Prof. Dr. Beyhan Bayhan deprem gerçeğine dikkat çekti
Prof. Dr. Beyhan Bayhan deprem gerçeğine dikkat çekti
Prof. Dr. Beyhan Bayhan, deprem gerçeğine dikkat çekerek binalar hakkında geniş bilgiler verdi. Binaların temellerinin önemine dikkat çeken Bayhan, temel tiplerini tekil temel, bağ kirişli tekil temeller, tek yönlü sürekli temeller, radye temeller olduğunu söyledi. Bayhan, “Bir bina bir konut alınacağı zaman radye temel avantaj olur. Yapılacak bu tercihin doğru bir tercih” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 01.03.2020 17:54
Haber Güncellenme Tarihi: 01.03.2020 17:54
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.ilkhaber-gazetesi.com
Bayram BULUT
ADANA (İLKHABER) – Prof. Dr. Beyhan Bayhan, deprem gerçeğine dikkat çekerek binalar hakkında geniş bilgiler verdi. Binaların temellerinin önemine dikkat çeken Bayhan, temel tiplerini tekil temel, bağ kirişli tekil temeller, tek yönlü sürekli temeller, radye temeller olduğunu söyledi. Bayhan, “Bir bina bir konut alınacağı zaman radye temel avantaj olur. Yapılacak bu tercihin doğru bir tercih” dedi.
İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün 2020 Yılı 28 Şubat Sivil Savunma Günü ve 1-7 Mart Deprem Haftası Eğitim ve Etkinlik Programı kapsamında, “Kentimizde Afet ve Yapı Güvenliği” konulu konferans düzenlendi.
Adana Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Seyhan Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta Prof. Dr. Beyhan Bayhan, binaların temellerinin nasıl olması, binalar, deprem ve deprem olduğunda ve deprem öncesi sonrasında neler yapılması gerektiğini anlattı.
İlk olarak Prof. Dr. Beyhan Bayhan, binalar hakkında bilgiler verdi. Bayhan, depreme dayanıklı binaların nasıl olması gerektiğini anlattı. Binaların temellerinin önemine dikkat çeken Bayhan, temel tiplerini tekil temel, bağ kirişli tekil temeller, tek yönlü sürekli temeller, radye temeller olduğunu söyledi. Bir bina bir konut alınacağı zaman radye temelin avantaj olduğunu kaydeden Bayhan, yapılacak bu tercihin doğru bir tercih olacağını belirtti.
Depremde cezalandırılan uygulamaların neler olduğu konusunda bilgiler aktaran Bayhan, “Deprem hangi binalara ceza kesiyor. Örneğin temel kotu bir tarafına göre daha yukarıda ya da aşağıda olan binalar vardır. Böyle binaları kesinlikle önermiyoruz. Bu binalar bir salıncaktı ki gibi burulma dediğimiz dönme kuvvetlerine maruz kalıyor. Yani temel seviyesini aynı hizaya indirmek gerekiyor. Ve ya bunu yapamıyor isek. Kısa kolan ile uzun kolon arasına perde duvar dediğimiz duvar yapısını oraya yerleştireceğiz. Kot farkı olan binalara eski bir puan verebiliriz.” dedi.
Dallas Belediye binasının kötü bir örnek olduğunu, kütlesinin eşit olmadığını, binanın kütle ağırlık merkezinin yukarı ya yapıldığına dikkat çeken Bayhan, “Biz böyle binaların olmasını kesinlikle istemiyoruz. Binanın kütlesi, yani ağırlığının aşağıda olmadığı gerekiyor. Binanın yukarı doğru incelmesi gerekiyor. L tipi, T tipi, U tipi binalarda da aralara boşluk koymanız gerekiyor. Biz buna derz diyoruz. Çünkü bir deprem geldiği zaman kanatlar çok farklı hareket edebiliyor. Bu hareketten dolayı da, tam birleşim yerlerinde çatlaklar ve hasarlar meydana geliyor. Bunun da çözümü çok basit. Bu iki binayı birbirinden 5 ya da 10 santim ayırıyoruz. Böylece binalar deprem esnasında farklı davranış gösteriyorlar ve birbirinden bağımsız hareket ediyorlar.” diye konuştu.
