Gökyüzüne asılı bir miras: Sümela Manastırı'nın büyüleyici hikayesi
Gökyüzüne asılı bir miras: Sümela Manastırı'nın büyüleyici hikayesi
Trabzon'un Maçka ilçesinde, Altındere Vadisi'ne hakim sarp kayalıklar üzerine kurulu olan tarihi Sümela Manastırı, "Meryem Ana" adıyla da anılarak binlerce yıllık geçmişi, eşsiz mimarisi ve büyüleyici freskleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu görkemli yapının derin tarihini, mimari özelliklerini ve ziyaretçiler için pratik bilgileri sizler için derledik...
Oluşturulma Tarihi: 28 Mayıs 2025, Çarşamba 15:51
Güncellenme Tarihi: 28 Mayıs 2025, Çarşamba 16:04
Haber Merkezi
KARADAĞ'IN ETEKLERİNDE YÜKSELEN İNANÇ MERKEZİ: SÜMELA'NIN KONUMU VE ADININ KÖKENİ
Trabzon’un Maçka İlçesi Altındere Köyü sınırları içerisinde, Altındere Vadisi'ne bakan Karadağ’ın eteklerinde, yaklaşık 300 metre yükseklikte sarp bir kayalık üzerine inşa edilen Sümela Manastırı, manastırların şehir dışında, ormanlık ve sakin alanlara kurulma geleneğinin bir örneğini sunar. Halk arasında "Meryem Ana" olarak da bilinen manastırın "Sümela" adının, "siyah" anlamına gelen "melas" kelimesinden türediği düşünülmektedir. Bu ismin, manastırın konumlandığı koyu renkli Karadağlar'dan kaynaklandığı yaygın bir görüş olsa da, bazı kaynaklar bu ismi Meryem Ana tasvirinin siyah rengine bağlamaktadır.
ASIRLAR BOYU AYAKTA: SÜMELA MANASTIRI'NIN ZENGİN TARİHİ
Sümela Manastırı'nın tarihi, rivayetlere göre oldukça eskiye dayanmaktadır:
Kuruluş ve Bizans Dönemi: Manastırın, Bizans İmparatoru I. Theodosius döneminde (375-395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios adlı iki rahip tarafından kurulduğu rivayet edilir. 6. yüzyılda ise İmparator Justinianus’un emriyle Generallerinden Belisarios tarafından onarılarak genişletilmiştir.
Trabzon Komnenosları ve Yükseliş: Manastırın bugünkü yapısıyla 13. yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Özellikle 1204'te kurulan Trabzon Komnenosları Prensliği'nden III. Alexios (1349-1390) zamanında manastırın önemi artmış ve fermanlarla düzenli gelir sağlanmıştır. Bu destek, sonraki prensler döneminde de devam etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesinin ardından Osmanlı padişahları, bölgedeki pek çok manastır gibi Sümela’nın da haklarını korumuş ve çeşitli imtiyazlar tanımıştır.
Yenilenme, Parlak Yıllar ve Sonrası: 18. yüzyılda birçok bölümü yenilenen manastırın bazı duvarları fresklerle bezenmiştir. 19. yüzyılda yapılan büyük eklemelerle Sümela, en görkemli, zengin ve parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde uluslararası bir üne kavuşan manastır, çok sayıda yabancı seyyah tarafından ziyaret edilmiş ve yazılara konu olmuştur. Ancak, 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş ve 1923'ten sonra tamamen boşaltılmıştır.
MANASTIR KOMPLEKSİNİN DETAYLARI: MİMARİ YAPI VE BÖLÜMLER
Sümela Manastırı, oldukça geniş bir alana yayılmış bir yapılar topluluğudur:
Ana Bölümler: Başlıca bölümleri arasında ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazma (kutsal su kaynağı) yer alır.
Giriş ve Avlu: Manastırın girişinde, yamaca yaslanmış büyük bir su kemeri dikkat çeker; ancak bu kemerin büyük bir bölümü günümüzde yıkıktır. Dar ve uzun bir merdivenle ulaşılan ana giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunur. Buradan bir başka merdivenle iç avluya inilir.
