Kredilerde indirim beklentisi: Konut ve mevduat faizleri ne zaman düşecek?
Kredilerde indirim beklentisi: Konut ve mevduat faizleri ne zaman düşecek?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizi kararı ve kredi kartı faizlerindeki indirimin ardından gözler diğer kredi türlerine çevrildi. Prof. Dr. Hakan Yıldırım, konut, ihtiyaç ve mevduat faizlerindeki değişim takvimini değerlendirdi.
Oluşturulma Tarihi: 16 Aralık 2025, Salı 11:34
Güncellenme Tarihi: 16 Aralık 2025, Salı 11:35
Haber Merkezi
TCMB faiz kararı sonrasında piyasalarda hareketlilik başladı. Merkez Bankası'nın politika faizini düşürmesinin ardından ilk somut adım kredi kartları cephesinde atıldı ve Resmi Gazete'de yayımlanan kararla kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami faiz oranları indirildi. Bu gelişmenin ardından vatandaşlar, konut kredisi, taşıt kredisi, ihtiyaç kredisi ve mevduat faizleri oranlarında bir düşüş olup olmayacağını araştırmaya başladı.
Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yıldırım, CNN Türk canlı yayınında sürece dair beklentilerini ve faizlerin seyri hakkındaki öngörülerini paylaştı.
Sürecin işleyişine ve ekonomik etkilerine değinen Prof. Dr. Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından hazırlanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları hakkında tebliği gördük. Bununla alakalı değişiklik yapılmasına dair bir tebliğ sunuldu. Öncelikle bu belirli bir mekanizma içerisinde gerçekleşebilir. Yani bunun mevduat faizlerine, kredi faizlerine yansıması bir süreci, süreç içerisinde, süreç dahilinde olabilir. Tabii bunun belirli etki alanları olabilir. Öncelikle bunu ilgili süreç açısından değerlendirmeden önce etki alanlarını ifade etmek isterim. Burada tabii bu tüketici harcamaları, bankacılık giderleri, iç talep ve finansal istikrar gibi süreçlerde bazı etkilere sahip olmuş oluyor. Burada kısa vadeli etkisi tüketici harcamalarının üzerinde özellikle bir artış yaşanmasına sebep olabiliyor. İşte borçlanmanın görece daha sürdürülebilir hale gelmesi sağlanmış olabiliyor. Dolayısıyla dayanıklı tüketim ve hizmet harcamalarında artış söz konusu olabiliyor. Ancak gelir artışıyla desteklenmezse işte borçlanma gibi borçlanma bağımlılığında bir risk teşkil edebiliyor. Bankacılık gelirleri açısından değerlendirdiğimizde burada faiz gelirlerinde bir azalma söz konusu olabiliyor. Ücret ve komisyonlara yönelme eğilimi artış gösterebiliyor. İç talepteki canlanma, talep enflasyon etkileşiminin güçlenmesine sebep olabiliyor. Ve son olarak finansal istikrar açısından değerlendirdiğimizde borcun sürdürülebilirliği söz konusu olabilirken takipteki alacak oranlarında düşüş, hane halkı bilançosunda ise geçici rahatlanma yaşanabiliyor. Tabii buradaki oranın kredi kartı üzerinden konuşuyorum, çok cüzi olması nedeniyle ciddi bir etkinin söz konusu olabileceğini söylemek zor. Enflasyon düştükçe Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu tarz piyasayı rahatlatıcı hamleler yapabilir. Diğer taraftan gelecekte kredi kartları için uygulanan bu azami faiz oranlarındaki indirime gidilmesi durumu piyasa üzerinde hem tüketici davranışları hem de genel ekonomik göstergeler üzerinde bir etki sağlayacaktır diye düşünüyorum."