Yumuşak şekilde yorumladığı katların olduğunu vurgulayan Bayhan, “Binanın yumağımı olur diyebilirsiniz? Eğer giriş katı diğer katlara göre daha yüksek ise, yani üst katlar 3 metre, giriş katı 5-6 metre ise buna yumuşak kat diyoruz. Dükkanların, işyerlerinin olduğu yerlerde bunu görüyoruz. Aslında Adana, Mersin ve güney bölgelerimizde bu çok fazla var. Çünkü eskiden biz buraları garaj olarak kullanıyorduk. Ama aslında bu durum depremde hiç istenmeyen bir durum. Depremin en çok hasar verdiği yerler zemin katlardır. Duvarları kaldırarak sadece kolonlarla ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bir deprem anında binanın zemin katı, yani kolonların bulunduğu kat çöküyor. Bunun için zemin katı yumuşak binalardan uzak durmamız gerekiyor.
DÖŞEMELERDE BÜYÜK BOŞLUKLAR
AVM’ler de ve bazı işyerlerinde yapılan döşemelerde boşluk olan binaların yapılması durumunda binanın her tarafının eşit olmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Bayhan, “Eğer bilginiz yoksa bu tür binalardan da kaçacaksınız. Kat yüksekliği değişken binalar olmamalı. Çünkü deprem anında zayıf bulunan noktadan binayı keser. Binanın kat planında simetri olmalı. Binanın bir tarafını çok güçlü yapmamalısınız. Bunu güçlü yapacaksanız, planda dağıtmanız gerekiyor. Binaların tepelerinde araç otoparkları yapıyorlar. Buda pekiyi bir şey değil. Eğer bunu yapıyorsanız, binanın dinamik etkilerini göz önünde bulundurmanız lazım. Binanın tepesinde bir yere bir ağırlık koyduğunuz zaman, binada dönmeye sebep oluyor ve depremde hasar veriyor.” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde son dönemde artan platform tipi yapılar hakkında da bilgiler veren Bayhan, “Maalesef ülkemizde çok fazla var. Güney bölgemizde de çok fazla kullanılıyor. Platform tipi yapılar da zararlı. Çok iyi hesaplanması gerekli. Platform tipi yapılar iki farklı binadır. Bu binaların hareketlerini birbirinden ayırmanız gerekiyor. Ayırmazsanız tam birleşim yerlerinde gerilmeler oluşur ve burada hasarlar oluşur. Bitişik nizam yapıların artık yapılmaması gerekiyor. Çünkü kat hizaları uymuyor. Binalar deprem sırasında farklı davranıyor. Sizin binanız sağlam olsa bile, yandaki binanın döşemesi sizin binanızın duvarından içeriye girebiliyor.” şeklinde konuştu.
Zemin sıvılaşmasını anlatan Bayhan, “Bina sıvılaşması konusuyla Adapazarı, Gölcük depreminde karşılaştık. Binalar sağlam olsa bile. Sıvılaşma nedeniyle temelden dönme yapıyor. Penceresi bile çatlamamış binalarda biz bu tür hasarlarla karşılaştık. Basit önlemlerle binanızı iyileştirebilirsiniz. Zemini iyileştirebilirsiniz. Toprağı sıkıştırıp, kazık kullanarak veya enjeksiyon yapılarak düzeltilebilir. Eğer böyle bir durum varsa. Bina yapılmadan önce zeminin iyileştirilip, iyileştirilmediğini soralım. Burada değişik kazık tipleri var. Radye temel tekrar karşımıza çıkıyor burada. Bu kazık sistemleri ile de binamızın hasar almasını önleyebiliriz.” dedi.
Prof. Dr. Beyhan Bayhan, depremde enerji nakil hatlarının nasıl olması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“Deprem anında ilk sorgulamamız gereken enerji nakil hatları ne durumda olmalı? Organize sanayi bölgelerinin olduğu yerde trafo merkezleri var, isale hatları var. Amerika’da bir depremden dolayı şehre su getiren boruların hasar görmesi nedeniyle bir ay boyunca şehre su iletilemediği için insanlar zamanında tifodan ölmüşler. Boruları esnek yapmamız gerekiyor. Deprem esnasında hasar almayacak şekilde tasarlamamız geriyor. Trafo merkezlerinin hiç birinin deprem dayanıklılığı yok. Güçlendirilmiş temeller yapılmalı. Hareket kabiliyeti olan kablolar yapılmalı.
Deprem sonrası dikkat edilmesi bir diğer etken ise yangınlar. Heyelanlar var. Heyelan bölgelerine binalar yapmamak lazım. Depremlere dayanıklı olmaz. Prefabrik yapılar depremde en çok hasar alan yapılardan biri. Birleşim yerlerinde 2 tane cıvata var. Kirişler cıvatalardan kayarak yere düşüyor.
