
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde, ülkemizde çiftçilerin mutsuz olduğunu ifade etti. Gürer, tarım alanlarında yaşanan kayıplar, azalan çiftçi sayısı ve çiftçilerin sigorta ödemelerini bile yapamayacak duruma gelmelerine dikkat çekerek, 2001-2024 yılları arasında Türkiye'deki tarım alanlarının büyük oranda azaldığını vurguladı. Gürer, çiftçilerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirterek, bu durumun tarımdan uzaklaşmalarına ve gençlerin tarıma ilgi duymamalarına yol açtığını söyledi.
“Tarımda arz açığı ve çiftçi mağduriyeti büyüyor”Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarları döneminde uygulanan tarım politikaları ile çiftçi refahının gerilemesine yol açtığını söyledi. Gürer, “21 üründe arz açığının oluşması yanında tarım alanlarımız daraldı. Çiftçi sayımız azaldı. Çiftçi refahının düşmesi ile çiftçiliğe gençlerin yönelmesi geriledi. Tarım ürünlerinde ithalat olağanlaştı. Son don olayı ile de çiftçilerin yaşadığı mağduriyet katlandı. Bu süreç tarım işçilerini, esnafı ve ihracatçıyı da olumsuz etkiledi. Türkiye genelinde TÜİK’e göre dahi toplam tarım alanı, 2001 yılında 40 milyon 967 bin hektar iken, 2024 yılına gelindiğinde 38 milyon 619 bin hektara gerileyerek 2 milyon 348 bin hektar kayıp yaşandı. Bu miktar, 3 Niğde ilinden fazla büyüklüktedir. Cumhurbaşkanlığı 2021 yılı Yıllık Programı’nda yer alan verilere göre de tarım arazi varlığı 2010 yılında 24,4 milyon hektar iken, 2019 yılında 23,1 milyon hektara gerilediği ifade edildi. 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda 2023 yılı itibarıyla tarım arazisinin 16,7 milyon hektarını ekilen, 2,8 milyon hektarını nadasa bırakılan, 712 bin hektarını sebze yetiştirilen ve 3,7 milyon hektarını meyvecilik, bağcılık ve zeytin ağaçları için ayrılan alanlar oluşturduğu ifade edilse de bu veriler, 2001 yılından beri tarım sayımı yapılmadığı için sağlıklı değildir. Çünkü üzerinde ağaç var görülen ve bahçe olarak kâğıt üzerinde ifade edilen arazilerde yerinde tespitlerimizde hiç ağaç bulunmadığı ve ekim dahi yapılmayan yerler olduğunu tespit ettik. Bu nedenle yapılacağı söylenen tarım sayımı ile özellikle büyük kent çevrelerinde imar yapılan ya da enerji ve sanayi adına yok edilen tarım arazileri de mevcuttur. Bu kayıp, yaklaşık olarak 5 Niğde ili büyüklüğünde bir alan anlamına geliyor. Bu verilerde yeni tarım sayımı ile ortaya çıkacak sonuçlarla daha da değişkenlik göstermesi olası. Ülkemizde nüfusa oranla üretim artışı olmasa da ortaya çıkan verim artışları daha çok sulama suyu, tohum, gübre ve ilaçlama ile oluşan artışlardan kaynaklanıyor. Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Niğde’nin toplam yüzölçümü 7.312 km² (731.200 hektar) olarak biliniyor. Bu verilere dayanarak, ülke genelinde kaybedilen tarım alanlarının büyüklüğü, bir ilin sınırlarını aşan kayıpların yaşandığını ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
“Tarımda gerileme, gıda güvenliğini ve ekonomiyi tehdit ediyor”Ömer Fethi Gürer, bu kayıpların yalnızca tarım sektörünü değil, gıda güvenliğini ve ülke ekonomisini de derinden etkilediğini belirterek şunları söyledi: “Tarım alanlarında yaşanan bu gerileme, çiftçilerimizin üretimden uzaklaştığının ve tarımsal politikaların başarısız olduğunun en açık göstergesidir. Üretimden kopan her hektar, ithalata bağımlılığı artırıyor ve halkın sofrasına gelen gıdanın fiyatını yükseltiyor. Gençler tarıma yönelmemektedir. Türkiye Ziraat Odalarında beş milyon civarında kayıtlı üyeden, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dâhil olan çiftçi sayısı, bakanlığın verilerine göre 2024 yılında 2 milyon 340 bin civarındadır. TARSİM Tarım Sigortası’ndan yararlanan çiftçi sayısının bu rakamın çok altında kalması, ÇKS çiftçilerinin bir bölümünün arazi kiralama yoluyla çiftçilik yapmadığını göstermektedir. 2009 yılında 1 milyon 14 bin 948 olan zorunlu sigortalı tarım çalışanı (4B), 2025 yılı Şubat ayında 414 bin 941'e gerilemiştir. Bu durum, çiftçinin sigorta borcunu dahi ödeyemez duruma gelmesinden dolayı güvencesiz çalışmak durumunda kaldığının göstergesidir. “Ülkemizde çiftçimiz mutlu değildir. 2011 yılında tarım sektöründe 5 milyon 289 bin kişi istihdam edilirken, bu sayı günümüzde 4 milyon 827 bine gerilemiştir. Aynı dönemde, toplam istihdam içindeki tarımın payı yüzde 22,8’den yüzde 14,8’e düşmüştür. Son don olayları ile 2025 yılında tarımdan ekmek yiyen tarım işçileri de işlerini kaybetme riski ile karşı karşıyadır. Özellikle bahçe bitkilerinde ortaya çıkan büyük hasar ile önemli bir tarım işçisi işsiz kalacağı da görülmektedir. Bu süreç işçi, çiftçi, esnaf, ihracatçı, sabit tarım çalışanı her kesimi de ayrıca ciddi biçimde etkileyecektir.”