Yapıların Düzeni ve Etkileşimler: Avlunun sol tarafında, manastırın çekirdeğini oluşturan ve kiliseye dönüştürülen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları sıralanır. Sağ tarafta kütüphane, yamacın ön yüzünü kaplayan ve 1860 yılına tarihlenen büyük balkonlu bölüm ise keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır. Avlu etrafındaki binalarda yer alan odalardaki dolaplar, hücreler ve ocaklar, Türk sanatının etkilerini de yansıtmaktadır.
DUVARLARDAKİ SANAT: SÜMELA MANASTIRI FRESKLERİ
Manastırın ana ünitesini oluşturan kaya kilisesi ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları, dönemin sanatsal anlayışını yansıtan fresklerle donatılmıştır:
Tarihlendirme: Kaya kilisesinin iç kısmında, avluya bakan duvarda III. Alexios dönemine (1349-1390) ait freskler tespit edilmiştir. Şapeldeki freskler ise 18. yüzyılın başlarına tarihlenmekte olup, üç ayrı devirde yapılmış üç tabaka halinde günümüze ulaşmıştır. En alt tabakadaki fresklerin sanatsal açıdan daha üstün nitelikte olduğu belirtilmektedir.
Konular: Oldukça harap bir durumda olan ve bazıları yer yer sökülerek alınmış bu fresklerde işlenen başlıca konular, İncil’den alınmış sahneler ile Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatından kesitlerdir.
SÜMELA MANASTIRI'NA NASIL GİDİLİR?
Trabzon'un Maçka ilçesindeki Altındere Vadisi'nde konumlanan Sümela Manastırı'na ulaşım için bilgiler şöyledir:
Konum: Trabzon şehir merkezine yaklaşık 47 kilometre, Maçka ilçe merkezine ise 17 kilometre uzaklıktadır.
Ulaşım Yolu: Manastıra giden yol asfalt olup, genellikle ulaşımı kolaydır. Araçla belirli bir noktaya kadar gelindikten sonra, orman içinde yaklaşık 300 metrelik bir yaya yürüyüşü ile manastıra varılmaktadır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gökyüzüne asılı bir miras: Sümela Manastırı'nın büyüleyici hikayesi
Trabzon'un Maçka ilçesinde, Altındere Vadisi'ne hakim sarp kayalıklar üzerine kurulu olan tarihi Sümela Manastırı, "Meryem Ana" adıyla da anılarak binlerce yıllık geçmişi, eşsiz mimarisi ve büyüleyici freskleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu görkemli yapının derin tarihini, mimari özelliklerini ve ziyaretçiler için pratik bilgileri sizler için derledik...
Oluşturulma Tarihi: 28 Mayıs 2025, Çarşamba 15:51
Güncellenme Tarihi: 28 Mayıs 2025, Çarşamba 16:04
Haber Merkezi
KARADAĞ'IN ETEKLERİNDE YÜKSELEN İNANÇ MERKEZİ: SÜMELA'NIN KONUMU VE ADININ KÖKENİ
Trabzon’un Maçka İlçesi Altındere Köyü sınırları içerisinde, Altındere Vadisi'ne bakan Karadağ’ın eteklerinde, yaklaşık 300 metre yükseklikte sarp bir kayalık üzerine inşa edilen Sümela Manastırı, manastırların şehir dışında, ormanlık ve sakin alanlara kurulma geleneğinin bir örneğini sunar. Halk arasında "Meryem Ana" olarak da bilinen manastırın "Sümela" adının, "siyah" anlamına gelen "melas" kelimesinden türediği düşünülmektedir. Bu ismin, manastırın konumlandığı koyu renkli Karadağlar'dan kaynaklandığı yaygın bir görüş olsa da, bazı kaynaklar bu ismi Meryem Ana tasvirinin siyah rengine bağlamaktadır.