Eğer yapamıyorsanız cephe kaplaması yapmayın. Herkes depremden dolayı ölümlerin, yaralanmaların olduğunu düşünüyor ama inanın bu yapısal olmayan elemanlar dediğimiz tuğla duvar, dolap, cephe kaplamasından dolayı kafasına bir darbe alıp ölen çok insan var. Bu cephe kaplamalarının duvara montajını iyi yapamıyorsanız, depremde garantisini veremiyorsanız, bunu yapmayacaksınız. Depremde kesinlikle böyle binalardan uzak durmamız gerekiyor. Barajlarımız çok eski. Bunların elden geçmesi gerekiyor. Stadyum yapılarında da üst taraf çelik çatı kafes sistemi yapılıyor. Bunlarda depremde hasar almaya çok müsait. Buna göre önlem almak gerekiyor. Deprem anında stadyumda isek, koltukların yanında bulunan betonarme yere çökmek gerekiyor.”
DEPREM ÖNCESİNDE NELER YAPMALIYIZ?
Deprem öncesinde yapılması gerekenleri anlatan Prof. Dr. Beyhan Bayhan, “Deprem sonrası hemen kullanılması gereken binalar olan hastaneler, sağlık yapıları, itfaiye binaları, haberleşme tesisleri, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, müzeler, ilkyardım ve afet planlama istasyonları, okullar, eğitim yapıları, yurtlar, askeri yapılar, patlayıcı özelliği olan binaların hepsinin elden geçmesi gerekiyor. Çünkü bu yerler depremden sonra koordinasyonun yapılacağı yerler. Aslında bir yerde deprem olduğu zaman inanın depremin olduğu yerden çok zor geliyor. Neden derseniz. AFAD’da müdürsünüz, görevlisiniz. Herkes önce çocuğuna koşuyor. Ya da kendi akrabalarıyla ilgileniyor. Asıl yardımlar dışarıdan geliyor. Bu gerçekten çok önemli bir şey. Daha çok çevre illerdeki organizasyonların çok düzenli olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ulaşım planlarının önemini işaret eden Prof. Dr. Beyhan Bayhan, “Birara çok konuşuldu toplanma bölgeleri. Aslında toplanma bölgelerine nasıl gideceğiz diye soran olmadı. Japonya’da ki depremde 6 metreye kadar olan yolların hepsi kapanmış. Neden kapanmış. Çünkü binalar yıkılınca molozları yolun üzerine düşmüş. Ben buradan soruyorum acaba bizim depremden sonra toplanma yerlerine gidecek halimiz kalacak mı? Ulaşım planlarını onun için önceden yapmamız gerekiyor. Yani bir deprem olduğunda daracık sokaklara nasıl gireceğiz. Nereden oluşacağız. Bunların hepsinin planlarının yapılması gerekiyor.” dedi.
Deprem anında neler yapılması gerektiğini anımsatan Prof. Dr. Beyhan Bayhan sözlerini şöyle tamamladı;
“Ailenizle evde hangi odaların güvenli olduğunu konuşmamız gerekiyor. Gazı, elektriği, suyu kapatmayı bilmiyoruz. Bunları mutlaka bilmemiz gerekiyor. Acil numaraları bilmemiz gerekiyor. Depremde ilk 72 saat çok önemli. 72 saatte hiçbir yere ulaşamazsınız. Asansörler düşebilir kullanmamalıyız. Balkona çıkılıyor. Çıkılmaması gerekiyor. İçerideysek, cam kenarından uzak duruyoruz. Sağlam olmayan mobilyaları kullanmıyoruz. Araç kullanıyorsak biran önce sağa çekiyoruz, köprünün altına girmiyoruz çünkü köprü kirişleri de üzerimize düşebilir. Göçük altında kalırsak kesinlikle bağırmıyoruz. Bağırmaya başladığımız anda ağzımızı açtığımız için ağzımıza betonların tozu girebiliyor ve onun için ani bir ölüm yaşanabiliyor. Onun için sakinliği koruyup, moral motivasyonumuzu yüksek tutacağız. Bir yardım geldiğini duyduğumuzda bağırmaya başlıyoruz son çare olarak. Kan dolaşımı için eğer imkan varsa el ve ayak parmaklarımızı oynatmaya çalışıyoruz. Mümkünse bir boruya vurmamız gerekiyor.”
