FETÖ’nün sözde emniyet mahrem imamı olduğu iddia edilen Kemalettin Özdemir’in, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçundan yargılanmasına Ankara'da başlandı. Özdemir, örgütle olan ilişkisini ve yaşadığı tehditleri mahkemede açıkladı.
Haber Giriş Tarihi: 11.09.2024 13:52
Haber Güncellenme Tarihi: 11.09.2024 13:56
Kaynak:
AA
FETÖ'nün sözde "emniyet mahrem imamı" olduğu iddiasıyla "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan cezalandırılması talep edilen Kemalettin Özdemir'in yargılanmasına başlandı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Özdemir ile avukatı katıldı.
Savunması için söz verilen Özdemir, örgüt içinde "Alkol kullanılabileceği, kadınların başlarının açılabileceği gibi dinde fetvası olmayan talimatların" verilmesi üzerine 2010'da FETÖ'yle irtibatını kopardığını söyledi.
Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in 2003'te kendisini aradığını anlatan Özdemir, "Bana, 'FBI seni bana sordu ve ben de olumlu konuştum. Lütfen buraya gel.' dedi. FBI lafı söylenince çok rahatsız oldum. Ardından FBI'ın Türkiye sorumlusuna ulaştım ve ABD Büyükelçiliğine çağrıldım. Bir saate yakın görüştük. Ona 'Neden beni soruyorsunuz?' diye sordum. Bana, 'Bu adama biz güveniyoruz ve bu adama rahatsızlık veren insanlara ulaşmaya çalıştığımızda sizin isminizi gördük.' dedi." ifadelerini kullandı.
Bir dönem örgütün sözde Afrika kıta imamlığı görevini yürüttüğüne yönelik tanık beyanlarını kabul etmeyen Özdemir, kendisinin örgüt mensuplarını sevk edecek konumda olmadığını savundu.
Özdemir’in savunması ve iddiaları
"2010'dan itibaren gönüldeki ayrılık tahammül edilemeyecek hale gelmişti. Açıktan mücadeleye başladım. 17/25 Aralık öncesi savcılığa giderek bu yapıyla ilgili bildiklerimi anlatmak istedim. Benim talebim ve savcılığın onayıyla da emniyetin pek çok biriminden gelen personellere bu yapının ihanetlerini anlattım. Bunu yaptığım için o dönem çok tehditler aldım. İçişleri Bakanlığına da bildiklerimi anlattım."
Örgütün emniyetten sorumlu ilk mahrem imamı olduğu yönündeki tanık beyanları sorulan Özdemir, "Bu örgüt, kendi yetiştirdiği ve yüzde yüz bağlı olduğu kişilere böyle bir görevi verir. Sadece bana vermezler zaten." dedi.
Özdemir, mahkeme başkanının "Yönetici kadroda olmadığınızı söylediğiniz halde elebaşı direkt sizle iletişime giriyor. Bu nasıl mümkün oluyor?" şeklindeki sorusu üzerine ise "Babam çok tanınan birisiydi. Diyanette görevliydi. Benim de hayatım bu yüzden çok dolu geçti." cevabını verdi.
Milli ve manevi duygular nedeniyle 2010'a kadar örgütte bulunduğunu söyleyen Özdemir, "İlahiyatçı olarak sohbet vermenin bir suç unsuru oluşturmadığını söylemek isterim. Beraatımı istiyorum. Hiçbir talep olmamasına rağmen örgütü çökertmek için başvurularımın bulunduğu, 2010 yılında ayrıldıktan sonra elimdeki tüm örgütsel arşivleri devlet mekanizmasına teslim ettiğim sabittir. Ankara Terör Şubesinin bu örgütle ilgili arşivlerini ben oluşturdum." savunmasını yaptı.
Mahkeme başkanının, "Hablemitoğlu cinayeti, Nuh Mete Yüksel olayı gibi örgüte atfedilen davalar söz konusu. Bunların yapılacağına ilişkin bilginiz var mıydı?" sorusuna Özdemir, "Bu olayların arkasında örgütün olmaması söz konusu değil." yanıtını verdi.
Tanıkların beyanları
Daha sonra tanık beyanlarına geçildi. Tanık Alpaslan Uz, üniversite öğrencisi olduğu dönemde bir okuldaki konferansa katıldığını belirterek, "Kendisini orada görmüştüm. Başımızdaki insanlar 'Bu bizim büyüğümüz.' şeklinde söylemde bulundu." dedi.