KREDİ FAİZLERİNDE KISA VE ORTA VADE BEKLENTİSİ
Prof. Dr. Yıldırım, Merkez Bankası'nın neden öncelikle kredi kartlarına müdahale ettiğini ve diğer kredi faizleri için öngörülen takvimi şu sözlerle açıkladı:
"Burada ifade etmek istediğim şu belirli bir mekanizma içerisinde hareket ediyor bu. Yani kredi kartı faizleri idari olarak belirlenen tavan oranlara tabi olduğu için Merkez Bankası bu alanda doğrudan müdahale gücüne sahip olabiliyor. Burada amaç zaten hane halkı üzerinde faiz yükünü yumuşatmak, politika faiz indiriminin toplumsal algısını güçlendirmek, ne bileyim iç talebi kontrollü biçimde desteklemek olabiliyor. Tabii burada ilk halka kredi kartlarındaki bu faiz üzerinden gerçekleşmiş oluyor. Bu kapsamda önce kredi kartı faizleri düşürülüyor ki bu yapıldı. Daha sonra kredi ve mevduat faizlerine bu yansıyabiliyor. Şimdi kredi faizlerinin düşme durumu ifade edebileceğimiz kadarıyla şartlı bir şekilde gerçekleşebilir. Kısa vadede bankaların temkinli davranacağını düşünüyorum ben. Yani benim tahminim bu yönde. Özellikle ihtiyaç kredilerinde yaşanacak düşüş sınırlı kalabilir. Ticari kredilerde sektör ve firma bazlı farklılaşmalar da görebiliriz. Orta vadeye geldiğimizde politika faizi indirimi eğer kalıcı bir şekilde hareket ederse, fonlama maliyetleri düşerse, işte CDS primleri düşerse, CDS primi dediğimiz ülke risk primi gibi ifade edebiliriz. Enflasyon beklentilerinde olumlu bir hava eserse yine kredi faizlerinde aşağı yönlü bir ayarlama başlayabilir diyebilirim."
MEVDUAT FAİZLERİ NEDEN GECİKMELİ DÜŞECEK?
Yatırımcıların yakından takip ettiği mevduat faizlerindeki değişim sürecine de değinen Yıldırım, bankaların fonlama yapısına dikkat çekti.
Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı: "Diğer taraftan, kredi faizleri, mevduat maliyetine, sermaye yeterliliğine ve birçok değişkene bağlı olarak şekillenen bir süreç. Dolayısıyla mevduat faizlerinden biraz daha farklı çalışıyor. Yani mantığı biraz daha farklı çalışıyor. Mevduat faizine geldiğimiz zaman aslında en gecikmeli alanın burası olduğunu görüyoruz. Bunun en büyük sebebi ise bankalar için mevduat aslında ana fonlama kaynağı olarak öne çarpıyor. Rekabetin en yoğun olduğu olan alan olarak görülüyor. Dolayısıyla son olarak şunları ekleyeyim; enflasyon oranları ve faiz indirimlerinin sürdürülebilirliği çerçevesinde orta vadede mevduat ve kredi faizlerine yansıyacağını düşünüyorum"
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kredilerde indirim beklentisi: Konut ve mevduat faizleri ne zaman düşecek?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizi kararı ve kredi kartı faizlerindeki indirimin ardından gözler diğer kredi türlerine çevrildi. Prof. Dr. Hakan Yıldırım, konut, ihtiyaç ve mevduat faizlerindeki değişim takvimini değerlendirdi.
Oluşturulma Tarihi: 16 Aralık 2025, Salı 11:34
Güncellenme Tarihi: 16 Aralık 2025, Salı 11:35
Haber Merkezi
TCMB faiz kararı sonrasında piyasalarda hareketlilik başladı. Merkez Bankası'nın politika faizini düşürmesinin ardından ilk somut adım kredi kartları cephesinde atıldı ve Resmi Gazete'de yayımlanan kararla kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami faiz oranları indirildi. Bu gelişmenin ardından vatandaşlar, konut kredisi, taşıt kredisi, ihtiyaç kredisi ve mevduat faizleri oranlarında bir düşüş olup olmayacağını araştırmaya başladı.
Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yıldırım, CNN Türk canlı yayınında sürece dair beklentilerini ve faizlerin seyri hakkındaki öngörülerini paylaştı.
