Aslen Mardinli olup hayatı boyunca Türk Ordusu’na hizmet etmiş ve askerliğiyle, disiplinliğiyle, başarı adımlarıyla bugüne kadar unutulmayan emekli General Yavuz Ölçen sorularımızı yanıtladı.
Haber Giriş Tarihi: 19.11.2016 14:24
Haber Güncellenme Tarihi: 30.10.2023 15:15
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.ilkhaber-gazetesi.com
ADNAN AVUKA
MARDİN (İLKHABER)-Aslen Mardinli olup hayatı boyunca Türk Ordusu’na hizmet etmiş ve askerliğiyle, disiplinliğiyle, başarı adımlarıyla bugüne kadar unutulmayan emekli General Yavuz Ölçen sorularımızı yanıtladı. Bizleri kırmadan sorularımıza içtenlikle cevap veren Ölçen ile yaptığımız röportajla şimdi sizleri baş başa bırakıyoruz.
KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ ?
Mardin Ulucami Mahallesi’nde cumbalı evde doğdum. 1967 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun oldum,12 yıl süre ile çeşitli kıtalarda Takım ve Bölük Komutanlığı görevlerinde bulundum. 1979 -1982 yılında Harp Akademisinde öğrenim gördüm, 1982 yılında Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldum. Akabinde Kara Harp Okulu’nda Öğrenci Tabur Komutanlığı ve Öğretim Üyeliği görevini ifa ettim.
1989 yılında Albay Rütbesi ile Bağdat' a Askeri Ateşe olarak atandım. 1991 yılı başlarında l inci körfez savaşı nedeniyle Bağdat Büyükelçiliğimizin kapanması üzerine yurtdışı askeri ataşelik görevimi Suudi Arabistan'da Riyad Askeri Ataşesi olarak sürdürdüm. 1992-93 yıllarında Sarıkamış'ta 28 nci Piyade Alay Komutanlığı, 1993-95 yılları arasında 3 ncü ordu İstihbarat Başkanlığı görevlerinde bulundum. Bu süre içerisinde terörle mücadelede etkin olarak görev yaptım.
1987 - 1992 yıllan arasında Ankara Üniversitesi’nde "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" konusunda doktora öğrenimimi tamamladım.1993-94 yıllarında Erzurum Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Öğretim Üyeliği görevimi sürdürdüm.
Akademik çalışmalarım kapsamında ''Birinci Dünya Harbi, lrak cephesi Kutulamare Muharebeleri" adını taşıyan tamamen arşivdeki Osmanlıca Belgelere dayalı bir kitap yayımladım. Bunun dışında Ortadoğu, Irak, Avrupa Birliği, Kıbrıs ve PKK konularında birçok araştırma ve çalışmalar yaptım.
30 Ağustos 1995 yılında Tuğgeneralliğe terfi ettirilerek 4 yıl müddetle Edirne / Keşan 'da 4’ncü Mekanize Tugay Komutanı görevini ifa ettim. 1999-2001 yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı Personel Başkanlığı görevinde bulundum, 30 Ağustos 2001 tarihi itibariyle emekli oldum.
2002 - 2003 yıllarında Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezinde (ASAM), Terör, Ortadoğu, Irak ve İkinci Körfez Savaşı konularında çalışmalar yaptım ve birçok TV programı, konferans ve seminerlere katıldım. Ayrıca "Milli Mücadelede Mardin" adı altında Osmanlıca belgelere dayalı kapsamlı bir araştırma yaparak yayımladım.
Tercümanlık yapacak düzeyde iyi Arapça bilmekteyim. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı düzeyinde tercümanlık görevinde bulundum.
Bu güne kadar çeşitli istihbarat kursları, yurt içi ve yurt dışında savaş beden eğitimi ve spor kursları, TSK Dil Okulu Arapça Bölümü ve Suudi Arabistan Kültür Merkezinde Arapça kurslarını takip ettim, Bağdat Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde kısa bir süre öğrenim gördüm.
