Adliye önünde kitap okudu

Bayram BULUT

ADANA (İLKHABER)-Adana Adliyesi önünde dün öğlen saatlerinde ilginç bir eylem yaşandı. Adana Adliyesi’nin kötü olaylarla anılmaması için ve herkesin işini doğru yapması için Toplumsal Gelişim Uzmanı Mehmet Ali Çiçekçi önce basın açıklaması yaptı, ardından ise yanında getirdiği kitabı adliye önündeki basamaklarda oturarak okudu.

Yıllardır asayiş olaylarıyla sık sık gündeme gelen Adana Adliyesi’nin bu yönünden rahatsız olan Toplumsal Gelişim Uzmanı Mehmet Ali Çiçekçi, ‘Kırmızı Karınca Karakter Okulu’ isimli proje hazırladı.  Hazırladığı projeyi iki projeyi birleştirerek yola çıktığını belirten Çiçekçi, “iki projeyi birleştirerek yola çıkıyoruz. Birincisi ‘#gitmeyipdegistirecegiz’. Bu ülkeden gitmeyeceğiz, bu güzelim ülkeyi terk etmeyeceğiz. Biz bu ülkeyi daha yaşanılır bir ülke haline getireceğiz. İnsanların birbirine gülümsediği, beraber kazandığı, yaraları beraber sardığı, acıları paylaştığı, her anlamda beraber ilerlediği, refah düzeyinin üst değerlerde olduğu, bizi yıkmak isteyenlerin karşısında beraber dik durduğumuz bir Türkiye. Eğitim şart. Peki nasıl? İşte orada da ikinci proje; ‘#okuyanturkiye’. Evet okuyacağız. Kitap okuyacağız, iyilik öyküleri, başarı hikâyeleri okuyacağız. İnsanları okuyacağız, canlıları, doğayı okuyacağız. İlim, bilim, fen okuyacağız. Vicdanları okuyacağız, yüzlerdeki tebessümü okuyacağız, güzel yürekleri okuyacağız. Gezeceğiz, yürüyeceğiz, gülüp eğleneceğiz. Ve nihayetinde daha güçlü, daha medeni, daha mutlu bir Türkiye’nin destanını beraber yazacağız. ” dedi.

Projeleri için herkesten destek isteyen Çiçekçi, “Bu iki proje için senden, herkesten destek istiyorum. Özellikle sosyal medya üzerinden canlı yayınlarla, hikâyelerle, eğitimlerle, kitaplarla, uygulamalarla, toplantılarla, etkinliklerle beraber başaracağız. O nedenle bizi takip edin. Gelin Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütünü sosyal medya üzerinde kuralım. Yaşın kaç olursa olsun gel ülkemizi daha da güzelleştirmek için birlik olalım. Bugün insanoğlu kendi pisliğinde boğuluyor. Pandemi denilen illet laboratuar ortamında üretildiyse ruhunun pisliğinden, hayvandan bulaştıysa da boğazının pisliğinden çıkmıştır. Ama bir gerçek var ki bu kadar yayılmasının nedeni de insanoğlunun kendi dışında başkasını düşünememe hissizliğindendir. Bu hastalık gibi dünyada yaşanan bu kadar felaketin de tek nedeni insanların insani değerlerini kaybetmiş olmasıdır. Artık bu dünyada iyiler acı çekmesin.  Yıllardır yaşadığım haksızlıkların tamamını içime attım, Allah’a havale ettim, affettim ve sabrettim. Ama haksızlıklar devam etti ve sonunda onlarla mücadele etmeye karar verdim. Nasıl? Elimdeki en iyi silahımla. Eğitim ile, kitap ile, okuyarak, anlatarak, fark ettirerek. O nedenle yıllardır üzerinde çalıştığım projeyi başlatıyorum. Projemin ismi “Kırmızı Karınca Karakter Okulu’” dedi.

Projesinin 7 Eylül Pazartesi günü başlayacağını anlatan Çiçekçi, “7 Eylül Pazartesi günü proje başlangıç tarihimiz olacak. Uygulamalara, etkinliklere başlayacağız. Tüm duyurularımı sosyal medya üzerinden yapacağım. Bir hayalim var; Türkiye’nin en büyük okulunu sosyal medyadan kurmak. Sahibinin tüm öğrenciler olduğu, anne-babanın da devam ettiği, bu güzel ülkeye ve millete katkısı olacak büyük bir okul. Bu okulu gelin beraber büyütelim. Herkesi alalım çünkü bazı şeyleri sizin bilmeniz yetmeyecek. Komşunuzu davet edin, çocuğunuzun sınıfındakileri, mesai arkadaşlarınızı davet edin. Bunları hepimiz bildiğimizde ancak başarıya ulaşırız.” ifadelerini kullandı.

 Adana Adliyesi’nin kötü olaylarla anıldığına dikkat çeken Çiçekçi, “Adana Adliyesi hep kötü olaylarla anılmış ve Adana’mızın yanlış tanıtılmasına neden olmuştur. Böyle bir kültürel etkinliği burada başlatarak Adana Adliyemize prestij kazandırmak istedim.  Elbette bu basın toplantısı sonrası tepki verenler olacaktır, elbette yarası olup gocunanlar olacaktır. Ama biliyorum ki işini doğru yapan herkes bana destek olacaktır. Çünkü onlarda içlerindeki çürük elmaların temizlenmesini istiyorlar. O güzelim meslekleri itibarsızlaştıran kişilerin ayıklanmasını istiyorlar. Akşam eve gittiğimizde vicdan muhasebesi yapmayı unuttuk. Mahkemeye gelen her bir dosya, sırada oturan her bir öğrenci, yataktaki her bir hasta, içeri giren her bir müşteri bir hayat, bir öykü. Öldürülen her bir canın, dolandırılan her bir insanın, sakat bırakılan her bir hayvanın, yakılan her bir ağacın ahı kirletiyor bu gökyüzünü.  Fark etmeliyiz ki bu bir gemi. Geminin gittiği yere kadar hepimiz gideceğiz ve geminin battığı yerde hepimiz batacağız.”  şeklinde konuştu.