“Etler ruhsatlı kesimhaneler dışında kesiliyor”

Serhat ŞANLI / ÖZEL HABER

ADANA (İLKHABER) – Türkiye geneli ruhsatlı kesimhane sıkıntısına dikkat çeken Adana Veteriner Odası Başkanı Nihat Köse, “En büyük sıkıntımız ruhsatlı kesimhane olmayışı. Bu nedenle tüketilen etlerin yarısı ruhsatlı kesimhanelerin dışında kesiliyor. Yani Türkiye'de kesilen etlerinin yüzde 50'sinin ruhsatlı kesimhaneler dışında kesilmesi nedeniyle kaçak” dedi.

Halk sağlığını tehdit eden kaçak et kesimlerinin olumsuz etkisinin insan sağlığına verdiği zararın yanında ülke ekonomisine de ciddi darbeler vurduğunu belirten Nihat Köse, “Hayvanlardan insanlara bulaşan 250 civarı hastalık var. İnsandaki enfeksiyon kaynaklarının yüzde 70'i hayvansal kökenli. Bunun yanında devletin ciddi kaybı var. Kaçak et kesimi faturaya yansımıyor ve bunlar vergi vermiyor. Yani kayıt dışı ve ortada vergi kaçakçılığı söz konusudur” diye konuştu.

Türkiye'deki her ilçede ruhsatlı kesimhaneler açarak kaçak etin önüne geçilebileceğini ifade eden Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, şöyle konuştu;

“Menşei, ne olduğu belli olmayan, ruhsatlandırılmış yerde kesilmeyen, kesimden önce ve sonra, kesim sırasında veteriner hekim tarafından muayenesi yapılmamış her et kaçak ettir. Bunların halkımız tarafından tüketilmesi ise ayrı bir risktir.

Ayrıca sık sık ülkemizin hemen hemen her yerinden kaçak et baskınlarını görüyoruz. Tonlarca et ne tür olduğu, nerede kesildiği ve hatta saklama koşullarına baktığımızda çok hızlı bozulabilen bu önemli gıdanın açıkta, düzensiz istiflenen, bozuk etler ele geçiriliyor.

Normalde insanların tüketeceği etin başta sağlıklı hayvanlardan temin edilmesi gerekir. Kesilecek yerlerin hijyen olması, Resmi onaylı yerlerde kesilmesi, veteriner hekimleri kontrolünde yapılması gerekir. Saklama koşulları soğuk zincirde ve nakliyesi de yine aynı şekilde olmalı..

Bunlar sağlanmadığında sağlık açısından büyük riskler oluşur. Eğer etler ruhsatlı yerlerde, kontrollü kesimhanelerde kesilip satışa sunulmadıysa, o zaman insan sağlığı için bir güvencesi yoktur. Şarbon hastalığını gördük ve insanlara bulaşabilen tehlikeli bir hastalıktı.

Bunun gibi daha birçok hastalık var. Hayvanlardan insanlara bulaşan 250 civarı hastalık var. Ayrıca insandaki enfeksiyon kaynaklarının yüzde 70'i hayvansal kökenli. O nedenle çok önemli bir konu..

Dediğimiz gibi sık sık kaçak et ele geçiriliyor. Operasyonların yapılması çok iyi ve bu gibi çalışmalar devamlı yapılmalı. Sonuçta her şey sağlığımız için. Ele geçirilen etlerin miktarı çok yüksek. Demekki kaçak kesim çok fazla.. Şöyle baktığımızda Türkiye'deki tüketilen etlerin yüzde 50'sinin ruhsatlı kesimhanelerin dışında kesilen etler olduğunu görüyoruz.

Örneğin Adana ilimize baktığımızda ruhsatlı 5 kesimhanede yıllık 20 bin ton civarında küçük ve büyükbaş et kesildiği biliniyor. Ruhsatlı kesimhanelerde kesilen etlerin halka bölümünde insanların kişi başı 8-10 kilogram et tüketmesi gerekiyorken TÜİK verilerine göre kişi başı 15-20 kilogram et tüketiliyor. Buna göre tahmin ediyorum ki Türkiye'deki tüketilen etlerin yüzde 50'si ruhsatlı kesimhanelerin dışında kesilen etlerdir.

Adana eti sever ve etobur bir kent. Adana kebabı dünyada tescil edilmiş bir kebap. Adanalı kebabı seviyor. O nedenle tüm belediyelerin mutlaka mezbaha kurması gerekir ve veteriner hekim istihdam etsinler.

Halkımızı da kesimhanede kesilmemiş, damgasız, mühürlenmemiş etleri tüketmesin.  Bilmediğiniz yerlerden et almayın. Kıymayı hazır almayın. Çekildiğini görün. Türkiye'deki her ilçede ruhsatlı kesimhaneler açılarak kaçak etin önüne geçilebilir.

Ayrıca ülke olarak et konusunda kendi kendimize yetmiyoruz. Dışarıdan et ithal ediyoruz. Kaçak olarak dışarıdan et getirildiği uyumları da var. Et ihtiyacımı karşılayabilmek için çalışma yapılmalı.. Sonuçta sağlıklı ve sürdürülebilir bir beslenme, her insanın, her vatandaşın en temel hakkıdır.

Günlük protein ihtiyacımızın yüzde 50’si hayvansal kökenli olmalı ve bu bağlamda insan beslenmesinde çok büyük yeri olan kırmız et ihtiyacımızın karşılandığı büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığımız yeterli olmalıdır.

Ülke olarak eski yıllarda olduğu gibi kendi kendimize yeterli hale gelmek için gerekli planlamayı yapmalı ve vatandaşlarımızın sağlıklı beslenmesini sağlamalıyız. Yerli üreticinin önemi bilinmeli ve hayvancılıkta uzun vadeli çözümler üretmeliyiz.”