Emeklilik dönemimde OYAK, Türkiye Uçak Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) ve Mehmetçik Vakfında yönetim kurulu üyeliği yaptım. Halen MAREV ve MARSEV’de yöneticilik görevini sürdürmekteyim.
Eşim emekli lise öğretmenidir. Üniversite öğrenimlerini tamamlayan üç kız çocuğu babasıyım, Aktif olarak spor ve müzikle ilgilenmekteyim.
MARDİN’DEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM ZAMANINIZDA HOCALARINIZ VE SINIF ARKADAŞLARINIZ KİMLERDİ?
Sınıf arkadaşlarımın neredeyse tamamı yüksek öğrenimini tamamladı. Çok sınıf arkadaşım var, büyük bir çoğunluğu ile halen görüşüyorum, lise arkadaşlarımla bazen birlikte tatil de yapıyoruz. İlişkilerimiz kopmadı.
20 Mayıs 2016 tarihinde 1962-63-64-65 yılı Mardin Lisesi mezunları Ankara’da toplandık, bir arada 3 gün güzel vakit geçirdik. Yurtdışından gelen birkaç arkadaşımız da vardı.
Arkadaşlarımın adını vermeye gelince birkaçının adını verirsem diğerleri üzülür. İzin verirseniz isim saymayayım. Hepsini çok seviyorum, iyi ki varlar, varlıkları hayatıma renk katıyor.
TAHSİL HAYATINIZIN ÇOK İYİ GEÇTİĞİNİ BİLİYORUZ. HER ZAMAN ÇOK DİSİPLİNLİ BİR KİŞİLİĞİNİZ OLDUĞU DOĞRU MU ?
Kişiliğimden ve onurumdan ödün vermemeye çalıştım. Disiplin kurallarını hem kendim tam uyguladım, hem de astlarımdan istedim.
Tahsil hayatım başarılı geçti. Gördüğüm kurslarda ve eğitim dönemleri ile büyük denetlemelerde bazı birinciliklerim oldu. Bu konuda unutamadığım olay 1978’de Tekirdağ’da Yüzbaşı rütbesinde Bölük Komutanı iken, Kara Kuvvetlerinde içinde 8 km. koşu, engel parkuru ve akabinde atış olan bir yarışmada 8 kademeden geçerek bölüğümle kara kuvvetleri hafif silah yarışmasında birinci olmam.
Bir diğeri ise; Kıbrıs savaşının ikinci harekatında bir düşman mermisine karşı bana siper olarak omuzundan yaralanan halen görüştüğüm telsizcimi unutamıyorum.
Bir diğeri Keşan’ da tugay komutanı iken tugayım girdiği iki kara kuvvetleri denetlemesinden kara kuvvetleri birincisi oldu. Ayrıca Türkiye’nin de katıldığı uluslararası tatbikatlarda yapılan atış ve spor yarışmalarında aralarında ABD’ de bulunduğu 11 ülke arasında şampiyonluk kazandığım da önemli anılarım içinde yer almaktadır.
Şimdiki Genelkurmay başkanı Hulusi Akar harp akademisinden sınıf arkadaşım, Orgeneral Hilmi ÖZKÖK ve Orgenaral İlker Başbuğ ile çok yakın çalıştım.
ASKERLİK VE SİVİL HAYAT ARASINDA YAŞAM FARKI NEDİR ?
Askerlik hayatı ile sivil hayatı tabii ki çok farklı. Üç çocuğumdan birincisinin arazide olmam, ikizlerin ise Kıbrıs’ta olmam sebebiyle doğumlarında bulunamadım.İkiz kızlarımın ilk kez 8 aylık iken görebildim.Askerlerde ailenin yükü çok meşgul olmamız zaman darlığı ve genelde arazilerde tatbikat ve alarmda bulunmamız sebebiyle eşlerimizin üzerindedir.Bu konuda üç çocuğumu bensiz büyüten, hem bir öğretmen olarak yoğun mesaisi olan eşime çok şey borçluyum.
