Çam ağaçları arasında saklı bir cennet: Büyük İskender'i altın taçla karşılayan antik liman kenti Phaselis

Antalya'nın Kemer ilçesi yakınlarında, çam ormanlarıyla Akdeniz'in buluştuğu eşsiz bir noktada yer alan Phaselis Antik Kenti, tarih ve doğa tutkunlarını bekliyor. Bir zamanlar Büyük İskender'i altın bir taçla karşılayan bu önemli liman kenti, üç antik limanı, görkemli ana caddesi, tiyatrosu ve su kemerleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Antik kalıntılar arasında denize girme imkanı ise Phaselis'i eşsiz kılıyor.

Antalya'nın batısında, Akdeniz'e uzanan küçük bir yarımada üzerinde kurulu olan Phaselis, ziyaretçilerine tarihle iç içe bir doğa kaçamağı vaat ediyor. İÖ 7. yüzyılda Rodoslu denizciler tarafından kurulan bu antik kent, stratejik konumu sayesinde tarih boyunca önemli bir ticaret merkezi olmuş. Bugün ise antik kalıntıların çam ağaçlarının gölgesinde serinlediği, turkuaz sularla çevrili bir cennet köşesi.

TARİHİ YARIMADADA KURULAN TİCARET KENTİ

Akdeniz’e uzanan küçük bir yarımada üzerinde İÖ 7'nci yüzyılda Rodoslu kolonistler tarafından kurulan Phaselis, bir liman şehri olarak ön plana çıkıyor. Kuruluş efsanesine göre kolonistler, yerel halka mısır ve kurutulmuş balık seçenekleri sundu; halk ise balığı tercih etti ve böylece bu kıyı kenti kuruldu.

ÜÇ LİMANLI BİR DENİZ TİCARETİ ÜSSÜ

Phaselis’in kuzey, kuzeydoğu ve güneybatı kıyılarında yer alan üç limanı, şehrin antik dönemdeki ticari önemini gözler önüne seriyor. Şehir sikkelerindeki gemi betimlemeleri de bu liman kenti kimliğini pekiştiriyor.

LİKYA İLE PAMFİLYA ARASINDA BİR GEÇİŞ NOKTASI

Phaselis bazen Likya bazen Pamfilya şehirleri arasında sayılır. Coğrafi olarak bu iki tarihi bölgenin tam sınırında yer alır. İÖ 5'inci yüzyılda Persler, ardından Mausolos ve Lmyra Kralı Perikles’in egemenlikleri altında kalan şehir, İÖ 333’te Büyük İskender’i altın taçla karşılamış ve bu olay tarihine altın harflerle kazınmıştır.

ROMA DÖNEMİNDE YENİDEN DOĞUŞ

İÖ 43 yılında Roma yönetimine giren şehir, yaklaşık üç yüzyıl sürecek refah dönemine adım atar. 129 yılında İmparator Hadrian’ın ziyareti anısına, güney limandan başlayan ana caddeye anıtsal bir tak dikilir. Bu cadde, kentin ana omurgasını oluşturur.

BİZANS DÖNEMİNDE DİNİ VE STRATEJİK MERKEZ

5 ve 6. yüzyıllarda Bizans egemenliğinde kalan Phaselis, 451’de Kadıköy Konsülü’ne katılan şehirler arasında yer alır. Arap akınlarının ardından 8. yüzyılda yeni bir canlanma yaşayan şehir, 1158’deki Selçuklu kuşatmasından sonra önemini kaybeder ve 13. yüzyıl başlarında terk edilir. Phaselis’te günümüze ulaşan yapılar ağırlıklı olarak Roma ve Bizans dönemine aittir. Ana caddenin iki yanında agoralar, tiyatro, hamamlar ve dükkan kalıntıları sıralanır. Helenistik döneme ait küçük boyutlu tiyatro, Roma döneminde sahne binasıyla zenginleştirilmiş; Geç Bizans döneminde ise bu yapının bir kısmı surlara entegre edilmiştir. Phaselis’in en etkileyici yapılarından biri de Roma döneminde inşa edilen su kemerleridir. Şehre kuzeydeki kaynaktan su getiren bu yapı sistemi sayesinde kentin dört bir yanına künkler ve kanallarla su dağıtılmıştır.

Şehrin baş tanrıçasının Athena olduğu kabul edilir. Henüz keşfedilmemiş Athena Tapınağı'nın, ormanla kaplı akropol tepesinde yer aldığı düşünülüyor. Akropol, tiyatro ve agora gibi yapılarla bağlantılı, şehrin kutsal merkezi niteliğindedir. Phaselis Antik Kenti’ne ulaşmak oldukça kolay. Antalya’dan hareket eden Kemer-Tekirova otobüsleriyle bölgeye ulaşım sağlanabilir. Antik kentin girişinde otopark ve bilgilendirme alanları da bulunuyor.