Tanık Ahmet Deniz ise 2000'li yıllarda Özdemir'in bir sohbetine katıldığını anlatarak, "Genelde dini sohbetler anlatıyordu. Ben, polis kolejinden öğrencilerle sohbet ediyordum. O da sık olmasa da arada bir sohbet veriyordu. Örgütte bir görevi olup olmadığını bilmiyorum ama Osman Hilmi Özdil, Kemalettin Özdemir'in yerini aldığını söyledi." beyanında bulundu.
Tanık Hacı Mustafa Erzurumluoğlu da öğrencilik yıllarında örgütle tanıştığını söyledi.
Ankara'daki bir kitapevinde sohbet toplantısına katıldığını aktaran Erzurumluoğlu, "Fetullah Gülen, 'Sahabeden birini görmek istiyorsanız Kemalettin Özdemir'e bakabilirsiniz.' dedi. O dönem Ankara'da sıkıntılı olarak bilinen örgüt içi olaylarda Kemalettin Özdemir'e müracaat edilirdi. Kendisi özel hizmetteki gruplara bakıyordu. Emniyet grubu bunlardan birisiydi." ifadelerini kullandı.
Avukat beyanının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Nurettin Veren'in de arasında bulunduğu 6 kişinin bir sonraki celse tanık olarak dinleneceğini bildirdi.
Duruşma, 19 Kasım'a ertelendi.
İddianame ve Özdemir’in suçlamalarla ilgili açıklamaları
İddianamede, Özdemir'in FETÖ'nün sözde "emniyet mahrem imamı" olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, terör örgütünün tepe yönetimindeki kişilerle telefon irtibatı kurduğunun tespit edildiği anlatılıyor.
Özdemir'in FETÖ mahrem yapılanmasının örgütsel iletişim yöntemi olan büfe, ankesör, kontörlü hatlar üzerinden çok sayıda örgüt üyesi ve yöneticisiyle irtibat kurduğu, bu durumun da HTS Analiz Raporu'nda sabit olduğu belirtiliyor.
Uzun yıllar örgüt hiyerarşisi içerisinde sorumlu düzeyde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ifade edilen Özdemir'in, hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bir konumda olduğu ve örgütsel faaliyetlerin organizasyon ve icrasında "harekete geçiren" olarak rol üstlendiği hususunda hiçbir şüphenin bulunmadığı kaydediliyor.
Mevcut delil durumu karşısında Kemalettin Özdemir'in terör örgütü içinde yönetici sıfatıyla aktif ve etkin görev üstlendiği, örgütün kuruluş amaçlarını, ideolojisini, fikir, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü örgüt hiyerarşisine dahil olduğu anlatılan iddianamede, Özdemir'in üzerine atılı "örgüt yöneticiliği" suçunu işlediği kanaatine varıldığı bildiriliyor.
İddianamede, "Şüphelinin 2015'te Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne giderek vermiş olduğu ifade içeriğinde yer alan bilgiler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanma şartları içerisinde yer alan, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak verilen elverişli bilgi kapsamında mütalaa edilebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Bu bilginin elverişliliği, örgütün örgütlenme biçimi, failin örgüt yapılanmasındaki konumu ile örgütte geçirdiği süre ve katıldığı faaliyetler gibi kıstaslar göz önüne alınarak mahkemece takdir edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir." ifadelerine yer veriliyor.
Özdemir'in "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
FETÖ’nün sözde "Emniyet Mahrem İmamı" Kemalettin Özdemir’in yargılanmasına başlandı
FETÖ’nün sözde emniyet mahrem imamı olduğu iddia edilen Kemalettin Özdemir’in, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçundan yargılanmasına Ankara'da başlandı. Özdemir, örgütle olan ilişkisini ve yaşadığı tehditleri mahkemede açıkladı.
FETÖ'nün sözde "emniyet mahrem imamı" olduğu iddiasıyla "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan cezalandırılması talep edilen Kemalettin Özdemir'in yargılanmasına başlandı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Özdemir ile avukatı katıldı.
Savunması için söz verilen Özdemir, örgüt içinde "Alkol kullanılabileceği, kadınların başlarının açılabileceği gibi dinde fetvası olmayan talimatların" verilmesi üzerine 2010'da FETÖ'yle irtibatını kopardığını söyledi.
Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in 2003'te kendisini aradığını anlatan Özdemir, "Bana, 'FBI seni bana sordu ve ben de olumlu konuştum. Lütfen buraya gel.' dedi. FBI lafı söylenince çok rahatsız oldum. Ardından FBI'ın Türkiye sorumlusuna ulaştım ve ABD Büyükelçiliğine çağrıldım. Bir saate yakın görüştük. Ona 'Neden beni soruyorsunuz?' diye sordum. Bana, 'Bu adama biz güveniyoruz ve bu adama rahatsızlık veren insanlara ulaşmaya çalıştığımızda sizin isminizi gördük.' dedi." ifadelerini kullandı.
Bir dönem örgütün sözde Afrika kıta imamlığı görevini yürüttüğüne yönelik tanık beyanlarını kabul etmeyen Özdemir, kendisinin örgüt mensuplarını sevk edecek konumda olmadığını savundu.
Özdemir’in savunması ve iddiaları
"2010'dan itibaren gönüldeki ayrılık tahammül edilemeyecek hale gelmişti. Açıktan mücadeleye başladım. 17/25 Aralık öncesi savcılığa giderek bu yapıyla ilgili bildiklerimi anlatmak istedim. Benim talebim ve savcılığın onayıyla da emniyetin pek çok biriminden gelen personellere bu yapının ihanetlerini anlattım. Bunu yaptığım için o dönem çok tehditler aldım. İçişleri Bakanlığına da bildiklerimi anlattım."
Örgütün emniyetten sorumlu ilk mahrem imamı olduğu yönündeki tanık beyanları sorulan Özdemir, "Bu örgüt, kendi yetiştirdiği ve yüzde yüz bağlı olduğu kişilere böyle bir görevi verir. Sadece bana vermezler zaten." dedi.
Özdemir, mahkeme başkanının "Yönetici kadroda olmadığınızı söylediğiniz halde elebaşı direkt sizle iletişime giriyor. Bu nasıl mümkün oluyor?" şeklindeki sorusu üzerine ise "Babam çok tanınan birisiydi. Diyanette görevliydi. Benim de hayatım bu yüzden çok dolu geçti." cevabını verdi.
Milli ve manevi duygular nedeniyle 2010'a kadar örgütte bulunduğunu söyleyen Özdemir, "İlahiyatçı olarak sohbet vermenin bir suç unsuru oluşturmadığını söylemek isterim. Beraatımı istiyorum. Hiçbir talep olmamasına rağmen örgütü çökertmek için başvurularımın bulunduğu, 2010 yılında ayrıldıktan sonra elimdeki tüm örgütsel arşivleri devlet mekanizmasına teslim ettiğim sabittir. Ankara Terör Şubesinin bu örgütle ilgili arşivlerini ben oluşturdum." savunmasını yaptı.
Mahkeme başkanının, "Hablemitoğlu cinayeti, Nuh Mete Yüksel olayı gibi örgüte atfedilen davalar söz konusu. Bunların yapılacağına ilişkin bilginiz var mıydı?" sorusuna Özdemir, "Bu olayların arkasında örgütün olmaması söz konusu değil." yanıtını verdi.
Tanıkların beyanları
Daha sonra tanık beyanlarına geçildi. Tanık Alpaslan Uz, üniversite öğrencisi olduğu dönemde bir okuldaki konferansa katıldığını belirterek, "Kendisini orada görmüştüm. Başımızdaki insanlar 'Bu bizim büyüğümüz.' şeklinde söylemde bulundu." dedi.
Tanık Ahmet Deniz ise 2000'li yıllarda Özdemir'in bir sohbetine katıldığını anlatarak, "Genelde dini sohbetler anlatıyordu. Ben, polis kolejinden öğrencilerle sohbet ediyordum. O da sık olmasa da arada bir sohbet veriyordu. Örgütte bir görevi olup olmadığını bilmiyorum ama Osman Hilmi Özdil, Kemalettin Özdemir'in yerini aldığını söyledi." beyanında bulundu.
Tanık Hacı Mustafa Erzurumluoğlu da öğrencilik yıllarında örgütle tanıştığını söyledi.
Ankara'daki bir kitapevinde sohbet toplantısına katıldığını aktaran Erzurumluoğlu, "Fetullah Gülen, 'Sahabeden birini görmek istiyorsanız Kemalettin Özdemir'e bakabilirsiniz.' dedi. O dönem Ankara'da sıkıntılı olarak bilinen örgüt içi olaylarda Kemalettin Özdemir'e müracaat edilirdi. Kendisi özel hizmetteki gruplara bakıyordu. Emniyet grubu bunlardan birisiydi." ifadelerini kullandı.
