
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt için açıkladığı tavsiye fiyatına tepki gösterdi. Açıklanan fiyatın üreticiyi değil, sanayiciyi koruduğunu belirten Gürer, “Bu, süt inekçiliği yapanın beklentisini karşılayan bir fiyat olmadı. Açıklanan fiyatın sanayicinin taleplerini bir yerde karşılayan bir yaklaşımla yapıldığı görülüyor” dedi.
“Maliyetler ve enflasyon açıklanmalı”Gürer, halihazırda çiğ sütün bazı bölgelerde 13-14 liradan toplandığını vurgulayarak, “Aracılar bu fiyatın üstüne çıkmıyor. Küçük aile tipi işletmeler ayakta kalamıyor. Şimdi 18 lira 35 kuruş tavsiye fiyatı açıklandı ama bu bir taban fiyat değil. Dolayısıyla yine bunun altında fiyatlarla alım yapılabilecek. Bu artışın gerekçesi ne? Maliyetler mi, enflasyon mu, üreticinin gelir-gider dengesi mi? Bu soruların cevabı verilmedi. Görünen o ki yalnızca sanayicilerin talebi doğrultusunda bir artış yapılmış. Girdi maliyetleri bölgelere göre farklılık gösteriyor. En az 23 liralık bir alım fiyatı açıklanmalıydı” dedi.
“Ticaret Bakanlığı, süt fiyatlarını mutlaka denetlemeli”Açıklanan tavsiye fiyatının raftaki fiyatlara hızla yansıyacağını ifade eden Gürer, Ticaret Bakanlığı’nın bu süreci mutlaka denetlemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Besici kazanmıyor. Tüketici pahalıya alıyor. Ama aracı ve sanayici kazanıyor. Bu, serbest piyasa adı altında üreticiyi ezen ve tüketiciyi mağdur eden bir düzendir. 50 kiloluk süt yemi 750 lirayı geçti. Yonca, arpa ve mısırdaki fiyat değişimi yem fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Çiftçilik yapmayan küçük aile işletmeleri bu yem fiyatlarıyla hayvancılığı sürdüremiyor” şeklinde konuştu.
Gürer, şap hastalığının yaygınlaştığını ve Türkiye genelinde hayvan alım-satım noktalarının kapatıldığını hatırlatarak, “Şap zoonotik bir hastalık. Et ve süt verimini olumsuz etkiliyor. Bu durumun üretime olumsuz etkisi verilerden de görülüyor. Burada verimlilik sorunu var. Bu da sistemdeki sorunun açık göstergesi. Ahır giderleri, aşı, veteriner, işçilik, mazot, elektrik… Hepsi üreticinin gelir-gider dengesini bozuyor. En önemlisi ise yem. Yemdeki fiyat artışı nedeniyle hayvancılığın sürdürülebilmesi risk altında” ifadelerini kullandı.
“Açıklanan çiğ süt fiyatı maliyetlerin altında”Ulusal Süt Konseyi’ni kamuoyuna şeffaf olmaya çağıran Gürer, “Maliyet hesabınızı hangi verilerle yaptınız? Görüştüğümüz üreticiler en düşük maliyetin 19 lira 20 kuruş olduğunu söylüyor. Bu durumda açıklanan fiyat, maliyetin altında kalıyor. Bu sürdürülebilir değil. Bölgesel farklılıkları fırsata çeviren sanayiciler, fiyatı baskılayarak üretimi çökertiyor. Özellikle Anadolu’daki küçük işletmeler artık mücadele edemez hale geldi. Tavsiye fiyatın altında alım yapılmasının önüne geçilmeli. Yem desteğiyle üretici ayakta tutulmalı. Bu süreci doğru yönetemezsek raftaki süt fiyatı daha da artar. Üretici kazanamazsa hayvanını kesime gönderir. Bu da ülkenin gıda güvenliği açısından risk doğurur” diye ifade etti.
“Süt fiyatlarındaki yüksek artış, düşük gelirli aileleri zorluyor”Son olarak, çiğ sütte yapılan %7’lik artışın üreticiye para kazandırmadığını ama raftaki süt fiyatının 50 liraya dayandığını belirten Gürer, “Bu artıştan en çok gelir düzeyi düşük olanlar etkileniyor. Çocuklar protein alamıyor. Bu tabloyu tersine çevirmek zorundayız. Bütün bunları görerek bu denge doğru kurulmalı. Maliyetin altında bir çiğ süt fiyatının Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklanması doğru bir yaklaşım olmamıştır.”