Askerlik hayatında mesai kavramı yoktur. Hafta sonu tatillerinin çoğunda çalışırız. Yunanistan’la 1977-1978 ‘deki Hora olaylarında Trakya’da bir gece yarısı evden çıktım, evime ancak 4 ay sonra bir günlük izin için geri döndüğümü hatırlarım.
Öte yandan fiziki koşullarla boğuşmak zorundasınız, kışın (-30) derece soğuğunda, yazın (+40) derece sıcağında birliğinizi eğitmek zorundasınız. Çünkü eğitimde ter dökmeyen savaşta kan döker.
Askerde sorumluluğunuz da diğer devlet memurlarınıza göre çoktur, emrinizdeki yüzlerce bazen binlerce askerin her şeyinizden sorumlusunuz, ihmal ettiğiniz anda ipin ucunu kaçırırsınız.
SİZCE İYİ BİR ASKER NASIL OLMALIDIR?
İyi bir asker öncelikle astlarına karşı adil olmalıdır. Disiplin, kural ve talimatlarına uymak ve her faaliyette ilerde girilecek bir savaştan iyi bir sonuç almak için çok çalışmalı, birliğini ve personelini eğiterek onlara askerlik ruhu, birlik ruhunu aşılamak sonra gelen hasletlerdir.
İyi bir askerin en önemli vasfı okumak ve kendini yetiştirmektir. Bilgi olmadan askerlerinizin üzerinde otorite kuramazsınız, hem okuyup hem çok çalışmalısınız. Diğer bir deyişle astlarınız sizi her alanda liderleri olarak görmelidir.
Diğer önem verdiğim bir özellik ise yaratıcı olmak ve olayları önceden görerek tedbir almaktır. Yani proaktif olmaktır.
Kısacası iyi bir askerin ilk hedefi birliğini ve personelini her açıdan muhtemel bir savaşa hazırlamak olmalıdır.
ASKERLİKTE HİÇBİR ZORLUKLA KARŞILAŞTINIZMI?
Biraz önce bahsettiğim gibi askerlik her açıdan sorumluluk, adalet, birlik yetiştirme ve özellikle fiziki şartlar ile emir-komuta münasebetleri açısından çok zordur ve ben hepsiyle karşılaştım, onları yenmek için çok çalıştım.
NEDEN TAHSİLİNİZİ SUBAY OLARAK İSTEDİNİZ, SİZMİ İSTEDİNİZ, YOKSA AİLENİZMİ İSTEDİ ?
Çocukluğumu Ulucami Mahallesi’ ndeAbbaranın üstündeki cumbalı evde yaşadım. Karşımızda şimdiki Tatlı Dede Oteli, eskinin ise Macarlar’ın evi vardı. Hemen yanımızdaki KAVVAS’ ların evinde iki Süvari subayı oturuyordu. Daha 5-6 yaşında iken her akşam onların eve dönüşlerini dört gözle beklerdim. Üniformaları, at üstünde duruşları, jeepten inişleri, çağdaş aile yapıları beni çok özendirirdi.
O nedenle okula başlamamla birlikte “ne olacaksın” sorusuna hep “subay olacağım” cevabını verirdim. Ailem de beni bu konuda hep destekledi. Liseyi bitirdiğimde üniversiteyi de kazanmıştım. Ama tercihim idealimdeki Harp Okulu oldu. 4000 sivil müracaat arasından 85 kişi okula alındı. O devirde ben ve Süreyya Ensari bu 85 kişi arasına girmeyi başarabilmiştik.
EMEKLİ OLDUKTAN SONRA MAREV VE MARSEV YÖNETİMİNDE GENEL SEKRETERLİK YAPMAYA BAŞLADINIZ. ÇALIŞMAKTAN HİÇ YORULMADINIZ MI ?
TSK’ da 38 sene çalıştım. Çok yoğun bir tempodan; hiç işi olmamak, evde oturmak çok zor. Bu nedenle önce Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Ortadoğu Uzmanı olarak çalıştım. Bu arada Ortadoğu ve Milli Mücadele konusunda çalışmalar, makaleler yazdım, muhtelif yerlerde konferanslar verrdim.
