Mevlâna Müzesi: Gül bahçesinden dergâha, zamanda bir yolculuk
Mevlâna Müzesi: Gül bahçesinden dergâha, zamanda bir yolculuk
Konya'nın kalbinde, bir zamanlar Selçuklu sarayının gül bahçesi olan alanda yükselen Mevlana Müzesi, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi manevi bir yolculuğa çıkarıyor. "Gel, ne olursan ol yine gel" felsefesinin doğduğu bu kutsal mekânda, Kubbe-i Hadra'nın (Yeşil Kubbe) görkeminden paha biçilmez el yazmalarına uzanan bir kültür ve inanç hazinesini keşfetmek için bilmeniz gereken her şey bu haberde.
Oluşturulma Tarihi: 6 Haziran 2025, Cuma 16:45
Güncellenme Tarihi: 6 Haziran 2025, Cuma 16:57
Haber Merkezi
YEŞİL KUBBE'NİN ALTINDA MANEVİ BİR YOLCULUK: ADIM ADIM KONYA MEVLANA MÜZESİ GEZİ REHBERİ
Konya denince akla ilk gelen, şehrin silüetine damgasını vuran o eşsiz yapı şüphesiz Mevlana Müzesi ve onun Yeşil Kubbe'sidir. Sadece bir müze değil, aynı zamanda yüzlerce yıldır yaşayan bir dergâh ve bir inanç merkezi olan bu mekân, ziyaretçilerine zamanda ve maneviyatta unutulmaz bir gezi vaat ediyor.
SULTAN'IN GÜL BAHÇESİNDEN MÜZEYE: KISA TARİHÇE
Müzenin bugünkü yerinin hikayesi, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat'ın bu gül bahçesini Mevlana'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled'e hediye etmesiyle başlar. Bâhaeddin Veled 1231'de vefat edip buraya defnedilir. Mevlana, babasının mezarı üzerine türbe yapılmasına "gök kubbeden daha iyi türbe mi olur" diyerek karşı çıksa da, kendisi 17 Aralık 1273'te vefat edince oğlu Sultan Veled, babasının mezarı üzerine o meşhur Yeşil Kubbe'yi (Kubbe-i Hadra) Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırır. Dergâh, 1926 yılında müzeye dönüştürülerek kapılarını tüm dünyaya açar.
ADIM ADIM MÜZE TURU: AVLUDA SİZİ NELER BEKLİYOR?
Müze geziniz, sizi dervişlerin alçakgönüllü dünyasına davet eden **"Dervişân Kapısı"**ndan avluya girmenizle başlar. Avlunun etrafını saran derviş hücreleri, sizi o dönemin yaşamına götürür. Güneyde, dergâhın mutfağı (matbah) ve susmuşların, yani vefat etmiş dervişlerin mezarlığına açılan Hâmûşân Kapısı bulunur. Avlunun ortasında ise Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan şadırvan ve "Şeb-i Arûs" havuzu sizi karşılar. Bu avlu, ana binaya geçmeden önce sizi dergâhın manevi atmosferine hazırlar.
MÜZENİN KALBİ: KUBBE-İ HADRA VE MEVLANA'NIN SANDUKASI
Ana binaya girdiğinizde, sizi ilk olarak mimari bir şaheser olan Yeşil Kubbe'nin altındaki o kutsal alan karşılar. Mevlana ve oğlu Sultan Veled'in sandukaları, eşsiz ceviz ağacı oymacılığı ile göz kamaştırır. Sandukanın üzerindeki kitabede yazan "Bu kabri ziyaret eden mutlaka kutlu ve uğurlu olur" ifadesi, ziyaretin manevi derinliğini özetler. Sultan II. Abdülhamid tarafından yaptırılan ve yakın zamanda yenilenen Pûşîde (mezar örtüsü) ise altın sırma işlemeleriyle bu kutsal mekânın ihtişamını tamamlar.
MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN 4 PAHA BİÇİLMEZ ESER
Mevlana Müzesi, içerisinde barındırdığı eserlerle de bir hazine değerindedir. Ziyaretinizde bu dört esere özellikle dikkat edin:
Nüsha-i Kadim Mesnevi: Mevlana'nın vefatından sadece beş yıl sonra, 1278'de yazılmış en eski Mesnevi nüshalarından biridir. İslam kültürünün bu başyapıtının orijinaline tanıklık etmek eşsiz bir deneyimdir.
Nisan Tası: İlhanlı Hükümdarı tarafından 1327'de hediye edilen bu bronz tas, içine nisan yağmurları biriktirilip ziyaretçilere şifa niyetine dağıtıldığı için bu ismi almıştır. Üzerindeki altın ve gümüş kakmalar bir sanat harikasıdır.
İhtisas Kütüphanesi: Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait 4 binden fazla el yazması eseri barındıran bu kütüphane, araştırmacılar ve tarih meraklıları için adeta bir cennettir.
Mevlana’nın Mezar Örtüsü (Pûşîde): Göz alıcı işçiliği ve manevi değeriyle, sandukanın üzerini örten bu örtü, ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği eserlerdendir.
