Son yıllarda küresel iklim krizi ile birlikte artık yağmurları özler olduk. O çisil çisil günler ve hatta haftalarca süren yağmurları artık göremiyoruz.
Uzun süren kar yağışları yok.. Sonuçta kar ve yağmuru bereket olarak görmekteyiz.
Bugün kar yağmasa, yağmur yağmasa, rüzgârlar esmezse, topraklardaki tohumlar nasıl yeşerecek, doğa nasıl hayat bulacak? Biz de onlarsız nasıl yaşayacağız? O bakımdan çiftçimiz gibi tüm insanlık yağmur bekler, kar bekler.. Yani bereketi bekleriz..
Bu yıl Ağustos ayı, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre daha sıcak geçti. Gelecek yıl bu gidişle daha sıcak olacak gibi de gözüküyor. Çünkü her yıl bir öncekinden daha kurak geçen mevsimleri görmekteyiz. Bu kuraklıktan tüm dünya nasibini alıyor.
Şuan Ağustos ayının da sonuna geldik ancak maalesef daha yağmurları göremedik. Belki yüksek kesimlerde bir nevi de olsa yağmurlar yağdı ve havalar biraz serinledi. Ancak o sadece bir nefes oldu. Umarız kuraklık son bulur ve o eski günlere döneriz.
Ne yazık ki kuraklık nedeniyle ormanlarımız çıkan yangınlar sonucu yok olmakta, yanan ormanlarda nice canlılar da nasibini almakta.. Tarımda ürünlerde verimlerin rekoltelerinde düşüşlerle birlikte, bazı bitkilerin ise yetiştirildiği yerlerin değişim göstermelerini görmekteyiz.
Kısaca iklimlerdeki değişimler tüm dünyayı ve barındırdığı canlıları olumsuz etkiliyor. Yaşanan değişimlerin tek sorumlusu olan biz insanoğlu, buna önlem almadığımızda ise iyi bir gelecekten söz edemeyeceğimiz de bir gerçek.. Hem de şimdi..
Evet! Yaz mevsiminin sonuna geldik, Sonbahar ile birlikte havaların serinlemesini, yağmurların yağmasını umutla bekliyoruz. Son günlerde yağan kısa süreli yağmurlar bir nefes olsa da, daha fazlasına ihtiyacımız var. Umarız mevsimlerimiz normale döner..