TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gıdada yeterlilik

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2023 22:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2023 22:25

Hızla artan nüfus ile birlikte azalan tarımsal toprak kaynakları, gıda üzerindeki baskını artırıyor. Sadece bu mu? Değil tabi ki.. Bir yandan ise küresel ısınma ve iklim değişikliği de tarımı derinden etkiliyor.

Çok değil, 2000’li yılların başında çayır ve meralarla birlikte 41 milyon hektar olan toplam tarım alanımız, 2021 yılında 38 milyon hektara gerilemiş. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerle sebze bahçelerinin alanı daralmış.

Bu, doğal olarak tarımsal üretimi de etkilemiş. Şöyle 2020 yılına ait bitkisel üretim istatistiklerine baktığımızda üretim yeterliliği ayçiçeğinde yüzde 60, kırmızı mercimekte yüzde 71, yeşil mercimekte yüzde 85, mısırda yüzde 75, kuru fasulyede yüzde 76, buğdayda yüzde 89, arpada 94, taze soğanda yüzde 93. ve kuru sarımsakta yüzde 90 seviyesine gelmiş.

Yani tarımda bir zamanlar kendi kendimize yeterliliğimizin yanında ihracat yapan ülke iken, bugün bu durum ile karşı karşıya kalmamız tarımsal üretimdeki azalışı gösteriyor. Sonuçta 2000 yılında ülke nüfusumuz 65 milyon ve bitkisel üretimimiz 100 milyon ton iken, 2022 yılında üretim 127 milyon ton civarında ve ülke nüfusumuz 84 milyon civarında.. Yani geçen 22 yıllık süreçte bitkisel üretim yüzde 28 artarken, ülke nüfusu yüzde 33 arttı.

Bununla beraber şimdi dışarıdan tarımsal ürün ihraç etmeye başladık. Yemek yağımız dışarıdan geliyor. Buğdaydan arpaya, mısırdan pirince, mercimeğe, kuru fasulyeye, pamuğa, ayçiçeğine ve daha birçok ürünü dışarıdan ithal ediyoruz. Özellikle ette dışarıya bağlıyız.

Böyle güzel bir memleketimiz ve genç nüfusumuz varken, tarımda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alırken, bugün düştüğümüz durum hiç de iyi değil.. Neden acaba! Üreticilerimiz niçin üretimden vazgeçti? Niçin ülke ihtiyacını karşılayacak üretim yapamıyoruz? Toprağımız mı yok, insanımız mı?

Tarımsal topraklara sahip olan ülkeler mevcut kapasitesini artırmak ve bunu fırsata çevirip hem kendi kendine yeterlilik, hem de ihracata yönelerek kazanç elde etme çabasına girerken, bir neden düşüş yaşıyoruz? Et ve et ürünlerini, süt ve süt ürünlerini neden yüksek fiyatlara tüketiyoruz?

Bence ilk neden planlı üretimin olmaması.. İkinci neden ise yüksek maliyetler.. Kazanamayan üretici ister istemez sektörden çekilmekte ve büyük kentlere göç ederek başka sektörlerde iş aramakta..

Kırsal kesime baktığımızda kimsenin kalmaması, sadece yaşlı kesimin yer alması zaten bunun sonucu değil mi? Hayvan sayımızdaki düşüş de bunun eseri değil mi?

Tabi ki ondan.. O bakımdan öncelikle planlı üretme geçmeli, maliyetler mutlaka düşürülmeli.. Üretici desteklenmeli, ürettiğini satma garantisi olmalı. Kırsala dönüş sağlanmalı ki, dünyanın en önemli tarımsal topraklarını barındıran ülkemiz daha refah düzeyine ulaşsın ve insanlarımız sıkıntı yaşamasın.

Evet! Üretimde yeterlilik önemli.. Üretmeyen toplumlar dışa bağımlı olur. Dışa bağımlı olan toplumlar da gün gelir parası olsa gıdaya ulaşmakta zorluk yaşar..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.