ASAM’ da iken, MAREV Ankara Başkanı Sn. İbrahim Aysoy’un teklifi ile MAREV Yönetim Kurulu Üyesi oldum. 13 yıldır bu görevi aktif olarak sürdürüyorum. Daha sonra kurulan MARSEV’e genel sekreter oldum. Bu görevi de 7 yıldır Sn. Kemal Nehrozoğlu ile birlikte sürdürüyorum. Önemli işler yaptığımız kanaatindeyim. Memleketime hizmet bana huzur veriyor.
ANKARA’ DA OTURMANIZ NEDENDİR? SİZ MARDİNLİSİNİZ NİÇİN MARDİN’ E GELİP YERLEŞMEDİNİZ?
1965’te Ankara’ya geldim. Görevimin büyük bir bölümünü Ankara’da ifa ettim. Ailem de 1972’de Ankara’ya taşındı. Çocuklarım lise ve üniversiteyi Ankara’da okudu. Şartlar bizi Ankara’ya yerleşmeye yönlendirdi. Ancak Mardin ile irtibatımı hiç koparmadım. Kardeşlerimin bir kısmı halen Mardin’de yaşıyor.
Babam Kerkük asıllıdır. Mardin Belediyesi’ne Fen İşleri Müdürü olarak atanmış, orada annem ile evlenmiş, çok kardeşiz, geniş bir aileyiz. Bunu da burada belirtmek istedim.
Siyasete girme konusunda bazı teklifler aldım. Ancak hiç niyet etmedim. Bir askerin yapamayacağı iki meslek var derler; biri siyaset diğeri ticaret.
BULUNDUĞUNUZ VAKIFLAR TÜRKİYE’ NİN EN BÜYÜK VAKIFLARINDANDIR. MARDİN İÇİN NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Mardin son bir iki yıl hariç geçtiğimiz on yıl içinde turizmde büyük bir hamle yaptı. Ancak son iki yılda çeyrek asırdır Mardin’e giremeyen, kepenk kapattıramayan terör memleketimize de girdi. Turizm ivme kaybetti.
Biz MARSEV olarak projelerimizin çoğunu turizme yönelttik. Bu konuda önemli çalışmalara imza attığımızı düşünüyorum. Bildiğiniz gibi Mardin ile ilgili özellikle Milli Mücadele dönemine ilişkin tarihi akademik çalışmalarda bulunma fırsatını yakaladım.
Memleketimi çok seviyorum. Çocukluğumu ve gençlik yıllarımı özlüyorum. Bundan sonra da hangi platformda olursa olsun memleketim için çalışmaya devam etmek arzusundayım.
Bana göre Mardin istikbalini turizme bağlamalı ve gayretlerini bu alanda yoğunlaştırmalıdır.
MARDİNLİ GENÇLERE TAVSİYENİZ NEDİR?
Tavsiyem çok kısa olacak; Sn. Aziz Sancar’ın da Ankara’ daki toplantısında dediği gibi çalışmak, çalışmak çok çalışmak.
Sevgili Adnan seninle akrabayız, teyze çocuklarıyız. Bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ediyor, bütün hemşehrilerime saygılarımı sunuyor, huzurlu bir Mardin diliyorum.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İyi bir asker ülkesine bağlılığı ile bilinmelidir
Aslen Mardinli olup hayatı boyunca Türk Ordusu’na hizmet etmiş ve askerliğiyle, disiplinliğiyle, başarı adımlarıyla bugüne kadar unutulmayan emekli General Yavuz Ölçen sorularımızı yanıtladı.
ADNAN AVUKA
MARDİN (İLKHABER)-Aslen Mardinli olup hayatı boyunca Türk Ordusu’na hizmet etmiş ve askerliğiyle, disiplinliğiyle, başarı adımlarıyla bugüne kadar unutulmayan emekli General Yavuz Ölçen sorularımızı yanıtladı. Bizleri kırmadan sorularımıza içtenlikle cevap veren Ölçen ile yaptığımız röportajla şimdi sizleri baş başa bırakıyoruz.
KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ ?
Mardin Ulucami Mahallesi’nde cumbalı evde doğdum. 1967 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun oldum,12 yıl süre ile çeşitli kıtalarda Takım ve Bölük Komutanlığı görevlerinde bulundum. 1979 -1982 yılında Harp Akademisinde öğrenim gördüm, 1982 yılında Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldum. Akabinde Kara Harp Okulu’nda Öğrenci Tabur Komutanlığı ve Öğretim Üyeliği görevini ifa ettim.
1989 yılında Albay Rütbesi ile Bağdat' a Askeri Ateşe olarak atandım. 1991 yılı başlarında l inci körfez savaşı nedeniyle Bağdat Büyükelçiliğimizin kapanması üzerine yurtdışı askeri ataşelik görevimi Suudi Arabistan'da Riyad Askeri Ataşesi olarak sürdürdüm. 1992-93 yıllarında Sarıkamış'ta 28 nci Piyade Alay Komutanlığı, 1993-95 yılları arasında 3 ncü ordu İstihbarat Başkanlığı görevlerinde bulundum. Bu süre içerisinde terörle mücadelede etkin olarak görev yaptım.
1987 - 1992 yıllan arasında Ankara Üniversitesi’nde "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" konusunda doktora öğrenimimi tamamladım.1993-94 yıllarında Erzurum Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Öğretim Üyeliği görevimi sürdürdüm.
Akademik çalışmalarım kapsamında ''Birinci Dünya Harbi, lrak cephesi Kutulamare Muharebeleri" adını taşıyan tamamen arşivdeki Osmanlıca Belgelere dayalı bir kitap yayımladım. Bunun dışında Ortadoğu, Irak, Avrupa Birliği, Kıbrıs ve PKK konularında birçok araştırma ve çalışmalar yaptım.
30 Ağustos 1995 yılında Tuğgeneralliğe terfi ettirilerek 4 yıl müddetle Edirne / Keşan 'da 4’ncü Mekanize Tugay Komutanı görevini ifa ettim. 1999-2001 yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı Personel Başkanlığı görevinde bulundum, 30 Ağustos 2001 tarihi itibariyle emekli oldum.
2002 - 2003 yıllarında Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezinde (ASAM), Terör, Ortadoğu, Irak ve İkinci Körfez Savaşı konularında çalışmalar yaptım ve birçok TV programı, konferans ve seminerlere katıldım. Ayrıca "Milli Mücadelede Mardin" adı altında Osmanlıca belgelere dayalı kapsamlı bir araştırma yaparak yayımladım.
Tercümanlık yapacak düzeyde iyi Arapça bilmekteyim. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı düzeyinde tercümanlık görevinde bulundum.
Bu güne kadar çeşitli istihbarat kursları, yurt içi ve yurt dışında savaş beden eğitimi ve spor kursları, TSK Dil Okulu Arapça Bölümü ve Suudi Arabistan Kültür Merkezinde Arapça kurslarını takip ettim, Bağdat Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde kısa bir süre öğrenim gördüm.
Emeklilik dönemimde OYAK, Türkiye Uçak Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) ve Mehmetçik Vakfında yönetim kurulu üyeliği yaptım. Halen MAREV ve MARSEV’de yöneticilik görevini sürdürmekteyim.
Eşim emekli lise öğretmenidir. Üniversite öğrenimlerini tamamlayan üç kız çocuğu babasıyım, Aktif olarak spor ve müzikle ilgilenmekteyim.
MARDİN’DEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM ZAMANINIZDA HOCALARINIZ VE SINIF ARKADAŞLARINIZ KİMLERDİ?
Sınıf arkadaşlarımın neredeyse tamamı yüksek öğrenimini tamamladı. Çok sınıf arkadaşım var, büyük bir çoğunluğu ile halen görüşüyorum, lise arkadaşlarımla bazen birlikte tatil de yapıyoruz. İlişkilerimiz kopmadı.