Sürecin işleyişine ve ekonomik etkilerine değinen Prof. Dr. Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından hazırlanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları hakkında tebliği gördük. Bununla alakalı değişiklik yapılmasına dair bir tebliğ sunuldu. Öncelikle bu belirli bir mekanizma içerisinde gerçekleşebilir. Yani bunun mevduat faizlerine, kredi faizlerine yansıması bir süreci, süreç içerisinde, süreç dahilinde olabilir. Tabii bunun belirli etki alanları olabilir. Öncelikle bunu ilgili süreç açısından değerlendirmeden önce etki alanlarını ifade etmek isterim. Burada tabii bu tüketici harcamaları, bankacılık giderleri, iç talep ve finansal istikrar gibi süreçlerde bazı etkilere sahip olmuş oluyor. Burada kısa vadeli etkisi tüketici harcamalarının üzerinde özellikle bir artış yaşanmasına sebep olabiliyor. İşte borçlanmanın görece daha sürdürülebilir hale gelmesi sağlanmış olabiliyor. Dolayısıyla dayanıklı tüketim ve hizmet harcamalarında artış söz konusu olabiliyor. Ancak gelir artışıyla desteklenmezse işte borçlanma gibi borçlanma bağımlılığında bir risk teşkil edebiliyor. Bankacılık gelirleri açısından değerlendirdiğimizde burada faiz gelirlerinde bir azalma söz konusu olabiliyor. Ücret ve komisyonlara yönelme eğilimi artış gösterebiliyor. İç talepteki canlanma, talep enflasyon etkileşiminin güçlenmesine sebep olabiliyor. Ve son olarak finansal istikrar açısından değerlendirdiğimizde borcun sürdürülebilirliği söz konusu olabilirken takipteki alacak oranlarında düşüş, hane halkı bilançosunda ise geçici rahatlanma yaşanabiliyor. Tabii buradaki oranın kredi kartı üzerinden konuşuyorum, çok cüzi olması nedeniyle ciddi bir etkinin söz konusu olabileceğini söylemek zor. Enflasyon düştükçe Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu tarz piyasayı rahatlatıcı hamleler yapabilir. Diğer taraftan gelecekte kredi kartları için uygulanan bu azami faiz oranlarındaki indirime gidilmesi durumu piyasa üzerinde hem tüketici davranışları hem de genel ekonomik göstergeler üzerinde bir etki sağlayacaktır diye düşünüyorum."
KREDİ FAİZLERİNDE KISA VE ORTA VADE BEKLENTİSİ
Prof. Dr. Yıldırım, Merkez Bankası'nın neden öncelikle kredi kartlarına müdahale ettiğini ve diğer kredi faizleri için öngörülen takvimi şu sözlerle açıkladı:
"Burada ifade etmek istediğim şu belirli bir mekanizma içerisinde hareket ediyor bu. Yani kredi kartı faizleri idari olarak belirlenen tavan oranlara tabi olduğu için Merkez Bankası bu alanda doğrudan müdahale gücüne sahip olabiliyor. Burada amaç zaten hane halkı üzerinde faiz yükünü yumuşatmak, politika faiz indiriminin toplumsal algısını güçlendirmek, ne bileyim iç talebi kontrollü biçimde desteklemek olabiliyor. Tabii burada ilk halka kredi kartlarındaki bu faiz üzerinden gerçekleşmiş oluyor. Bu kapsamda önce kredi kartı faizleri düşürülüyor ki bu yapıldı. Daha sonra kredi ve mevduat faizlerine bu yansıyabiliyor. Şimdi kredi faizlerinin düşme durumu ifade edebileceğimiz kadarıyla şartlı bir şekilde gerçekleşebilir. Kısa vadede bankaların temkinli davranacağını düşünüyorum ben. Yani benim tahminim bu yönde. Özellikle ihtiyaç kredilerinde yaşanacak düşüş sınırlı kalabilir. Ticari kredilerde sektör ve firma bazlı farklılaşmalar da görebiliriz. Orta vadeye geldiğimizde politika faizi indirimi eğer kalıcı bir şekilde hareket ederse, fonlama maliyetleri düşerse, işte CDS primleri düşerse, CDS primi dediğimiz ülke risk primi gibi ifade edebiliriz. Enflasyon beklentilerinde olumlu bir hava eserse yine kredi faizlerinde aşağı yönlü bir ayarlama başlayabilir diyebilirim."
MEVDUAT FAİZLERİ NEDEN GECİKMELİ DÜŞECEK?
Yatırımcıların yakından takip ettiği mevduat faizlerindeki değişim sürecine de değinen Yıldırım, bankaların fonlama yapısına dikkat çekti.
Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı: "Diğer taraftan, kredi faizleri, mevduat maliyetine, sermaye yeterliliğine ve birçok değişkene bağlı olarak şekillenen bir süreç. Dolayısıyla mevduat faizlerinden biraz daha farklı çalışıyor. Yani mantığı biraz daha farklı çalışıyor. Mevduat faizine geldiğimiz zaman aslında en gecikmeli alanın burası olduğunu görüyoruz. Bunun en büyük sebebi ise bankalar için mevduat aslında ana fonlama kaynağı olarak öne çarpıyor. Rekabetin en yoğun olduğu olan alan olarak görülüyor. Dolayısıyla son olarak şunları ekleyeyim; enflasyon oranları ve faiz indirimlerinin sürdürülebilirliği çerçevesinde orta vadede mevduat ve kredi faizlerine yansıyacağını düşünüyorum"
Foto Galeriler