Bir hafta sonrasında Ağustos ayı yani yaz mevsiminin son ayı başlamış olacak. Tabi Ağustos ayı ile birlikte muhtemelen en geç ikinci hafta mısır hasadı başlar. Tabi mısır hasadı dönemi ilk akla gelen buğday hasadı dönemi gibi anız yakmaları..

Bu özellikle Türkiye’de tarımda öne çıkan Çukurova’mızda çok dikkat çekiyor. Belki son yıllarda mısır ekimi Karadeniz Bölgesi’ne kaymış olsa da bölgemizde yine mısır ekimi küçümsenecek derecede az değil. Yani hâlâ epey mısır ekimi var.

O bakımdan mısır hasadı dönemlerinde birçok kurumdan anız yakılmaması konusunda uyarılar yapılır. Anız yakımının zararları anlatılır, cezası olduğu vs.. Maalesef o kadar uyarıya rağmen son yıllarda azalsa da yakanları da görmek mümkün.

Tarımın artık tüm dünya için önemi çok büyük, bu bir gerçek.. Tüm ülkeler tarım konusunda cidi yatırımlar, planlar yapmakta.. Ayrıca küresel iklim değişikliği ile birlikte mevsimsel değişimler, kirlenen sular, toprak vs. her geçen gün arta nüfusu doyurmak için mevcut tarım topraklarının önemi daha da artmakta..

Hal böyleyken, bugün tutup eski cahilce yapılan anız yakmaları, topraklarımıza büyük zarar vermektedir. anız yakımının tarımla bağdaşmadığını ve verimli toprakları yok ettiğini biliyoruz. Anız yakmak toprağı yakmak, anız yakmak toprağı öldürmektir. Çünkü topraktaki canlı organizmaları yok ederek verimsizleştirir ve sonraki yıllarda büyük kayıplara neden olur.

Zaten topraktaki mikroorganizmaların yok olması demek, organik madde miktarının düşmesi, verimin azalmasıdır. Sonucunda da zamanla toprakta çoraklaşma olacak belki tarım yapılamaz hale gelecektir. Kendi elimizde mevcut toprağımızı yok edersek, sağlıklı bir gelecekten nasıl bahsedebiliriz? Bu geleceğimiz için iyi olmaz.

Evet. Hasat dönemi yaklaşıyor ve tüm çiftçilerimizin anız konusunda titiz olmasını bekliyoruz. Lütfen bereketli topraklarımızın bereketini kaçırmayalım, onları koruyalım. Anızları yakmayalım, yakanları da uyaralım. Toprak, geçmişten bize, bizden de geleceğimize olan bir emanetidir.