20 Mayıs 2016 tarihinde 1962-63-64-65 yılı Mardin Lisesi mezunları Ankara’da toplandık, bir arada 3 gün güzel vakit geçirdik. Yurtdışından gelen birkaç arkadaşımız da vardı.
Arkadaşlarımın adını vermeye gelince birkaçının adını verirsem diğerleri üzülür. İzin verirseniz isim saymayayım. Hepsini çok seviyorum, iyi ki varlar, varlıkları hayatıma renk katıyor.
TAHSİL HAYATINIZIN ÇOK İYİ GEÇTİĞİNİ BİLİYORUZ. HER ZAMAN ÇOK DİSİPLİNLİ BİR KİŞİLİĞİNİZ OLDUĞU DOĞRU MU ?
Kişiliğimden ve onurumdan ödün vermemeye çalıştım. Disiplin kurallarını hem kendim tam uyguladım, hem de astlarımdan istedim.
Tahsil hayatım başarılı geçti. Gördüğüm kurslarda ve eğitim dönemleri ile büyük denetlemelerde bazı birinciliklerim oldu. Bu konuda unutamadığım olay 1978’de Tekirdağ’da Yüzbaşı rütbesinde Bölük Komutanı iken, Kara Kuvvetlerinde içinde 8 km. koşu, engel parkuru ve akabinde atış olan bir yarışmada 8 kademeden geçerek bölüğümle kara kuvvetleri hafif silah yarışmasında birinci olmam.
Bir diğeri ise; Kıbrıs savaşının ikinci harekatında bir düşman mermisine karşı bana siper olarak omuzundan yaralanan halen görüştüğüm telsizcimi unutamıyorum.
Bir diğeri Keşan’ da tugay komutanı iken tugayım girdiği iki kara kuvvetleri denetlemesinden kara kuvvetleri birincisi oldu. Ayrıca Türkiye’nin de katıldığı uluslararası tatbikatlarda yapılan atış ve spor yarışmalarında aralarında ABD’ de bulunduğu 11 ülke arasında şampiyonluk kazandığım da önemli anılarım içinde yer almaktadır.
Şimdiki Genelkurmay başkanı Hulusi Akar harp akademisinden sınıf arkadaşım, Orgeneral Hilmi ÖZKÖK ve Orgenaral İlker Başbuğ ile çok yakın çalıştım.
ASKERLİK VE SİVİL HAYAT ARASINDA YAŞAM FARKI NEDİR ?
Askerlik hayatı ile sivil hayatı tabii ki çok farklı. Üç çocuğumdan birincisinin arazide olmam, ikizlerin ise Kıbrıs’ta olmam sebebiyle doğumlarında bulunamadım.İkiz kızlarımın ilk kez 8 aylık iken görebildim.Askerlerde ailenin yükü çok meşgul olmamız zaman darlığı ve genelde arazilerde tatbikat ve alarmda bulunmamız sebebiyle eşlerimizin üzerindedir.Bu konuda üç çocuğumu bensiz büyüten, hem bir öğretmen olarak yoğun mesaisi olan eşime çok şey borçluyum.
Askerlik hayatında mesai kavramı yoktur. Hafta sonu tatillerinin çoğunda çalışırız. Yunanistan’la 1977-1978 ‘deki Hora olaylarında Trakya’da bir gece yarısı evden çıktım, evime ancak 4 ay sonra bir günlük izin için geri döndüğümü hatırlarım.
Öte yandan fiziki koşullarla boğuşmak zorundasınız, kışın (-30) derece soğuğunda, yazın (+40) derece sıcağında birliğinizi eğitmek zorundasınız. Çünkü eğitimde ter dökmeyen savaşta kan döker.
Askerde sorumluluğunuz da diğer devlet memurlarınıza göre çoktur, emrinizdeki yüzlerce bazen binlerce askerin her şeyinizden sorumlusunuz, ihmal ettiğiniz anda ipin ucunu kaçırırsınız.
SİZCE İYİ BİR ASKER NASIL OLMALIDIR?
