TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Camilerde Kur’an-ı Kerim’e yapılan çirkin saldırıya dikkat çekildi

Son günlerde Kur’an’a ve İslam’a yönelik çirkin saldırılar sadece Müslümanları değil, insanlığın bütün ortak değerlerini ve toplumsal barışı hedef alıyor. Cuma hutbesinde, inancımıza ve mukaddes değerlerimize yapılan bu tür menfur saldırıların karşısında yer almak sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ortak vazifesi olduğu belirtildi.

Haber Giriş Tarihi: 27.01.2023 18:22
Haber Güncellenme Tarihi: 27.01.2023 18:22
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Camilerde Kur’an-ı  Kerim’e  yapılan çirkin saldırıya dikkat çekildi

İbrahim Baysal

ADANA (İLKHABER)-Son günlerde Kur’an’a ve İslam’a yönelik çirkin saldırılar sadece Müslümanları değil, insanlığın bütün ortak değerlerini ve toplumsal barışı hedef alıyor. Cuma hutbesinde, inancımıza ve mukaddes değerlerimize yapılan bu tür menfur saldırıların karşısında yer almak sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ortak vazifesi olduğu belirtildi.

 

 

Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmasına tepkiler sürerken, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Cuma Hutbesi’nde de bu konuya yer verildi. Hutbede, İslam’a ve onun muazzez değerlerine yönelik saldırılara karşı verilebilecek en güzel cevabın yüce dinimiz İslam’ı en doğru şekilde öğrenmek ve temsil etmek olduğu işaret edildi.

 

Milyonlarca Müslüman Cuma Namazlarını kılmak için camiler ve mescitleri doldurdu. Namaza giden vatandaşlar için hazırlanan Cuma hutbesi bu hafta, “En büyük mucize Kur’an-ı Kerim” başlığı altında ele alındı. Cuma namazı öncesi tüm camilerde okunan Cuma hutbesinde şu ifadelere yer verildi;

“Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Allah’ın izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır…”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabı; rehberliğin en güzeli ise Muhammed (sas)’in rehberliğidir.”

 

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Cenabıhakk’ın bütün insanlığa göndermiş olduğu son ilahi mesajdır. İndirildiği andan kıyamete kadar bütün insanlık için her alanda kutsal bir metin, dînî, hukûkî ve ahlâkî alanda ilahi bir rehberdir. Rabbimizin kullarına duyduğu engin şefkat ve merhametin en büyük tecellisidir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (sas)’in en büyük mucizesidir. Kur’an’ın hükmü kıyamete kadar bakidir. Bir harfi bile değişmemiş ve asla değiştirilemeyecektir. Zira Kur’an, ilahi ve beşeri tedbirlerle Rabbimizin koruması altındadır ve O’nun vaadi haktır:  “Şüphesiz Kur’an’ı biz indirdik. Onun koruyucusu da elbette biziz.”

 

Kur’an-ı Kerim, bütün insanlığı hidayete ve ebedi kurtuluşa davet eder. Rabbimize, çevremize ve bütün kâinata karşı görev ve sorumluluklarımızı bize öğretir. İslam’ın hayat veren hükümlerini açıklar. Bilgi ve hikmetin, iyilik ve güzelliğin yollarını gösterir. Barış ve huzurun, adalet ve birlikte yaşamanın ilkelerini bildirir. İnsan onur ve haysiyetini, hak ve hürriyetini mukaddes bilmeyi emreder.

Kur’an-ı Kerim’i rehber edinen Müslümanlar, tarih boyunca farklı inanç ve kültürlerle bir arada, barış ve huzur içinde yaşamanın en güzel örneklerini sunmuştur. Farklı din mensupları Müslümanların idaresi ve koruması altında dinlerini özgürce yaşamıştır. Yüce Rabbimiz,  “Dinde zorlama yoktur”  buyurarak, herkese inanç özgürlüğü tanımıştır. İslam medeniyetinde başkalarının inancına hakaret etmek, kutsalına zarar vermek yoktur. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir: “Allah’tan başkasına tapanlara hakaret etmeyin; sonra onlar da bilgisizlik yüzünden sınırı aşarak Allah’a hakaret ederler.”

Son günlerde Kur’an’a ve İslam’a yönelik çirkin saldırılar sadece Müslümanları değil, insanlığın bütün ortak değerlerini ve toplumsal barışı hedef almaktadır. İnsan onurunu zedelemek, kutsal değerlere saldırmak, hak ve hukuk tanımamak özgürlük kılıfı altında normalleştirilemez. İfade özgürlüğü hiçbir inanca ve o inancın mensuplarına hakareti masum gösteremez. Özgürlük, hiç kimseye bir başkasının hakkını ihlal etme yetkisi veremez. Bilakis özgürlük, herkesin inanç ve düşüncesine saygı göstermeyi, bütün farklılıklara rağmen başkalarının hak ve hukukunu gözetmeyi gerektirir. Şu halde, inancımıza ve mukaddes değerlerimize yapılan bu tür menfur saldırıların karşısında yer almak sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ortak vazifesidir.

İslam’a ve onun muazzez değerlerine yönelik saldırılara karşı verilebilecek en güzel cevap yüce dinimiz İslam’ı en doğru şekilde öğrenmek ve temsil etmektir. Bunun için de Kur’an’ı okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak için daha fazla çalışmalıyız. Onun hayat veren ilkelerini, hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış yüklü mesajlarını bütün insanlığa hikmetli bir dil ve güzel bir üslupla ulaştırmak için daha çok gayret göstermeliyiz. Hutbemi Yüce Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum:
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.