Konferansın ardından Prof. Dr. Beyhan Bayhan’a plaket takdim edildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Beyhan Bayhan deprem gerçeğine dikkat çekti
Prof. Dr. Beyhan Bayhan, deprem gerçeğine dikkat çekerek binalar hakkında geniş bilgiler verdi. Binaların temellerinin önemine dikkat çeken Bayhan, temel tiplerini tekil temel, bağ kirişli tekil temeller, tek yönlü sürekli temeller, radye temeller olduğunu söyledi. Bayhan, “Bir bina bir konut alınacağı zaman radye temel avantaj olur. Yapılacak bu tercihin doğru bir tercih” dedi.
Bayram BULUT
ADANA (İLKHABER) – Prof. Dr. Beyhan Bayhan, deprem gerçeğine dikkat çekerek binalar hakkında geniş bilgiler verdi. Binaların temellerinin önemine dikkat çeken Bayhan, temel tiplerini tekil temel, bağ kirişli tekil temeller, tek yönlü sürekli temeller, radye temeller olduğunu söyledi. Bayhan, “Bir bina bir konut alınacağı zaman radye temel avantaj olur. Yapılacak bu tercihin doğru bir tercih” dedi.İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün 2020 Yılı 28 Şubat Sivil Savunma Günü ve 1-7 Mart Deprem Haftası Eğitim ve Etkinlik Programı kapsamında, “Kentimizde Afet ve Yapı Güvenliği” konulu konferans düzenlendi.
Adana Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Seyhan Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta Prof. Dr. Beyhan Bayhan, binaların temellerinin nasıl olması, binalar, deprem ve deprem olduğunda ve deprem öncesi sonrasında neler yapılması gerektiğini anlattı. İlk olarak Prof. Dr. Beyhan Bayhan, binalar hakkında bilgiler verdi. Bayhan, depreme dayanıklı binaların nasıl olması gerektiğini anlattı. Binaların temellerinin önemine dikkat çeken Bayhan, temel tiplerini tekil temel, bağ kirişli tekil temeller, tek yönlü sürekli temeller, radye temeller olduğunu söyledi. Bir bina bir konut alınacağı zaman radye temelin avantaj olduğunu kaydeden Bayhan, yapılacak bu tercihin doğru bir tercih olacağını belirtti.Depremde cezalandırılan uygulamaların neler olduğu konusunda bilgiler aktaran Bayhan, “Deprem hangi binalara ceza kesiyor. Örneğin temel kotu bir tarafına göre daha yukarıda ya da aşağıda olan binalar vardır. Böyle binaları kesinlikle önermiyoruz. Bu binalar bir salıncaktı ki gibi burulma dediğimiz dönme kuvvetlerine maruz kalıyor. Yani temel seviyesini aynı hizaya indirmek gerekiyor. Ve ya bunu yapamıyor isek. Kısa kolan ile uzun kolon arasına perde duvar dediğimiz duvar yapısını oraya yerleştireceğiz. Kot farkı olan binalara eski bir puan verebiliriz.” dedi.
Dallas Belediye binasının kötü bir örnek olduğunu, kütlesinin eşit olmadığını, binanın kütle ağırlık merkezinin yukarı ya yapıldığına dikkat çeken Bayhan, “Biz böyle binaların olmasını kesinlikle istemiyoruz. Binanın kütlesi, yani ağırlığının aşağıda olmadığı gerekiyor. Binanın yukarı doğru incelmesi gerekiyor. L tipi, T tipi, U tipi binalarda da aralara boşluk koymanız gerekiyor. Biz buna derz diyoruz. Çünkü bir deprem geldiği zaman kanatlar çok farklı hareket edebiliyor. Bu hareketten dolayı da, tam birleşim yerlerinde çatlaklar ve hasarlar meydana geliyor. Bunun da çözümü çok basit. Bu iki binayı birbirinden 5 ya da 10 santim ayırıyoruz. Böylece binalar deprem esnasında farklı davranış gösteriyorlar ve birbirinden bağımsız hareket ediyorlar.” diye konuştu.