ZİYARETİNİZİ TAÇLANDIRIN: ŞEB-İ ARÛS TÖRENLERİ
Eğer Konya gezinizi aralık ayına denk getirirseniz, Mevlana’nın vuslat yıldönümü olan 17 Aralık haftasında düzenlenen "Şeb-i Arûs" (Düğün Gecesi) törenlerine katılma fırsatı bulabilirsiniz. Bu uluslararası anma törenleri, müze gezinizi unutulmaz bir manevi deneyimle taçlandıracaktır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mevlâna Müzesi: Gül bahçesinden dergâha, zamanda bir yolculuk
Konya'nın kalbinde, bir zamanlar Selçuklu sarayının gül bahçesi olan alanda yükselen Mevlana Müzesi, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi manevi bir yolculuğa çıkarıyor. "Gel, ne olursan ol yine gel" felsefesinin doğduğu bu kutsal mekânda, Kubbe-i Hadra'nın (Yeşil Kubbe) görkeminden paha biçilmez el yazmalarına uzanan bir kültür ve inanç hazinesini keşfetmek için bilmeniz gereken her şey bu haberde.
Oluşturulma Tarihi: 6 Haziran 2025, Cuma 16:45
Güncellenme Tarihi: 6 Haziran 2025, Cuma 16:57
Haber Merkezi
YEŞİL KUBBE'NİN ALTINDA MANEVİ BİR YOLCULUK: ADIM ADIM KONYA MEVLANA MÜZESİ GEZİ REHBERİ
Konya denince akla ilk gelen, şehrin silüetine damgasını vuran o eşsiz yapı şüphesiz Mevlana Müzesi ve onun Yeşil Kubbe'sidir. Sadece bir müze değil, aynı zamanda yüzlerce yıldır yaşayan bir dergâh ve bir inanç merkezi olan bu mekân, ziyaretçilerine zamanda ve maneviyatta unutulmaz bir gezi vaat ediyor.
SULTAN'IN GÜL BAHÇESİNDEN MÜZEYE: KISA TARİHÇE
Müzenin bugünkü yerinin hikayesi, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat'ın bu gül bahçesini Mevlana'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled'e hediye etmesiyle başlar. Bâhaeddin Veled 1231'de vefat edip buraya defnedilir. Mevlana, babasının mezarı üzerine türbe yapılmasına "gök kubbeden daha iyi türbe mi olur" diyerek karşı çıksa da, kendisi 17 Aralık 1273'te vefat edince oğlu Sultan Veled, babasının mezarı üzerine o meşhur Yeşil Kubbe'yi (Kubbe-i Hadra) Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırır. Dergâh, 1926 yılında müzeye dönüştürülerek kapılarını tüm dünyaya açar.
ADIM ADIM MÜZE TURU: AVLUDA SİZİ NELER BEKLİYOR?
Müze geziniz, sizi dervişlerin alçakgönüllü dünyasına davet eden **"Dervişân Kapısı"**ndan avluya girmenizle başlar. Avlunun etrafını saran derviş hücreleri, sizi o dönemin yaşamına götürür. Güneyde, dergâhın mutfağı (matbah) ve susmuşların, yani vefat etmiş dervişlerin mezarlığına açılan Hâmûşân Kapısı bulunur. Avlunun ortasında ise Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan şadırvan ve "Şeb-i Arûs" havuzu sizi karşılar. Bu avlu, ana binaya geçmeden önce sizi dergâhın manevi atmosferine hazırlar.
MÜZENİN KALBİ: KUBBE-İ HADRA VE MEVLANA'NIN SANDUKASI
Ana binaya girdiğinizde, sizi ilk olarak mimari bir şaheser olan Yeşil Kubbe'nin altındaki o kutsal alan karşılar. Mevlana ve oğlu Sultan Veled'in sandukaları, eşsiz ceviz ağacı oymacılığı ile göz kamaştırır. Sandukanın üzerindeki kitabede yazan "Bu kabri ziyaret eden mutlaka kutlu ve uğurlu olur" ifadesi, ziyaretin manevi derinliğini özetler. Sultan II. Abdülhamid tarafından yaptırılan ve yakın zamanda yenilenen Pûşîde (mezar örtüsü) ise altın sırma işlemeleriyle bu kutsal mekânın ihtişamını tamamlar.
MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN 4 PAHA BİÇİLMEZ ESER
Mevlana Müzesi, içerisinde barındırdığı eserlerle de bir hazine değerindedir. Ziyaretinizde bu dört esere özellikle dikkat edin: Nüsha-i Kadim Mesnevi: Mevlana'nın vefatından sadece beş yıl sonra, 1278'de yazılmış en eski Mesnevi nüshalarından biridir. İslam kültürünün bu başyapıtının orijinaline tanıklık etmek eşsiz bir deneyimdir.
Nisan Tası: İlhanlı Hükümdarı tarafından 1327'de hediye edilen bu bronz tas, içine nisan yağmurları biriktirilip ziyaretçilere şifa niyetine dağıtıldığı için bu ismi almıştır. Üzerindeki altın ve gümüş kakmalar bir sanat harikasıdır. İhtisas Kütüphanesi: Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait 4 binden fazla el yazması eseri barındıran bu kütüphane, araştırmacılar ve tarih meraklıları için adeta bir cennettir.
Mevlana’nın Mezar Örtüsü (Pûşîde): Göz alıcı işçiliği ve manevi değeriyle, sandukanın üzerini örten bu örtü, ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği eserlerdendir.
ZİYARETİNİZİ TAÇLANDIRIN: ŞEB-İ ARÛS TÖRENLERİ
Eğer Konya gezinizi aralık ayına denk getirirseniz, Mevlana’nın vuslat yıldönümü olan 17 Aralık haftasında düzenlenen "Şeb-i Arûs" (Düğün Gecesi) törenlerine katılma fırsatı bulabilirsiniz. Bu uluslararası anma törenleri, müze gezinizi unutulmaz bir manevi deneyimle taçlandıracaktır.