İyi bir asker öncelikle astlarına karşı adil olmalıdır. Disiplin, kural ve talimatlarına uymak ve her faaliyette ilerde girilecek bir savaştan iyi bir sonuç almak için çok çalışmalı, birliğini ve personelini eğiterek onlara askerlik ruhu, birlik ruhunu aşılamak sonra gelen hasletlerdir.
İyi bir askerin en önemli vasfı okumak ve kendini yetiştirmektir. Bilgi olmadan askerlerinizin üzerinde otorite kuramazsınız, hem okuyup hem çok çalışmalısınız. Diğer bir deyişle astlarınız sizi her alanda liderleri olarak görmelidir.
Diğer önem verdiğim bir özellik ise yaratıcı olmak ve olayları önceden görerek tedbir almaktır. Yani proaktif olmaktır.
Kısacası iyi bir askerin ilk hedefi birliğini ve personelini her açıdan muhtemel bir savaşa hazırlamak olmalıdır.
ASKERLİKTE HİÇBİR ZORLUKLA KARŞILAŞTINIZMI?
Biraz önce bahsettiğim gibi askerlik her açıdan sorumluluk, adalet, birlik yetiştirme ve özellikle fiziki şartlar ile emir-komuta münasebetleri açısından çok zordur ve ben hepsiyle karşılaştım, onları yenmek için çok çalıştım.
NEDEN TAHSİLİNİZİ SUBAY OLARAK İSTEDİNİZ, SİZMİ İSTEDİNİZ, YOKSA AİLENİZMİ İSTEDİ ?
Çocukluğumu Ulucami Mahallesi’ ndeAbbaranın üstündeki cumbalı evde yaşadım. Karşımızda şimdiki Tatlı Dede Oteli, eskinin ise Macarlar’ın evi vardı. Hemen yanımızdaki KAVVAS’ ların evinde iki Süvari subayı oturuyordu. Daha 5-6 yaşında iken her akşam onların eve dönüşlerini dört gözle beklerdim. Üniformaları, at üstünde duruşları, jeepten inişleri, çağdaş aile yapıları beni çok özendirirdi.
O nedenle okula başlamamla birlikte “ne olacaksın” sorusuna hep “subay olacağım” cevabını verirdim. Ailem de beni bu konuda hep destekledi. Liseyi bitirdiğimde üniversiteyi de kazanmıştım. Ama tercihim idealimdeki Harp Okulu oldu. 4000 sivil müracaat arasından 85 kişi okula alındı. O devirde ben ve Süreyya Ensari bu 85 kişi arasına girmeyi başarabilmiştik.
EMEKLİ OLDUKTAN SONRA MAREV VE MARSEV YÖNETİMİNDE GENEL SEKRETERLİK YAPMAYA BAŞLADINIZ. ÇALIŞMAKTAN HİÇ YORULMADINIZ MI ?
TSK’ da 38 sene çalıştım. Çok yoğun bir tempodan; hiç işi olmamak, evde oturmak çok zor. Bu nedenle önce Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Ortadoğu Uzmanı olarak çalıştım. Bu arada Ortadoğu ve Milli Mücadele konusunda çalışmalar, makaleler yazdım, muhtelif yerlerde konferanslar verrdim.
ASAM’ da iken, MAREV Ankara Başkanı Sn. İbrahim Aysoy’un teklifi ile MAREV Yönetim Kurulu Üyesi oldum. 13 yıldır bu görevi aktif olarak sürdürüyorum. Daha sonra kurulan MARSEV’e genel sekreter oldum. Bu görevi de 7 yıldır Sn. Kemal Nehrozoğlu ile birlikte sürdürüyorum. Önemli işler yaptığımız kanaatindeyim. Memleketime hizmet bana huzur veriyor.
ANKARA’ DA OTURMANIZ NEDENDİR? SİZ MARDİNLİSİNİZ NİÇİN MARDİN’ E GELİP YERLEŞMEDİNİZ?