Yumuşak şekilde yorumladığı katların olduğunu vurgulayan Bayhan, “Binanın yumağımı olur diyebilirsiniz? Eğer giriş katı diğer katlara göre daha yüksek ise, yani üst katlar 3 metre, giriş katı 5-6 metre ise buna yumuşak kat diyoruz. Dükkanların, işyerlerinin olduğu yerlerde bunu görüyoruz. Aslında Adana, Mersin ve güney bölgelerimizde bu çok fazla var. Çünkü eskiden biz buraları garaj olarak kullanıyorduk. Ama aslında bu durum depremde hiç istenmeyen bir durum. Depremin en çok hasar verdiği yerler zemin katlardır. Duvarları kaldırarak sadece kolonlarla ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bir deprem anında binanın zemin katı, yani kolonların bulunduğu kat çöküyor. Bunun için zemin katı yumuşak binalardan uzak durmamız gerekiyor.
DÖŞEMELERDE BÜYÜK BOŞLUKLAR
AVM’ler de ve bazı işyerlerinde yapılan döşemelerde boşluk olan binaların yapılması durumunda binanın her tarafının eşit olmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Bayhan, “Eğer bilginiz yoksa bu tür binalardan da kaçacaksınız. Kat yüksekliği değişken binalar olmamalı. Çünkü deprem anında zayıf bulunan noktadan binayı keser. Binanın kat planında simetri olmalı. Binanın bir tarafını çok güçlü yapmamalısınız. Bunu güçlü yapacaksanız, planda dağıtmanız gerekiyor. Binaların tepelerinde araç otoparkları yapıyorlar. Buda pekiyi bir şey değil. Eğer bunu yapıyorsanız, binanın dinamik etkilerini göz önünde bulundurmanız lazım. Binanın tepesinde bir yere bir ağırlık koyduğunuz zaman, binada dönmeye sebep oluyor ve depremde hasar veriyor.” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde son dönemde artan platform tipi yapılar hakkında da bilgiler veren Bayhan, “Maalesef ülkemizde çok fazla var. Güney bölgemizde de çok fazla kullanılıyor. Platform tipi yapılar da zararlı. Çok iyi hesaplanması gerekli. Platform tipi yapılar iki farklı binadır. Bu binaların hareketlerini birbirinden ayırmanız gerekiyor. Ayırmazsanız tam birleşim yerlerinde gerilmeler oluşur ve burada hasarlar oluşur. Bitişik nizam yapıların artık yapılmaması gerekiyor. Çünkü kat hizaları uymuyor. Binalar deprem sırasında farklı davranıyor. Sizin binanız sağlam olsa bile, yandaki binanın döşemesi sizin binanızın duvarından içeriye girebiliyor.” şeklinde konuştu.
Zemin sıvılaşmasını anlatan Bayhan, “Bina sıvılaşması konusuyla Adapazarı, Gölcük depreminde karşılaştık. Binalar sağlam olsa bile. Sıvılaşma nedeniyle temelden dönme yapıyor. Penceresi bile çatlamamış binalarda biz bu tür hasarlarla karşılaştık. Basit önlemlerle binanızı iyileştirebilirsiniz. Zemini iyileştirebilirsiniz. Toprağı sıkıştırıp, kazık kullanarak veya enjeksiyon yapılarak düzeltilebilir. Eğer böyle bir durum varsa. Bina yapılmadan önce zeminin iyileştirilip, iyileştirilmediğini soralım. Burada değişik kazık tipleri var. Radye temel tekrar karşımıza çıkıyor burada. Bu kazık sistemleri ile de binamızın hasar almasını önleyebiliriz.” dedi.
Prof. Dr. Beyhan Bayhan, depremde enerji nakil hatlarının nasıl olması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“Deprem anında ilk sorgulamamız gereken enerji nakil hatları ne durumda olmalı? Organize sanayi bölgelerinin olduğu yerde trafo merkezleri var, isale hatları var. Amerika’da bir depremden dolayı şehre su getiren boruların hasar görmesi nedeniyle bir ay boyunca şehre su iletilemediği için insanlar zamanında tifodan ölmüşler. Boruları esnek yapmamız gerekiyor. Deprem esnasında hasar almayacak şekilde tasarlamamız geriyor. Trafo merkezlerinin hiç birinin deprem dayanıklılığı yok. Güçlendirilmiş temeller yapılmalı. Hareket kabiliyeti olan kablolar yapılmalı.
Deprem sonrası dikkat edilmesi bir diğer etken ise yangınlar. Heyelanlar var. Heyelan bölgelerine binalar yapmamak lazım. Depremlere dayanıklı olmaz. Prefabrik yapılar depremde en çok hasar alan yapılardan biri. Birleşim yerlerinde 2 tane cıvata var. Kirişler cıvatalardan kayarak yere düşüyor.