ASIRLAR BOYU AYAKTA: SÜMELA MANASTIRI'NIN ZENGİN TARİHİ
Sümela Manastırı'nın tarihi, rivayetlere göre oldukça eskiye dayanmaktadır: Kuruluş ve Bizans Dönemi: Manastırın, Bizans İmparatoru I. Theodosius döneminde (375-395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios adlı iki rahip tarafından kurulduğu rivayet edilir. 6. yüzyılda ise İmparator Justinianus’un emriyle Generallerinden Belisarios tarafından onarılarak genişletilmiştir. Trabzon Komnenosları ve Yükseliş: Manastırın bugünkü yapısıyla 13. yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Özellikle 1204'te kurulan Trabzon Komnenosları Prensliği'nden III. Alexios (1349-1390) zamanında manastırın önemi artmış ve fermanlarla düzenli gelir sağlanmıştır. Bu destek, sonraki prensler döneminde de devam etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesinin ardından Osmanlı padişahları, bölgedeki pek çok manastır gibi Sümela’nın da haklarını korumuş ve çeşitli imtiyazlar tanımıştır. Yenilenme, Parlak Yıllar ve Sonrası: 18. yüzyılda birçok bölümü yenilenen manastırın bazı duvarları fresklerle bezenmiştir. 19. yüzyılda yapılan büyük eklemelerle Sümela, en görkemli, zengin ve parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde uluslararası bir üne kavuşan manastır, çok sayıda yabancı seyyah tarafından ziyaret edilmiş ve yazılara konu olmuştur. Ancak, 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş ve 1923'ten sonra tamamen boşaltılmıştır.
MANASTIR KOMPLEKSİNİN DETAYLARI: MİMARİ YAPI VE BÖLÜMLER
Sümela Manastırı, oldukça geniş bir alana yayılmış bir yapılar topluluğudur: Ana Bölümler: Başlıca bölümleri arasında ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazma (kutsal su kaynağı) yer alır. Giriş ve Avlu: Manastırın girişinde, yamaca yaslanmış büyük bir su kemeri dikkat çeker; ancak bu kemerin büyük bir bölümü günümüzde yıkıktır. Dar ve uzun bir merdivenle ulaşılan ana giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunur. Buradan bir başka merdivenle iç avluya inilir. Yapıların Düzeni ve Etkileşimler: Avlunun sol tarafında, manastırın çekirdeğini oluşturan ve kiliseye dönüştürülen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları sıralanır. Sağ tarafta kütüphane, yamacın ön yüzünü kaplayan ve 1860 yılına tarihlenen büyük balkonlu bölüm ise keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır. Avlu etrafındaki binalarda yer alan odalardaki dolaplar, hücreler ve ocaklar, Türk sanatının etkilerini de yansıtmaktadır.
DUVARLARDAKİ SANAT: SÜMELA MANASTIRI FRESKLERİ
Manastırın ana ünitesini oluşturan kaya kilisesi ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları, dönemin sanatsal anlayışını yansıtan fresklerle donatılmıştır: Tarihlendirme: Kaya kilisesinin iç kısmında, avluya bakan duvarda III. Alexios dönemine (1349-1390) ait freskler tespit edilmiştir. Şapeldeki freskler ise 18. yüzyılın başlarına tarihlenmekte olup, üç ayrı devirde yapılmış üç tabaka halinde günümüze ulaşmıştır. En alt tabakadaki fresklerin sanatsal açıdan daha üstün nitelikte olduğu belirtilmektedir. Konular: Oldukça harap bir durumda olan ve bazıları yer yer sökülerek alınmış bu fresklerde işlenen başlıca konular, İncil’den alınmış sahneler ile Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatından kesitlerdir.
SÜMELA MANASTIRI'NA NASIL GİDİLİR?
Trabzon'un Maçka ilçesindeki Altındere Vadisi'nde konumlanan Sümela Manastırı'na ulaşım için bilgiler şöyledir: Konum: Trabzon şehir merkezine yaklaşık 47 kilometre, Maçka ilçe merkezine ise 17 kilometre uzaklıktadır. Ulaşım Yolu: Manastıra giden yol asfalt olup, genellikle ulaşımı kolaydır. Araçla belirli bir noktaya kadar gelindikten sonra, orman içinde yaklaşık 300 metrelik bir yaya yürüyüşü ile manastıra varılmaktadır.