haciz gönderiliyor. Türkiye’de hayvancılık politikaları acilen gözden geçirilmelidir. Bu konuda kanun teklifi de verdim. İcralar durdurulmalı; arazi, traktör ve hayvanlar haczedilmemelidir. Çiftçi ve besiciye kredi desteği sağlanarak üretimin devamı güvence altına alınmalıdır.” dedi.