Eğer yapamıyorsanız cephe kaplaması yapmayın. Herkes depremden dolayı ölümlerin, yaralanmaların olduğunu düşünüyor ama inanın bu yapısal olmayan elemanlar dediğimiz tuğla duvar, dolap, cephe kaplamasından dolayı kafasına bir darbe alıp ölen çok insan var. Bu cephe kaplamalarının duvara montajını iyi yapamıyorsanız, depremde garantisini veremiyorsanız, bunu yapmayacaksınız. Depremde kesinlikle böyle binalardan uzak durmamız gerekiyor. Barajlarımız çok eski. Bunların elden geçmesi gerekiyor. Stadyum yapılarında da üst taraf çelik çatı kafes sistemi yapılıyor. Bunlarda depremde hasar almaya çok müsait. Buna göre önlem almak gerekiyor. Deprem anında stadyumda isek, koltukların yanında bulunan betonarme yere çökmek gerekiyor.”
DEPREM ÖNCESİNDE NELER YAPMALIYIZ?
Deprem öncesinde yapılması gerekenleri anlatan Prof. Dr. Beyhan Bayhan, “Deprem sonrası hemen kullanılması gereken binalar olan hastaneler, sağlık yapıları, itfaiye binaları, haberleşme tesisleri, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, müzeler, ilkyardım ve afet planlama istasyonları, okullar, eğitim yapıları, yurtlar, askeri yapılar, patlayıcı özelliği olan binaların hepsinin elden geçmesi gerekiyor. Çünkü bu yerler depremden sonra koordinasyonun yapılacağı yerler. Aslında bir yerde deprem olduğu zaman inanın depremin olduğu yerden çok zor geliyor. Neden derseniz. AFAD’da müdürsünüz, görevlisiniz. Herkes önce çocuğuna koşuyor. Ya da kendi akrabalarıyla ilgileniyor. Asıl yardımlar dışarıdan geliyor. Bu gerçekten çok önemli bir şey. Daha çok çevre illerdeki organizasyonların çok düzenli olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ulaşım planlarının önemini işaret eden Prof. Dr. Beyhan Bayhan, “Birara çok konuşuldu toplanma bölgeleri. Aslında toplanma bölgelerine nasıl gideceğiz diye soran olmadı. Japonya’da ki depremde 6 metreye kadar olan yolların hepsi kapanmış. Neden kapanmış. Çünkü binalar yıkılınca molozları yolun üzerine düşmüş. Ben buradan soruyorum acaba bizim depremden sonra toplanma yerlerine gidecek halimiz kalacak mı? Ulaşım planlarını onun için önceden yapmamız gerekiyor. Yani bir deprem olduğunda daracık sokaklara nasıl gireceğiz. Nereden oluşacağız. Bunların hepsinin planlarının yapılması gerekiyor.” dedi.
Deprem anında neler yapılması gerektiğini anımsatan Prof. Dr. Beyhan Bayhan sözlerini şöyle tamamladı;
“Ailenizle evde hangi odaların güvenli olduğunu konuşmamız gerekiyor. Gazı, elektriği, suyu kapatmayı bilmiyoruz. Bunları mutlaka bilmemiz gerekiyor. Acil numaraları bilmemiz gerekiyor. Depremde ilk 72 saat çok önemli. 72 saatte hiçbir yere ulaşamazsınız. Asansörler düşebilir kullanmamalıyız. Balkona çıkılıyor. Çıkılmaması gerekiyor. İçerideysek, cam kenarından uzak duruyoruz. Sağlam olmayan mobilyaları kullanmıyoruz. Araç kullanıyorsak biran önce sağa çekiyoruz, köprünün altına girmiyoruz çünkü köprü kirişleri de üzerimize düşebilir. Göçük altında kalırsak kesinlikle bağırmıyoruz. Bağırmaya başladığımız anda ağzımızı açtığımız için ağzımıza betonların tozu girebiliyor ve onun için ani bir ölüm yaşanabiliyor. Onun için sakinliği koruyup, moral motivasyonumuzu yüksek tutacağız. Bir yardım geldiğini duyduğumuzda bağırmaya başlıyoruz son çare olarak. Kan dolaşımı için eğer imkan varsa el ve ayak parmaklarımızı oynatmaya çalışıyoruz. Mümkünse bir boruya vurmamız gerekiyor.”
Konferansın ardından Prof. Dr. Beyhan Bayhan’a plaket takdim edildi.