Avukat beyanının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Nurettin Veren'in de arasında bulunduğu 6 kişinin bir sonraki celse tanık olarak dinleneceğini bildirdi.
Duruşma, 19 Kasım'a ertelendi.
İddianame ve Özdemir’in suçlamalarla ilgili açıklamaları
İddianamede, Özdemir'in FETÖ'nün sözde "emniyet mahrem imamı" olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, terör örgütünün tepe yönetimindeki kişilerle telefon irtibatı kurduğunun tespit edildiği anlatılıyor.
Özdemir'in FETÖ mahrem yapılanmasının örgütsel iletişim yöntemi olan büfe, ankesör, kontörlü hatlar üzerinden çok sayıda örgüt üyesi ve yöneticisiyle irtibat kurduğu, bu durumun da HTS Analiz Raporu'nda sabit olduğu belirtiliyor.
Uzun yıllar örgüt hiyerarşisi içerisinde sorumlu düzeyde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ifade edilen Özdemir'in, hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bir konumda olduğu ve örgütsel faaliyetlerin organizasyon ve icrasında "harekete geçiren" olarak rol üstlendiği hususunda hiçbir şüphenin bulunmadığı kaydediliyor.
Mevcut delil durumu karşısında Kemalettin Özdemir'in terör örgütü içinde yönetici sıfatıyla aktif ve etkin görev üstlendiği, örgütün kuruluş amaçlarını, ideolojisini, fikir, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü örgüt hiyerarşisine dahil olduğu anlatılan iddianamede, Özdemir'in üzerine atılı "örgüt yöneticiliği" suçunu işlediği kanaatine varıldığı bildiriliyor.
İddianamede, "Şüphelinin 2015'te Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne giderek vermiş olduğu ifade içeriğinde yer alan bilgiler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanma şartları içerisinde yer alan, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak verilen elverişli bilgi kapsamında mütalaa edilebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Bu bilginin elverişliliği, örgütün örgütlenme biçimi, failin örgüt yapılanmasındaki konumu ile örgütte geçirdiği süre ve katıldığı faaliyetler gibi kıstaslar göz önüne alınarak mahkemece takdir edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir." ifadelerine yer veriliyor.
Özdemir'in "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.
Kaynak: AA
Bakan Işıkhan: İşsizlik verileri olumlu seyrediyor
Adalet Bakanı Tunç: Ceza adalet sisteminin amacı toplumu suçtan korumak
Erdinç Altıok: Nisan ayından beri hiçbir personelin maaşı gecikmedi
Dumanından önce çevreyi kirleten kömür tortuları şikayet üzerine temizlendi
Borsa günü düşüşle tamamladı
Yüreğir'de kız çocukları için eğlence dolu bir gün
Lübnan'dan tahliye edilen sivilleri taşıyan amfibi gemilerden ilki Mersin'e ulaştı
Türkiye, Lübnan'dan 966 kişiyi tahliye ediyor
11 Ekim 2024 Mersin'de 8 saati bulacak elektrik kesintisi! Toroslar EDAŞ ilçe ilçe açıkladı -Mersin elektrik kesintisi - Toroslar elektrik Mersin
Mehmet Şimşek: İstihdam artışı 13,5 milyona ulaştı
SON HABERLER
12 Ekim Cumartesi Adana'da hangi ilçelerde elektrik kesintisi olacak? - Adana elektrik kesintisi - Toroslar Elektrik Adana
Yapılan duyuruya göre 12 Ekim Cumartesi günü Adana'nın çoğu ilçesi Toroslar EDAŞ elektrik kesintisi işleminden etkilenecek. İlçelere göre belirlenen saat aralıklarındaki kesintilerde, mağdur olmamak için telefonları şarja katmayı unutmayın. Detaylar haberimizde...
Adana'da 'Mavi Dil Hastalığı' yıllar sonra ilk kez görüldü
Adana'nın İmamoğlu ilçesinde, 20 yıl aradan sonra küçükbaş hayvanlarda 'mavi dil' hastalığı görüldü ve Yazıtepe Mahallesi karantina altına alındı.
Survivor'da Acun Ilıcalı deliye dönmüştü? Nagihan Karadere o anların perde arkasını anlattı!
Survivor All Star’da yaşanan olaylar ve Acun Ilıcalı’nın tepkileri hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunan Nagihan Karadere, programdaki komik anıları paylaştı.