1965’te Ankara’ya geldim. Görevimin büyük bir bölümünü Ankara’da ifa ettim. Ailem de 1972’de Ankara’ya taşındı. Çocuklarım lise ve üniversiteyi Ankara’da okudu. Şartlar bizi Ankara’ya yerleşmeye yönlendirdi. Ancak Mardin ile irtibatımı hiç koparmadım. Kardeşlerimin bir kısmı halen Mardin’de yaşıyor.
Babam Kerkük asıllıdır. Mardin Belediyesi’ne Fen İşleri Müdürü olarak atanmış, orada annem ile evlenmiş, çok kardeşiz, geniş bir aileyiz. Bunu da burada belirtmek istedim.
EMEKLİ GENERALSİNİZ MEMLEKETE SİZİN GİBİ İNSANLARA İHTİYAÇ VAR. SİYASETE HİÇ GİRMEYİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
Siyasete girme konusunda bazı teklifler aldım. Ancak hiç niyet etmedim. Bir askerin yapamayacağı iki meslek var derler; biri siyaset diğeri ticaret.
BULUNDUĞUNUZ VAKIFLAR TÜRKİYE’ NİN EN BÜYÜK VAKIFLARINDANDIR. MARDİN İÇİN NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Mardin son bir iki yıl hariç geçtiğimiz on yıl içinde turizmde büyük bir hamle yaptı. Ancak son iki yılda çeyrek asırdır Mardin’e giremeyen, kepenk kapattıramayan terör memleketimize de girdi. Turizm ivme kaybetti.
Biz MARSEV olarak projelerimizin çoğunu turizme yönelttik. Bu konuda önemli çalışmalara imza attığımızı düşünüyorum. Bildiğiniz gibi Mardin ile ilgili özellikle Milli Mücadele dönemine ilişkin tarihi akademik çalışmalarda bulunma fırsatını yakaladım.
Memleketimi çok seviyorum. Çocukluğumu ve gençlik yıllarımı özlüyorum. Bundan sonra da hangi platformda olursa olsun memleketim için çalışmaya devam etmek arzusundayım.
Bana göre Mardin istikbalini turizme bağlamalı ve gayretlerini bu alanda yoğunlaştırmalıdır.
MARDİNLİ GENÇLERE TAVSİYENİZ NEDİR?
Tavsiyem çok kısa olacak; Sn. Aziz Sancar’ın da Ankara’ daki toplantısında dediği gibi çalışmak, çalışmak çok çalışmak.
Sevgili Adnan seninle akrabayız, teyze çocuklarıyız. Bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ediyor, bütün hemşehrilerime saygılarımı sunuyor, huzurlu bir Mardin diliyorum.
Adana’da düğün magandası dehşeti: Müzisyen o anları anlattı
Adana Büyükşehir Meclisi’nde işçi çıkarma iddiaları gündeme geldi
Yenidoğan çetesi davası yarın devam edecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni evlenecek gençlerimize faizsiz kredi desteğini 81 il için hayata geçiriyoruz
Adana Barosu Üyesi Av. Ömer Yiğit, dili boğazına kaçan arkadaşına ilk yardım yaparak hayatını kurtardı
SON HABERLER
Polisten kaçarken demir korkuluğa düştü: 19 yaşındaki genç hayatını kaybetti
İstanbul Küçükçekmece'de polis ekiplerinden kaçarken birinci kat penceresinden atlayan 19 yaşındaki Mısır uyruklu genç, demir korkulukların üzerine düşerek yaşamını yitirdi.
Adana Büyükşehir Belediyesi, sözleşmeli çalışanların maaşlarını artırdı
Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Ocak ayı ikinci oturumunda, sözleşmeli personelin maaşlarına %11.4 zam yapılması kararlaştırıldı. Başkan Zeydan Karalar, belediyenin mali durumu ve borçlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Teknik Direktör Murat Şahin Hatayspor'da
TFF Trendyol Süper Lig takımlarından Atakaş Hatayspor, Teknik Direktör Murat Şahin ile prensipte 1,5 yıllık anlaşma sağladı.